18 Ekim 2007
Hükümete 1 yıl süreyle sınır ötesi operasyonu için izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi, 19’a karşı 507 oyla TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Tezkere üzerinde elektronik cihazla yapılan açık oylamaya, 526 milletvekili katıldı. Başbakanlık tezkeresi, 19 ret oyuna karşı 507 oyla benimsendi.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen, sınır ötesi operasyon için Hükümete 1 yıl süreyle izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresinin oylamasında, CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Bağımsız Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ve DTP’li 16 milletvekili, ret oyu verdi.CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras ve Bağımsız Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ile DTP’li milletvekilleri Akın Birdal, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, Emine Ayna, Sebahat Tuncel, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Nuri Yaman, Osman Özçelik, Şerafettin Halis, İbrahim Binici, Özdal Üçer, Sevahir Bayındır, Mehmet Nezir Karabaş ve Hasip Kaplan, ret oyu kullandı.Oylamaya, CHP’den Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Aydın Milletvekili Mehmet Fatih Atay, Bursa Milletvekili Onur Öymen, Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, Edirne Milletvekili Rasim Çakır, İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu katılmadı.GÖRÜŞMELERGörüşmelerde ilk sözü alan DTP Milletvekili Selahattin Demirtaş, sınır ötesi operasyon Türkiye’nin bataklığa saplanma riskiyle karşı karşıya bulunduğunu belirtti ve tezkereye ‘hayır’ oyu vereceklerini söyledi. CHP adına konuşan Şükrü Elekdağ ise hedefin terör örgütünü himaye eden ülkeleri etkisiz hale getirmek olması gerektiğini belirterek yeni bir Irak politikasına ihtiyaç var. Tezkereye oyumuz ‘evet’ olacak” dedi.DTP: SİVİL ÇÖZÜM YOLU DENENMELİ Tezkere görüşmelerinde gruplar adına ilk söz alan DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, çatışmalardan en çok Doğu ve Güneydoğu’daki insanların etkilendiğini belirterek, “Çözüm konusunda farklı yaklaşımlar olması doğaldır. Bu çerçevede partimize haksız eleştiriler, hakaretler yapılmaktadır. Sanki bu ülkede sınır ötesi operasyona karşı çıkan kimse yokmuş gibi 549 milletvekilin de ‘evet’ demesini beklemek halkın iradesini görmezden gelmek demektir” diye konuştu.
Ak Parti Hükümeti dönemi de dahil olmak üzere, zaman zaman bu sorunun çözümünde askeri yöntemlerin yerine daha sivil ve demokratik bir anlayışın Öne çıkması gibi yaklaşımlar da tartışıldığını” ifade eden Demirtaş, “Ancak devlet kurumlarının bu yaklaşım hususunda mutabakata varamamış olmaları, siyasi partiler arasındaki güven sorunları, hükümetlerin cesaretli adımlar konusunda tereddüt halinde olmaları ve sivil toplumun demokratik yaklaşımları yeterince sahiplenmemesi gibi faktörler bu süreçlerin heba edilmesi ile sonuçlanmıştır” dedi.Bölgede yaşanan ekonomik sıkıntının sınırötesi operasyonla daha da bozulacağını ifade eden Demirtaş “İşsizlik daha da artacak, özgürlükler daha da azalacak. Bu kısır döngüden kurtulup demokrasi içerisinde Ankara’yı umudun başkenti yapmalıyız. Bizim her koşulda yüzümüz Ankara’ya ve demokrasi ile barışa dönük olacaktır. Temennimiz bu tezkerenin kullanılmak zorunda kalmadan meselenin bir insanımızın burnu bile kanamadan çözümlenmesidir. Bu konudaki oyumuzun ‘hayır’ olacağını bildirmek istiyoruz” dedi. CHP’Lİ ELEKDAĞ: TÜRKİYE’YE YENİ BİR