Amy Goodman'ın, Noelani Ahia'yla Hawaii’nin Maui Adası’ndaki yangınlar üzerine konuşuyor.
Amy Goodman'ın, Kanaka Maoli aktivisti Noelani Ahia'yla Hawaii’nin Maui Adası’ndaki yangınlar üzerine yaptığı ve Democracy Now!'da yayımlanan söyleşiyi paylaşıyoruz.
Maui'nin batısında yer alan ve Yerli halk için tarihi öneme sahip olan Lahaina'da, bu hafta meydana gelen ve tarihe geçen yangınlarda, alevler arasında kaybolan devasa bir arşive sahip Na 'Aikane o Maui Kültür Merkezi de dahil olmak üzere tüm mahalleler yok oldu. Kanaka Maoli aktivisti Noelani Ahia bize katılarak, Yerli kültür belgelerinin, sanat eserlerinin ve kültür ürünlerinin yok edilmesine karşı toplumun tepkisini anlatıyor. Ahia, "Göz açıp kapayıncaya kadar yanıp kül oldu ve tüm bu şeyler kayboldu" diyor. Ahia ayrıca şu anda devam eden karşılıklı yardım çabalarını anlatıyor ve "Sahadaki insanlar topluluğun neye ihtiyacı olduğunu biliyor" diyor.
AMY GOODMAN: Burası Democracy Now!, democracynow.org, Savaş ve Barış Raporu. Ben Amy Goodman, Maui'nin batısında yer alan ve yerli halk için tarihi bir öneme sahip olan Lahaina'daki orman yangınının etkileri hakkında bilgi alırken, alevler nedeniyle büyük bir arşivi kaybolan Na 'Aikane o Maui Kültür Merkezi de dahil olmak üzere tüm mahalleler orman yangını nedeniyle yok oldu. Merkezin başkanı, "Burası yerle bir oldu" dedi.
Maui'de, Lahaina Kasabası'nda uzun süredir organizatörlük yapan bir Kānaka Maoli aktivisti olan Noelani Ahia şimdi bize katılıyor. Kendisi aynı zamanda Mauna Medic Healers Hui örgütünün kurucularından ve topluluk yıkıma müdahale ederken karşılıklı yardım çabalarında yer alıyor.
Democracy Now'a hoş geldiniz Noelani. Bizimle birlikte olmanız bir onur. Bulunduğunuz noktadan, özellikle de Lahaina'nın merkezi olan kültür merkezinden, merkezde ve genel olarak kasabada nelerin kaybedildiğini anlatabilir misiniz?
NOELANI AHIA: Evet. Çok teşekkürler, Amy. Burada olmak çok güzel.
Na 'Aikane o Maui Kültür Merkezi yaklaşık 20 yıl önce tarihi Lahaina Kasabasında kuruldu ve Maui'nin Mokuʻula ve Mokuhinia adlı çok kutsal bir bölgesinin bitişiğinde yer alıyor. Burası bizim wahi pana ya da kutsal yer olarak adlandırdığımız, geçmişi 1500'lü yıllara kadar uzanan, adaları barışla yöneten eski krallarımızdan birinin yaşadığı ve kutsal ailesinin doğduğu geleneksel bir yer. Ve bizi bugüne kadar getiren, bizi bu yere bağlayan ve bizi yeniden köklendiren hikayelerimiz var.
Ve bu ada, yani Moku'ula, sulak bir alanın ortasındaydı. Bereketli, yemyeşil ve güzeldi. Yerleşimci sömürgeciliği ve yerleşimci hükümetin dayatmaları nedeniyle uzun zaman önce üzeri kapatıldı ve şimdi üzerinde beyzbol sahaları ve tenis kortları var. Na 'Aikane o Maui Kültür Merkezi, Moku'ula'yı restore etmek, temizlemek ve yeniden saygı duyulan bir yer haline getirmek için, bunlara erişim sağlamak üzere çalışıyor. Na 'Aikane'deki insanlar onlarca yıldır mezarları korumak, arazi haklarını korumak gibi her türlü konuda çalışıyor ve genel olarak toplum için orada bulunuyor, çeşitli sınıflar ve atölyeler ayrıca kültürel uygulama ve kültürel protokol sağlıyor.
