Geçen Yılın Ardından: 2024 Ekim, Kasım, Aralık

-
Aa
+
a
a
a
""
Açık Gazete: Geçen Yılın Ardından - Ekim, Kasım, Aralık
 

Açık Gazete: Geçen Yılın Ardından - Ekim, Kasım, Aralık

podcast servisi: iTunes / RSS

Ekim

Biz korkudan daha güçlüyüz.

29 yıl 11 aydır FM bandında, ayrıca 22 yıl 11 aydır da internet üzerinden Türkiye’ye ve dünyaya yayın yapan Açık Radyo'nun gerçekleştirdiği basın toplantısında, Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra, basın mensuplarına ve Açık Radyo'yu yalnız bırakmayan dinleyicilerine bu sözlerle seslendi. (Açık Radyo)

Dünya

- Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said, 6 Ekim’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yüzde 90,69 oy oranı ile kazandı ve tekrar Cumhurbaşkanı oldu. Muhalif adayların çeşitli bahanelerle seçime girmelerinin engellendiği ülkede muhalefetin boykot çağrısı sonucu seçimlerine katılım yüzde 29’da kaldı.

- Dünya hem Ukrayna hem de Gazze ve Lübnan işgalleri nedeniyle nükleer bir savaş riski yaşamaktayken Japon nükleer karşıtı kuruluş Nihon Hidankyo, nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için gösterdiği çabalar nedeniyle Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından sağ kurtulanlar tarafından kurulan örgütün eş başkanı Toshiyiku Mimaki, "Ödülü Gazze’de çalışan insanlar almalıydı. Gazze'de kanlar içindeki çocuklar ebeveynleri tarafından taşınıyor. Tıpkı 80 yıl önce Japonya'da olduğu gibi" ifadelerini kullandı.

- 2024 Nobel Ekonomi Ödülü'nü, kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmaları nedeniyle Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson kazandı. Ödülün açıklanmasının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Acemoğlu, “Sömürgeciliğin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu sormak yerine, farklı sömürgecilik stratejilerinin zaman içinde varlığını sürdüren farklı kurumsal modellere yol açtığına dikkat çekiyoruz. Genel olarak konuşursak, yaptığımız çalışmalar demokrasiden yana. Ancak demokrasi her derde deva değildir" dedi. Böylelikle, 2006'da Yazar Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat ve 2015'de Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'nü almasının ardından Prof. Dr. Daron Acemoğlu Nobel'e uzanan üçüncü Türkiyeli isim oldu.

- ABD seçimlerine günler kala, 225 tanınmış psikiyatr New York Times gazetesine tam sayfa ilan vererek kamuoyunu Donald Trump konusunda uyardı. Doktorlar, Trump'ın 'kötü huylu narsisizm' belirtileri gösterdiğini belirtti. Doktorlar, New York Times (NYT) gazetesine verdikleri tam sayfa ilanda, "Ruh sağlığı uzmanları olarak, Donald Trump'ın demokrasi için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarmak gibi etik bir görevimiz var" dediler.

- Trump ise New York’taki Madison Square seçim mitinginde faşizan bir retorik kullanarak “Düşman içeride dediğimde karşı taraf çılgına dönüyor” diyerek rakibi Kamala Harris’i “radikal sol makine için bir araç” olarak nitelendirdi. Ayrıca, ABD'nin sadece kendisinin durdurabileceği bir ‘göçmen istilası’ ile karşı karşıya olan ‘işgal edilmiş bir ülke’ olduğunu iddia etti. 1939 yılında aynı yerde yapılan kitlesel Nazi mitingine benzetilen mitingte milyarder Elon Musk, komplo teorisyeni Robert F. Kennedy Jr., eski güreşçi Hulk Hogan ve ırkçı komedyen Tony Hinchcliffe gibi konuşmacılar da yer aldı. Hinchcliffe, konuşmasında Porto Riko'yu “yüzen çöp adası” olarak nitelendirdi.

- Public Citizen raporuna göre Donald Trump kampanyasına açık destek vererek mitinglerde konuşan Elon Musk, kendisi korumak için bunu yapıyordu. Çünkü Musk'ın işletmelerinden en az üçü - elektrikli otomobil üreticisi Tesla, uzay araştırma şirketi SpaceX ve sosyal medya platformu X - dolandırıcılık, işgücü ihlalleri ve diğer suçlamalarla ilgili toplam en az 11 cezai ve hukuki soruşturmayla karşı karşıyaydı.

- Gürcistan'da yapılan seçimleri, 'Rusya yanlısı' iktidar partisi Gürcü Rüyası kazandı. Gürcü Rüyası Partisi oyların yüzde 54’ünü alırken en yakın rakibi oyların yüzde 11’ini aldı. Seçime hile karıştırıldığını iddia eden muhalefet partileri başkent Tiflis’te gösteriler düzenledi ama sonuç değişmedi. Gürcü Rüyası, en yakın rakibinden beş kat daha fazla oy topladığına dikkat çekerek seçimleri yenilemeyi reddetti.

- Rusya, Ukrayna’da işgale başladığı Şubat 2022’den bu yana en büyük ilerlemesini ekim ayında gerçekleştirdi. Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Rusya sadece ekim ayında 478 kilometrekare ilerleme kaydetti. Aynı sırada Pentagon yaklaşık 10 bin Kuzey Koreli askerin Ukrayna’da savaşmak üzere gönderildiğini açıkladı ki bu haber küresel bir savaş riskinin daha da arttığı anlamına geliyordu.

- Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu; Batı Balkanlar, Ukrayna ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülke için genişleme raporlarını açıkladı. AB, Türkiye için hazırladığı 95 sayfalık raporda, üyelik müzakerelerinin 2018’den bu yana ilerlemediğini ve AB’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile temel haklar konusunda geriye gidişle ilgili kaygılarının giderilmediğini kayda geçirdi.

Filistin

- Tahran’da gerçekleştirilen Haniye suikastından beri beklenen İran saldırısı, İsrail’in Hizbullah lideri Nasrallah’ı öldürüp Lübnan’a girmesinin ardından gerçekleşti. Nisan ayındaki füze saldırısında olduğu gibi İran bu sefer de İsrail’e 200 kadar füze yolladı. Askeri tesislerle askeri havalimanlarının hedef alındığı açıklanan saldırılarda çok sayıda füze hedeflerini vurdu. Yine önceki seferde olduğu gibi Ürdün üzerinden geçen füzelerin bir kısmı Ürdün hava savunma sistemi tarafından düşürüldü ve yine bölgedeki Fransa, ABD ve Britanya üsleri İsrail’i savundu. Bu sırada İsrail'in Yaffa kentinde de silahlı saldırı meydana geldi. Bir tramvay durağında gerçekleşen silahlı saldırıda 6 kişinin öldüğü, 10 kişinin yaralandığı açıklandı.

- İran füzeleri ve Lübnan saldırıları sonrası Birlemiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in açıklamalarını beğenmeyen İsrail, Guterres’i “istenmeyen kişi (persona non grata)” ilan ederek ülkeye girişini yasakladı. Dışişleri Bakanlığı bu kararın, Guterres'in İran'ın füze saldırısının ardından “İran'dan ismen bahsetmediği ve vahim saldırganlığını kesin bir dille kınamadığı” açıklamasına karşı alındığını söyledi. İsrail, Guterres'in savaş boyunca izlediği politikaların "Hamas, Hizbullah, Husiler ve şimdi de küresel terörün ana gemisi İran'dan teröristlere, tecavüzcülere ve katillere destek sağladığını" savundu.

- İsrail, Lübnan’daki saldırılarına aralıksız devam ettiği sırada hızını alamayarak Birleşmiş Milletler'in (BM) Lübnan'daki çok uluslu barış gücü UNIFIL'e de ateş açtı. 24 saat içinde UNIFIL'in Ras Nakura'daki ana üssü dahil en az üç mevziine ateş açarak iki barış gücü askerini yaraladı. Üstüne üslük, UNIFIL'in Lübnan sınırından çekilmesini talep etti ancak ret yanıtı aldı. İsrail'e, Avrupa'dan kınama yağdı. İtalya 'savaş suçu' uyarısı yapıp protesto notası verdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron da saldırılara tepki göstererek “İsrail saldırısına tolerans gösterilmeyecek” dedi. Bu tepkilere rağmen İsrail ertesi gün bir kez daha UNIFIL üssünü vurarak iki BM askerini daha yaraladı.

