Merhaba kâinat!..
Tarihin gördüğü en zorlu ayrılıklardan biri gözler önünde yaşanıyor. Bülent Ecevit’in iktidar koltuğunu terkedememe süreci bu. Artık iyiden iyiye trajik bir havaya bürünen bu tarife sığmaz süreci iki kelime ile özetlemek için uzun araştırmalar yapan tefrikacılarınızın çabası sonunda meyva verdi: Hicran Yarası.
Erken seçime karşı olup, erken seçim kampanyası için meydanlara fırlayacağı müjdesi veren Başbakan, önündeki yeni iktidar döneminde kendisine engel olabileceğini düşündüğü partilerin birini bölücü, birini de şeriatçı diye bir yerlere ihbar etti. Ardından, dünya siyaset literatürüne yepyeni bir katkıda bulundu: Bu partilerin, barajı aşmaları halinde Türkiye’nin ciddi rejim sorunları ile hatta "rejim ötesinde sorunlar" la karşılaşacağını söyledi. Rejim sorununu anladık diyelim. Ya “rejim ötesi”? Hind ve Doğu düşüncesine vukufunu bildiğimiz Başbakan’ın bu “aşkıncı” (transcendental) bakışını çözümleyecek irfan tefrikacılarınızda ne gezer? O halde, Kerime Nadir’den apartma bir alıntı ile konuyu burada kapatsınlar izin verirseniz: Hıçkırık.
* * *
Ortadoğu’da İsrail’in Amerikan malı F-16 savaş uçaklarından fırlattığı roket, Gazze’de bir apartmanı yerle bir etti. Hamas komutanı Şeheda’nın oturduğu apartmanda, komutanın kendisiyle birlikte karısı ve üç çocuğu da parçalanarak öldü. Şaron'un "en büyük başarılardan biri" diyerek kutladığı "başarının" bilânçosu: 8’si çocuk en az 15 sivil ölü ve 47'si ağır, 145 yaralı. Apartman ve içindeki bu insanlarla beraber gömülen, İsrail – Filistin arasındaki ateşkes, hatta barış ihtimali oldu. Çünkü, İsrail’in ünlü Guş Şalom (Barış Şimdi) hareketinin bildirdiğine göre, bu olaydan 24 saatten kısa bir süre önce, Hamas şimdiye kadar görülmemiş bir şey yapmış ve İsrail ile bir ateşkes çağrısında bulunmuş alenen. İsrail’in cevabı işte bu roket.
BM sözcüsü, bu cevabı beğenmemiş olacak ki, şimdiye kadar alışılmamış sertlikte bir açıklama yapmış: “İsrail, masum kayıplarını önlemek için tüm önlemleri almak zorunda. Bu, onun hukuki ve ahlâki sorumluluğunun egerği. Ama bir apartmana roket atarak açıkça bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmedi.” (BBC)
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, sivilleri öldüren bu apartman saldırı için “Yaptığımız, kendimizi savunmaktı. Onlar terörü seçiyorlarsa biz de kendimizi savunmak zorundayız.” demiş. Ve eklemiş: “Kurban olan biziz, onlar değil.” (BBC)
Hamas sözcülerinden biri de şöyle özetlemiş durumu: “Bugünden sonra artık asla bir barış girişimi olmayacaktır. “Onları evlerinde ve apartmanlarında kovalayacağız. Tıpkı bizim evlerimizi ve apartmanlarımızı yıktıkları gibi...” (Guardian)
Gazze’den tüten duman durulmamışken henüz Bush’un Irak’ı vurmak konusundaki kararlılığını, Bush’un güvenlik danışmanı ve ‘Karanlıklar Prensi’ lâkabıyla maruf Richard Perle de bütün açıklığıyla söyledi. BBC World’de yayınlanan ‘HARDtalk’ programında Tim Sebastian’ın konuğu olan Perle, mealen, başkalarının ne düşündüğünü bilemem, dedi. Ama Başkan Irak’ı cezalandırmaya kararlı. Çünkü neden? Çünkü Irak kitle imha silahları üretiyor. İyi ama, kitle imha silahlarını üreten başka devletler de var... O zaman, sırası gelince onları da cezalandırırız. Peki ama, o silahların üretilmesi için gerekli teknolojiyi ABD vermedi mi?.. ABD değil; Amerikan şirketleri verdi... Aynı şey değil mi?.. Aynı şeyse onları da cezalandırırız... Ezcümle, durum, üslup, yaklaşım, siyaset budur! Yerseniz.
ABD mali tarihinin Enron’dan da büyük olduğu ortaya çıkan skandali ve faciası WorldCom vakası, şirketin konkordato talebinde bulunması aşamasına gelmiş bulunuyor. Konkordato aşaması, dünya borsalarındaki paldır küldür düşüşü biraz frenler mi acaba, diye küçük bir umut da yok değildi Pazar günü... Ama olmadı. ‘Güven’, bir defa kayboldu mu, telafisi kolay bir duygu değil çünkü. Nitekim, ABD’nin Dow Jones endeksi haftaya 8000 puanın altına gerileyerek başladı. 1998 Ekim’inden sonraki en büyük düşüşüymüş bu. Birleşik Nasdaq endeksinin de 1997 Mayıs’ından bu yana yaşadığı en büyük düşüşle 1282.65 puana gerilediğini söyleyelim. Londra, Frankfurt ve Paris borsaları da izledi aynı eğilimi.
Düzelir mi dersiniz?..
Devamı yarın...