Ünlü şairlerin eserlerinin Fransız müziğine yansımaları (II)

-
Aa
+
a
a
a

Yeni yayın döneminin ilk programında, usta şairlerin eserlerinin Fransız müziğine yansımalarını mercek altına aldık. Program boyunca Louis Aragon, Alfred de Musset, Boris Vian ve Nâzım Hikmet gibi isimlerin şiirlerinin müziğe uyarlanmış hallerini Léo Ferré, Barbara ve Monique Morelli gibi sanatçıların sesinden dinledik.

Elsa Triolet & Louis Aragon

Programa, bestesi Léo Ferré imzalı bir Louis Aragon şiiri “Est-ce ainsi que les hommes vivent?in Ferré yorumuyla başladık. 1956 tarihli Le roman inachevé adlı derlemede yer alan bu şiirde Aragon, ordudan terhis edilmeyi beklerken sıkça randevu evlerinde vakit geçirdiği 1918-19 yıllarından bahsediyordu. Léo Ferré’nin 1961’de kaydettiği şarkı, Yves Montand’ın 1968 tarihli albümünde de yer alıyordu.

Bir başka Aragon uyarlaması olan “Aimer à perdre raison” içinse Jean Ferrat, şairin Le fou D’Elsa [Elsa’nın Mecnun’u] adlı şiir derlemesinin “Chants du Medjnoûn” ismini taşıyan bölümündeki “La croix pour l’ombre” şiirinden ilham almıştı. Aragon’un 1963 tarihli 425 sayfalık bu “şiir-roman”ı, aslında kökleri 7. Yüzyıla uzanan ünlü aşk efsanesi Leyla ile Mecnun'un 20. yüzyıl uyarlaması sayılıyor. Aragon, İranlı şair Molla Camî’den esinlendiği bu yapıtında, hikâyenin başkahramanı Mecnun’la özdeşleşir. Olaylar 1489-1492 yılları arasında İspanya’nın Granada kentinde geçer. Mecnun, kentin sokaklarında dolaşarak sevdiği kadına aşk şiirleri okuyan bir âşıktır. Ancak aşkı uğruna deli olduğu bu kadının adı Leyla değil, yeryüzünde beş yüzyıl sonra var olacak olan, geleceğin Elsa’sı, yani Aragon’un eşi Elsa Triolet’dir. 

1810-1857 yılları arasında yaşayan şair Alfred de Musset’nin en fazla tanınan, hakkında en fazla yorum yapılmış eserlerinden biri Geceler’dir. Prof. Dr. Arzu Etensel İldem’in de 1990’da Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakülteleridergisinde yayımlanan yazısında(*) belirttiği gibi tarihçi ve eleştirmenler, bu dizinin ilham kaynağı olarak Fransız yazar George Sand’ı görürler. Oysa Musset’nin yaşamını daha yakından inceleyen bir takım eleştirmenler, bu eserde başka kadınlardan da söz edildiğini ortaya koyar. Musset, Sand’dan ayrıldıktan sonra çektiği acıları “Geceler” şiirinde dile getirmiştir, şiir “Mayıs Gecesi”, “Aralık Gecesi”, “Ağustos Gecesi” ve “Ekim Gecesi” adlarında dört ayrı şiirden oluşmaktadır. “Mayıs Gecesi”nde derin bir acının ifadesi, “Aralık Gecesi”nde yalnızlığın hüznü, “Ağustos Gecesi”nde hayatı doyasıya yaşama arzusu, “Ekim Gecesi”nde ise son bir başkaldırının ardından gelen huzur ve sevgiliyi bağışlama temaları işlenir. Arzu Etensel İldem’in de vurguladığı gibi, özellikle “Ekim Gecesi”nde dile getirilen duygularda yalnızca Sand’ın etkisinin olmadığı görülür. Eleştirmen Emile Henriot, bu şiirde sözü geçen kadının Sand değil, Musset’nin ilk aşkı Madame Beaulieu ya da Madame de la Carpe olduğunu iddia eder. Eleştirmen Lalande ise şiirde geçen hain kadını Sand değil Musset’yi Jules Janin’le aldatan Madame de la Carpe olarak görmektedir. 

