Teknoloji markalarının üreticilerinin ve biz tüketicilerin de adaletli ve etik bir üretim tüketim mekanizmasının işlemesinde üzerimize düşen sorumluklar var mı? Bireysel tercihlerimiz bir fark yaratabilir mi? Bu hafta Bilgi Çağı’nda bu soruya eğildik:
Dinlemek için:
İndirmek için: mp3, 24.1 Mb.
8 Şubat 2013 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır.
Bilgi Çağı’nın podcast servisine ulaşmak için tıklayın.
Çin'de Apple için iPhone üretilen bir fabrika.
Bireysel olarak seçimlerimizin gücüne genellikle inanmayız… “Ben araba kullanmasam da trafik var…” ya da ”Benim yediğim yemekle küresel ısınmanın ne alakası var…“ Benzeri yaklaşımlar bizi içerisinde yaşadığımız dengeleri değiştiremeyeceğimize ikna ediyor. Genellikle büyük şehirlerde, büyük insan toplulukları arasında yaşamanın verdiği “küçük” kalma hissiyatını hepimiz hayatımızda hissediyoruz. Oysa bu tercihleri küçük gruplarda test etseniz muhakkak bir etkiniz olduğunu hissedersiniz
Aslında geleceğim yer teknoloji… Teknolojiyle ilgili bu konuyu şu şekilde yorumlamak istiyorum: Elinizin altında onlarca teknolojik cihaz varken yenilerine sulanmak veya almaya çalışmak yahut almak! Bu tüketim tercihinin bizi anlık olarak mutlu edeceğine şüphe yokken bunun sonuçlarını da düşünmek durumundayız aslında… Bugün teknolojik ürünlerin üretildiği onlarca tesisi bir fiil gezmiş birisi olarak Çin’deki çalışma koşullarına ilişkin bir fikrim var. Bu da her firmada çok da “insanca” bir çalışma ortamının olmadığı. Bir ürün ile ile ilgili satın alma kararı çevreyi, bir insan hayatını ve bir ülkenin politikasını belirlememize yardımcı oluyor. Kendimizi ciddiye alırsak tabii. Yoksa, konunun bizimle bir alakasını kurmak gerçekten zor olabilir. Konunun markalar ile ilişkisine bakarsak, bildiğiniz gibi pek çok ileri teknoloji markası geçmişte yaşanan savaş dönemlerini “kendileri için en verimli” kullananlardan çıktı? Bugün bu durum bizim bahsi geçen markalarla ilgili tercihimizi belirlemeli mi? Bilemiyorum, belki geçmişteki “tercihleri” bugün yaşayanlara yüklememeliyiz diyor olabilirsiniz, tamam. Peki, bugün hata yapanları gördüğünüz de ne yaparsınınız? Kafanızı çevirip görmezden mi gelirsiniz yoksa başka bir reaksiyon mu verirsiniz? İlla ki kullanmamak değil ama bu markayı sizin de hassas olduğunuz konularda duyarlı olmaya sebep verecek kadar rahatsız eder misiniz?
Mesela çocuk işçi konusunu alalım. Bugün size deseler ki en çok kullanmayı tercih ettiğiniz markalar veya en beğendiğiniz markalar fabrikalarında çocuk işçi çalıştırmışlar. Bu markalara bir diyeceğiniz olur mu? Bu sorunun yanıtını aklınızda tutun. Ben de bu esnada size uluslararası çalışma örgütü ILO’dan (International Labour Organisation) bazı bilgiler aktarayım: ILO’ya göre bugün dünyada 215 milyon çocuk işçi çalıştırılıyor, çoğu tam zamanlı... Tam zamanın ne demek olduğunu ne kadar tahmin edebilirsiniz bilemiyorum ama 16 saat çalışanlar da var… Bu çocuklar, haliyle okula git/demiyor, oyun oyna(ya)mıyorlar, üstelik çoğu yeterli beslenme olanağına da kavuşamıyor. Çalışma ortamlarının zararlı etkileri ise işin cabası. Bugün bu veriler bize az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki çocuk dramlarını göstermek için bizlere iyi bir fikir veriyor. Şimdi konumuza geri dönelim ve teknoloji markalarından gidelim: Bugün pek çok kişinin kullanıcısı olduğu, kullanıcısı olmayanların da kullanıcısı olmayı istediği markalara bakalım: Apple, Samsung ve Microsoft’a mesela. Geçtiğimiz günlerde Apple fabrikalarından çok önemli bir haber geldi… Konu bu defa çalışma koşulları sebebiyle bunalıma girip intihar eden çalışanlar değildi… Yok, onlar şimdilik kesildi! Bu defa haber çocuk işçiler ile ilgiliydi. Apple kendi denetiminde Çin’de üretim yaptırdığı fabrikalarda çocuk işçilerin çalıştırıldığını tespit ettiğini açıkladı. Bu aslında teknoloji okur yazarları için yeni bir haber değil çünkü benzer haberler daha önce de Samsung ve Microsoft hakkında da çıkmıştı. Unutmadan Apple ve Nokia’nın fabrikalarında zehirlenen işçiler de olmuş ve bu konular da çok fazla gündeme bile gelmemişti
Bu firmaların tedarik zincirlerindeki bu gibi gözden kaçan problemler olması durumunda bu firmaların nasıl reaksiyon veriyorlar buna bakıyorum... Bana göre, Microsoft, Samsung ve Apple da hatta herhangi bir başka marka çocuk işçilerle anılmak istemiyorlar. Bu konuda hemen bir araştırma yapıp, ilgili üreticileri değiştirip, cezalar yağdırıyorlar. Ancak tüketicilerin yani bizlerin de bir sorumluluğu var, bu ve benzeri o kadar çok konu var ki büyük markaların tercihleri ile pek çok canlının hayatı değişebilir, çevreye saygılı, insana saygılı ortamlar yaratılabilir. Bu da tüketici olarak bir kişinin bile farkındalığının yüksek olmasıyla ilgili. Ben bir kişi yeterli, diyorum. Hassasiyetleriniz kullanıcısı olduğunuz markaların da hassasiyetleri olana kadar uyarı ve takiplerinize devam etmelisiniz, diyorum.
Ancak, programı birlikte yaptığımız Ersu Ablak’ın bu konuda beni naif bulduğunu da söyleyeyim. Ona göre duyarlı olanların çok daha radikal olması gerekiyor ve hatta çok daha organize hareketler gerekiyor. Bilgi Çağı’nda bu konuyu takip etmeyi sürdüreceğim.
Daha ayrıntılı bilgi için okuyun: