İzmir - 18 Aralık 2002
Kopenhag zirvesinde alınan Avrupa Konseyi kararı uyarınca yeni bir ''katılım ortaklığı belgesi'' hazırlanacağı ve revize edilen bu KOB'ye koşut olarak yeni bir ''ulusal programın'' yayınlanacağı anlaşılmaktadır.
2002 Türkiye İlerleme raporunda gördüğüm eksiklikler ve anılan belgelerde yer almasını istediğim hususları, hukukçu bir yurttaş sıfatıyla, ilgililerin dikkatine sunmayı uygun buldum. Çünkü, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecinin, demokratikleşme ve hukuk devletinin yerleşmesi alanlarında önemli ve yararlı katkılar sağladığını gözlemliyorum.
** Anayasa ve yasa reformları, genel olarak Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı tarafından sivil toplum kurumlarına danışılmadan hazırlanmakta ve değişiklik taslakları ancak TBMM / Komisyonlar aşamasında kamuoyuna açıklanmaktadır. Bu bakımdan, Şubat/Mart/Ağustos 2002 reform yasaları ve 3/10/2001 ve 21/11/2001 Anayasa değişiklikleri eksik, yetersiz ve uygulamada köklü iyileştirme getirmeyecek niteliktedir.
** Anayasa 143 / Devlet Güvenlik Mahkemeleri mutlaka kaldırılmalıdır.
** Barolar, yargının kurucu unsurlarından olma sıfatıyla, Anayasada yargı bölümünde yer almalıdır. Ayrıca, Avukatlık Kanununda yapılacak yeni değişiklikle, Adalet Bakanlığı ve Valilerin barolar üzerindeki ağır vesayeti kaldırılmalıdır.
** Hakim ve Savcıların denetimini Adalet Bakanlığına veren Anayasa 144 ve 140/6 maddeleri kaldırılmalıdır.
** Anayasa 159 ile düzenlenen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısında Adalet Bakanı yer almamalıdır. Ayrıca, HSYK kararları da yargı denetimine tabi olmalıdır. Kurul'un ayrı bir bütçesi ve sekreteryası olmalıdır.
** Anayasayı ihlal suçu işlemek suretiyle darbe yapanların ve onların talimatlarını uygulayanların yıllardır yargılanmasına engel olan Anayasa Geçici 15. Madde tamamen kaldırılmalıdır.
** Anayasanın 83 ve 100.maddelerinde düzenlenen milletvekili ve bakan dokunulmazlık zırhları, kaldırılmalıdır.
** Din, kültür ve ahlak eğitimini ilk ve orta öğretimde okutulan zorunlu dersler arasına koyan Anayasanın 24/4 maddesi kaldırılmalıdır. Ayrıca Ulusal Program'a uygun olarak zorunlu eğitim, 8 yıldan 12 yıla çıkarılmalıdır.
** Anayasa 117.maddede değişiklik yapılmalı ve Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır.
** Milli Güvenlik Kurulu yerine hükümete yalnızca savunma konusunda tavsiyede bulunacak ''Milli Savunma Kurulu'' kurulmalıdır. (Ör; Fransa Anayasası madde 15 ve İtalyan Anayasası madde 87)
** 1966-Birleşmiş Milletler-Kişisel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Seçmeli Protokolları ve Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi (İKİZ SÖZLEŞMELER) bir an önce Bakanlar Kurulu ve Meclis aşamalarından geçirilip Resmi Gazetede yayınlanmalıdır.
** A.İ.H.S. ölüm cezasının kaldırılması hakkındaki 6 ve 13 No’lu Protokollar imzalanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.
** Mahkeme kararlarını uygulamayan politikacı ve kamu yöneticilerini ağır tazminata ve cezaya mahkum eden yasal değişiklikler yapılmalıdır. Örneğin, Bergama'da altın madenciliği ve Bursa'da Cargill işletmesi hakkında ''hukuk devleti ilkesine'' aykırı olarak yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu Prensip Kararları iptal edilmelidir.
** Cezaevleri İzleme Kurulları Kanunu ve Yönetmeliği revize edilmeli ve Kurulların bürokratik yapısı yerine sivil toplum kurumlarının ağırlığı getirilmelidir. Cezaevlerinde avukat-müvekkil ilişkisini zedeleyen ''Üçlü Protokol Uygulaması'' derhal kaldırılmalıdır. Ayrıca, baroların ve ilgili STK'ların görüşü alınmak suretiyle F-tipi ve diğer cezaevlerinde, mahpusların birbirleri ile temaslarını arttıran, izolasyonu azaltan, insan hakları hukukunu temel alan uygulamalar getirilmelidir.
** Gözlem yerlerinde işkence ve onur kırıcı muamelelerin önlenmesi amacıyla Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünde değişiklik yapılmalı ve işkence suçunu işleyen memurlar meslekten men edilmelidir. Aynı değişiklik, Jandarma mevzuatında da yapılmalıdır. Kamu görevlilerinin sınavlarında mutlaka ''insan hakları hukuku'' ( örneğin BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi) sorulmalıdır. Kamu görevlilerinin ilerlemesi ve yükselmesinde insan haklarına ve hukuk devletine olan saygıları ile bu alandaki uygulamaları dikkate alınmalıdır.
** Gereksinimi olan insanların ücretsiz avukatla temasını yaygınlaştırmak amacıyla Harçlar Kanunundan Türkiye Barolar Birliğine aktarılan ''CMUK'' ve 'Adli Yardım'' oran ve miktarları ciddi biçimde arttırılmalıdır.
** Seçimlerde, % 10 baraj mutlaka kaldırılmalıdır. Milletvekili ve belediye başkanı adaylarının bağış, gelir ve giderlerini gösteren beyanname vermeleri yükümlülüğünü getiren yasal değişiklikler yapılmalıdır. 2839 No’lu Milletvekili Seçim Kanununun 33.maddesindeki % 10'luk genel baraj nedeniyle on milyonlarca yurttaş oy vermemiş veya verdiği oy boşa gitmiştir.
** Terörle Mücadele Kanununun 8.maddesi mutlaka kaldırılmalıdır. T.C.K. 312.madde ise muhafaza edilmekle birlikte ''açıklanması açık ve somut tehlike yaratmaması'' koşuluyla her türlü düşüncenin açıklanması, savunulması ve yazılması serbest bırakılmalıdır.
** Türkiye tarafından, A.İ.H.M kararları nedeniyle hakları ihlal edilenlere ödenen tazminatlar, bu ihlallere neden olan kamu görevlilerine rücu edilmelidir. Yasal durum müsait olmasına karşın uygulamadaki isteksizlik nedeniyle rücu davaları açılmamaktadır.
** Adli reformların yaşama geçirilmesi için gerekli olan mali katkının sağlanması için, Adalet Bakanlığının Binde 7 olan bütçesinin en az % 3'e çıkarılması sağlanmalıdır. Aksi durumda, şu anda ağır aksak çalışan adalet sistemi temelli çökecektir.
** 1998- Aarhus-Çevre Konularında Bilgiye Erişim, Karar Vermeye Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi mutlaka yürürlüğe konulmalıdır.
** İlerleme raporunda yer alan nükleer santrallar, yeniden gündeme getirilmemelidir. Türkiye'de rüzgar, su, biyokütle, jeotermal gibi alternatif enerji kaynakları ile enerji verimliliği ve tasarrufu üzerine yoğunlaşılmalıdır.