17 Eylül 2012Hürriyet Gazetesi
Gelişmiş toplumlar, birkaç dakika, saat, gün, hafta ve hatta mevsim sonraki hava, iklim, su şartlarını, mümkün olduğu kadar önceden, doğru bir şekilde öğrenmek ister.
İlk teneffüs ettiğimiz havayı ciğerlerimize çektikten sonra çığlık atıp ağlayarak hayata başlayıp, yine son nefesimizde ciğerlerimizdeki havayı vererek hayata sessizce veda ediyoruz. Biz havayla ilgilensek de, ilgilenmesek de; doğum ile ölüm arasındaki bu süreçte hava şartları bizimle sürekli ilgileniyor. Bu nedenle tüm dünyada medya mensupları, hava durumu programlarının herkesi ilgilendirdiği konusunda hemfikirdir.
1879 yılından beri İngiltere’de basın havayla ilgili bilgileri veriyor. 14 Kasım 1922’de BBC, radyodaki hava durumu programlarında Meteoroloji Servisi’nin hazırladığı raporları okudu. 11 Kasım 1936’da dünyada ilk defa BBC, meteoroloji haritalarını TV’de göstermeye başladı. 1953 yılında ise BBC “kişiselleştirilmiş hava durumu programı” için bir meteorolojistin meteoroloji haritaları üzerinden hava durumunu yorumlayıp anlatması uygulamasına geçti. ABD’de de medya, 1950 yılından beri meteorolojist çalıştırıyor. Reyting raporları da, meteorolojistler tarafından sunum yapılan haber programlarının tercih edildiğini gösteriyor. Artık Amerikan Meteoroloji Odası (AMS) ve Avrupa Meteoroloji Örgütü (ECOMET) hava durumu programları için standartlar geliştirip uyguluyor.
Çağdaş ülkelerde hava durumu sunucuları, meteorolojiden satın aldıkları tahminlere kendi yorumlarını katarak sunuyorlar. Aslında hava durumu sunucuları, meteorolojinin kamuya açılan yüzüdür. Bu nedenle meteoroloji teşkilatları, büyük masraf ve emeklerle ürettikleri bilgileri, palyaço, artist, manken vb. yerine meteorolojistler tarafından halka sunulmasını isterler. Meteorolojist sunucular, kapalı ortamlarda çalışanların yanı sıra çiftçi, yolcu, balıkçıya da hitap ettiklerini unutmazlar. Örneğin şiddetli bir yağmurun, sellerin, hasat sonrası tarlada bekleyen ürünün heba olması, ya da otobüs seferlerinin ertelenmesi anlamına geldiğini de uygun bir şekilde hissettirirler. Aksi takdirde orada bulunmalarının hiçbir anlamı olmazdı.
BUGÜN NASIL GİYİNELİM
Ülkemizde de Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden satın alınan bilginin uzmanları tarafından televizyonda yorumlanarak sunulması, şüphesiz yararlı oluyor ve ilgi çekiyor. Örneğin, önümüzdeki kış günlerinde düşük hava sıcaklıkları kuvvetli rüzgarlar ile birleşince “rüzgar soğuğu” denen üşüme ortaya çıkacak. Sıcaklık ve rüzgar verileri kullanılarak insanların rüzgar nedeniyle hissedeceği sıcaklıklar belirlenip halka “Bugün Nasıl Giyinelim” şeklinde bildirilebilir. Böylece veliler de, çocuklarını okula göndermeden önce “rüzgar ısırığına” maruz kalacak el ve yüz gibi yerleri korumak için tedbirler alabilirler.Bir hava durumu sunucusu için, tüm ülke hakkında, 30-40 kelimelik bir metin yazmak zordur. Ülkemizdeki ciddi TV kanallarında meteorolog çalıştırılmaya başlandığından beri hava durumu programlarında önemli gelişmeler oldu fakat hâlâ bilgiler “konserve” olarak sunuluyor. Aslında basit bir meteoroloji radarı, yıldırım detektörü, w ebcam, desteği, vb. ile havayla ilgili bilgiler canlı ve daha ilginç olarak verilebilir...