15 Ekim 2008
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) bu yılın ilk 9,5 ayı için hazırladığı rapora göre, güvenlik kuvvetlerinin yargısız infazı, "dur ihtarına uymama" gerekçesi veya rasgele ateş açması sonucu 31 kişi öldü. Gözaltında ya da cezaevlerinde ölenlerin sayısıysa 29.
1 Ocak-13 Ekim 2008 arası olayları derleyen rapora göre bu dönem içinde 35 de faili meçhul, yani "adli nedenlerle işlenmediğini ilişkin ciddi kuşkuların bulunduğu" cinayet var.
"Yaşam hakkı ihlallerinde artış var"
TİHV rakamlarına göre, 2007'de faili meçhul cinayetlerin sayısı 2, yargısız infazların sayısı 24, gözaltında ya da cezaevlerinde ölüm sayısıysa 10'du.
Şahin Özür diledi, Atalay'dan ses yok
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, dün (14 Ekim) Metris cezaevinde işkence yapıldığı saptanan Engin Çeber'in yakınlarından özür dilemiş, 19 kişinin geçici olarak görevden alındığını açıklamıştı.
bianet'in görüştüğü Avukat Taylan Tanay açıklamayı olumlu bulmakla birlikte geç ve yetersiz olduğunu söylemiş, Çeber'e işkence yapılan İstinye Karakolu polisleriyle ilgili İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da harekete geçmesi ve özür dilemesi gerektiğine dikkat çekmişti.
Yapılacaklar belli
Vakıf, bu ihlalleri önlemek için BM İşkenceye Karşı Sözleşme'ye Ek Seçmeli Protokol'ün bir an önce onaylanmasını istiyor. Türkiye'nin Eylül 2005'te imzalayıp hâlâ onaylamadığı protokol, bağımsız heyetlerin insanların özgürlüklerinden alıkonduğu kurumları denetlemesine olanak tanıyor.
İşkencenin ve yaşam hakkı ihlallerinin cezasız kalmasıyla da mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan TİHV, "gözaltında ölüm olayları, ölümleri yaratan koşullar, nedenler ve uygulamalara ilişkin kanıtlar, derhal ve bağımsız soruşturma ilkeleri çerçevesinde toplanmalı" diyor.
Bu süreçte en önemli unsurlardan biri, işkencenin tıbben saptanmasında Birleşmiş Milletler standardı olan "İstanbul Protokolü"nün eksiksiz ve doğru şekilde uygulanması.
Hak savunucuları OHAL yetkilerinden kaygılı
TİHV Başkanı Yavuz Önen, asker ve polislerin istediği, Olağanüstü Hal (OHAL) dönemine benzer yetkilerin bu hak ihlallerini daha da artıracağından kaygılı. İstenen yetkiler yargı iznine gerek olmaksızın evler de dahil arama yapabilme, gözaltı sürelerinin uzatılması, avukatla görüşmelerin sınırlandırılmasını da içeriyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de bu yetkilerin verilmesi halinde insan hakları ihlallerinin ve cezasızlığın artacağını açıkladı.
Şiddet göreni suçlama taktiği
ÇHD Başkanı Kazım Bayraktar, polislerin kötü muamele ve işkence yaptığı göstericiler hakkında "polise mukavemet veya hakaret" suçlamasıyla gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlediğini, savcıların ve hakimlerin tutuklama kararı verdiğini, bunun işkence yapılan kişinin iddialarının yargıya taşımasını engellediğini bildirdi.
Benzer bir taktiğin cezaevlerinde de uygulandığına dikkat çeken Bayraktar, gardiyanların ve cezaevi yetkililerinin de, tutukluların/hükümlülerin "saldırdığına" dair gerçeğe aykırı tutanak düzenlediklerini ekledi.
Engin Çeber ve Cihan Gün, Özgür Karakaya, Aysu Baykal, 28 Eylül'de, Ferhat Gerçek'i vuran ve felç olmasına neden olan polisin tutuklanmamış olmasını protesto ettikleri basın açıklamasının ardından dövülerek gözaltına alınmışlardı. Gün ve Karakaya hem polis merkezlerinde hem de cezaevinde kendilerine yapılan işkenceyi ayrıntılarıyla anlatmışlardı. (TK)