5 Mayıs 2013Milliyet Gazetesi
Ne tuhaf ki Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığındaki artışın sorumlusu da küresel iklim değişikliğinin belli başlı nedeni olan karbondioksittir. Kenelerin her yıl daha erken ve çok görülmesinin nedeni, küresel iklim değişikliği yani karbondioksit gibi sera gazlarıdır. Aslında küresel iklim değişikliği kenelerin sadece daha erken aktif olmasına değil; aynı zamanda daha önce iklimi uygun olmayan yerlerde de ortaya çıkmasına neden oluyor.Bilindiği gibi KKKA adlı hastalık ilk kez 1944 yılında Kırım’da daha sonra 1969 yılında Kongo’da görülmüş. Rusya, Doğu Avrupa, Akdeniz, Asya, Afrika ve Ortadoğu gibi geniş bir alanda etkili. Ülkemizde ise en çok bahar ve yaz aylarında orta-kuzey Anadolu civarında görülüyor. Kene yoğunluğu, yerel hava, flora ve fauna ile bağlantılı ve bir avlu içinde bile bir noktadan diğerine önemli ölçüde değişebiliyor.İnsanlar ve hayvanların birbirine bulaştırabildikleri hastalıklara zoonoz hastalıklar denir. Zoonoz hastalıklar genel olarak temas, solunum veya oral yollarla olmakta. Örneğin, kedi veya köpeklerin vücut atıkları (dışkı, idrar, salya, burun akıntısı) etkenlerin taşınmasında önemli bir yol. Bu atıklarla temas veya atıklarla bulaşık enfekte gıdaların alınması sonucu insanlara geçebileceği gibi (kuduz gibi) ısırma ve tırmalama sonucu kan yoluyla da bulaşabiliyor.Kuşlardan insanlara geçen bir virüs
Kedilerden bulaşan hastalık denilince aklıma rahmetli arkadaşım Prof. Dr. Muhittin Söylemez gelir. Ailece kedi âşığıydılar. Sokakta ne kadar kimsesiz yavru kedi varsa onlara apartman dairelerinin kapısında süt içirirler ve bakarlardı. Aylarca yoğun bakımda kalan rahmetliye doktorlar; “Nereden buldun bu mikrobu/virüsü?” diye soruyordu. Bu mikrop Afrika’da bataklıklarda olurmuş. Ama rahmetli Afrika’ya gitmemişti. Bu mikrop/virüs her ne ise, insanlara kedilerden geçermiş. Kedilere de farelerden! Özetle iklim değişikliği, kuş göçlerinin de değişmesine ve kuşların kitlesel ölümlerine neden olması, ölen kuşların da farelere, farelerin de kedilere yem olması bir değerimizi yitirmemize neden oldu!Kırda pantolonu çorabın içine sok
Rahmetli çok mütevazı, çalışkan, iyi, değerli bir bilim insanıydı. Hastalandığında İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanıydı. Hastalıktan bir deri bir kemik kalmıştı. Biraz iyileşir gibi olunca fakülteye işinin başına koşmuştu. Tekrar hastaneye yatırılınca ortak bir arkadaşımla kendisine bir gece refakat edecektim. Ama nasip olmadı, bu sefer iyileşemedi ve Hakkın rahmetine kavuştu.KKKA da son yıllarda en çok artan zoonoz hastalıklardan biri. Keneler, daha çok otlak, çalı, su kenarları, gür otların olduğu alanlarda bulunmakta. Genellikle kırsal kesimlerde piknik, kamp yapma, bisiklet, tırmanma gibi davranışlar da kenelerin aktif olduğu nisan-ekim arasında riskli. Soğuk havalarda, keneler uykuda çer, çöplerde ve toprak altında gizlenir. Hava sıcaklığı donma noktasının üzerinde olduğunda, keneler hemen ot ve çalıların uçlarına tırmanarak yapışmak için sıcakkanlı hayvanları (ve de insanları) bekler. Uçamaz ve zıplayamazlar ama nefesle yayılan karbondioksiti birkaç metreden algılayabilir. Bu yıl yağışlı ve çok ılık bir kış geçirdik, yani kenelerin tırmanabileceği otlar her yerden fışkırıyor ve keneler sizi bekliyor; aman dikkat!
Halk tıbbı, doktorsuz bir dünyada; “Kırda pantolonu çorabının içine sok, uzun kollu giy, eve dönünce üstüne bak, eğer kene varsa önce üstüne yağ dök sonra koparmadan V şeklinde kesilmiş ince bir karton ya da PVC kullanılarak sök” diyor...
Özetle, keneden korkma, yapışan keneye yanlış muamele etmekten kork! Ayrıca sizi seviyoruz; hasta hayvanlara veteriner hekim kontrolü ve onayı olmadan maskesiz ve eldivensiz dokunmayın lütfen...