Seslerin yan yana gelerek kelimelere dönüşmesi basit olasılık kurallarına göre oluyorsa, en yüksek olasılık "ayıp" sözler için. Bilgisayar modelleri ile yapılan çalışmalar dil programlarının en kolay ürettikleri sözcüklerin "küfürler" olduğunu ortaya koyuyor. "Bana üç harfli bir kelime söyle" dese birisi, aklınıza neler gelir acaba? Ya da İngilizce'de, "Bana dört harfli bir kelime söyle?"
Bu denemeyi bilgisayarla yapan araştırmacılar ne bulmuş? Rasgele dizilmiş harflerden kelimeler oluşturan bilgisayar programının "aklına" en sık gelen kelimelerin başında cinsellikle ilgili ve küfür diye bilinenler var. İngilizce'de "F-word" diye anılan "sinkaf"ın listebaşılık yaptığı bu kelime dağarcığının diğer seçkin parçaları arasında, yine cinsel eylemle ilgili, " belden aşağı" kelimeler var. Bu dört harfli yığının ilginç bir özelliği, telâffuz edilen ses sayısının üç tane olması (Love'ın lav okunması gibi.) Türkçe'yi düşünürsek, aynı bilgisayarda dilimizin üç harfli zenginlikleriyle karşılaşır mıydık? Bennett'in teorisinde, arka arkaya gelmesi olasılığı en yüksek olan harfler, ayıp sözler oluşturacak şekilde kümeleniyorlar. İngilizce ya da Türkçe kullanan ve harf ya da seslerden kelime üretebilen (elektronik veya insana ait) her beyinin, "üç sesi bir araya getir" dendiğinde ilk yaptığı küfür etmekse, küfür ya da ayıp kelimelerin bolluğuna hayret etmemek gerek. İlginç olan, en kolayca ve en sık üretilebilen ses bileşimlerinin 'ayıp' sayılan sözcükleri oluşturması. "Ayıp" kelimeler beynimizdeki dil programının üretmeye en teşne olduğu sözler ise, gündelik dilde bunların kullanılmaması için, bir denetim ve bastırma faaliyeti gerekiyor. Bunama gibi beynin üst denetim mekanizmalarını yıpratan hastalıklarda, ya da içki içip dağıtıldığında ve denetim geçici olarak zayıflatıldığında, küfürlerin artması bundan ötürü olabilir. Böyle bir düşünce zincirini kabul ettiğimizde, terbiyesizliğin "içimizde" olduğunu kabul ediyoruz. Şu beynimizdeki dil bilgisayarı üzerindeki kontrol gerçekten kaybolabilir mi? Bana kalırsa, ister Tourette sendromu gibi küfür etmenin bir semptom olduğu nöropsikiyatrik durumlarda olsun, ister gündelik hayatta, küfür ettiğimizde, seçilen pek tesadüf eseri gibi gözükmüyor. Örneğin, kişi bir tik olarak küfrettiğinde, "seçtiği" yer okuldaki "Andımız" töreni olabiliyor. Belden aşağı kelimelerin ağzından döküldüğü yer ise, aile sofrası. Dil programındaki genetik aksaklık sonucu küfür üretme olasılığının artması tamam da, uygun yerlerde uygun küfürlerin seçimi nasıl oluyor? Cevap tam bilinmiyor. Ama, sözlü iletişim gibi insana özgü faaliyetleri programlayabilecek "bilgisayarın" bilgisayarlığından da bazen şüpheleniyorum. Hangi duygunun, hangi "terbiyesiz" kelimeyle eşleşeceğini belirlemek, bu kelimeyi nerede kullanacağına karar vermek, şimdiki bilgisayarların harcı değil. Bilgisayarların dile gelip, "konuştuğu" bir zamanda, ilk sözleri küfür savurmak olursa, bu yazıyı değiştirmem gerekecek. Bereket versin, bebekler konuşmaya küfrederek başlamıyorlar. Ama, kolayca öğrendiklerini biliyoruz. Son bir soru: "Aşk"ın da üç harfli olması bir tesadüf mü? O da, "çöp" ya da "söz" gibi öylesine bir kelime mi? Yoksa, diğer "terbiyesiz" üç harflilerle bir akrabalığı mı var?
Bana Üç Harfli Bir Kelime Söyle!
-
Aa
+
a
a
a