Léo Ferré, 1964’te Paul Verlaine ve Arthur Rimbaud’nun eserlerini müziğe uyarladığı bir albüm yayınlamıştı. O dönem için bir ilk sayılacak iki diskten oluşan bu çalışmada toplam yirmi dört parça yer alıyordu. Albümde bulunan Verlaine şiirlerinden biri “Ô triste, triste était mon âme”dı [Ruhum o kadar üzgündü ki]. Şiir, Verlaine’in hapishanedeyken yazdığı 1874 tarihli Romances sans paroles adlı eserinde yer alıyordu. Rimbaud’yla ilişkisinin ardından eşi Mathilde tarafından terk edilmesi sonrasında düştüğü varoluşsal boşluk ve Baudelaire’in eserlerini hatırlatan bir melankoli duygusunun ortaya çıkışı göze çarpıyordu şairin mısralarında. Arthur Rimbaud’nun yine Léo Ferré tarafından müziğe uyarlanan ve Bernard Lavilliers tarafından da yorumlanan “Les assis”[Oturanlar] adlı eserindeyse şair bürokrasiyi hedef alıyor ve ilerleyen yaşlarıyla birlikte sürekli oturdukları sandalyeleriyle tek bir vücut haline gelmiş, yaratıcılıktan ve hayal gücünden yoksun bir memur grubuna duyduğu öfkeyi dile getiriyordu.

Boris Vian’ın 1952’de kaleme aldığı Je voudrais pas crever adlı derleme ilk olarak 1962’de, ölümünden üç yıl sonra yayımlamıştı. Şairin 1951-53 yılları arasında yaşadığı karanlık döneme ait bir şiirin adıydı bu aynı zamanda. 1951’de eşi Michelle’den ayrılan, çeviri yaparak kıt kanaat geçinen, vergi memurlarının saldırısı altında yaşayan Vian, bu dönemde neredeyse tamamı ölüme atıfta bulunan yirmi üç şiir kaleme almıştı. İşte “Je voudrais pas crever” [Gebermek istemem] de bunlardan biriydi. Şiir ilk olarak 1970’te Jacques Datin’in bestesiyle Serge Reggiani tarafından seslendirilmişti. 2001’de Eiffel, 2005’te ise rock-folk müzik grubu Têtes Raides kaydetti parçayı. 

Victor Hugo'nun 1828 tarihli “La légende de la nonne” eseri, müziğe 1956’da Georges Brassens tarafından uyarlanmıştı. Şiir, Padilla del Flor adlı genç ve güzel bir kızın rahibe olmasının hemen ardından çirkinliğiyle tanınan bir hayduta âşık olmasını konu alan İspanyol efsanesini anlatıyor. Victor Hugo’ya ait bir başka şiirden uyarlanan “Si vous n’avez rien à me dire”[Bana Söyleyecek Bir Şeyiniz Yoksa] adlı parça ise ilk olarak 1870’te Camille Saint-Saëns tarafından müziğe uyarlanmış. 2007’de bu kez besteci, yorumcu ve söz yazarı Bertrand Pierre besteleyerek kaydetmiş parçayı. Bundan beş yıl sonra da (2012) Françoise Hardy bu versiyonu alıp sözleri biraz daha dişileştirerek L’amour fou albümüne dâhil etmiş. 

Şu ana dek genelde 19. ve 20. yüzyıl şairlerine ait eserlerden bahsettik. Şimdi biraz daha geriye, 15. yüzyıla gidecek ve Orta Çağ’ın en fazla tanınan Fransız lirik şairi François Villon’a ait bir şiirden yapılan uyarlamadan söz edeceğiz. Baladlarının yanı sıra, aşk, başarısızlık ve ölüm temalarını konu alan şiirleriyle tanınıyor Villon. Bu şiirlerden müziğe uyarlanan şarkıları Georges Brassens, Catherine Sauvage ve Félix Leclerc gibi isimler seslendirmişti. Villon'un tanınmış eserlerinden olan “La ballade des pendus” [Asılmışların baladı] 1968’de Serge Reggiani tarafından kaydedilmişti. Villon’un şiiri, 1462 yılında hücresinde, idam edilmeyi beklerken yazdığı tahmin ediliyor. Şiirde kendisi gibi idam mahkûmlarının ağzından: “Eğer siz bize acırsanız, Tanrı da size acıyacaktır” diyor Villon. Bu da Hristiyan hayırseverliğine yapılan bir çağrı olarak kabul ediliyor. 

