Filistin'de iç savaşa doğru

Dünya Basınından
-
Aa
+
a
a
a

23 Mayıs 2006

Ekonomik ambargonun yol açtığı büyük krize çözüm aranırken Hamas’ın El Fetih’e bağlı güvenlik güçlerine alternatif olarak Gazze Şeridi’nde oluşturduğu 3 bin kişilik yeni güvenlik gücü ipleri kopma noktasına getirdi. Hamas, eski güvenlik birimini feshetmek amacıyla kendi maskeli militanlarını Gazze sokaklarına bırakarak silahlı çatışmalara da davetiye çıkardı.

Hamas bu hareketiyle düzeni sağlamak bir yana zaten Hamas’ı içine sindiremeyen El Fetih’e bağlı güvenlik kuvvetlerini de kışkırtmış oldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas’ın bu girişimini veto ederek, yeni güvenlik kuvvetini tanımadığını açıkladı. Hamas ise düzeni sağlamak için böyle bir yapılanmanın zorunlu olduğu iddiasında. Yani Abbas’ın temsil ettiği Filistin yönetimi ile İsmail Haniye’nin başbakanı olduğu hükümet arasındaki çift başlılık artık sokaklarda silahlı çatışmaya dönüştü. TOPLUMUN EKSENİ KAYIYORFilistin tarihi için önemli bir dönüm noktası olan bu çekişmenin iç savaşa dönüşmesi işten bile değil. Bu noktaya gelinmesinde dış dinamiklerin ‘katkısı’ tabii çok büyük ama içerideki çekişme de Filistin’in geleceğine yön verecek. Çünkü, İsrail karşısında en zor koşullarda birbirine düşmeyen her iki grubun bu noktaya gelmesinin en önemli nedenlerinden biri geleneksel güçlü liderliklerinin olmaması. Yani artık ne Arafat ne Şeyh Yasin var.Hamas haklı olarak iktidar olmanın avantalarını kullanmak, Fetih kadrolarını tasfiye etmek istiyor. Ama bu erken ve küçük politik oyunlar Filistin toplumunun kendi dinamiklerini de alt üst ediyor; umutsuzluk artıyor. En tehlikeli gelişme de geçtiğimiz günlerde yaşandı. Filistin İstihbarat Birimi Başkanı Tarık Abu Racup, Filistin El Kaide Örgütü adlı bir grubun saldırına uğradı. Eğer böyle bir örgüt Filistin topraklarına sızdıysa, eğer İsrail’in bir provokasyonu değilse, İsrail bundan sonraki saldırılarına uygun bir kılıf bulmuş, daha da ötesi El Kaide anlayışı Filistin toplumuna sızmış olacak ki, verilen mücadele tartışılır hale gelecek. Filistin toplumu sosyal, siyasi ve günlük yaşam anlamında çok tehlikeli noktalara sürüklenebilecektir.Bugüne kadar Filistinli gruplar topraklarında hiçbir yabancı örgütün eylem yapmasına izin vermedi. Filistinli örgütler de işgal toprakları dışında eylem yapmadı. Filistinliler mücadeleyi kendi dinamikleri ile sürdürdü. KİM ZARAR VERİYOR?Bu durum devam ederse İsrail içinde şu tartışma başlayacak gibi görünüyor; “Gazze’den böyle bir karmaşa yaratmak için mi çekildik? Filistin toplumu kendini yönetmekten aciz durumdayken masaya nasıl oturulacak?”El Hayat El Cedide’nin editörü Hafez Barguti şöyle anlatıyor: “Gazze’de hiçbir şey özgürleşmedi. Tam tersine Gazze yeniden fethedildi; İsrail’in erkek, kadın ve çocuklara yönelik bombardımanı, resmi kurumlarını ve belediyeleri, su ve elektrik sistemini yerle bir etmeye devam ediyor.”Bu durum madalyonun İsrail politikalarını gözler önüne seren yüzü. Diğer yüzündense Filistin halkının iktidara getirdiği Hamas sorumlu. Hamas hükümeti şu anki pozisyonunu yumuşak bir geçişle değiştirmediği takdirde Filistin halkına İsrail’den kadar fazla zarar verecek gibi görünüyor.İşte Washington’daki İsrail Başbakanı Olmert ile Bush görüşmesi böylesi bir manzara ile gerçekleşiyor. Olmert, uygulamaya koyacağı plan konusunda Bush’u ikna etmeye çalışıyor. İki devletli çözüm önerirken, büyük yerleşimlerin bulunduğu Batı Şeria’nın bir bölümün ilhak ediyor, Doğu Küdüs ile Filistin topraklarını birbirinden ayırıyor. Filistinlileri birbirinden izole 3-4 kantona sıkıştırıyor. Olmert bu konuda anlaşma masasına da oturmak istemiyor. Çünkü hiçbir Filistin liderinin bu planı kabul etmeyeceğini biliyor. Oysa, İsrail ile Filistin’in eşit koşullardaki partnerler olmadığını hiçbir zaman unutmamak gerekiyor.İsrail, ABD yönetiminden tek taraflı olan ve çözüme hizmet etmeyecek bir anlaşma için destek istiyor. Gerekçe olarak da Filistin’deki yönetim karmaşası, temsil krizi ve Hamas’ı gösteriyor. ABD ise İsrail’in bu planını kabul etmekle birlikte bölgede kendine yönelik tepkinin daha da artacağından endişeli.Filistin hem mücadele hem toplumsal yaşam açısından uçuruma sürükleniyor. Bu kriz ve muhtemel iç savaşı önlemenin tek yolu dünyanın uyguladığı haksız ambargoyu kaldırması kadar Filistin toplumunun mücadele ekseninde yatıyor. Ekseni ise İslami bir Filistin değil bütün siyasi ve dini unsurları kapsayan mücadele oluşturuyor.