Seçim bizi kurtarır mı?

-
Aa
+
a
a
a

Sayın okurlar, gerçek yazarlarımız beni bağışlasınlar ama Türkiye’de yapılabilecek en kolay işin gazetelere günlük yazı yazmak olduğunu düşünüyorum. Aslında yazarlık oldukça zor bir iş ama, bu işi bizde yaptığımız gibi yaparsak zor değil. Bir kere konu sıkıntısı kesinlikle yok. Hatta internet gibi bir olanak olmasa, etkili yerlerden haber sızdırılmasa dahi konu sıkıntısı yok ülkemizde.

İkincisi; ortalama olarak analitik okur yok ülkemizde. Bu nedenle belki sakin, belki hafif esprili bir biçimde ama açık, somut, ister halk, ister siyasetçi her ne ise bir tarafın açık destekçisi olmadan bir şeyler yazmanıza da gerek yok. Tam tersine yazarsanız olmaz. Bu nedenle sert bir üslupla (biraz küfür katarak belki), bazen meslektaşınıza, bazen Ankara’ya çatar ve kesinlikle garibin! yanında olursanız, üstelik de “İşte, yürekli yazar” denilerek sürekli okunursunuz. Konu çok, okur çok; yineliyorum, üstat yazarlar beni bağışlasın ama, bundan iyisi Şam’da kayısı. Birçok kişi mesleğini icra edebilmek için inanılmaz bir savaşım vermek zorunda. Oysa herhangi bir gazeteye 10 dakika bakın, çıksın 10 yazı konusu, bir de iki lideri dinleyip, biraz gözlem yetisiyle sokağa çıkarsanız günlük yazı konusu sayısı olur size en az 20. Asıl zorluk burada. Hangisi yazılacak?

Sayfa dolduran yazılar

Neden bu girişi bu kadar uzun yaptım, şimdi de onu anlatayım. Son günlerin siyasi gelişmelerini biliyorsunuz. İnanın bana bunlar umurumda bile değil. TV seyretmiyorum. (Belgesel kanalları dışında.) Artık gazetelerin siyaset haber sayfalarını okumuyorum. Ama sizlere araştırmacı gazetecilik yapabilmek için fırsat yaratıp biraz siyasi yorumları çeşitli yerlerde (gazete, internet vb) okuyorum ve işte o anda ipler kopuyor.

Sayın okurlar, şimdiki yazım eğilimimiz nedir üstat yazarlarımızda? Seçimlerin erken veya geç yapılmasının hangisinin Türkiye için bir çözüm olacağı. Tanrı aşkına, erken veya geç, seçim konusunda yorum yazmaktan daha kolay ne olabilir. Size yemin ediyorum gerçekten yoğun çalışmasam ve Açık Site’de yer olsa, sadece 2 saat içerisinde birbirinden farklı en az 10 yorum yazabilirim. Hepsi de en az bir A 4 sayfasını dolduracak uzunlukta yapabilirim bunu. Ama bu 10 yazının tamamı görünürde mantıklı bir biçimde sayfa doldurma olur. Bu sorunun cevabı tek, sayın okurlar: Erken veya geç, seçim çözüm olmaz. Çünkü seçimin çözüm olmasını istediğimiz sorun, asıl sorun değil. Bir bölüm yazar için bir eğilimdeki partinin güçlü iktidar olması çözüm değil, bir grubu için diğer eğilimin güçlü iktidar olması çözüm değil. Koalisyonlar her iki grup için de çözüm değil. Yani bir eğilim güçlü bir iktidar olma oranı ile seçimi kazansa hiç değilse bir kesim için sorunların çözümü başlamış olacak. Veya güçlü bir iktidara sahip olmazsak herkes için sorun olacak.Tanrı aşkına, ne ilgisi var? Türkiye’de kimin kimden temelde farkı var? Bu nedenle sorun kimin seçileceği değil, kimin seçeceği. İşte sorun bu. Sorun seçecek olanlarsa, çözüm seçim olmaz ki! Seçecek olanlar bizsek seçilecek olanlar da yaklaşık aynı siyasilerdir. Aynılıktan kastım ne siyasi parti ismi ne de şahıstır. Partilerde isimler de değişse gelecek olanların şimdiden farkı olmayacaktır. Çünkü gelecekler biziz.

Bu nedenle, sayın üstatlar, yazmayın artık seçimi! Yazabiliyorsanız açıkça neden seçimin çözüm olmayacağını yazın. Sorunun biz olduğunu yazın. Bırakın meclis sohbetlerini. Bir buçuk yılda on binlerce okumuş işsizin yaratılmasının temelinde o işsizlerin de verdiği oylar yok mu? Onlar oylarını İtalyan’lara Fransız’lara mı verdiler, şimdi verdikleri kişilerin yaptıklarından yakınıyorlar. Yazabiliyorsanız bunları yazın.

Sayın okurlar, bizler sadece ağlarız, önermeyiz. Öneri ile temenni arasındaki farkı da bilmeyiz, bilmek de istemeyiz. İstemek kolaydır, yapmak zordur. Bu nedenle isteriz, olmazsa kızar “Ah bu Ankara” deriz. Rahatlarız. Biz masumuz, başarısızlıkta hiç payımız yok. O zaman kızıp, ağlayıp, bağırıp daha çok isteyebiliriz. Her istenen, sadece günlük olarak her istenen, hep bir gün bir şekilde verildikçe kurumsal olarak hiçbir zaman hiçbir şeyimiz olmaz. Bakmayın bazı internet sitelerinde başlatılmak istenen oluşumlara (iyi niyetlerinden kuşkum yok). Ama öneri yok. Onlar da sadece istiyor ve şikayet ediyor. Sonuçta eğer iktidar olurlar ise yapacakları da bugünden farklı değil. Ya da farklarını ben göremiyorum. Girin ve tarayın bu siteleri. Veya kendiniz gece yatağa yattığınızda düşünün veya bir arkadaşınıza sorun ve somut bir cevap bekleyin sorduğunuz kişiden, istediğiniz bir konuda. Verdiğiniz cevaplara dikkat edin. Öneri değil, dilek olacaktır. Herkes “Türkiye kalkınmalı” gibi bir cevap verecektir. Önemli olan somut bir biçimde NASIL?

Artık görelim, bu deniz bitti. Sadece yazı konuları bitmedi. Hep yazabiliriz, hep konuşabiliriz hiç önermeden.