Ve bahsettiğim bina hem bir koleksiyona, hem de tarihi belgelere, eski haritalar gibi paha biçilmez şeylere ev sahipliği yapıyordu — tümü göz açıp kapayıncaya kadar kayboldu. Hepsi yanıp kül oldu ve tüm bu şeyler kayboldu. Burada aynı zamanda saygın bir kupuna olan Sam Ka'ai adlı saygıdeğer bir yaşlının koleksiyonu bulunuyordu, bu koleksiyon orada saklanıyordu. Ve bu koleksiyon bu yaşlı Kūpuna’nın ömürlük eseriydi. Bunlar, şu anda 85 yaşında olan kupunanın, '80'lerde Hōkūleʻa adlı çift gövdeli bir kano ile seyahat ederken, Pasifik'in güneyinden topladığı eşyalarla yaptığı 50 yıllık oymacılık eserlerinin birikimiydi. Ve dün ona bu koleksiyonunun yok olduğunu söyleme yükü bana düştü. Ve bu kahrediciydi. Bu adamın hayatının çalışmasıydı. Ve tüm bunları kendisi için değil, gelecek nesillerin Kānaka Maoli halkımızın ne kadar parlak olduğunu ve ne kadar dahi olduğumuzu anlamaları için yarattı. Çünkü bu tarih ve kültürün büyük bir kısmı krallığın devrilmesi sonrası, yeni hükümetle ve toprakları ele geçiren insan dalgasıyla kaybedildi. Özellikle, Kaniela'nın bahsettiği, kolonizasyondan ve oligarşiden söz ediyoruz. Birçok Hawaiili, topraklarından yoksun bırakıldı ve dilimiz dahil kültürümüzün birçoğunu kaybettik. Dolayısıyla, bir kūpuna, böyle bir yaşlı, hayatını, bu izole adada yaşamamızı sağlayan parçalarımızı geri getirmeye, izini sürmeye ve hatırlamaya adamıştı. Nasıl alet yapılır, nasıl ip yapılır, bizi besleyen aletler nasıl yapılır, burada yaşamamızı ve hayatta kalmamızı sağlayan tüm bu şeyler, hayatını adadığı tüm bu şeyler artık sadece bir anı.
Ama dün sabah uyandığında rüyasında tohumlarla ilgili bir şey gördüğünü söyledi bana. Söylediğine göre bizi külün içine tohumları yeniden ekerken görmüş. Geleneksel bitkilerimizi, geleneksel ilaçlarımızı, kalo bitkimizi, bizim için çok kutsal olan taro bitkimizi geri koyduğumuzu görmüş. Kalo ile atalarımızdan gelen bir bağımız var. Yeni yaşamın yeniden gelebilmesi için bu şeyleri toprağa geri koyduğumuzu görmüş. Ve onun yaşındaki, bir sonraki dünyaya geçmeye birçoğumuzdan daha yakın olan biri için, hala bir sonraki nesli düşünüyor olması ve hala Lahaina'da geleceğin ne olabileceğini düşünüyor olması, benim için Yerli olmanın ve soy olarak bu topraklara bağlı olmanın ne anlama geldiğinin ölçüsüdür.
AMY GOODMAN: Noelani Ahia, şu anda adanızın maruz kaldığı yıkımla ilgili olarak sizinle konuşmak çok acı verici. Karşılıklı yardım çabaları hakkında konuşabilir misiniz? Her şeyden önce, kurumsal medyanın geri kalanında neredeyse hiç Yerli sesi duymuyoruz, Yerli Hawaililer yok ve sesinizi duymak neden bu kadar önemli? Peki sahada neler oluyor? Biliyorsunuz şu anda büyük bir tartışma var: İnsanlar neden önceden uyarılmadı? Erken uyarı sistemi neredeydi? Neden insanlar sadece pencereden dışarı bakıyor ya da dumanı kokluyor ve yangını tam önlerinde görüyorlardı? Ve bunun önemi ne? Ama aynı zamanda, Lahaina'nın büyük bir turizm merkezi olduğu da söyleniyor. Turizm tüm çevreyi nasıl etkiledi, bundan da bahsedebilir misiniz?
NOELANI AHIA: Kesinlikle. Çok teşekkür ederim. Biliyorsunuz, Kānaka Maoli olarak manşetleri görmek ve Lahaina'yı bir turist kasabası olarak görmek, sanki hepsi buymuş gibi konuşmak bizim için çok rahatsız edici, çünkü bizim için çok daha fazlası. Turizm, kültürümüzün metalaştırılmasının bir parçası. Kültürümüzün silinmesinin bir parçası. Bu anlatı bizi resmin dışında bırakıyor. Ve biliyorsunuz, Hawaiililer olmasaydı, Hawaii de olmazdı. Herkes alohayı seviyor ama alohayı dünyaya üfleyen insanları, alohanın kökünü ve kaynağını unutuyorlar ve işte bu da Kānaka Maoli halkı.
Aşırı turizm, aşırı kalkınma, Kānaka Maoli'nin topraklarımızdan edilmesi, Kaniela Ing'in bahsettiği gibi tek ürün tarımı, bunların hepsi bunu yaratan koşullara katkıda bulunan şeylerdir. Ve biliyorsunuz, bir adada yaşadığımız için, sadece belirli bir alan var, yeterince yer ve kaynak var. Ve 130 yılı aşkın bir süredir, suyumuz şeker plantasyonlarına ve ananas tarlalarına gitmek üzere yönlendirildi.