- İsrail, BM kurumlarına karşı bir karar daha aldı. Daha önce de Hamas’a destek olmakla suçladığı ama hiçbir kanıt sunamadığı UNRWA’nın İsrail topraklarında yasaklanmasını öngören yasa önerisini meclisten geçirdi. Birkaç gün sonra da UNRWA’nın Batı Şeria'daki binasını tamamen yıktı.

- 7 Ekim’in birinci yıl dönümünde dünyanın birçok yerinde eylemler gerçekleşti. Güney Afrika Cumhuriyeti, İsveç, İrlanda, İtalya, ABD, Danimarka gibi ülkelerdeki kitlesel gösterilerin en büyükleri 30 bin kişinin katıldığı Berlin’de ve 300 bin kişinin katıldığı Londra’da gerçekleşti. Çoğunlukla 5 ekim’de gerçekleşen küresel eylemlerin biri de İstanbul’daydı. Filistin Eylem Komitesi’nin düzenlediği yürüyüşte beş bin kadar kişi Taksim’den Dolmabahçe’ye yürüdü. Filistin için özgürlük talep etti.

- 7 Ekim’de ise karşılıklı roket ve bomba saldırıları vardı. Hamas sınırlı sayıda füze atışıyla Tel Aviv ve bazı şehirleri hedef aldı. Yemen'den Husiler, İsrail'in orta bölgesine karadan karaya balistik füze atışları gerçekleştirdi. Hizbullah ise Lübnan’dan Kuzey İsrail'e yaklaşık 135 roket fırlattı. İsrail ise güney Lübnan'a yoğun bir hava saldırısı dalgası başlattı ve 100 uçakla bir saat içinde yaklaşık 120 bölgeyi vurdu.

- BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’den (OCHA) Lisa Doughten, BM Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'deki vahim insani durum konusunda uyarıda bulunarak, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin 'modern tarihin en büyük çocuk ampute grubuna ev sahipliği yaptığını' söyledi. 'Her gün 10 çocuk bir ya da iki bacağını kaybediyor' diyen Doughten, İsrail'in bombardımanı nedeniyle kadınların düşük yapma ihtimalinin 3 kat daha fazla olduğunu da sözlerine ekledi.

- The New York Times tarafından yapılan bir araştırma, İsrail askerlerinin ve istihbarat ajanlarının, İsrail-Hamas savaşı boyunca, İsrail askerlerini savaş alanında riske atmamak için esir alınan Filistinlileri düzenli olarak hayati tehlike arz eden keşif görevleri yapmaya zorladığını ortaya çıkardı. Bu tür operasyonların kapsamı ve ölçeği bilinmemekle birlikte, hem İsrail hem de uluslararası hukuka göre yasadışı olan bu uygulama, Gazze'deki beş şehirde en az 11 tim tarafından, genellikle İsrail istihbarat teşkilatlarından subayların katılımıyla kullanılıyordu.

- İsrail ordusu Refah’ta girdiği bir çatışmada Haniye’den sonra Hamas liderliğine getirilen Yahya Sinwar’ı öldürdü. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, Hamas lideri Sinwar'ın ölümünü nedense "Savaşın bitmesinin önündeki en büyük engel kalktı" sözleriyle yorumladı. Ancak İsrail tabii ki durmadı.

- İsrail, İran'a savaş uçakları ve füzelerle saldırı düzenledi. İran’ın füzelerle İsrail’i vurmasının ardından İsrail yanıt vereceğini açıklamış hatta saldırı hazırlığına dair bazı belgeler basına sızmıştı. İsrail’in saldırılarında başta başkent Tahran olmak üzere askeri tesisler hedef alındı. İran iki askerinin öldüğünü açıkladı.

- İsrailli gazeteci ve haber spikeri Danny Kushmaro, belki de savaşlar tarihinde bir ilke imza atarak İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde bir köye düzenlediği saldırıda askerlere katıldı ve güle eğlene bir binayı fünyeye basarak havaya uçurdu. Haaretz gazetesinin bir muhabiri, videosu da yayınlayan olayı “Mide bulandırıcı” diyerek paylaştı.

- 3000’den fazla İsrailli, Türkçe dahil 11 dile çevrilen bir açık mektupla dünya kamuoyuna seslendi. Mektupta, İsrail’deki kamuoyunun savaştan yana olduğu belirtilerek “Geleceğimiz, tüm İsrail/Filistin halkının ve bölge ülkelerinin geleceği için size yalvarıyoruz: Bizi bizden kurtarın! Acil ve kalıcı bir ateşkes için İsrail’e gerçek bir uluslararası baskı uygulayın” deniyordu.

- Zeteo kurucusu ve gazeteci Mehdi Hasan, CNN kanalında katıldığı canlı yayında İsrail karşıtı bir konuşma yaparken programın diğer katılımcısı Ryan Girdusky tarafından tehdit edildi. Girdusky, kendisine “Umarım çağrı cihazın patlamaz” dedi. Bu, İsrail'in önceki ay Lübnan'da çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip patlatarak onlarca kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan terör saldırısına bir göndermeydi. Duyduklarına inanamayan Hasan, “sen benim öldürülmemi mi istedin az önce?” dedi. CNN, Girdusky’e yayın yasağı getirdiğini ve onu bir daha yayına almayacağını ilan etti.

Türkiye

- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 1 Ekim’de yapılan açılışında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, beklenmedik bir şekilde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarına giderek DEM’li milletvekilleri ile tokalaştı. Kısa bir süre sonra da meselenin tokalaşmanın çok daha ötesinde olduğu, devlet katında Kürt sorununa dair yeni bir sürecin başlatıldığı anlaşılacaktı.

- Bu tokalaşmadan bir süre sonra tecritteki Abdullah Öcalan’ın yeğeni ve DEM Parti milletvekili Ömer Öcalan’a, Abullah Öcalan’ı ziyaret izni verildi. Ardından Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 2018’deki seçimlerde, AKP Urfa eski Milletvekili Halil Yıldız’ın yakınları ile Şenyaşar ailesi arasında çıkan kavgada Şenyaşar ailesinden üç kişinin öldürülmesi ve iki aileden dört kişinin tutuklanması olayının davasında bütün tutuklular tahliye edildi. İlginç bir şekilde AKP’li Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ ve eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Şanlıurfa’da Şenyaşar ailesini ziyaret etti. DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk de AKP’li Yıldız ailesinin evine gitti. Bu ziyaretler medyada “Barış görüşmelerinin ilk adımı olumlu geçti” şeklinde verildi.

- Bu ilginç gelişmenin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret etti ve yeni sürecin karşısında olmadığını açıkladı. Demirtaş ile yaptığı görüşmede ikisinin de çözümün adresinin Meclis olduğu konusunda mutabık kaldıklarını söyledi. Bu gelişme sonrasında Devlet Bahçeli bir adım daha atarak parti grup toplantısında şu tarihi sözleri söyledi: “Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”

- Özgür Özel de CHP grup toplantısında Bahçeli’nin daha önce kendi sözlerinden döndüğüne şahit olduklarını vurguladı fakat ardından o da sürece şu tarihi cümlelerle destek verdi: “El Yükseltiyorum. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini devlete ait hissetmeyen Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum. Kendini öteki hissetmediği tüm demokratik siyaset kanallarının açık tutulduğu, üniversitelerde öğrencilerin haklarının yenmediği, demokratik hakların dünya standartlarında olduğu bir ülke yapalım, Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi yapalım.”

- Yeni sürecin Ortadoğu’daki bölgesel savaş tehdidi nedeniyle gündeme geldiği tartışılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada şu sözleri söyledi: “Haritalar yeniden kanla çizilmek istenirken, İsrail'in Gazze'den Lübnan'a taşıdığı savaş sınırlarımıza yaklaşırken, iç cephemizi kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Türkiye ortak paydasında 85 milyon olarak bir araya gelelim istiyoruz.”

- Yeni sürece en sert tepkiyi İYİ Parti verdi. İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Bahçeli’nin yaptığı Öcalan çağrısına, kürsüden 'urgan' fırlatarak yanıt verdi. Bahçeli’nin 2007’de bir mitingde ‘Öcalan’ın idamı' çağrısına gönderme yapan Dervişoğlu, "Al bunu başının ucuna as" dedi. Bahçeli ise urganı alarak makam odasına astı, üzerine de İYİ Parti torbası koydu.

- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak, Hakkari ve Van’ı kapsayan bölge gezisine başladı. Diyarbakır ziyaretinde ilk olarak kadın örgütleriyle konuşan Özel şu sözleri söyledi: “Kürt sorunu vardır. Tam da şuradadır; Kürt sorununa Kürt karar verir. Kürtlerin sorunu, Kürtler sorunum kalmadı diyene kadar vardır.” Ancak Özel maalesef diğer illere gidemedi. Ankara’da gerçekleşen terör saldırısı nedeniyle Ankara’ya döndü.

- Türkiye yeniden Kürt sorununda barış ihtimalini tartışırken Ankara'da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin (TUSAŞ) Tesisi'ne yönelik terör saldırısı gerçekleşti. Saldırıda 5 kişi öldü, 22 kişi yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren iki kişi de öldürülmüştü. Saldırıyı PKK’nın yaptığı açıklandı. DEM Parti terör saldırısını kınadı.

- TSK saldırıdan sonra operasyon başlatarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarını ve Rojava'da çeşitli noktaları hava saldırısıyla vurdu. Saldırıyı üstlenen PKK yaptığı açıklamada planlamanın "uzun bir süre önce" yapıldığını belirtti ve "Bu eylemin Türkiye’de son ayda tartışılan siyasal gündemle asla bir ilişkisi yoktur" dedi.

- Saldırıdan önceki saatlerde, yaklaşık 43 aydır tecrit altında tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan, yeğeni ve DEM Parti Urfa milletvekili Ömer Öcalan'la bir görüşme gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan görüşmede, "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" mesajının kamuoyuna iletilmesini istemişti.

- Bu gelişmelerin ortasında CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklandı ve belediyeye kayyım atandı. Özer'in "PKK/KCK ile ilgili soruşturmalar kapsamında" gözaltına alındığı belirtildi. Ahmet Özer'in 10 yıllık süreçte PKK mensuplarıyla birçok kez irtibata geçtiği iddia edildi.

- Esenyurt Belediye Başkanı CHP'li Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyım atanması Esenyurt Meydanı’nda protesto edildi. İstanbul dışında Antep, Adana, Eskişehir, Amasya ve Artvin'de de protestolar düzenlendi.

- Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin 12’si tutuklu 22 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Tetikçi Eray Özyağcı ile dört kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Aynı gün MHP, Sinan Ateş’in annesi ve ablası hakkında suç duyurusunda bulundu. Anne Saniye Ateş, oğlunu MHP’lilerin öldürdüğünü ve Bahçeli’nin bilgisi dahilinde cinayetin işlendiğini açıklamıştı.

- Hakkında 'Fethullahçı Terör Örgütü elebaşı' olmaktan dava açılan ve Türkiye'nin ABD'den iadesini istediği Fethullah Gülen hayatını kaybetti. Adını hayırla anan hiçbir siyasetçi olmadığı gibi birçok lider adını bile anmadan, Gülen’in örgütüyle mücadeleye devam edilmesi gerektiğini söyledi.

- İstanbul’da iki genç kadının bir erkek tarafından canice planlanarak öldürülmesi ve aynı gün bir kadına İstanbul’da iki saldırgan tarafından sokak ortasında tecavüz girişiminde bulunulması üzerine ülke çapında birçok şehirde kadınlar sokaklara indi. Önceki haftalarda cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin’in, 11 gündür kayıp olan Rojin’in ve diğer birçok kadının fotoğraflarını ve öfkeli sloganların yazılı olduğu dövizleri taşıyan binlerce kadın “kadınkırımı”nın durdurulmasını istedi, kadın dayanışması sloganları attı.

- Türkiye’de AB fonları ile oluşturulan 32 Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) göçmenlere yönelik kötü muamele ve işkence, uluslararası raporlara konu oldu. Birçok gazeteden 20'den fazla gazetecinin altı aydan fazla süren haberlerini kapsayan rapora göre GGM’lere atılan göçmenler şiddet ve tehditle Suriye’ye kendi rızaları ile dönmek istediklerine dair belgeler imzalamak zorunda bırakılıyordu.

- Ülkenin içerisinde bulunduğu ciddi şiddet sarmalının bir diğer örneği de ‘Yenidoğan çetesi’ denen yasadışı bir grubun ortaya çıkarılması oldu. Çete, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip onların ölümlerine neden oluyordu. Hemşirelerin, hastane çalışanların dahil olduğu çete, ailelerden bebeklerinin hasta olduğunu söyleyip tedavi parası alıyor, vermediklerinde ise bebeklerin yaşam ünitelerini keserek ölümüne dahi neden oluyordu. Savcılık iddianamesine göre de ayrıca bebeklere hayati önemdeki ilaçların verilmediği halde verilmiş gibi gösterilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’dan (SGK) tahsilat yapıldığı belirtildi. Bu paralarla da aleme gittikleri kendi yazışmalarından ortaya çıkan çetenin en az 12 yeni doğan bebeği öldürdüğü iddia edildi. Başlatılan soruşturma kapsamında 10 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi.

- Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptal edildiği kararı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından 11 Ekim’de Açık Radyo’ya tebliğ edildi. Bu tebligatın ardından beş günlük yasal sürenin dolması sebebiyle Açık Radyo yayınına son verdi. 16 Ekim tarihindeki yayınını özel bir kapanış programı şeklinde sunan Açık Radyo saat 13.00 itibariyle geçici de olsa sessizliğe büründü. Her ne kadar 24 gün sonra Apaçık Radyo adıyla internet radyosu olarak tekrar açılmış olsa da karasal yayını şimdilik sona ermiş oldu. 16 Ekim Çarşamba günkü özel yayının son dakikalarında mikrofon başında olan Ömer Madra dinleyenlerine şu sözlerle seslendi: "Evet, o zaman bitiriyoruz artık. Tüm Açık Radyo dinleyicilerine ve destekçilerine teşekkür ederiz. Açık Radyo kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık kalacaktır." Bu son anonsun ardından yayın, Açık Gazete'nin jingle'ı olan Beach Boys'un Good Vibrations şarkısı ile kapandı.

- Açık Radyo’nun kapalı kaldığı günler içerisinde sayısız dayanışma açıklaması ve yazısı yayınlandı. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) öncülüğünde aralarında AGOS, Aposto, Apoyevmatini Gazetesi, Aras Yayıncılık, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Democracy Now!, PEN Amerika, PEN İsveç, PEN Kanada, PEN Norveç’in de bulunduğu 62 basın ve sivil toplum kuruluşu ortak bir açıklama yayınlayarak “[Açık Radyo] son otuz yıldır, savaş ve barıştan, çevre ve iklim mücadelelerine, halk sağlığına, cinsiyet eşitliğine ve çok kültürlülüğe kadar uzanan önemli konulardaki tartışmalar için vazgeçilmez bir alan sağlamıştır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kararı yalnızca bu elzem platformun geleceğini değil, aynı zamanda Türkiye’deki bağımsız medyanın varlığını da daha fazla tehdit etmektedir.” Diyerek karardan dönülmesini talep etti.

- Çok sayıda çevre ve ekoloji örgütü de ortak bir açıklamayla “Türkiye’de çevre ve iklim farkındalığı kazandırmaya öncülük eden, dinleyicileriyle dayanışma ruhunun en güzel örneklerinden biri olan Açık Radyo, 30 yıldır sivil toplum kuruluşlarının, çevre aktivistlerinin ve doğa savunucularının en güçlü seslerinden biri olmuştur.” Dedi ve “RTÜK’ün aldığı bu karardan bir an önce dönülmesini ve Açık Radyo’nun bağımsız yayın hayatına kaldığı yerden devam etmesini talep ediyoruz” diye seslendi.

- Açık Radyo ile dayanışma ziyaretlerinin en sevindirici olanlarından biri İstanbul’a gelen Geta Thunberg’in radyoya gelmesi ve uzun bir sohbetin ardından bizlerle bir söyleşi kaydı yapması oldu. Greta bir destek videosu da çekerek basının gerçekleri söylemekteki önemini vurguladı. “Açık Radyo açık kalmalı” dedi.