Orta Çağ’dan yine 19. yüzyıla geri dönelim ve biraz da 1845-1875 yılları arasındaki kısa yaşamını zorluklar içinde geçiren, değeri ancak öldükten sonra anlaşılan lanetli bir şairden, Tristan Corbière’den bahsedelim. Yaşadığı dönemin tüm akımlarını reddeden bir şairdi Corbière, sembolizmi benimsiyor, tanımlanamaz, kategorize edilemez, herhangi bir sınıfa mensup olmayan bir şair olarak anılmak istiyordu. Noktalama işaretlerini sıkça kullandığı eserlerinde parıltıdan yoksun, oldukça ham bir yazım tekniği dikkat çekiyordu. 29 yaşında tüberküloz nedeniyle hayata veda eden Corbière’in basılan tek eseri, tüm şiirlerinin yer aldığı Les amours jaunes adlı derleme. Bu eserde yer alan “Le rénégat” [Dönek] adlı şiirin Lino Léonardi tarafından müziğe uyarlanmış hâlini, repertuarının büyük kısmı şiir uyarlamalarından oluşan Monique Morelli seslendirmişti.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Corbière dışında Aragon, Ronsard, Verlaine ve Mac Orlan gibi pek çok ünlü şairin eserlerinden müziğe uyarlanan şarkıları seslendirmişti Morelli kariyeri boyunca, bu şairlerden biri de Nâzım Hikmet’ti. Sanatçının yorumladığı Nâzım Hikmet şiirlerinden biri Fransızcaya “Les chants des hommes” adıyla uyarlanan “İnsanların Türküleri” idi. “İnsanların türküleri kendilerinden güzel, kendilerinden umutlu, kendilerinden kederli, daha uzun ömürlü kendilerinden” dizeleriyle başlayıp, “Bu dünyada yiyip içtiklerimin, gezip tozduklarımın, görüp işittiklerimin, dokunduklarımın, anladıklarımın hiçbiri, hiçbiri bahtiyar etmedi beni türküler kadar” diye biten şiiri André Grassi uyarlamıştı müziğe. Grassi'nin besteleyip Morelli'nin yorumladığı bir diğer Nâzım Hikmet şiiri de Fransızcaya “Chanson de la petite fille” adıyla uyarlanan “Kız Çocuğu”. Hiroşima’ya atılan atom bombası nedeniyle hayatını kaybeden Sadako Sasaki adlı kız çocuğunun on yıl sonra barışa çağrısını anlatan şiir, savaş karşıtı bir mesaj olarak büyük yankı uyandırmıştı. Şiirin  Türkçe versiyonunu Zülfü Livaneli de müziğe uyarlamıştı, onun yanı sıra The Byrds, Pete Seeger ve This Mortal Coil gibi grup ve müzisyenler de şarkıyı yorumladılar. 

Léo Ferré’nin 1961’de Louis Aragon’un şiirinden müziğe uyarladığı “Est-ce ainsi que les hommes vivent”, 2015'te David Chiron imzalı farklı bir beste ve düzenlemeyle çıkmıştı müzikseverlerin karşısına. Şarkı, Thomas Dutronc’un 2015 tarihli Eternels jusqu’a demainalbümde dinleyiciyle buluşmuştu ancak bu kez şiirin değil, şairinin adını taşıyordu. Thomas Dutronc, 4 Kasım'da piyasaya çıkan Dutronc & Dutronc adlı düetler albümünde babası Jacques Dutronc’la birlikte yorumladı parçayı.

(*) “Alfred De Musset'nin Geceler Şiirinde George Sand'ın Etkisi”, Arzu Etensel İldem, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakülteleri Dergisi, Cilt: V, Sayı:1, 1990, https://acikerisim.uludag.edu.tr/bitstream/11452/16842/1/5_1_5.pdf

 

 

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Léo Ferré Est-ce ainsi que les hommes vivent? Léo Ferré chante Aragon 3:33
Jean Ferrat Aimer à perdre la raison La Commune 2:35
Serge Gainsbourg Nuit d'Octobre N°2 3:06
Léo Ferré Ô triste, triste était mon âme Les Poètes : Vol 3 : Verlaine 2:47
Bernard Lavilliers Les assis Chante Ferré 3:28
Têtes Raides Je voudrais pas crever Fragile 3:46
Barbara La Légende de la Nonne Barbara Chante Brassens et Brel 2:39
Françoise Hardy Si Vous N'avez Rien à Me Dire... L'amour fou 3:46
Serge Reggiani La ballade des pendus En chansons Volume 2 3:39
Monique Morelli Le rénégat Poètes & chansons : Tristan Corbière 3:49
Monique Morelli Les chants des hommes Chansons poétiques et réalistes 1:47
Monique Morelli Chanson de la petite fille Chansons poétiques et réalistes 2:27
Thomas Dutronc & Jacques Dutronc Aragon Dutronc & Dutronc 4:27