Daldan dala 2004

-
Aa
+
a
a
a

Sizlerle uzun zamandır görüşlerimi paylaşamadım. Bak ben dememiş miydim, diyemedim. Sanırım ve hatta eminim siz de bu eksikliği hissetiniz. Bu akşam biraz nefes alır gibi oldum ve biriktirdiğim notlarımdan birkaçını yazıp gene aynı şeyleri söylüyor dedirteceğim sizlere. Ama bu benim sorunum değil. Bizim sorunumuz. Ve lütfen yazdıklarımı o olaylardan soyutlayıp bir mantık olarak yorumlayın. Beni öyle anlamaya çalışın. En azından neden bu kadar karamsar olduğum anlaşılabilir belki.

 

Geçtiğimiz haftalarda Ülker-Barcelona basketbol maçı oynandı. İlk yarı 48-20 Barcelona’ nın galibiyeti ile sonuçlandı. 2. yarı başlamadan önce Sn. İsmet Badem devre arasında anladığım kadarı ile Sn. Ergin Ataman (Ülker koçu) ile konuştuğunu ve onun savunmaya çok önem vererek oynayacağımızı söylediğini belirtti. Bu sözü Sn. Ergin Ataman söylememiş olabilir, o anda kızıma da laf yetiştiriyordum, yanılmışımdır belki. Belki de Sn. İsmet Badem’in kendi yorumudur. Fark etmez. Sorun bu matematik ilişkide hâlâ savunmayı düşünebilecek bir mantalitede olabilmek. Düşünün 28 sayı geridesiniz ve savunma yaparak maçı kazanacaksınız.

 

Tanrı aşkına, ilk yarı Ülker döküldü 20 sayı attı. Barcelona biraz daha dökülsün 19 sayı atsın. Fark zaten 28. Üstüne 19 daha koyarsanız 47 eder. Bu düzeydeki bir rakibe bir basketbol maçında daha ne kadar savunmayı sıkabilirsiniz. Üstelik her 24 saniyede bir top rakibe verilecek. Allah aşkına bu anda düşüneceğiniz şey savunma mıdır, yoksa her ne yerseniz yiyin 3 fazlasını nasıl atacağınız mıdır? Bu fark yemeyerek nasıl kapanır? Ne zaman biz edilgen olmayı değil etken olmayı düşüneceğiz? Trafikte kafa hızlı gitmeye takılmıştır. Oysa Türkiye’de trafik durmaktadır, otoyollarda bile. Neden aracımızı hem güvenli hem hızlı kullanmayalım ve aslında trafik sorununun çok daha derinlerde olduğu gerçeğini aramayalım? Neden sorun sadece kırmızıda durmamak olsun? Asıl yapılan yeşilde geçmemeye neden kafa takılmasın?  Neden her sorunu etkin olmayarak çözmeye çalışıyoruz? (Nasıl olacak ise.)

 

Sayın okurlar, neden diyerek hayata analitik olarak bakmadığımız, bakanlara ise aykırı, muhalif, vb. bir sürü yakıştırma yaptığımız sürece çözümlerimiz olmayacak ve bize dikte edilenleri kabul edeceğiz.

 

Biz mükemmeliz

 

Yine geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesinde geçen yıl Adana’dan kalkıp Cidde’ye hacıları almaya boş olarak giderken düşen uçağın konuşma kayıtları ve bilirkişi raporu yayınlandı. Bu bilgilere göre kokpitte pilotlar dışındaki personel de vardı ve dikkatin dağılmasına yol açma olasılıkları bulunuyordu. Uçak cihazlarının sesli uyarısına karşın bile buzlanmayı önleyici bir sistem açılmamıştı.

Anımsayın Açık Site’de de yayınlanan Sn. Uğur Cebeci’ye 1997 yılında uçak kazalarının ülkemizdeki bireysel ve organizasyonel sorunları ile ilgili olarak gönderdiğim bir yazıyı. Uçağın teknolojik güvenliği ile bu teknolojiyi uçuran organizasyonun güvenliği arasındaki farkı örneklerle vurgulamaya çalışmıştım. Sıkıcı, ben ta ne zaman yazmıştım cümlesi bu belirttiklerim ama ne yazık ki doğru. Arşivlerde duruyor. Sorun da bu kadar aynı olmamız; hiçbir zaman değişmeyi düşünmememiz. Biz mükemmeliz.

 

Sn. Mustafa Sarıgül Ali Sami Yen Stadı için bir öneri getirdi. GS’nin maçlarını kısa bir onarımdan sonra Ali Sami Yen Stadında oynamasını, bu süre içerisinde göstereceği bir başka yerde yeni bir stad yapılıp, Ali Sami Yen Stadının yerine bir kompleks yapılmasını istedi. Bu öneri olay oldu. El insaf. Günahımız Açık Site ve onun okuru yazarı olmak mı? Biz bu önerinin daha doğrusunu 2000 yılında Açık Radyo’dan bu yana konuşup yazmadık mı? Bunlar da duruyor arşivlerde, bantlarda.

 

Sn. okurlar, sadece Ali Sami Yen Stadı değil, Fenerbahçe Stadı da, İnönü Stadı da yıkılmalıdır. Başka ülkeler beni ilgilendirmiyor. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da bu ana arterlerde stad olamaz. Onun için geçici süre ile bile bu stadlar kullanılamaz. Daha ulaşılabilir bir yerde ama kesinlikle yerleşim merkezi dışında ve kuşkusuz ki futbol amacına uygun olarak yeni stadlar yapılıp maçlar oralara alınmalıdır. Bu süre içinde sadece GS değil FB ve BJK da maçlarını Olimpiyat Stadında oynamalılar. Tüm stadlar bu arterlerden alınmalı. Arazilerin nasıl değerlendirilebileceğini bile yazmıştık. Ne yapalım, bizler sıradan insanlarız, bizim önerilerimiz bizim gibi aykırı muhaliflerin arasında kalır.

 

Sayın okurlar bu arada evlere şenlik bir yasa çıktı sanırım. Hatta Aydın’da uygulaması bile başlamış. Karayolu üzerinde alkollü içki satışı yasaklanmış. Ama tam metni okuyamadım. Araştırmacı gazeteci olarak okuyayım, bu hiç kimsenin aklına gelmeyecek dahiyane yasak için de yazacağım.

 

Çok ben dememiş miydim yazısı oldu ama lütfen psikolojik sorunları olan bir insanın kendince rahatlama çabası olarak kabul edin ve kusuruma bakmayın.