İklim ve çevre

- ABD’de Ekim ayı aşırı sıcaklarla başladı. Ekim’in daha ilk gününde güneybatı eyaletlerinde sıcaklık rekorları kırıldı. Palm Springs 47,2 dereceyle Phoenix de aynı şekilde 45 dereceyle en sıcak Ekim gününü yaşadı.

- Bosna’yı vuran ani ve şiddetli yağışlar sel ve toprak kaymalarına neden oldu. Yaşanan felakette 16 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce ev ve bina toprak yığını altında kaldı. Köprüler ve yollar yok oldu.

- ABD'nin Florida eyaletini vuran Milton Kasırgası nedeniyle en az 23 kişi hayatını kaybetti. 3 milyonu aşkın kişi elektriksiz kaldı ve 50 milyar dolarlık hasar oluştu. Meksika’da da üç kişi hayatını kaybetti. 12 gün içinde Florida’yı vuran ikinci kasırga olan Milton Kasırgası’nın yaklaşması üzerine eyalet alarma geçmiş ve onbinlerce kişi tahliye edilmişti. Bir önceki Helene Kasırgası nedeniyle 225 kişi ölmüştü.

- Fas'ın güneydoğusundaki iki gün süren yoğun yağış Sahra Çölü'nde 50 yıldan bu yana ilk kez sel yaşanmasına neden oldu. Kuzey, orta ve batı Afrika'da 10 ülkeye yayılan ve dünyanın en büyük sıcak çölü olan Sahra Çölü’nde böyle bir sel yaşanmasının son derece nadir olduğu açıklandı.

- Brezilya'da 2024'ün Ocak-Eylül aralığında rekor ölçekte alanın yandığı ortaya kondu. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve teknoloji şirketlerinden oluşan bir işbirliği girişimi olan MapBiomas'ın raporunda, 2024'ün ilk dokuz ayında toplam 22,38 milyon hektarlık bir alanın yandığı ve bu rakamın 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 150'lik bir artışa işaret ettiği belirtildi. Brezilya'nın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 2,6'sına tekabül eden bu alan, 20,29 milyon hektar yüzölçümüne sahip Belarus'tan daha büyük ve Romanya'nın yüzölçümüne yakındı.

- Antarktika yarımadasındaki bitki örtüsünün İklim krizi nedeniyle son birkaç on yılda on kattan fazla arttığı gözlemlendi. Uydu verilerine göre, 1986'da bir kilometrekareden daha az bitki örtüsü varken, 2021'de neredeyse 12 km kare yeşil örtü olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, donmuş alanların çözülmesi sonucu ortaya çıkan toprak ve bitkilerin yayılmasının 2016'dan bu yana hızlandığını da tespit etti.

- İspanya'nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan yağmur şiddetli sellere neden oldu. Çok sayıda araç sel sularına kapılırken bazı yol ve köprüler çöktü. 224 kişinin hayatını kaybettiği duyuruldu. Ölenlerin neredeyse yarısı 70 yaşında ve üzerindeydi. Afet bölgesini ziyaret eden Kral 6. Felipe ve Başbakan Sanchez protesto edildi. Halk krala ve siyasetçilere "Katiller" diye bağırdı, çamur fırlattı. Ülkede üç günlük yas ilan edildi. Reuters haber ajansı, felaketin, ölü sayısı açısından 2021 yılında Almanya’da yaşanan sel felaketlerinden beri Avrupa'da yaşanan "en kötü" sel felaketi olduğunu söyledi. Yağışlar sonraki günlerde de devam etti. İspanya’nın sekiz özerk bölgesinde kırmızı veya turuncu alarm verilirken, Malaga kentinde hayat durdu, taşkınlar yaşandı.

- Energy Science & Engineering dergisinde yayınlanan bir makale, “geçiş enerjisi” denilerek teşvik edilen sıvılaştırılmış doğalgazın iklim değişimine etkisinin kömürden yüzde 33 daha fazla olduğunu kanıtladı. Bilim insanları sıvılaştırılmış gazın iklim dostu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.

- Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü, 2023 yılının son 30 yıl içinde nehirlerin en hızlı kuruduğu yıl olduğu uyarısında bulundu. Örgütün 'Küresel Su Kaynaklarının Durumu' raporunda, suyun iklim krizi konusunda 'erken bir uyarı' vermekte olduğu belirtilerek acilen harekete geçirilmesi çağrısı yapıldı. Rapora göre Dünya çapındaki nehirlerin son beş yıldaki seviyesi, ortalamanın altında kalmıştı. Rezervuarlar da aynı şekilde düşüktü. 2023'te küresel nehir havzalarının yüzde 50'sinden fazlasında anormal koşullar görüldüğü belirtildi.

- 50 yıl boyunca 5 binden fazla kuş, memeli, amfibi, sürüngen ve balık türü popülasyonu sayımına dayanan Yaşayan Gezegen Raporu, küresel yaban hayatı popülasyonlarının 50 yılda ortalama yüzde 73 oranında azaldığını ortaya koydu. Yaşayan Gezegen Endeksi'nde omurgalı popülasyonu içinde en keskin düşüş yüzde 85 ile tatlı su nüfusunda görüldü. Bunu yüzde 69 ile kara, yüzde 56 ile deniz popülasyonları izledi. Bölge bazında yaban hayatı popülasyonunda en sert düşüş, yüzde 95 ile Latin Amerika ve Karayipler'de görüldü. Bu oran Afrika'da yüzde 76, Asya Pasifik'te yüzde 60, Kuzey Amerika'da yüzde 39 ve Orta Asya'da yüzde 35 oldu.

- Doğa Tarihi Müzesi (NHM) tarafından yapılan bir analiz ise her ne kadar 2030 yılına kadar dünyanın yüzde 30’luk bir kısmının koruma alanı ilan edilmesi hedeflense de bugün koruma altında olan alanların da kötü durumda olduğunu ve koruma alanları kriterlerinin de geliştirilmesi gerektiğini açıkladı.

- BM Çevre Programı (Unep) tarafından hazırlanan bir rapor, dünyanın 3,1C'lik sıcaklık artışı yolunda olduğunu açıkladı. Rapora göre ülkelerin 2030 yılı için verdikleri karbon azaltma vaatleri yerine getirilmiyordu ki yerine getirilse bile sıcaklık artışı sadece 2,6C ila 2,8C arasında kalacaktı yani son derece yetersizdi. Raporda, 1,5C'lik uluslararası hedefe ulaşmanın teknik olarak mümkün olduğu, ancak bunun için emisyonların 2035 yılına kadar her yıl %7,5 oranında azaltılması gerektiği belirtildi. Rapora göre, emisyonları net sıfıra indirmek için gereken tahmini yatırım miktarı yılda 1-2 trilyon dolar, yani küresel ekonomi ve finans piyasalarının değerinin yaklaşık %1'iydi.

- Oxfam raporu da küresel zenginlerin yani dünya nüfusunun yüzde birinin karbon salımlarındaki çılgınlığını bir kez daha gösterdi. Araştırma, dünyanın en zengin 50 dolar milyarderinin ortalama üç saat içinde, ortalama bir İngiliz'in tüm yaşamı boyunca ürettiğinden daha fazla karbon emisyonu ürettiğini ortaya koydu.

- Urgewald ve CEE Bankwatch tarafından hazırlanan bir rapor, BM iklim zirvesi COP29’a ev sahipliği yapmaya hazırlanan Azerbaycan'ın önümüzdeki on yıl içinde gaz üretimini üçte bir oranında artıracağını ortaya çıkardı. Azerbaycan’ın fosil yakıt şirketi SOCAR kısa bir süre önce de Avrupa Birliği'ne gaz ihracatını 2026 yılına kadar %17 oranında arttırmayı kabul etmişti.

