27 Ekim 2010
Arundhati Roy, Keşmir’de yaşananlar hakkında yaptığı konuşmanın ardından, Hindistan’da halkı isyana teşvik ettiği için tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya. Delhi polisi konuşmalarının metinlerini inlecemeye aldı. Roy’un konu hakkında Times of India’da yayımlanan yazısı:
Bu satırları Srinagar, Keşmir’den yazıyorum. Bugünün gazetlerinde, Keşmir’de geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir mitingde yaptığım konuşma yüzünden halkı isyana teşvik suçuyla tutuklanma ihtimalim olduğu yazıyor.Ben bahsi geçen toplantıda, burada insanların her gün konuştukları şeyleri söyledim. Yıllardır söylediklerimden, başka yorumcuların yıllardır söylediklerinden farklı bir şey söylemedim. Şimdiye kadar yaptığım konuşmaların metinlerine göz atma zahmetinde bulunacak herkes, söylediklerimin hepsinin temelde bir adalet talebinden başka bir şey olmadığını görebilir.
Dünyanın en gaddar askerî işgalinin pençesinde yaşayan Keşmirliler adına adalet talep ettim; yurtlarından sürülmüş olmanın trajedisini yaşayan Keşmirli Panditler için, Cuddalore’daki köylerde çöp yığınları arasındaki mezarlarını ziyaret ettiğim Dalit askerleri için; maddi olarak bu işgalin bedelini en ağır şekilde ödeyen, bir polis devletine dönüşen bölgede, yönetimin yaydığı korkunun gölgesinde düşe kalka yaşamayı öğrenen Hindistanlı fakirler için adalet talep ettim.
Dün Shopian’a,Güney Keşmir’deki elma kasabasına gittim. Bu kasaba geçen yıl Asiye ve Nilüfer adlı iki genç kadının uğradığı vahşi tecavüzün ve cinayetin ardından 47 gün boyunca kapalı kalmıştı. Halk tecavüzü ve cinayeti protesto ediyordu. Bu iki genç kadının bedenleri evlerinin yakınındaki sığ bir akarsuda bulundu. Her ikisinin tecavüzcüsü de, katilleri de henüz adaletin karşısına çıkmadı. Shakeel ile tanıştım. Nilüfer’in kocası, Asiye’nin ağabeyi Shakeel ile. Etrafımız acı ve öfke ile kavrulan insanlarla çevrili, oturup konuştuk. İnsanların Hindistan’dan ‘insaf’ – adalet – göreceklerine dair hiçbir umudu kalmamıştı. Hepsinin tek umudu ‘Azadi’ydi yani özgürlük. Gözlerinden vurulmuş taş atan genç çocuklarla tanıştım.Üç arkadaşının, Anantnag’daki üç delikanlının gözaltına alındığını ve gözaltında oldukları süre boyunca taş attıkları için ceza olarak el tırnaklarının söküldüğünü anlatan genç bir adamla seyahat ettim. ??Gazetelerde hakkımda Hindistan’ın bölünmesini istediğime, nefret söylemi içeren konuşmalar yaptığıma dair suçlamalar var. Oysa ki benim sözlerim sevgiden ve gururdan besleniyorlar. İnsanların öldürülmemesini, tecavüze uğramamalarını, mahkum edilmemelerini, Hintli olduklarını söylemeye zorlanıp tırnaklarının sökülmemesini istediğim için konuştum. Adil bir toplum olmak için çabalayan bir toplumda yaşamak istediğim için.
Düşündüklerini söyleyen yazarları susturmak zorunda olan millete acıyorum. Adalet talep edenleri hapse atma gereği duyan millete acıyorum. Topluma karşı suç işleyen katiller, soykırım failleri, büyük şirketler adına çalışan dolandırıcılar, yağmacılar, tecavüzcüler ve fakirin de fakirinin üzerinden beslenenler ortalıkta ellerini kollarını sallayarak gezerken, adalet talep edenleri hapse atma gereği duyan millete acıyorum.
Türkçeye Çeviren: Çiğdem Dalay
Yazının İngilizce aslını okumak ve soruşturmaya neden olan 21 Ekim 2010 tarihli konuşmasını izlemek için tıklayın.
Democracy Now!'dan Amy Goodman'ın Arundathi Roy'la yaptığı söyleşiyi okumak için tıklayın.