6 Aralık 2001 - Tenakuzlar…

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!

Soykırımdan kadayıfa: Başbakan Ecevit geçen hafta Kıbrıs’ta soykırım olabileceğinden, yani Rumların Türkleri kesmesi ihtimalinden söz ediyordu. Bu hafta Rumla Türk’ün birlikte kestiği, (muhtemelen kaymaklı) ekmek kadayıfından başka birşey değil.

1968’den 2001’e: İsrail, saldırıları durdurarak Arafat’a 12 saat mühlet verdi. Bu süre içinde Hamas, İslami Cihat, artık ne varsa bütün suçluları yakalamasını istiyor. Yani aslında ciddi bir kifayet sorunu olan Arafat’a 68 devriminin ünlü duvar sloganını hatırlatıyor: “Gerçekçi ol, imkânsızı iste!” Şaron Arafat’tan imkânsızı istiyor yani ve gerçekçi bir politika izleyerek saldırıya devam edecek.

Genişten Dara: Bonn’da -- ve belki de bütün dünyada -- büyük bir sevinçle kabul edilen Afganistan anlaşmasına Kuzey İttifakı’na mensup Özbek General Raşid Dostum’dan hiç de dostça olmayan bir itiraz geldi. Dostum, bu anlaşma çerçevesinde kurulacak hükûmeti tanımayacaklarını, çünkü kendilerinin yeterince temsil edilmediklerini söyledi. Dahası, bu geniş tabanlı hükûmetin Kuzey’de kendisinin egemen olduğu bölgelere ayak bile basamayacağını belirtti. Geniş tabanlı hükûmetin tabanı böylece birdenbire fevkalâde daraldı: Yeni hükûmetin pusulası en azından Kuzey yönünü göstermiyor.

Yankee’den Perviz’e: Perviz, 14 yaşında bir Afgan çocuğu. Başkent Kâbil’den. Afganistan’ın – ve belki de dünyanın -- en genç özel girişimcisi: Bombalanmış üslerden topladığı patlayabilir fişek parçalarını arkadaşlarına maytap niyetine satıyor ve Ramazan Bayramı’nda giymek üzere yeni elbise almak için para biriktiriyor. Öneri: Perviz’e bayram armağanı olarak Colin Powell’ın bombaya hassas köpeği Yanki’nin Ankara Hilton’da kaldığı odada çekilmiş bir fotoğrafını gönderelim. (Köpeğin kendisini gönderemeyiz çünkü muhtemelen ABD Dışişleri izin vermez, hadi verdi diyelim, onun parasını Perviz ödeyemez, hadi ödedi diyelim, yeryüzünün bütün patlayıcılarının önemli bir bölümünün bulunduğu bir alanda Yanki otuz saniyede çıldırırdı.

Tenakuzları sindirmeye gayret göstereceğiz, kısa kesiyoruz,

Devamı yarın…

Ömer Madra – Şerif Erol