25 Şubat 2007İsmet Berkan
Geçenlerde bir haber okurken dikkatimi çekti. Bir grup San Francisco'lu arkadaş bir akşam yemeğinde çevre sorunlarını, küresel ısınmayı vs. konuşurken akıllarına bir fikir gelmiş. Aslında çok parlak bir fikir de değil ama yine de uygulamaya koymuşlar, kendilerine bir isim edinmişler ve fikirleriyle uygulamalarını internet üzerinde bir grup oluşturarak oraya da yazmışlar. Fikir basit: Yiyecek içecek ve kişisel şeyler (iç çamaşırı, çorap vs.) dışında hiçbir yeni eşya satın almamak, her şeyi ikinci el veya kullanılmış almak. Kendilerine 'Compact' adını veren grubun üyeleri, böylece küresel ısınmaya bireysel düzeyde katkı vermekten uzaklaşacaklarını düşünmüşler. Arkadaş arasında olumlu bir çaba ama grup kısa sürede yayılmış, en son ABD'nin ünlü TV programı 'Today Show'a da çıkınca onbinlerce insan gruba katılmış, iş en sonunda The New York Times'a haber olmaya kadar varmış. Küresel ısınma, hepimizi düşündürmesi gereken bir konu. Üstelik, hepimizin küresel ısınmaya katkımız var, bunu da unutmayın. Geçen gün evimin doğalgaz faturasına baktığımda, 5 bin kilovat/saate yakın enerjiyi bir ayda ısınmak için tükettiğimizi gördüm. Küresel ısınmaya çok ciddi bir katkı. Kullandığımız otomobil, evimizde yaktığımız elektrik, satın aldığımız eşyaların üretiminde harcanan enerji vs. deyince kişisel katkımızın devasa boyutlara ulaşabildiğini görmek şaşırtıcı. Yakın gelecekte, kişilere, üretilmesine katkıda bulunacakları karbondioksit kotası verilmeye başlanırsa şaşırmayalım. Kota demişken, bazı ülkelerde sanayi kuruluşları için kota uygulaması başladı. Tabii onunla birlikte yeni bir 'iş fikri' de hayata geçti: Kota ticareti. Bir fabrika kotasını yıl ortasında erkenden doldurmuş, bir başkası daha üçte birini bile harcayamamışsa, aradaki tacir şirket o kotayı ihtiyacı olana satıyormuş. İnsanoğlu her kötülükten bir 'iş' ve kazanç kapısı çıkarmayı başarıyor demek. Böyle gördüğüm bir başka 'iş fikri' de şu: Diyelim bir havayolu şirketi, beni İstanbul'dan Ankara'ya götürmek için doğaya beş ağacın bir yılda temizleyebileceği kadar karbondioksit salıyor. 'Yeşil şirket' burada devreye giriyor, havayolu şirketine 'Sattığın her bilet başına dünyanın bir yerine beş ağaç dikilmesini temin edeyim, bana para ver' diyor. Böylece havayolu şirketi birdenbire 'çevreci şirket' oluveriyor. Bu sadece havayolları için değil, doğayı kirleten veya bir biçimde dünyaya kötü etkisi olan her iş kolunda uygulanabilir bir 'fikir.' Aslında fena fikir de değil hani. Küresel ısınma için kafa yormak hepimizin işi, unutmayın.