Size tanıtımını yapmak istediğim oyun, İstanbul Şehir Tiyatroları yapımı olan, “Herkes Aynı Bahçede.“ Oyunun özgün metni ve rejisi Başar Sabuncu’ya ait. “Herkes Aynı Bahçede“, Anton Çehov’un Martı, Üç Kız Kardeş, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi ve Orman Cini adlı oyunlarından kimi sahnelerin, kimliklerin ve repliklerin bir araya getirilmesiyle ve bir anlamda yeniden yazılmasıyla oluşturulmuş. Başar Sabuncu “Herkes Aynı Bahçede“yi Üç Kız Kardeş’in, Vanya Dayı’nın, Vişne Bahçesi’nin seyrettikleri Martı oyunu olarak özetliyor ve şöyle tanımlıyor: “Herkes Aynı Bahçede Anton Çehov’un oyunlarından seçilmiş kimi sahnelerin eklenmesiyle oluşturulmuş bir kolaj değil, bu oyunların ana temaları üzerine yeniden üretilen bir çeşitlemedir."
Oyunun geçtiği düzlem Martı sahnesinin kurulduğu Vişne Bahçesi. Diğer oyunlardan seçilmiş kimlikler de hem oyun içindeki oyunun seyircileri, öte yandan hem kendi oyunlarının ve hem de “Herkes Aynı Bahçede“nin oyuncuları. Bununla birlikte, farklı oyunlardaki kimliklerin üst üste getirilmesi de söz konusu. Örneğin Martı’nın Nina’sının aynı zamanda Üç Kız Kardeş’in İrina’sı olması gibi. Kulağa biraz karışık geliyor, değil mi? Evet, bu çok katlı yapı başta bir kaos izlenimi yaratıyor gibi. Oysa ben bu durumun rejisörün tercihi olduğu kanısındayım. Çehov’un hemen bütün oyunlarındaki büyük kent özlemi, eski ve yeni değerlerin çatışması, sınıf farklılıkları ve sınıf atlama çabaları, aydın eleştirisi gibi temel izleklerin peşinden gidilerek farklı bir düzlemde bir bütün oluşturulmuş ve bu, var olan yapıların parçalanmasıyla elde edilmiş. Bu çalışma, başta yapı-bozucu bir tutum olarak algılansa da, parçaların dramaturjik açıdan oldukça doğru bir yaklaşımla bir araya getirilmesi çeşitlemenin eklektik olmasını engelliyor.
Çehov’un trajikomedisini sadık
Çehov’ un ortaya koyduğu sorunlar, özellikle bizim ülkemiz açısından, ne yazık ki çağımızda güncelliğinden pek de bir şey yitirmemiş durumda. Başar Sabuncu, oluşturduğu bu çeşitlemesinde bir yandan adı geçen oyunların alt-metinlerinin izini sürerken bir yandan da ülkemiz sorunlarına dikkat çekilmesini istediği can alıcı sahneleri bir araya getiriyor. Bunu yaparken, o çok bıçak sırtı olan Çehov’un trajikomedisine de sadık kalıyor.
Sahneleme aşamasıyla ilgili gözlemlediğim en belirgin nokta ise şu; gerek oyunculuk yorumunda gerekse çevre düzeninde doğalcı yaklaşımla göstermeci yaklaşımın birbirinin içine girmesi sonucunda bir üslup karmaşası çıkmış ortaya. Stilize bir dekor anlayışı ve oyuncu seçiminde daha dengeli bir tutumla bu karmaşadan kaçınılabilirdi kanısındayım.
Oyuncular
Bununla birlikte, Lopahin’de Engin Alkan, Nina’da Hümay Güldağ ve Olga’da Nergis Çorakçı’nın performanslarının dikkat çekici olduğunu söylemek istiyorum. Rollerine karşı hem mesafelilerdi hem de bir o kadar inandırıcı. Oyunda rol alan diğer oyuncular ise şöyle:
Erol Keskin (Firs), Mazlum Kiper (Vanya), Aliye Uzunatağan (Arkadina), Erhan Abir (Astrov), Yalçın Boratap (Trigorin), Burak Davutoğlu (Treplev), Orhan Hızlı (Verşinin), Bennu Yıldırımlar (Maşa), Hakan Arlı (Kuligin), Süeda Çil (Dunyaşa), Fırat Tanış (Yakov), Ali Mert Yavuzcan (Serkeş). Sahne tasarımını Nurullah Tuncer, giysi tasarımını Ayşen Aktengiz, ışık tasarımını ise İlhan Ören üstlenmiş. Oyunun müziği Selim Atakan’a ait.
"Herkes Aynı Bahçede“, 27 Şubat – 3 Mart tarihleri arasında Şehir Tiyatroları Üsküdar M. Celal sahnesinde izlenebilir.
Şimdi biraz da haberler... Yeni bir tiyatro açıldı; Tiyatro Pera. Tiyatro Pera, altı yıldır çalışmalarını sürdüren Pera Güzel Sanatlar Okulu’nun bir uzantısı. Ekip perdesini Ariel Dorfman’ın “Ölüm ve Kız“ adlı oyunuyla açtı. Reji Nesrin Kazankaya’ya ait. “Ölüm ve Kız“, cuma, cumartesi ve pazar günleri Pera Güzel Sanatlar Okulu sahnesinde izlenebilir.
Bilsak Tiyatro Atölyesi yeni oyunu “Doğum Günü" ise, cuma ve cumartesi günleri, Maya’da sahneliyor.