Müzikaller (II)

Programa, prömiyerini 2012’nin Ocak ayında yapan Adam et Eve: La seconde Chance adlı müzikalde yer alan "Ma bataille"adlı parçayla başladık. Şarkıyı, Thierry Amiel ve Nuno Resende ikilisi seslendirdi. Müzikleri Pascal Obispo imzasını taşıyan eser, dünya üzerindeki ilk aşk hikâyesinden ilham alınarak yazılmıştı. Müzikalde Âdem ve Havva’nın öyküsünü, modernize ediyordu Pascal Obispo ve onlara ikinci bir şans vermeyi deniyordu. Thierry Amiel ve Cylia tarafından canlandırılan İki âşık da oyun boyunca yeni ve daha güzel bir dünyanın doğması için mücadele ediyordu. Müzikalde bu iki ismin yanı sıra; Solal, Liza Pastor ve Nuno Resende gibi sanatçılar da boy göstermişti. Yaklaşık iki ay boyunca, Paris’teki Palais des Sports’da sahnelenen bu gösterideki şarkılardan oluşan albüm de, müzik marketlerdeki yerini 2012’nin Haziran ayında almıştı. 

Biraz da müzikallerin Fransa’daki geçmişine göz atarsak: ellili yıllarda müzikal denince daha çok Luis Mairano’nun sahne aldığı operetler geliyordu Fransızların aklına. Günümüzde alışılagelen müzikal tarzını andıran ilk yapım ise, Amerikalı dansçı Georges Reich tarafından sahneye konulan 1957 tarihli L’apprenti fakir idi. Besteleri Jeff Davis, sözleri ise Charles Aznavour imzalı parçalardan oluşan bu eserin oyuncu kadrosunda, ilerde Fransız popüler müziğinde saygın bir konuma yükselecek olan Nicole Croisille’in ismi göze çarpıyordu. Bundan yaklaşık on yıl kadar sonra, 1966’da ise bu kez o dönemin müzik piyasasına eleştirel bir dille yaklaşan Marc’O imzalı Les idoles adlı müzikalde, Bulle Ogier ve Jean-Pierre Calfon gibi oyuncular izleyici karşısına çıkmıştı. Fransa’nın gerçek anlamda bir müzikalle tanışmasını ise 1968’de Jacques Brel, Cervantes’in ünlü eseri Don Kişot’tan uyarlanan L’homme de la Mancha’nın Fransızca versiyonu ile sağladı. İlk olarak Brüksel’de sahnelen oyunda Brel’e, Sancho Panza rolünde Dario Moreno, Dulcinea rolünde ise, Amerikalı oyuncu Joan Diener eşlik ediyordu. Dario Moreno’nun ani ölümü üzerine, oyunun Fransa prömiyerinde Sancho’yu Robert Manuel canlandıracaktı. 

L’homme de la Mancha, Fransa’da yaklaşık yüz elli kez sahnelenmesinin ardından 17 Mayıs 1969’da son kez izleyici karşısına çıkmıştı, yine aynı yıl bir başka ünlü Amerikan müzikalinin Fransızca versiyonu sahnelenmeye başladı Paris’te, bu da önce Broadway’de daha sonra da tüm dünyada büyük yankı uyandıran Hair’di. Fransızcaya Jacques Lanzmann tarafından uyarlanan gösteride sahne alan isimler arasında Julien Clerc ve Gérard Lenorman gibi dönemin gözde pop müzik yıldızları bulunuyordu. Hair müzikalinin gördüğü ilgi, Fransa’da bu tarz şovların gelişmesinde önemli bir rol oynadı ve yetmişli yıllar boyunca Oh! Calcutta, Godspell ya da Jesus–Christ Superstar gibi pek çok Amerikan müzikali, Fransızcaya uyarlandı. Öte yandan yine aynı dönemde, besteci ve yapımcı Claude-Michel Schönberg’in, söz yazarı Alain Boubil’le birlikte yazdığı La Révolution Française (Fransız Devrimi) adlı müzikal, 1973 yılına damga vuracaktı. Fransa’nın ilk rock opera’sı sayılan gösteride; Antoine, Napoléon Bonaparte’a, Alain Bashung, Robespierre’e, Claude-Michel Schönberg ise XVI.Louis’ye hayat veriyordu. 

