19 Şubat 2008
Bir grup akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi, bugün Çankaya Köşkü’ne çıktı. Görüşmenin ardından heyet adına açıklama yapan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “Kürt sorununun demokratik çerçevede çözülmesi” konusundaki taleplerini içeren bir mektup sunduklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Gül’ün, “konuyu değerlendireceğini” ifade ettiğini belirten Gürsoy, önümüzdeki dönemde bütün bu çabaların barışçıl ve demokratik bir çözüm yolunun kapılarını açacağını ümit ettiklerini söyledi.
Gürsoy, gazetecilerin “2005 yılında Başbakan ile bir görüşmeniz vardı. Umduğunuzu bulamadığınız için mi Cumhurbaşkanı Gül ile görüştünüz?” sorusu üzerine, aradan geçen 3 yıl içinde neler olup bittiğini herkesin bildiğini belirterek şöyle dedi:“Çözüme yaklaşmış saymıyoruz kendimizi. Türkiye kritik dönemler geçiriyor. Çatışmaların önümüzdeki aylarda yeniden başlaması endişesini duyduğumuz için bu dönemde birtakım adımların atılması konusunda sayın Cumhurbaşkanımızın irade koyması talebimizi dile getirdik bir kez daha.” Gürsoy, “Çözüm konusunda umudunuz var mı?” şeklindeki soruya “umut taşımak istedikleri” yanıtını verdi.Cumhurbaşkanı Gül’ün, “bu konuyu son derece önemsediğini” belirttiğini anlatan Gürsoy, “Bu çabaların süreceği konusunda bir güvence vermiş durumdadır Cumhurbaşkanı. Bunu önemsiyoruz. ‘Demokratik standartların yükseltilmesi konusundaki talebin önemsendiğini’ ifade etmiştir” dedi.MEKTUBUN İÇERİĞİKürt sorununun barışçı yöntemlerle çözülmesi için adımlar atılacağı yönünde verilen sözlerin hatırlatıldığı mektupta, tırmanan şiddet ve milliyetçiliğin, akılcı çözüm arayışlarının önüne geçtiği ve bir arada yaşama isteğinin aşınmaya başladığı belirtiliyor. Mektupta, DTP’nin kapatılması davasına tepki gösteriliyor; “Siyasi, iktisadi, insani çözümlerin derhal gündeme getirilmesinin gerektiği bu kritik dönemde, DTP’nin kapatılması davası gerginliği ve çözümsüzlüğü derinleştirecek” deniyor. Mektuptaki bir başka önemli çağrı ise, PKK’nın silahsızlandırılması için: “Hiç kimsenin, ahlaki çağrışımı muhbirlik olan onur kırıcı bir dönüşü kabul etmesinin kolay olmayacağını unutmayalım. Düzenlemeler, meydan okuma değil; çağrıya uyma isteği yaratmalıdır.” Cumhurbaşkanı’na yazılan mektup şu sözlerle bitiyor: “Bizler, aynı acıları, aynı kaygıları paylaşanlar ve umudu barış olanlar, utanmadan birbirimizin gözlerine bakabilmeyi, korkmadan birbirimize sarılmayı, kardeşçe yaşamayı özlediğimizi ilan ediyoruz. Böyle bir birliği özlüyoruz, savunuyoruz. Özlemimize sahip çıkacağız, özlemimizi gerçekleştirenlerin arkasında olacağız. Anayasa, milletin birliğini temsil görevini Cumhurbaşkanı’na vermiştir. Yukarıda ifade ettiğimiz sorunların çözümü için aktif tavır almanızı bekliyoruz.”100 AYDIN İMZALADIMektubu, aralarında Prof. Dr. Ahmet İnsel, Prof. Dr. Mithat Sancar, Prof. Dr. Ali Nesin, Prof. Dr. Baskın Oran, Can Paker, Ergin Cinmen, Prof. Dr. Doğu Ergil, Prof. Dr. Fuat Keyman, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Murat Belge, Prof. Dr. Şerif Mardin, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Hülya Gülbahar, Volkan Vural, Zeynep Tanbay, Yılmaz Ensaroğlu ve Yücel Sayman’ın da aralarında bulunduğu 100 hukukçu, akademisyen ve STK temsilcisi imzaladı.