29 Haziran 2005
AB Komisyonu, bazı üyelerin Fransa ve Hollanda’daki Anayasa referandum sonuçlarının çerçeve belgesine yansıtılmadığını belirtmesi nedeniyle tartışmalı geçen toplantının ardından, belge üzerinde anlaşma sağladı.
Çerçeve belgesi ile ilgili ikinci anlaşmazlık noktası ise tarama süreci oldu. Bazı Komisyon üyelerinin müzakerelerle tarama sürecinin aynı anda başlamasına karşı çıktığı, tarama süreci tamamlandıktan sonra müzakere sürecine geçilmesini istediği belirtildi. Yaşanan tartışmalar nedeniyle anlaşma 2 saat gecikmeli olarak sağlandı.
NTV’nin sorularını yanıtlayan AB Komisyonu genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, belgenin Komisyon tarafından hazırlanan en kapsamlı çerçeve belgesi olduğunu belirtti. Rehn Müzakerelerin 17 Aralık’ta verilen karar doğrultusunda 3 Ekim tarihinde başlayacağını söyledi. Türkiye’ye adil bir fırsat verilmesi gerektiğini kaydeden Olli Rehn, “AB liderleri sözünü tutacaktır” dedi.
Toplantının ardından yaptığı basın toplantısında da müzakerelerin açık uçlu olacağını kaydeden Rehn, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda ciddi ihlal yaşanması halinde müzakerelerin askıya alınabileceğini vurguladı. Rehn, Müzakarelerin askıya alınması durumunda da Türkiye’nin AB yapılarına bağlı kalmasını da çok önemli gördüklerini dile getirdi. Rehn hedefin tam üyelik olduğunu söyledi ve reformların yerine getirilmesinin önemine dikkat çekti. Komşu ülkelerle ilişkilerin normalleştirilmesi konusuna da değinen Rehn, Türkiye’nin Kıbrıs’ın birleşmesi yönündeki yapıcı tutumunu sürdürmesini beklediklerini kaydetti.Rehn, yaz aylarında Türkiye’nin Gümrük Birliği ek protokolünü Rum Kesimi’ni de kapsayacak şekilde imzalayacağını söyledi. AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Türkiye’nin limanlarını Güney Kıbrıs’a açması gerektiğini de ifade etti. Türkiye’nin müzakere sürecini “uzun ve zor bir yol” olarak niteleyen Rehn, müzakere başlıklarının da üye ülkeler tarafından belirleneceğini sözlerine ekledi. Ek belgeleriyle birlikte toplam 10 sayfadan oluşan müzakere çerçeve belgesinin, 17 Aralık kararlarından farkı bulunmuyor. Çerçeve belgesinde Avrupa Komisyonu, müzakerelerin amacının tam üyelik olduğunun altını çizerken, Ankara’nın ne zaman ve hangi koşullarda AB’ye üye olabileceğini şimdiden belirlemenin mümkün olmadığını ifade ediyor.
Türkiye’nin müzakerelere başlamak için Kopenhag kriterlerini yeterli ölçüde yerine getirdiğini hatırlatan Avrupa Komisyonu, müzakereler esnasında da insan hakları, demokratikleşme, ifade özgürlüğü gibi konularda çalışmalarına ivme vermesi gerektiğini açıklıyor. Belgenin dördüncü paragrafında, BM nezdinde Kıbrıs sorununun çözümü için yapılacak çalışmalara destek vermeye devam etmesi gerektiği hatırlatılırken, Ankara’nın komşularıyla iyi bir ilişki kurması gerektiği de belirtiliyor. Ayrıca AB’ye üye tüm ülkelerle ilişkilerin normalizasyonu konusunun da önemli olduğu ifade ediliyor.
Türkiye’nin 2014 yılında önce üye olamayacağının altını çizen Avrupa Komisyonu, 2014 yılına ilişkin mali çerçevenin de önceden netlik kazanması gerektiğini ifade ediyor.Türkiye’nin AB’ye üyeliği ile birlikte ulusal para birimi olarak EURO’ya geçeceğini de belirten Avrupa Komisyonu’nun, AB’nin çevre ve nükleer güvenliğine de önem verdiği ifade ediliyor.Türkiye’nin pazar ekonomisine geçişinin etkisinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini yazan Avrupa Komisyonu, gerektiği taktirde bu konuda geçici istisnalara başvurulabileceğini belirtiyor. Avrupa Komisyonu, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınabileceğini hatırlatırken, bunun koşullarını da bir kez daha dile getiriyor. Buna göre, Türkiye’de yaşanacak olan ciddi siyasi istikrarsızlık, ifade özgürlüğü veya demokratikleşmeye yönelik eksiklikler yüzünden Avrupa Komisyonu’nun önerisi veya AB’ye ülkelerin üçte biri ile, bir başka değişle 9 ülkenin girişimi ile müzakerelerin askıya alınmasının nitelikli oy çoğunluğu ile kararlaştırılabileceği açıklanıyor. Müzakerelerin tarama süreciyle başlayacağına dikkat çeken Avrupa Komisyonu, müzakerelere yönelik ortak tutumun da Avrupa Komisyonu tarafından önerileceği ancak Avrupa Birliği Konseyi tarafından da onaylanması gerektiğini ifade ediyor.