- Türkiye’de sokak hayvanlarına yönelik “katliam yasası” hala hayvan hakları savunucuları tarafından protesto edilmekteyken AKP’li Gebze ve Ümraniye belediyelerine ait barınaklardan korkunç görüntüler geldi. Önce Gebze Belediyesi’ne ait Pelitli Mahallesi’nde bulunan Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’nde 45 kedi ve köpeğin katledildiğine dair görüntüler sosyal medyaya düştü ve yüzlerce yurttaş barınak önüne gelerek tepki gösterdi. Öldürülen hayvanların poşetlere konup çöp kutularına atıldığı ortaya çıktı. Barınak önünde nöbet başlatıldı ve diğer hayvanlar gönüllüler tarafından kafesler kırılarak kurtarıldı. Bu olayın ardından birçok yayınevi Gebze Kitap Fuarı'nı protesto ederek katılmama kararı aldı. Bu olaya tepkiler devam ederken bu kez de Ümraniye Belediyesi'ne ait Hekimbaşı Hayvan barınağında çok sayıda ölü, hasta, bakımsız kedi ve köpek görüntülendi. Zabıtalar barınağa giden gönüllüleri engelleyip darp etti. Ümraniye Belediyesi ise görüntülerin yayılmasının ardından görüntülerin izinsiz kaydedildiğini ve "yanlış bir izlenim oluşturulduğunu" savundu. Mahkemeye taşınan süreçte savcılık “sorumlu” bulamayarak takipsizlik kararı yazdı. Oysa barınakta çalışan üç işçi kendilerine yönelik tüm baskılara rağmen hayvanların nasıl öldürüldüğüne dair detaylı beyanlarda bulunmuş ve öldürme talimatının belediyenin Veteriner İşleri Müdürlüğü’nden geldiğini söylemişlerdi.

Kasım

Bu [petrol ve gaz] tanrının bir lütfu… Petrol, gaz, rüzgar, güneş, altın, gümüş, bakır, hepsi doğal kaynaklardır ve ülkeler bunlara sahip oldukları için ya da bunları piyasaya getirdikleri için suçlanamazlar. Pazarın ve insanların buna ihtiyacı var.

Fosil yakıtlardan çıkışın konuşulacağı BM İklim Zirvesi COP29’a ev sahipliği yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, zirve açılışında yaptığı konuşmada bu sözleri söyledi. (Yeşil Gazete)

Dünya

- Kasım ayı dünyayı endişeye sevk eden yeni silahlanma bütçeleri ve anlaşmalarıyla başladı. AB, Japonya ile güvenlik ve savunma anlaşması imzaladı. Tokyo yönetimi bir süre önce de Hint-Pasifik bölgesinde NATO benzeri bir askeri ittifak kurulabileceğini dile getirmişti. Aynı günlerde İran ise askeri bütçesini yüzde 200'den fazla artıracağını duyurdu. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre İsrail de askeri harcamasını 2024 yılında yüzde 24 oranında artırmıştı. İsrail ayrıca, gizli olarak kabul edilen istihbarat bütçesi hariç olmak üzere güvenlik ödeneklerinde 6 milyar dolarlık bir artış karşılığında eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sektörlerinde büyük kesintiler içeren 2025 bütçesini onayladı. Bu bütçenin İsrail tarihinin en büyük askeri harcama bütçesi olduğu söylendi.

- Dünya silahlanırken ABD de Polonya'nın kuzeyinde yeni bir hava savunma üssü açtı. Biden yönetimi ayrıca yeni bir direktif kapsamında ABD'nin yeni nesil nükleer silahlar geliştirmesi ve nükleer başlık sayısını artırması talimatı verdi. Bu arada Çin’in, radikal bir nükleer silah üretimi kararı vererek 500 civarı olan nükleer silah sayısını 2035'e kadar 1500'e çıkarmayı hedeflediği söylendi. Rusya ise 2025 bütçesinde meclisten “ulusal savunma” için 125 milyar dolar gibi rekor bir bütçe onayı geçirdi.

- Tüm dünyanın geleceğinde önemli sonuçları olacak ABD Başkanlık seçimlerini Donald Trump kazandı. Üstelik çekişmeli geçmesi beklenen seçimleri Trump rahat bir şekilde aldı. Trump 77 milyon oy alarak %50 ile seçimi kazanırken, Kamala Harris 75 milyon oy aldı ve %48'de kaldı. Seçimlere katılım oranında ise beklendiği üzere düşüş yaşandı. 2020’deki seçimlerde yüzde 66,6 olan katılım oranı yüzde 64’e gerilemişti ancak yine de ABD tarihinde rekor katılım olan 2020 seçimlerinin ardından en yüksek katılımın olduğu ikinci seçim oldu.

- Demokrat Parti adayı Kamala Harris, seçim bölgelerinin tek birinde bile Joe Biden'ın 2020'de topladığı oy sayısına ulaşamadı. Birbirine yakın oy oranları olduğu için salıncak eyaletler denilen 7 eyalette de Trump kazandı. Demokratların tarihsel olarak en güçlü olduğu New York eyaletinde dahi önceki seçimlerde Biden lehine yüzde 23 olan oy farkı yüzde 11’e düştü. Üstelik Trump’ın partisi Cumhuriyetçi Parti sadece Başkanlığı değil Senato ve Temsilciler Meclisi’nde de çoğunluğu kazandı.

- Uzun zamandan beri Gazze ve Lübnan saldırılarını sürdürerek ateşkese yanaşmayan İsrail yönetiminin Trump’ın seçilmesini umutla beklediği söyleniyordu. İsrailli aşırı sağcı partiler seçim sonuçlarını beklendiği gibi sevinçle karşıladı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, "Sevgili Donald ve Melania Trump, tarihin en büyük geri dönüşü için tebrikler!" mesajını paylaştı. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, temmuzda paylaştığı "Tanrı Trump'ı korusun" mesajını yeniden gönderirken İngilizce olarak şunu da ekledi: "Yesssss."

- Dünyanın en zengin insanı Elon Musk, Donald Trump'ın zafer kazanmasının ardından 24 saat içinde 26 milyar dolar daha zenginleşti. Musk’ın Tesla, X gibi şirketlerinin değeri yükseldi. Musk, Trump'ın seçilmesine yardımcı olmak için kişisel olarak yaklaşık 130 milyon dolar harcamış ve eski adı Twitter olan sosyal medya sitesi X'i Trump'ın kampanyasını desteklemek için kullanmıştı. Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre ise dünyanın en zengin 10 kişisinin tamamının şirket değerleri seçimlerden sonraki ilk birkaç günde toplamda 16 milyar dolar değer kazandı.

- Trump bir hafta sonra aşırı sağcılardan oluşan kabine üyelerini açıkladı. Trump, kısaca DOGE denilen bir Hükümet Verimliliği Bakanlığı kurup başına da Elon Musk'ı getireceğini açıkladı. Musk’ın son birkaç yıldır dodgecoin isimli bir dijital para birimini destekleyip yatırım yapıyor olması isim benzerliğinin tesadüf olup olmadığı sorularına yol açtı. Dodgecoin, Doge isimli bakanlığın kurulup Musk’ın başına getirileceği öğrenilir öğrenilmez radikal bir hızla değer kazandı. Musk yine günler içerisinde milyonlarca dolar kazandı. Musk’ın zenginliği ayın sonuna gelindiğinde 84 milyar dolar gibi rekor bir seviyede artmıştı. Böylece Musk sadece bir ay içerisinde seçim harcamalarının 646 katı gelir elde etmiş oldu.

- İran’da Tahran İslami Azad Üniversitesi'nde okuyan Ahu Daryaei isimli bir kadın öğrenci, başörtüsünü düzgün takmadığına yönelik ahlak polisi baskılarına karşı kampüste soyundu. Kampüste iç çamaşırlarıyla duran öğrenci bir anda dünya gündemine oturdu. Cesur kadının her şeyi göze alan mücadelesi kadınlar tarafından coşkuyla sahiplenildi. Üniversite ise kadının "Psikolojik sorunları var" diye açıklama yaptı. Bir süre gözaltında tutulan Daryaei daha sonra serbest bırakıldı.

- Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümeti, Ukrayna'ya yardım konusundaki bütçe anlaşmazlığı nedeniyle çöktü. Daha birkaç hafta önceki bazı eyalet seçimlerinde aşırı sağcı AfD büyük bir başarı yakalamışken Almanya’da 23 Şubat’ta seçime gidileceği açıklandı. Trump’ın seçim zaferinin ardından gelen bu haber dünyayı tedirgin etti.

- 19 Kasım’da Ukrayna işgali bininci gününü doldurdu. Bu bin günde Ukrayna savaşı, 10 milyonu aşkın kişinin yerinden edilmesine neden olmuştu. 6,7 milyon Ukraynalı mülteci Avrupa ülkelerine sığındı. Bunların yaklaşık 400 binlik kısmı, 2024'ün ilk yarısında geldi. BM verilerine göre, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 40'lık kısmı insani yardıma muhtaç konumdaydı. İki taraftan da toplamda 1 milyon kişinin hayatını kaybettiği iddia edildi. Batı’nın tüm ekonomik yaptırımlarına rağmen Rusya ekonomisi ciddi bir hasar almadı. Rusya’nın doğalgaz, petrol ve kömür ihraç etme kabiliyetini engelleme çabaları da Çin ve Hindistan desteği nedeniyle başarısız olmuştu. 

- İşgalin bininci gününe girdiği sıralarda ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya uzun menzilli Amerikan füzelerini Rusya topraklarında kullanma izni verdi. Bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin de ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması durumunda nükleer silah kullanılmasını onayladı. Fakat aynı gün Ukrayna, Amerikan menşeli balistik füzeleri Rusya topraklarında kullandı. Hemen ertesi gün Biden yönetimi bu kez de Ukrayna'ya anti-personel kara mayını verilmesine onay verdi. Rusya ise bu gelişmelere Ukrayna’ya ilk kez nükleer başlık da taşıyabilen hipersonik balistik füze atarak yanıt verdi.

- Tüm bu askeri gerilim yaşanırken birkaç ay önce NATO’ya üye olan İsveç ve Finlandiya’da halk, savaş olasılığına karşı hazırlık yapmaya çağrıldı. İsveç'te savaş durumunda ne yapılması gerektiğine dair 5,2 milyon haneye broşürler gönderilmeye başlanırken Finlandiya hükümeti savaş halinde ne yapılması gerektiğine dair bilgilerin olduğu yeni bir web sitesini kullanıma açtı.

- Suriye’nin kuzey bölgeleri bir anda hareketlenerek ağır çatışmalara sahne oldu. Hatay sınırında bulunan ve Türkiye destekli muhalif grupların kontrolündeki İdlib’ten Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu militanları, Esad rejiminin kontrolündeki Halep’e saldırarak ele geçirdi. 2020'de varılan ateşkesten bu yana büyük ölçüde duran çatışmalar böylece ilk kez yeniden başlamış oldu. Çatışmaların Lübnan’da ateşkes ilan edilmesi ve Türkiye’de Öcalan’la diyalog süreci sırasında yaşanması tartışma konusu oldu.

Filistin

- İngiltere'de 101 BBC çalışanının da arasında bulunduğu 237 basın mensubu, BBC Genel Müdürü Tim Davie'ye Gazze konulu bir mektup yazdı. Mektupta Gazze konulu haberlerde İsrail yanlısı bir tutum bulunduğu eleştirisi yapıldı. BBC'yi tarafsız ve korkusuz şekilde Gazze haberlerine yaklaşmaya çağıran imzacılar, BBC'ye bazı alanlarda adımlar atması çağrısı yaparak, İsrail'in Gazze'ye gazetecileri sokmamasını da hatırlattı.

- UEFA Avrupa Ligi'nde Hollanda takımı Ajax ile İsrail takımı Maccabi Tel Aviv arasında Amsterdam’da oynanan maçın öncesinde ve sonrasında olaylar çıktı. Irkçı sloganlar atan İsrailli holiganlara Müslüman, Arap ve anti-Siyonist gruplar tepki gösterdi ve şiddet olayları yaşandı. Filistin yanlısı eylemcilere maç nedeniyle getirilen gösteri yasağına rağmen İsrailli holiganlar ırkçı sloganlar eşliğinde maça gidebiliyordu. Fakat Filistin destekçisi gruplar yasağı protesto etmek için eylemler düzenledi ve çok sayıda kişi gözaltına alındı. İsrailli taraftarlar, Arapların yok edilmesini de içeren sloganlar atarken bir evde asılı olan Filistin bayrağını da sökerek yere attı. Filistin bayrağı olan Taksilere ve Filistin protestosu için toplanan gruplara sopalarla saldırdı. Ayrıca İsrailli taraftarlar, maç öncesi Valensiya’daki sel felaketinde ölenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuna da İspanya, İsrail gemilerine limanlarını kapadığı için katılmadı. Maç sonrasında da çatışmalar yaşandı. Hollanda polisi 62 kişiyi gözaltına aldığını açıkladı.

- İsrail Başbakanı Netanyahu, yaşananları alakasız bir biçimde 1938 yılında Naziler tarafından gerçekleştirilen Kristal Gece pogromuna benzetti. İsraillilerin ırkçı ve soykırım yanlısı sloganlarını ve saldırılarını görmezden geldi. Olaydan birkaç gün sonra Fransa’da oynanacak Fransa-İsrail futbol karşılaşmasında Filistin bayrağının getirilmesi, Fransa yönetimi tarafından yasaklandı. 

- Birleşmiş Milletler (BM) Özel Komitesi, İsrail'in Filistinlilere yönelik eylemlerini araştırdığı bir rapor hazırladı. Raporda, İsrail'in açlığı bir savaş yöntemi olarak kullandığı belirtildi. Ayrıca İsrail ordusunun savaş taktiklerinin 'soykırımın tanımlayıcı özellikleriyle uyum gösterdiği' kaydedildi. Raporda ayrıca "BM'nin tekrarlayan uyarıları, Uluslararası Adalet Divanı ve BM Güvenlik Konseyinin bağlayıcı kararlarına rağmen İsrail kasıtlı olarak ölüm, açlık ve ciddi yaralanmalara sebep oldu" denildi. Aynı gün ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de İsrail ordusunun Gazze Şeridi içinde sivilleri sürekli yer değiştirmeye zorlamasını 'savaş suçu' ve 'etnik temizlik' olarak niteledi.

- Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), en sonunda İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'de savaş suçları işlendiği gerekçesiyle tutuklama kararı çıkardı. Mahkeme aynı zamanda, Hamas lideri Muhammed el-Masri (Muhammed Deif) hakkında da bir tutuklama emri çıkardı. Mahkeme kararında, Netanyahu ve Gallant'ın "aç bırakmayı bir savaş yöntemi olarak" kullanarak savaş suçu, cinayet, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemler ile birlikte insanlığa karşı suç işledikleri belirtti.

- İsrail, Mahkeme’nin kararını tabii ki anti-semit olmakla itham etti. Mahkeme kararına karşı Netanyahu’ya beklediği destek ise Batılı devletlerden geldi. Önce Macaristan lideri Orban Netanyahu’yu ülkesine davet etti. Ardından Fransa ve Hollanda, Mahkeme’nin yakalama kararını yerine getirmeyeceklerini açıkladı. 

- İsrail hükümeti, tüm devlet kuruluşlarının muhalif Haaretz gazetesi ile iletişimlerini kesmelerini ve gazeteden reklamlarını çekmelerini öngören bir teklifi onayladı. Hükümet, bu kararın alınmasında “İsrail devletinin meşruiyetine ve kendini savunma hakkına zarar veren birçok makalenin ve özellikle de Haaretz yayıncısı Amos Schocken'in Londra'da yaptığı açıklamalrın etkili olduğunu söyledi. Haaretz ise Netanyahu hükümetinin bu uygulamasına karşı onurlu bir duruş sergileyerek şunları söyledi: “Bugünkü hükümet toplantısında herhangi bir yasal inceleme yapılmadan kabul edilen Haaretz'i boykot etmeye yönelik fırsatçı karar, Netanyahu'nun İsrail demokrasisini tasfiye etme yolunda attığı bir başka adımdır. Dostları Putin, Erdoğan ve Orban gibi Netanyahu da eleştirel ve bağımsız bir gazeteyi susturmaya çalışıyor. Haaretz boyun eğmeyecek ve hükümetin ve liderinin onayladığı mesajları yayınlayan bir hükümet broşürüne dönüşmeyecektir.”

- İsrail, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmaya göre İsrail askerleri Lübnan’dan 60 gün içerisinde çekilecek ve ülkede kontrolü Lübnan ordusu sağlayacak, Hizbullah güneyden çekilecekti. Netanyahu açıklamasında ateşkesin gerekçeleri arasında “İran’a yoğunlaşmak” gibi tuhaf bir gerekçe de kullandı. Ancak İsrail ilk günden itibaren Lübnan’ı vurmaya devam etti.