IRAK POLİTİKASI GEREKCHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, partisinin tezkereye ‘evet’ oyu vereceğini açıklayarak sözlerine başladı.Elekdağ, partisinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın terörle mücadele konusunda dün yaptığı “Terörle mücadele konusu bir milli meseledir. Siyasi rant haline getirilmemelidir” şeklindeki sözlerine katıldıklarını açıkladı. Elekdağ, “Terörle mücadele politikası yaşamsal önem kazanmıştır. Biz bu konuya canı gönülden destek veriyoruz” dedi. Elekdağ, tehdidin birinci boyutunun Kuzey Irak’taki PKK güçlerinin olduğunu söyledi. Elekdağ, ABD’nin uygulamalarının, açıklanan politikalarla ters düştüğünü belirterek, “ABD’nin Irak stratejisi Türkiye’nin çıkarlarıyla bağdaşmıyor. ABD’li muhataplarımıza ittifak ilişkilerimizin yara alacağını ilettik. ABD’nin iki yönlü politikası sözkonusu. Diplomatik nezaket gereği iki yüzlü demiyorum iki yönlü diyorum. Soğuk savaş döneminden daha büyük bir tehdit sözkonusudur. Türk kamuoyu tehdidin büyüklüğünün farkında değildir. Türkiye yeni bir Irak politikası uygulama noktasına geldi. Hedef terör örgütünü himaye eden ülkeleri etkisiz hale getirmektir. Kuzey Irak’taki yetkililere bunun çok ağır bir bedeli olacağına anlatmak gerekir” dedi. Elekdağ, başarılı caydırıcı bir politikanın, kurşun atmadan sonuç almak olduğunu ifade ederek, “Kuzey Irak’taki yerel yönetimin, PKK’ya destek vermek ve onu Türkiye’ye karşı kullanmak konusundaki iradesinin kırılması lazım. Bunu yapamadığımız takdirde dağ fare doğurur ve tezkereye bir blöf olarak bakılır” dedi.MHP: ERDOĞAN SORUMLULUKTAN KAÇTIMHP adına konuşan Deniz Bölükbaşı ise tezkerenin içeriğini eleştirdi. Tezkerenin daha ayrıntılı hazırlanması gerektiğini söyledi. Bölükbaşı AK Parti’nin somut adım için cesaret gösteremediğini belirterek “Peşmerge açıkça meydan okudu. Erdoğan operasyon için sorumluluktan kaçtı. Ekonomik yaptırıma da karşı çıktı” dedi. Bölükbaşı AKP iktidarının Barzani’den çekinerek adım atmadığını ve Türkiye’nin güvenliğini Peşmeregelerin insafına bıraktığını savundu. Bölükbaşı, Başbakan Erdoğan’ın ‘sözün bittiği yere gelindiğini’ geç anladığını ifade eden Bölükbaşı, sınır ötesi operasyon kararında da geç kalındığını öne sürdü. Bölükbaşı, tezkereye ‘tüm sakat yönlerine rağmen’ evet diyeceklerini söyledi. Deniz Bölükbaşı, peşmerge güçlerine müdahale edilip edilmeyeceği konusunun da gözden geçirilmesini istedi ancak Irak Devlet Başkanı Haşimi’nin bugün Ankara’dan ayrılırken “görüşmelerden istediğimi aldım” açıklamasınnı kendisini endişelendirdiğini söyledi. AK PARTİLİ ERGÜN: TEZKERE MACERA ARAYIŞI DEĞİLAK Parti adına konuşan Nihat Ergün ise tezkerenin bir macera arayışı olmadığını belirtti. Nihat Ergün, Türkiye’nin Osmanlı Devleti döneminde zaman macera arayışına girdiğini bundan zararlı çıktığını hatırlattı. Ergün “Terör hareketleri Türkiye’nin başına bela olduğu dönemden beri, terörle mücadele, teröristle mücadele anlamına geldi. Teröre karşı siyasi ve sosyal boyut ihmal edildi. 90’lı yıllara kadar, Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın oy verme şekli değişti.2002 yılı milat oldu. AK Parti bu yıl bölgeye siyasi olarak girdi. Irak’ın işgali Türkiye’deki terörün tırmanmasına neden oldu. ABD ve Irak yönetimi ile temasları sürdürdük. Türkiye, komşularından önlem alması için bekledi. Şimdi Türkiye’nin caydırıcı bir güce sahip olduğunu belirtmenin zamanı gelmiştir. Türkiye, kabadaylık, Don Kişot’luk yapmayacaktır.” dedi.