26 Mart 2012Hürriyet Gazetesi
Yeşilden yoksun kentliler maalesef bu mevsim değişikliğinin farkına ancak artan hapşırık, burun, göz akıntıları, alerji şikâyetleriyle varabiliyor.
Havaların ısınmasıyla ağaçlar çiçekleniyor, çimenler yeşilleniyor, çiçekler açıyor, kuşlar ötüyor. Özellikle de her yaştan çocuklar için dışarıda bulunmak içerde bulunmaktan çok daha eğlenceli. Maalesef alerjisi olanlar için çevre kirliliği ve iklim değişikliğine ilaveten doğadaki bu canlanma son derece rahatsız edici olabilmekte.RÜZGAR ARTTI ALERJEN HIZLANDIİlerleyen küresel iklim değişikliği ve dolaysıyla artan şiddetli hava olayları nedeniyle bahar alerjisi gibi rahatsızlıklar daha şiddetli hissedilir oldu. Eskiden (çevre kirliliği bu kadar fazla değilken) sadece baharda çimen, ot, çiçek ve ağaçların çiçek açmalarıyla artan polenler atmosfere yayılır, sonunda ağız, burun, göz ve ciğerlerimize kadar ulaşırdı. Özellikle de sıcak ve rüzgârlı havalardan sonra polenler havaya daha çok dağıldığı için bahar mevsiminde alerjik şikâyetler artardı. Küresel iklim değişikliği hem hava sıcaklıklarında, hem de neden olduğu şiddetli hava olaylarıyla birlikte rüzgarın hızında önemli artışlara neden oluyor. Bütün bunların bir sonucu olarak da havadaki alerjenlerin (polen, küf, toz, hayvan tüyü, akarlar) sayısı da önemli ölçüde artıyor. İşte Prof. Dr. Elif Dağlı’nın bana “bu makale hepimize çok yararlı olabilir” diyerek gönderdiği EcoHealth dergisinde 2009’da yayınlanmış “Aeroallerjenler, Alerjik Hastalıklar ve İklim Değişikliği: Etkiler ve Uyum” başlıklı makale bu konudaki çalışmaları çok güzel bir şekilde özetliyor. ABD’DE YILLIK BEDEL 30 MİLYAR DOLARMakaleye göre alerji ve astımın, üretkenlik kaybı ve sağlık sistemine olan maliyetleri gibi dolaylı ve direkt ekonomik kayıpları örneğin ABD’de yılda 30 milyar dolara ulaşıyor. ABD’de nüfusun yarısı bir veya birden fazla alerjene karşı duyarlı. Ayrıca ABD’de 34 milyon insana da astım tanısı koyulmuş. Türkiye’de de durum çok farklı olmasa gerek. Yani problem büyük ve artmakta. Alerjenlere maruz kalanlarda alerjik rinit (saman nezlesi), astım ve atopik dermatit (egzama) gibi üç belli başlı hastalık görülmekte. Son yıllarda astım ve alerjik rinitte önemli artışlar var. Bir hesaba göre dünya çapında çocukların yüzde 15-20’si atopik dermatit ve bu sayı hızla artmakta.Küresel iklim değişikliği, dünyanın her yerinde gök gürültülü fırtınaları ve tropik enlemlerde tayfunları hem sayı, şiddet, hem de süre bakımından artırıyor. Bazı çalışmalar gök gürültülü fırtınalar ve tayfunlar gibi şiddetli hava olaylarının, hava durumu, alerjenler ve alerjik hastalıklar arasında net sonuçlar olduğunu göstermekte. Bu çalışmalar, gök gürültülü sağanak yağışlı havalarda hem astım hastalarının, hem de daha önceleri sadece alerjik riniti olanların astım krizine girdiğini göstermekte. Gök gürültülü fırtınaların rüzgarı ve onunla beraber görülen yağış, solunum yollarından geçebilecek kadar küçük polenlerin yayılması için en uygun koşulları oluşturuyor.KATRİNA ÖKSÜRÜĞÜHemen ülkemizde Katrina gibi tayfunlar olmuyor diye sevinmeyin! Katrina’nın New Orleans’s neden olduğu seller binalarda küfe, küfler de o binalarda bulunanlarda alerjik hastalıklara neden oldu. Hatta belirtilerine Katrina Öksürüğü, Barınak Öksürüğü gibi takma adlar takılmıştı. Özetle Katrina sadece tayfun olduğu için değil; neden olduğu seller nedeniyle alerjik hastalıklarda patlamalara neden olmuş. Türkiye’de de özellikle şehirlerde oluşan seller nedeniyle binaların giriş ve bodrum katları su altında kalınca buralarda yaşayan ve çalışanlar da benzer şekilde alerjik hastalıklarla boğuşacaktır.Bu durumda astronomik olarak 21 Mart’ta (beş gün önce) girdiğimiz bahar mevsimi ile birlikte hem kırkikindi gibi gök gürültülü sağanak yağışların, sellerin, hem de alerjinizin artacağını bilin ve gerektiğinde doktorunuza danışarak önlemlerinizi alın.