Türkiye

- 1 Kasım’da cezaevindeki yedinci yılını dolduran Osman Kavala, yaptığı açıklamada, "Gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum" sözleriyle Türkiye kamuoyuna kısa bir mesajla seslendi.
- Diyalog süreci tüm karmaşasıyla birlikte sürerken ilginç bir şekilde Abdullah Öcalan’a, aile görüşünü engelleyen yeni bir "disiplin cezası" verildi. Öcalan'a 3 aylık “disiplin cezası” verildiği söylendi ama nedeni açıklanmadı.

- CHP’li Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasından hemen birkaç gün sonra Mardin, Batman ve Halfeti'nin DEM Partili eşbaşkanlarının yerine de kayyım atandı. Mardin Belediyesi Başkanı Ahmet Türk, üçüncü kez başkanı olduğu belediyeye kayyım atandığını açıkladı. Kayyım uygulamaları günlerce birçok şehirde protesto edildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kayyım kararlarına karşı yapılan gösterilerde 47 ilde 235 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Bu sırada CHP’nin Esenyurt Belediyesi önündeki “Demokrasi nöbeti” de devam ediyordu.

- Bu karmaşa içerisinde diyalog sürecinin sürüp sürmediği tartışma konusu olurken MHP Başkanı Devlet Bahçeli bir kez daha sürpriz yaparak Öcalan çağrısını yineledi ve "Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım" diyerek masanın devrilmediğini ilan etti.

- Fakat Abdullah Öcalan’la görüşmenin sağlanması talebiyle Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulunan Asrın Hukuk Bürosu avukatları, müvekkilleri hakkında 6 Kasım’da yeni bir 6 aylık avukat görüş yasak kararı verildiğini söyleyerek herkesi bir kez daha şaşırttı. Yasağın gerekçesi hakkında avukatlara herhangi bir bilgi verilmedi.

- Ancak ilginçler burada kalmadı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, eli daha da artırarak “İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın yapılmasını bekliyoruz. Türkiye'nin hayrına olacak görüşlerimizden vazgeçmeyiz" dedi. Aynı saatlerde DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı'da görüşmek için Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulundu. Bu sırada ülke genelinde ev baskınlarında çoğu Kürt siyasetçi ve gazeteci olmak üzere 231 kişi gözaltına alındı.

- Tüm bu gelişmelerin ardından bu sefer de Dersim Belediyesi ile Dersim’e bağlı Ovacık belediyesine kayyım atandı. Karar birçok ilde protesto edildi, Dersim’e ise valilik tarafından 10 günlük eylem yasağı getirildi.

- Bundan 10 gün kadar sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği bazı etkinliklerde "usulsüz harcama yapılarak kamu zararına yol açıldığı" iddialarına ilişkin soruşturma başlattı. Hemen ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi için benzer bir soruşturma açıldı ve yine CHP’li Beykoz Belediyesi'nde de inceleme başlatıldı.

- 16 Ekim’de kapanan Açık Radyo’nun dinleyicileri radyosuna sahip çıkmak için Kadıköy iskele meydanında buluştu. Açık Radyo programlarından sesler dinledi, hasret giderdi, ağladı, slogan attı. 

- 11 Kasım’da ise Açık Radyo, Apaçık Radyo adıyla dijital radyo olarak tekrar yayına başladı. Yeni radyonun ilk yayını da Açık Gazete oldu.

- Apaçık Radyo yeni yayın hayatına başladı ama 13 Kasım Açık Radyo’nun 30. Yaş günüydü ve bu 30. yıl, her şeye rağmen İKSV Salon’da yapılan konserli bir etkinlikle kutlandı. 

- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gönderilen tebligat sonrası belediyelere ait kreşlerin kapatılacağı duyuruldu. Karara CHP’li belediyeler sert tepki gösterdi. Bunun üzerine İletişim Başkanlığı açıklama yaparak kreşlerin “kuruluş amacı ve yönetmeliğine uygun faaliyetlerde bulunması gerektiği”ni söyledi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise tamamen tuhaf bir açıklama yaparak “Kimi belediyelerin kreşlerinde, çocuklara LGBT propagandası yapılmakta. Gereği yapılacak" dedi.

- Sağlık Bakanlığı’na bağlı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu, hormon replasman tedavisinde (HRT) kullanılan ilaçların bundan böyle elektronik reçete ile verileceğini açıkladı. Böylece Türkiye, trans bireylere hormon replasman tedavisini sınırlayan veya zorlaştıran ülkeler arasına girdi. Kısıtlamalar, trans erkeklerin kullandığı testosteron enjeksiyonları ve jeller ile trans kadınların kullandığı östrojen artırıcı kontraseptifleri etkiliyordu. Yeni düzenlemeyi protesto etmek için Kadıköy’de toplanan LGBTİ+’lar basın açıklaması okumak istedi. Ancak açıklamaya izin verilmedi ve 38 kişi gözaltına alındı.

- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde İstanbul sokakları bir kez daha kadınlara yasaklandı. Ancak kadınlar bir kez daha Taksim civarında ve Karaköy’de polis şiddetine rağmen sloganlarını haykırdı. Polis müdahalesi sonucu 170 kadar kadın gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakıldı. 

- Kasım ayının son gününde ise DEM Partili Bahçesaray Belediyesi'ne de kayyım atandı ve böylece 31 Mart yerel seçimlerinden bu yana ikisi CHP’li, 6’sı DEM Partili sekiz belediyeye kayyım atanmış oldu.
İklim ve çevre

- Kolombiya’da yapılan BM Biyoçeşitlilik Zirvesi COP16 tuhaf bir şekilde sona erdi. Devletlerin uzlaşamaması sonucu müzakereler bir gün daha uzatıldı ama birçok ülkenin heyeti uçaklarını kaçırmamak için zirveyi terk ediverdi. Bu nedenle de zirve sonucu toplantısı için yeter sayı sağlanamadı. Ülkelerin görüşmelere önümüzdeki aylarda Bangkok'ta yapılacak bir ara toplantıda devam edeceği açıklandı. 

- Bir başka tuhaflık ise kabul edilen “dijital dizi bilgisi” (DSI) fonu planında yaşandı. Doğadan elde edilen genetik veriler kullanılarak üretilen ürünlere küresel bir vergi uygulanması konusunda anlaşma sağlandı. Bu da potansiyel olarak dünyanın en büyük biyolojik çeşitlilik koruma fonlarından birinin oluşturulduğu anlamına geliyordu. Fakat karar oylamasına yeter sayıda ülkenin katılıp katılmadığı belirsiz kaldı. O nedenle oylamada geçmiş olan kararın kesin bir karar olup olmadığına karar verilemedi!

- İklim krizi kaynaklı aşırı hava olaylarının son 10 yılda dünya genelinde 2 trilyon dolarlık maliyete yol açtığı açıklandı. 4 bin kadar hava olayını inceleyen araştırmacılar yıllar ilerledikçe felaketlerin büyüdüğünü ve bu 2 trilyon dolarlık zararın 451 milyar dolarının son iki yılda gerçekleştiğini açıkladı. 

- İklim davalarına dair en tarihi kararlardan biri olan 2021 tarihli Shell kararı maalesef üst mahkeme tarafından bozuldu. 2021’deki dava petrol ve doğalgaz devi Shell'in 2030 yılında kadar karbondioksit salımını yüzde 45 azaltmasını öngören bir kararla sonuçlanmıştı. Ancak Lahey Temyiz Mahkemesi, Shell'in bu konudaki itirazını kabul etti. Temyiz Mahkemesi’ne göre, Shell'in zararlı gaz salımını azaltma konusunda topluma karşı bir sorumluluğu bulunsa da, bu, şirketin emisyonlarını belli oranda azaltmaya zorlanabileceği anlamına gelmiyordu. Yargıç, böylesine küresel bir sorumluluğun sadece bir şirkete yüklenemeyeceğini ve Shell'in diğer şirketlerden daha fazlasını yapmasının hiçbir anlamı olmadığını söyleyerek Shell’i kurtarıp, gezegeni ise mahkum etmiş oldu. Kararın en ilginç kısmı ise Mahkeme’nin, Shell'in, “üretimi azaltırsak diğer şirketler daha fazla petrol ve gaz üretimine yönelir” şeklindeki savunmasını haklı bulmuş olmasıydı.

