İngiliz halkını, siyasi partilerin 5 Mayıs'taki genel seçimde demokratik bir seçim sunduğu konusunda ikna etmek için, alışık olduğumuz türden, vahim bir medya kampanyası yürütülüyor. Bu bariz saçmalık, en kötü, en vahşi sağcı rejimlerden birinin lideri olan Tony Blair'in onu yenmek için "çok kötü sağcı bir kampanyanın" varlığını ilan etmesiyle komik bir hal aldı. Keşke o kadar komik olsa. Keşke, "ah keşke, "başarılı" bir İşçi hükümetine methiyeleri içimiz parçalanmadan okuyabilsek. Keşke savaş çığırtkanlarının İngiliz seçmenlerinin "ilgisizliğinden" şikayet edişlerini, kahkahalarımız, içimizdeki kusma hissine yenilmeden, okuyabilsek.
Gerçekler çarpıtılabilir ancak milyonlarca saygın Britanyalı için bu çarpıtma son buldu ve jeton nihayet düştü. Bu sebeple Blair'e teşekkür edebilirler. 5 Mayısta yozlaşmış, demokratik olmayan bu sistemi, geçen sefer yaptıkları gibi yine sessizce protesto ederek en düşük katılıma sebep olacaklar. Diğerleri temel ahlaki ilkeleri bir yana bırakmaları hususunda büyük bir baskı altında, "başarılı" Blair hükümeti lehinde oy kullanacaklar. Onlar, bunun hemcinsleriniz, insanlık için ne demek olduğunun farkında olmamalılar.
Blair'e oy vererek, Blair ve Bush tarafından savunmasız bir ülkeye sebepsiz yere ve uluslararası yasaları ihlal ederek gönderilmiş zorba güçler tarafından katledilmiş, çoğunluğunu masum kadın ve çocukların oluşturduğu, en az 100.000 ölüyü çiğneyeceksiniz. Bu ihtiyatlı tahmin, İngiliz tıp dergisi Lancet'te yayımlanan bir Anglo-Amerikan araştırmasının sonucudur. Bu, Blair ve Bush'un Irak'ta sebep oldukları, suç teşkil eden katliamın en güvenilir kanıtı olup bu seçim "kampanyasında" hasır altı edilmiştir.
Blair'e oy vermek suretiyle İngiliz bombalarına ve zayıflatılmış uranyumun sebep olduğu zehirli patlamalara maruz kalan sayısız Iraklı çocuğun çığlıklarına kulaklarınızı tıkamış olacaksınız. Blair ve Bush'un bu görünmeyen kurbanları, - çok nadir görülen "gebelik kanserine" yakalanmış Iraklı kadınlar ve açıklanamayan bir lösemiye yakalanmış çocuklar da dahil olmak üzere - sizi ilgilendirmeyecek. 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra Kuveyt'i temizleyen askeri uzmanlardan birine göre, Blair ve Bush, Irak'ın bir çok yerinde "başka bir Hiroşima" yarattılar. Oy vererek buna onay vermiş olacaksınız. zere - sizi ingş açıklanamayan şöyısız Rsonucudur.ları u
Blair'e oy vermek suretiyle Blair ve Bush'un işgaliyle Irak'ta açlığa mahkum edilen on binlerce çocuğa sırtınızı dönmüş olacaksınız. 30 Martta BM İnsan Hakları Komisyonu beş yaşın altındaki Iraklı çocuklar arasındaki yetersiz beslenme oranlarının işgalden bu yana Saddam Hüseyin dönemindeki değerlerin iki katına fırladığını açıkladı. Komisyon raporunun yazarı Jean Ziegler, BM açlık uzmanı, "koalisyonun" suçlanması gerektiğini söyledi.
Blair'e oy vermek suretiyle yalancının zaferini onaylamış olacaksınız. Blair o kadar büyük bir yalancı ki, onu hâlâ politik, üstü kapalı bir üslupla koruyanlar, örneğin Robin Cook ("Ne yaptığını çok iyi biliyor. Sanırım ortada samimiyet eksikliği var"), The Guardian ve BBC, bile yalancılığını örtebilmekte zorlanıyorlar.
İşte en son yalanı. 13 Martta Jonathan Dimbleby, Blair'e başbakanın dış politika danışmanı olan David Manning'in sızdırılan notlarını sordu. Bu notlarda, Mart 2002'de Manning Blair'e, Amerikalıları "rejim değişikliği için verdiğiniz desteği değiştirmeyeceğiniz" konusunda temin ettiği bilgisini veriyor. Blair, Dimbleby'a "gerçekten böyle bir şey söylemediği" yalanını söylüyor: Manning'in "BM kararlarını ihlal ederek kitlesel imha silahları geliştirmeye artık daha fazla tolerans gösterilemeyeceğini ifade ettiğini" söylüyor.
Aşağıda Manning'in Blair'e yazdıkları yer alıyor: "[Condoleeza Rice'a] Rejim değişikliği konusunda desteğini çekmeyeceğinizi, ancak basında, Parlamento'da ve kamuoyunda, Birleşik Devletler'dekinden farklı bir izlenim oluşturmanız gerektiğini söyledim." Birleşmiş Milletler kararları veya kitle imha silahları hakkında en ufak bir ifade bile yer almıyor.
Blair'e oy vermek suretiyle, İngiltere'ye yönelik terörist tehditlerle ilgili daha fazla yalanı davet edip totaliter kanunların uygulanmasına yol açacaksınız. Scotland Yard'ın eski antiterör timi başkanı George Churchill-Coleman "Bir polis devleti haline gelmekte olduğumuza dair korkunç hislere sahibim" dedi. İngiliz tarihindeki en büyük savaş karşıtı gösterilerden birinin arifesinde Heathrow'un etrafına Blair'in tanklarının yerleştirilmesi için ortaya atılan uydurma sebepler gibi, her türlü tehdit, tutuklama, sıkı yönetim mümkün olacak.
Blair'e oy vermek suretiyle, hükümetinin "sosyal reform" ve "ekonomik gelişim" mitine inanmış olacaksınız. Tilki avı yasağı ve eşcinsel ilişkide bulunma serbestliğini elde etme yaşının düşürülmesi, dikkati dağıtmak için yapılan siyasi ve medya manevraları olup Magna Carta'dan bu yana kutsal kabul edilen, özgürlüklerden mahrum bırakılmış bir sosyal demokrasiyi korumaktan başka bir şey değildir.
Bunların çok azı tartışılmaktadır. 2005'te bir seçim var, siyaset değil; bir medya gösterisi, eleştirel bir fikir mücadelesi değil. Gerçek siyaset, bizim adımızla suça teşebbüs edenler ve tüm insanlık hakkında duyduğumuz sorumlulukla ilgilidir. Değeri düşürülmüş bir oy için veya yanlış bir seçim –artık mevcut olmayan, kötünün iyisi, Blair öncesi İşçi Partisi'ne duygusal bir bağlılıkla yapılacak- için eğilmemek suretiyle bu durum değişecek. Iraklılara en azından gerçeği söyleme borcumuz var.
Çeviren: Evren Dağlıoğlu
Britain's Absurd Election
