Mis kokulu ıtırlar; kan kırmızısı çiçeklisi, katmerlisi, kalp biçimli ya da mor çizgili yapraklısı; sakız ya da sarmaşık türü... Dickens'ın en sevdiği, Can Yücel'in hapisteyken arkasından ağıt yaktığı sardunyaları konuştuk.
Akdeniz güneşinde cömertçe açtığı için hep "bizden" olduğunu sanıyoruz ama öyle değil. Sardunyanın anavatanı Güney Afrika, Kap Yarımadası. 1600'lerde Portekizli tüccarlar aracılığıyla Cezayir'e, oradan da bitki koleksiyoncusu Tradescant aracılığıyla Avrupa'ya girmiş Güney Afrika'ya özgü Pelargonium triste, Avrupa'ya ulaşan ilk tür olmuş. 1672'de çoğu Kap Yarımadasındaki Table Mountain'dan birkaç tür toplanmış, Hollanda Doğu Hindistan Şirketi'nde sağlık memuru olan Paul Hermann ile Leiden Botanik Bahçesi'ne gönderilmiş. Jacques Philippe Cornut, 1635 tarihli "Canadensium Plantarum" adlı kitabında tasvir ve tarif ettiği bitkiye Geranium triste adını vermiş. Latince''de "üzgün" anlamına gelen "triste" muhtemelen bitkinin donuk renkli yapraklarına veya çiçeklerine atıfta bulunuyor.
.
Bir sardunya aşığı olan Charles Dickens'ın Kent'teki kır evi Gad's Hill Place'de sardunyalar hep yemek masasını süsler; renk cümbüşüyle bahçesine hükmedermiş. Halka açık okumalarına katılanlar onu, ceketinin iliğinde kırmızı sardunya çiçeği görmeye alışmışlar.
Dickens çiçeğe o kadar hayrandır ki kızı Mamie Dickens, kız kardeşinin ona şöyle dediğini anımsar: "Baba inanıyorum ki bir melek olduğunda kanatların aynadan, tacın da kızıl sardunyalardan olacak."
Dickens gibi Can Yücel'e de koğuşunda yaşam sevinci aşılayan bu güzelim çiçek, Viktorya İngilteresi'nde hayli popüler olmuş. Aristokrat sınıfı malikanelerine kış bahçeleri yaparak sardunya yetiştiriyor; yeni teknolojiler ve bilgilerle sardunyalar kolayca melezleştiriliyordu.
1800'lerin ortalarında Viktorya İngiltere'sinde süs bitkilerine yönelik benzeri görülmemiş talebi karşılamak için fidanlık sahipleri, evler ve kış bahçeleri için Pelargonium zonale ve regal pelargonium (ceylangözlü sardunya) türünü geliştirmişler.
Adveno Brooke'un 1858 tarihli "The Gardens of England" adlı kitabında, parlak kırmızı renkli sardunyaların bolca kullanıldığı teras bahçeleri ve çiçek tarhlarından örnekler var.
Shirley Hibberd'in o zaman hayli popüler olan "The Amateur's Flower Garden" adlı kitabında bitkinin çarpıcı renk varyasyonlarına dayanan "sardunya bahçesi" tasarımları var.
Sardunya ayrıca 19. yüzyılın ortalarında III. Napolyon ve Seine valisi Georges-Eugène Haussmann'ın da teşvikiyle Paris'te moda olmuş Adolphe Alphand'ın "Les Promenades de Paris" adlı kitabında listelenen sayısız bitki, çalı ve ağaçlar arasında sardunyalar da var...
Avrupa'da yetiştirilen sardunyalar Fransız Cezayir'inde ekonomik bir mahsul olarak kullanıldığından İkinci Fransız İmparatorluğu'nun küresel hükümranlığının da bir göstergesiydi.
1850'de Fransız parfüm endüstrileri, gerçek gül yerine daha uygun maliyetli bir alternatif olarak Pelargonium graveolens (Itır) yetiştirmek ve ondan aromatik yağ üretmek üzere bitkileri Cezayir'de yetiştirir. (O yüzden Algerian rose-scented geranium diye de anılıyor.)
Anne Wilkinson ve Chris Beardshaw'ın yazdığı "Passion for Pelargoniums: How They Found Their Place in the Garden" kitabını Kindle formatında satın almak mümkün. Sardunyalarla ilgili nefis bir araştırma.