13 Aralık 2007
Prof. Dr. Mithat Sancar Genelkurmay Başkanı’nın Meclis’i ilgilendiren konuda bu kadar sert konuşmasının anayasayla uyuşmadığını, ayrıca kapatma davası sürecinde bu açıklamanın hukukla bağdaşmadığı görüşünde. Prof. Levent Köker asıl Büyükanıt’ın sözlerinin “PKK’nın oyu var” anlamına geleceğini belirterek, “Bu beyan da siyasallaştırıyor PKK’yı” yorumu yaptı. Prof. Ahmet İnsel de Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarını dava süreci başlamışken yargıya müdahale olarak yorumlamak gerektiğini kaydetti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, dün Ankara Orduevi’nde düzenlenen konferansta “Terör hem siyasallaştı, hem de legalleşti. Legalleşmeyen tek, onun silahlı terör boyutu. Legalleşmenin bir kısmı tamam. Örgüt bazında legalleşme, örgütün legalleşmesi kaldı. O teklifler, şunlar, bunlar anayasa değişiklikleri... Anayasa ile ilgili değişiklik teklifi veriyorlar” dedi. Büyükanıt’ın DTP hakkındaki kapatma davası sürerken yaptığı bu değerlendirmeyi, hukukçu akademisyenlere sorduk. NTVMSNBC’ye yapılan değerlendirmeler şöyle:Prof.Dr. Mithat Sancar (Ankara Üniversitesi)GENELKURMAY’IN YETKİSİ OLMADIĞINI HERKES BİLİYOR“Şimdi iki boyutu var kuşkusuz. Genelkurmay’ın bu tür konularda açıklama yapmaya yetkisi olmadığını herkes biliyor aslında. Yani siyasal ve Meclis’i doğrudan ilgilendiren böyle bir konuda bu kadar sert konuşabilmesi anayasal çerçeveyle uyuşmuyor. İkincisi; başlayacak bir dava süreci var DTP’nin ve iddia PKK’nın yasal uzantısı olduğu şeklinde. GENELKURMAY BAŞKANI, BAŞKA ÜLKELERDEKİ GİBİ DEĞİL“Şimdi bu iddiaları açıkça bir Genelkurmay Başkanı’nın dile getirmesinden dava sürecinin etkilenmesi ihtimalini düşünmek gerekiyor. Çünkü herhangi bir kişi konuşmuyor; Genelkurmay Başkanı konuşuyor. Türkiye’deki Genelkurmay Başkanı’nın herhangi bir ülkedeki Genelkurmay Başkanı olmadığı da biliniyor. DELİLE DAYANMADAN KONUŞMAK SEÇMENLERİ ETKİLER“Dolayısıyla böyle bir açıklamanın yargı sürecine olumsuz etkisi olma ihtimali var; bunun da hukukla bağdaşmadığını görürsünüz. Öte yandan mahkeme kararına dayanmadan, bir delile dayanamadan bir partinin bu kadar açık bir ifadeyle doğrudan hedef alınması, partiye oy verenleri etkiler. Genelkurmay Başkanı gibi önemli bir görev yürüten birinin bu konunun hukuki çerçevesini dikkate alan bir tutum takınması beklenir.” Prof. Dr. Levent Köker (Gazi Üniversitesi):BU BEYAN DA PKK’YI SİYASALLAŞTIRIYOR“Burada kastedilen DTP ise ona oy vermiş insanlar var. “Onlar da mı PKK’lı” diye bir soru geliyor insanın aklına. Bu tabii pek iyi bir beyan olmadı. “PKK’nın oyu var” manasına geliyor. Bu beyan da siyasallaştırıyor PKK’yı. “PKK Meclis’e girdi” deyince, “oy aldı” demektir. Oy almadan Meclis’e nasıl girer? Ya buna oy verenler cahil, bilmiyorlardı PKK olduğunu ya da bilerek oy verdiler. ANAYASA MAHKEMESİ SAKINACAKTIR“Bu açıklamanın Anayasa Mahkemesi’ndeki DTP’nin kapatılması davası sürecini etkileyeceğini sanmıyorum. Bence hiç bir açıklamanın mahkemeleri etkilememesi lazım. Bu da bu aşamada etkilemez. Tabii ki yapılmasa iyi olur bu tip açıklamalar. Ben etkileyeceğine inanmıyorum. Çünkü bir kere etkilendiğine çok kuvvetle ihtimal verilen bir karar verdi Anayasa Mahkemesi ve dolayısıyla sakınacaktır bundan.” Prof. Dr. Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi):YARGIYA MÜDAHALE OLARAK YORUMLAMAK GEREKİYOR“DTP hakkında bir yargı süreci başlatılmışken Genelkurmay Başkanı’nın böyle bir açıklama yapmasını genelde yargıya müdahale olarak yorumlamak gerekiyor. DTP’nin üzerinde nasıl bir etki yaratacağını bilemiyorum ama yargıya müdahale olarak yorumlamak gerekiyor. Bu konuda Genelkurmay Başkanı’nın veya diğer kişilerin daha dikkatli olması gerekir. Türkiye’de bağımsız yargı olduğundan bahsediyorsak öncelikle buna dikkat etmek gerekir. SEÇMENLER ZORLA DEĞİL, ZORLUKLA OY VERDİLER“Çünkü DTP’nin kapatılması için bir yargı süreci başladı. Bir kere bu açıdan sakıncalı, ikincisi seçimde bağımsız adaylar olarak seçildiler. Seçmenler zorla oy vermediler, zorluklara rağmen oy verdiler. Dolayısıyla burada bir açık irade var. Bu iradeyi, kendilerini DTP’nin temsil etmesini isteyen iradeyi reddettiğiniz zaman akla şöyle bir şey geliyor. Biz sadece Türkiye devleti olarak PKK’nın (5 bin, 3 bin, sayısını bilmiyoruz) silahlı militanına karşı değil daha geniş Kürt kökenli yurttaş kitlesine karşı düşmanca bir tavır altında olduğumuz ortaya çıkar, bu çok vahimdir. SEÇMENİN PKK BAĞLANTISI CİDDİ BİR İMA“Seçmenin PKK bağlantısı olduğu için oy verdiğini ima etmek ciddi bir ima ve bu Türkiye’deki seçmenin iradesini kısmen dikkate almayan bir tavır. Ancak bilinçli yapıldığını zannetmiyorum. DTP ile ilgili değerlendirmeler dile getirilirken, çok üzerinde durulmadan dile getirilmesi gibi. Bu çerçevede Genelkurmay Başkanı’nın da açık bir şekilde yargıyı etkileme amacı taşıdığını zannetmiyorum.”İNSAN HAKLARI ‘TERÖRİST HAKLARI’ MI OLDU?Büyükanıt’ın dikkat çeken bir başka ifadesi de şöyle: “Terör mücadelesinde insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve barış gibi insanlığın yüksek değerlerini elimizden kaçırdık. Onlar bize sonra silah olarak döndü. Bunları şu anda kim kullanıyor? Biz mi kullanıyoruz, terör örgütü mü kullanıyor? İnsan hakları adeta terörist hakları haline dönüştü.”PROF. SANCAR: ÖZELEŞTİRİ YAPSAYDI...Prof. Mithat Sancar, “Genelkurmay Başkanı veya bir hükümet yetkilisi ‘Biz insan hakları, barış, demokrasi, özgürlük gibi kavramların gereğini yerine getirmedik. Getirseydik bugün bu kadar sıkıntıyla karşılaşmazdık’ deseydi bunu bir özeleştiri ve geleceğe yönelik çok ciddi bir umut olarak yorumlardım. Çok anlamlı olurdu benim için. Ama şu haliyle açıklamayı yorumlamam zor” yorumu yaptı. PROF. KÖKER: ELDEN KAÇMIŞ DEĞİLProf. Levent Köker’in yorumu ise şöyle: “Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesinin tam tersini düşünüyorum ben. Yani bir defa hem PKK, hem DTP, özellikle bu demokrasiyle ilgili çok duygusal olan Avrupa Birliği tarafından çok eleştirildi. Hani terörle olan bağlantı ve bu bağlantının açık bir biçimde kesilmesi falan. Dolayısıyla demokrasiden, insan haklarından ve barıştan yana olunması halinde daha doğru tavır konulabilir, diye düşünüyorum. Yani bu kavramlar elden tam kaçmış değil, yakalaması daha kolay durumda şimdi.”