Kriz kahini ABD'li ekonomist Nouriel Roubini, geçen yıl ortasında küresel finansal sistemde dibi görmeye 12 basamağın kaldığını söylemişti. ABD'deki mortgage krizini bir çok ekonomistten önce öngören Roubini'nin 12 basamak teorisi yeniden gözden geçirildiğinde Lehman Brothers'ın batışıyla beraber bu basamakların 10'unun yıkıldığı görülüyor.Lehman Brothers bankasının iflas başvurusunda bulunmasının ardından ABD finans sektörü literatürü 2002'deki WorldCom'dan sonraki en büyük çöküşü hafızasına "15 Eylül 2008" tarihi ile kazıdı. Üstelik konkordato ilan eden Lehman'ın büyüklüğünün WorldCom'un 6 katı olduğu düşünülürse bir yıldır yaşanan krizin ucunun nereye varacağı iyice endişe verici bir hal aldı. Küresel mali sistemde dibi görmeye az kaldığının işaretleri ise artık netleşmeye başladı. Şimdi ise gözler kalan iki basamakta. İlk basamak olası bir likidite krizine girmesi halinde krizi derinleştirecek ve büyüklüğü trilyonlarca milyar doları bulan türev piyasalarda. Bankalar son dönemde türev piyasaların da düzenlemeye açılması için çalışıyor. Bir çok yatırım bankası da türev piyasaların en büyük bölümünü oluşturan mortgage piyasasına dayalı CDO tipi araçları zararına da olsa elinden çıkarma peşinde. Yaz ortasında mortgage kredilerinde başlayan batık sorunu sonrası bu piyasaya dayalı CDO ve SIC gibi yatırım araçlarından kaçış başlamıştı. Hatta kredi ve derecelendirme şirketleri mortgage piyasasına dayalı CDO'ların notlarını değerlerinin üstünde tuttukları gerekçesi ile sert eleştirilere maruz kalmıştı. Wall Street dışında büyük şirketlerden gelecek iflas haberleri ve düşük fiyata yangın satışlar ise dibe varıldığının kalan son işaretleri olacak. Öte yandan gelişmekte olan piyasaların kamu borçları ve yüksek cari açıkları ile carry trade (düşük faizli piyasadan borçlanıp yüksek faizli piyasada yatırım yapma) rüzgarında yaşanacak bir yavaşlama da bu piyasalar için en sert vurucu darbe olur. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Profesörü Burak Saltoğlu'na göre ise yaşanan likidite krizi şu anda yaşayan hiç bir analist tarafından tarihte görülmüş bir kriz değil. "Tek sevindirici yan artık çürük elma sayısı belli ve sistemden elenmeleri sonucu güven biraz sağlanabilir." diyen Saltoğlu asıl kaygı verici kısmın hangi kurumların bu batacak şirketlerde ne kadar pozisyonlarının olduğunun bilinmemesiyle alakalı. ABD ezeli rakiplerinin eline düşebilirLehman Brothers'ın iflası, Merrill Lynch'in ve Bear Stearns'ün satışı, AIG'nin içine düştüğü çıkmaz, Fannie ve Freddie'nin devletleştirilmesi ve ABD ekonomisini derinden sarsan kriz hükümetin borcunu da hızla artırıyor. Roubini'nin şimdiki tespitlerine göre ise, ABD'nin bütçe açığı iki yıl içinde ikiye katlanarak 800 milyar dolara ulaşabilir. Roubini'nin 800 milyar dolarlık bütçe açığı tanhmininde Irak ve Afganistan'daki savaş harcamalarının dahil edilmemiş olması durumun vehametini ortaya koyuyor. Öte yandan Hazine tahvillerine sahip yabancıların bundan sonra düşük faiz kabul etmeyecek olduğuna dikkat çeken Roubini; Çin, Rusya ve petrol üreticisi Ortadoğu ülkelerinin bu tahvillerin önemli bir bölümüne sahip olduğunun altını çiziyor. Eğer bu ülkeler daha yüksek faiz talep eder ya da daha kötüsü, ellerindeki tahvillerden vazgeçerlerse ABD ekonomisi ve doların tutunacak hiçbir dalı kalmaz. Roubini en büyük finansörler arasında yer alan Çin, Rusya ve Körfez ülkelerinin müttefik değil ABD'nin rakibi olduklarını da ifade etti. Bütçe açığının yabancı ülkelere bağımlılığa dönüşmesi Roubini'ye göre ABD imparatorluğunda sonun başlangıcı anlamına geliyor. FED kendini riske attıRoubini ABD merkez Bankası FED'in krizi önlemek amacıyla attığı ve başarıya ulaşmayan adımların bankanın bilançosunu ve hatta bağımsızlığını riske attığını da düşünüyor.Önceki gün Wall Street piyasalarında yaşanan düşünün çok dramatik ve sancılı olmakla birlikte 1987'de yaşanan Kara Pazartesi kadar kötü olmadığını dile getiren Roubini, yatırımcıların kandilerini ölümcül bir sondan koruyacak adımları atmaları gerekeceğini dile getirdi. Roubini'ye göre hafta sonunda ve önceki gün alınan bir dizi önlem olmasaydı piyasalarda çok daha kötü bir düşüş yaşanabilirdi.Bununla birlikte ünlü ekonomist piyasalarda yüzde 20'ye yakın bir düşüş daha yaşanabileceği öngörüsünden vazgeçmiş değil. Roubini, New York Times gazetesinde gazetesinde yayımlanan açıklamasında dünyayı umursamayan bir kesimin subprime krizi yaşandığı konusunda kendilerini aldattıklarını belirterek, "Ancak kredi kartı borçları, öğrenci borçları, otomobil borçları, ticari gayrimenkul borçları, gayrimenkul kağıtlarına dayalı borçlar ve diğer birçok alandaki borçlar konusunda da sorunlar vardı. Tüm bu alanda yaşanan sorunların ilk kez konut piyasasında ortaya çıkan problemlerle aynı özellikleri gösterdiğini kaydeden Roubini, "Sahip olduğumuz şey, subprime mortgage piyasası değil, subprime mali sistemi" dedi.