Yetmişli yılların geri kalanı, Eric Charden imzalı Mayflower, François Wertheimer tarafından sahneye koyulan Gomina ve Jérôme Savary’nin imzasını taşıyan De Moïse à Mao gibi müzikallerle geçti. 1979 yılında, Michel Berger ve Luc Plamondon imzalı rock operası Starmania ise, hem Quebec’te hem Fransa’da büyük yankı uyandıracak, müzikalde yer alan "Ziggy", "Quand on arrive en ville" ve "Les uns contre les autres" gibi şarkılar zamanla birer klasiğe dönüşecekti. Seksenli yıllar ise, Claude-Michel Schönberg, Alain Boubil ve Jean-Marc Natel üçlüsünün yazdığı şarkılardan oluşan Les Misérables (Sefiller) müzikaliyle başladı. Yapımcılığını aktör Robert Hossein’in, üstlendiği gösteride, Victor Hugo’nun ünlü eserindeki karakterlerden Fantine, Rose Laurens; Jean Valjean, Maurice Barrier; Javert, Jacques Mercier; Thénardier ise Yvan Dautin tarafından canlandırılıyordu. Müzikal 1985’te İngilizceye uyarlanarak bundan iki yıl sonra Broadway’de sahneye konuldu, 1991-2009 yılları arasında ise farklı oyuncu kadrolarıyla İngiltere’den Belçika’ya birçok ülkeyi dolaştı. 

Seksenli yılların dikkat çeken diğer müzikallerine baktığımızda Michel Berger & Luc Plamondon ikilisinin La legende de Jimmy’si, Philippe Chatel’in Emilie Jolie’si ve Serge Lama’nın Napoléon’u göze çarpıyor. Gerek Fransa’da, gerekse tüm dünyada doksanlı yıllara damga vuran müzikal ise şarkılarını Luc Plamondon ve Richard Cocciante’nin yazdığı Notre Dame de Paris’ydi şüphesiz. Garou, Julie Zenatti ve Patrick Fiori gibi genç isimleri müzik dünyasına kazandıran bu Victor Hugo uyarlaması, Fransa’da müzikallere olan ilgiyi de iyiden iyiye arttırdı ve 2000’li yıllar boyunca Roméo et Juliette, Le Roi Soleil ve Les Dix Commandements gibi birçok etkileyici müzikal izleyici karşına çıktı. Prömiyerini 4 Ekim 2000 tarihinde yapan Les Dix Commandements (On Emir), Hz. Musa’nın Mısır firavunu Ramses’e karşı verdiği mücadeleyi ve peygamberlik mertebesine ulaşmasını konu alıyordu. Müzikleri Pascal Obispo, sözleri ise Lionel Florence & Patrice Guirao ikilisinin imzasını taşıyan şarkılardan oluşan müzikalde; Hz. Musa’yı Daniel Levi, Ramses’i Ahmed Mouici, Meryem'i ise Yael Naim canlandırıyordu. 

Tunus asıllı yapımcı Dove Attia’nın Kral Arthur efsanesinden ilham alarak yazdığı La légende du Roi Arthur, prömiyerini 17 Eylül 2015’te Paris’te yaptıktan sonra 2016’nın Temmuz ayına kadar Fransa, Belçika ve İsviçre’de sahnelenmiş ve toplamda üç yüz bin civarında izleyiciye ulaşmıştı. Müzikalde Kral Arthur’a Florent Mothe, Peri Morgan’a Zaho, Kraliçe Guinevere’e ise Camille Lou hayat veriyordu. Müzikaldeki şarkıları içeren albüm ise 2015’in Eylül ayında yayınlanmış ve Fransa ve Belçika listelerinde üst sıralara tırmanmayı başarmıştı. 

Jean-Felix Lalanne & Jean-Louis Grinda ikilisi tarafından sahneye konulan Al Capone ilk kez 23 Ocak 2023 günü çıktı izleyici karşısına. 30’lu yıllar Chicago’sunda geçen eser, ünlü gangster Al Capone’un kanun adamı Eliot Ness’le olan mücadelesini konu alıyor. Müzikalde son dönemin gözde tenorlarından Roberto Alagna, Al Capone’u, Notre Dame de Paris müzikalinden de hatırlayacağımız Bruno Pelletier, Eliot Ness’i, Endonezya asıllı Fransız pop müzik yıldızı Anggun da, Al Capone’un sevgilisi Lili’yi canlandırıyor. 12 Mayıs tarihine kadar, Paris’teki Folies Bergère’de izleyici karşısına çıkacak olan müzikal, daha şimdiden elli binden fazla izleyiciye ulaşmış durumda. 

La legende du Roi Arthur, Le Roi Soleil ve Mozart l’Opéra Rock gibi izleyici rekoru kıran müzikallerin yapımcısı Dove Attia,  bu yılın sonuna doğru, bu kez on yedinci yüzyılda yaşayan Fransız oyun yazarı Molière’i konu alan Molière, l'Opéra urbain adlı eserle buluşturacak Fransız sanatseverleri. 1642 yılında, o dönemde asıl adı olan Jean-Baptiste Poquelin’i kullanan Molière henüz yirmi yaşındayken başlayan hikâyede, ünlü oyun yazarına, rap/hip-hop tarzındaki şarkılarıyla tanınan Lonepsi hayat verecek. Oyunda Conti Prensini, 2020’de The Voice yarışmasını kazanan Abi Bernadoth, Molière’le birlikte "Illustre Théatre" adlı tiyatro topluluğunu kuran Madeleine Béjart’ı ise, Morgan canlandıracak.