Yani eskiden verimli ve yemyeşil olan bir Lahaina vardı. Aslında size küçük bir şeyden bahsedeyim, Lahaina eski bir isim değil. Lahaina'nın eski isimlerinden biri Malu'ulu o Lele'dir ve "uçan ekmek meyvesi ülkesi" anlamına gelir, çünkü Lahaina eskiden Hawaii diyetinin temelini oluşturan ekmek meyvesi ile kaplıydı. Bu inanılmaz derecede besleyicidir. İmkânları kısıtlı bölgelerde gıda egemenliğine yardımcı olması için dünya çapında üzerinde çalışılan bir besindir. Bizim için inanılmaz, zengin, tarihi bir bitkidir. Şeker plantasyonları gelip hepsini kesene kadar Lahaina bu ulu bitkisi ile kaplıydı. Ve plantasyonlar için suyun saptırılmasının üzerine, bu tek bir hareket ekosistemimizi kalıcı olarak değiştirdi.
Plantasyonlar kapandığı için şu anda olan şey, vicdansız müteahhitlerin suyu başka yöne çevirmesi ve gayrimenkul için bankaya yatırmasıdır. Ve bu Kānaka Maoli ya da yerel halk için gayrimenkul değil. Yabancı yatırımcılar için. Dev yüzme havuzları olan beyefendilerin emlak çiftlikleri için. En kutsal kaynaklarımızdan birinin gerçekten uygunsuz kullanımı için. Aslında Hawaii'de suyun adı wai'dir ve Hawaii'de zenginliğin adı wai wai'dir, yani suyunuz varsa hayatınız da vardır. Ancak suyumuz elimizden alındı. Ve şu anda maruz kaldığımız bu durum yani yerleşimci hükümet, bizi bu kuru, çorak, – atalarımız için - tanınmaz halde bıraktı.
Yani mülksüzleştirme ile aşırı turizmi ve aşırı kalkınmayı birleştirdiğinizde felaket için bu üçlüyü elde etmiş oluyorsunuz. Bugün gördüğümüz de bu. Tam bir felaket. Halkımız için mutlak bir yıkım.
AMY GOODMAN: Noelani, sadece bir dakikamız kaldı, birazdan Hawaii Üniversitesi’nden bir yangın bilimcisine bağlanacağız. Ya sahadaki karşılıklı yardım çabaları, tabandan gelen halk hareketi…
NOELANI AHIA: A evet, teşekkürler.
AMY GOODMAN: Ne tür çalışmalar var?
NOELANI AHIA: Teşekkürler. Maui’deki karşılıklı yardım grubu harekete geçmiş durumda. Onlarla birlikte çalışıyoruz. Sağlık görevlilerimiz ve yiyecek dağıtımımız var. İnsanlar için barınma organize etmeye çalışıyoruz.
Ancak yaşadığımız sorunlardan biri de erişimimizin engellenmesi. Ve bu gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor, çünkü sahadaki insanlar toplumun neye ihtiyacı olduğunu biliyor. Sahadaki insanlar kendi kendilerini örgütlüyorlar ve hızlı, çabuk hareket edebiliyorlar ve insanların ihtiyaçlarını, gitmeleri gereken yere ulaştırabiliyorlar. Ancak ne yazık ki bu çabaların bazı engellemelerle karşılaştığını söylemek zorundayım. Ve bu her zaman güvenlik kisvesi altında yapılıyor. Ancak insanlarımız Lahaina'dayken ve yiyecekleri ve suları olmadığı için acı çekiyorlarsa ve onlara kaynak sağlamamıza izin verilmiyorsa, bu gerçekten çok zor.
Bu yüzden insanlara kaynak ulaştırmak için bazı benzersiz yollar buluyoruz. İnsanlar kaynakları ulaştırmak için adanın diğer tarafından teknelerle dolaşıyorlar. Biz de insanların ihtiyaçlarını karşılamak için elimizden gelen her türlü yöntemi kullanıyoruz. Ama bu çok güzel bir çaba. Sahadaki insanlar o kadar güçlü, o kadar dirençli ve birbirlerine yardım etmeye o kadar hazırlar ki. "Aloha kekahi i kekahi" diyoruz. Bunun anlamı "Sevgi gidiyor, sevgi geri geliyor." Yakın dostlarımdan biri bugün şöyle dedi: "Afet acil durum çantanızda toplum da olmalı." Önce toplum. Ve asıl konu gerçekten de birbirimizi gözetmemizle ilgili.
AMY GOODMAN: Noelani Ahia, Kānaka Maoli aktivisti, Lahaina’da uzun süreli organizatör Mauna Medic Healers Hui örgütünün kurucularından, bizimle beraber olduğunuz için çok teşekkür etmek istiyorum ve tüm iyi dileklerimi iletiyorum.
Çeviren: Özge Atılgan