- Bu kararla aynı gün Climate Investigations Center, fosil yakıt şirketlerinin yalanlarına dair tarihi bir belgeye ulaştıklarını açıkladı. 1953 yılında Los Angeles'ı kaplayan duman nedeniyle halkın tepkisine yanıt olarak petrol şirketleri tarafından kurulan The Air Pollution Foundation’ın (Hava Kirliliği Vakfı) 1954 yılında yaptığı araştırmada, fosil yakıt kullanımının hava kirliliğine ve de iklim sıcaklıklarında değişime yol açtığı belirtiliyordu. Ancak başta Shell olmak üzere Chevron, ExxonMobil ve BP tarafından kurulan Vakfın bu araştırması elbette hasır altı edilmişti. Yani şirketler fosil yakıtların iklim değişimine neden olduğunu daha önce zannedildiği gibi 1970’lerden beri değil ta 1950’lerden beri biliyordu.

- BM İklim Değişikliği Zirvesi (COP29), 11 Kasım’da Azerbaycan‘ın başkenti Bakü‘de başladı. COP29’un en büyük gündemi iklim finansmanıydı. Ancak daha önce ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çıkarmış olan Donald Trump’ın zirveden bir hafta önceki seçimlerde yeniden seçilmiş olması zirveyi de etkiledi. İklim zirvesine ne ABD Başkanı, ne Fransa başkanı, ne AB Komisyonu başkanı ne Çin, ne Rusya katıldı. Yani neredeyse hiçbir büyük ülke üst düzey katılım göstermedi.

- Zirvede konuşma yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bir iklim zirvesinde söylenebilecek en son sözü söyledi ve fosil yakıtların “Allah’ın lütfu” olduğunu söyledi. Sonra da Batı ülkelerinin Azerbaycan’ın karbon salımı hakkında “yalan haberler” yaydığını öne süren Aliyev, fosil yakıt rezervlerine sahip ülkelerin bundan dolayı suçlanmaması gerektiğini kaydetti. Azerbaycan lideri ayrıca fosil yakıt endüstrisinin “iyi planlanmış bir iftira ve şantaj kampanyasının” kurbanı olduğunu da iddia etti. 

- Kick Big Polluters Out (Kirleticileri Kovun) Koalisyonu zirveye 1.773 fosil yakıt temsilcisinin geldiğini açıkladı. Chevron, ExxonMobil, BP, Shell ve Eni gibi küresel devler adına gelen 39 kişinin Gazze’deki soykırımda İsrail’e petrol ve gaz gönderilmesinden sorumlu kişiler olduğunu belirtti. Zirvede ayrıca 500 kadar da karbon yakalama şirketi temsilcisinin bulunduğu ortaya çıktı. 

- Türkiye, zirve kapsamında 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi belgesini Birleşmiş Milletler'e iletti. Strateji belgesi, Türkiye'nin 2053 yılına kadar "kalkınma önceliklerinden taviz vermeden" "net sıfır" hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyordu. Belge, 2038’e kadar emisyon artırmaya devam edip sonra azaltıma geçeceğini tekrarlıyor ama "en kirli fosil yakıt" olarak tanımlanan kömürden çıkışa dair bir planı içermiyordu. Yani aslında yine somut olarak ne kadar ve nasıl emisyon azaltımı yapılacağını söylemiyordu.

- Zirve sırasında konuşma yapan Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) Genel Müdürü Taha Meli Arvas, “Türkiye’nin Enerji Dönüşümü” konulu bir panelde, enerji borsasına madencilik bileşeninin de ekleneceğini belirterek, madenciliğe karşı olmanın ‘çevreden nefret etmek’ anlamına geleceğini savundu. Bu şaka gibi konuşmasında Arvas, enerji dönüşümü için bakır, kobalt, nikel, grafit ve lityum gibi kritik mineral madenciliğine ihtiyaç olduğunu anlattı. Ancak bu nadir elementeler zaten çok az sayıda ülkede bulunuyor ve Türkiye’de neredeyse hiç bulunmuyordu.

- Zirve beklendiği üzere büyük bir başarısızlıkla sona erdi. Finans COP’u denen ve en az 1 trilyon dolarlık küresel iklim fonu beklentisi olan zirvede ancak 300 milyar dolarlık bir iklim finansmanı konusunda anlaşma sağlanabildi. Gelişmekte olan ülkeler ve iklim savunucuları, anlaşmayı 'ihanet' diye niteledi. Bir önceki zirvede ilk kez karar metnine geçmiş olan “fosil yakıtlardan uzaklaşma” hedefi ise bu yılki zirve karar metninde yer almadı. Tek ciddi sonuç uluslararası karbon piyasaları ticareti için küresel bir çerçevede uzlaşılması oldu ki bu da bir tek piyasaların çıkarında uzlaşılmış olduğu anlamına geliyordu.

- Bu zirvenin bitmesinin hemen ardından bu kez de BM Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin küresel bir plastik anlaşması yapabilmek için başlattığı görüşmelerinin beşinci turu, Güney Kore’nin Busan kentinde başladı. 220 fosil yakıt ve kimya şirketi temsilcisinin katılarak en kalabalık delegasyon grubunu oluşturduğu ve bir hafta süren görüşmelerde en tartışmalı konu, şirketlerin ürettiği plastik miktarına sınırlama konulup konulmayacağı oldu. Sonuçta bu zirve de başarısızlıkla sonuçlandı. Suudi Arabistan ve Rusya’nın başını çektiği devletler plastik üretiminin sınırlandırılmasına dair hiçbir anlaşmaya onay vermediler ve 200 devlet masadan uzlaşamadan ayrılmış oldu.

Aralık

Korkunun umuda galip gelmesine izin vermemeliyiz. Birlikte daha iyi bir dünya yaratabileceğimiz hayalini kaybetmemeliyiz.

22 yaşındaki iklim aktivisti Anna Holland, Britanya’da 40 kadar iklim aktivisti ve savaş karşıtı aktivistin tutuklu bulunmasını bu sözlerle eleştiriyor. (The Guardian)

Dünya

- Dünya Aralık ayının ilk haftasında hiç beklenmedik bir süreç yaşadı. Dört yıldır Suriye’de muhalifler ve Esad rejimi arasında sürmekte olan statüko aniden kırıldı. İdlib’i kontrol etmekte olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütü ani bir saldırıyla Halep’i ele geçirdi. Ardından da peşi sıra Hama, Humus ve Şam HTŞ’nin eline geçti. Esad rejimini karadan koruyan en büyük ve disiplinli güç olan Hizbullah’ın İsrail saldırıları sonucu gerilemesini fırsat bilen muhalifler böylece ülkedeki 54 yıllık Esad hanedanlığına 12 gün gibi kısa bir sürede son verdi. Suriye’de bir geçiş hükümeti kurulduğu açıklandı.

- Suriye diktatörü Beşar Esad, ailesiyle birlikte Rusya’ya sığınırken muhalifler hapishanelere özellikle de Sednaya gibi işkence, tecavüz ve cinayetleriyle ünlü hapishanelere girerek tüm rejim muhaliflerini serbest bıraktı. Hapishanelerde çoluk çocuk, kadın, yaşlı, sakat ve akli dengesini kaybetmiş durumdaki binlerce tutsak sevinç göz yaşlarına boğuldu. Halk sokaklarda kutlamalar yaptı. Kilise çanları dahi sevinçle çalındı. 

- HTŞ hızla rejimin elindeki şehirleri ele geçirirken yine İdlib’ten hareket eden ve Türkiye tarafından kurulup donatılan Suriye Milli Ordusu ise PYD’nin elindeki Tel Rıfat ve Minbiç’i ele geçirdi. PYD Suriye Kürt bölgesinde olağanüstü hal ilan etti. 

- İsrail ordusu ise durumdan istifade ederek Beşar Esad yönetiminin düşmesinden saatler sonra, 1967'den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri üzerinden Suriye'ye girdi. İki ülke arasında 1974 yılında yapılan ateşkes anlaşmasının çöktüğünü söyleyen Netanyahu, İsrail ordusunun Golan Tepeleri civarındaki bazı yerleşimleri tampon bölge olarak "savunmayı güçlendirme" gerekçesiyle kontrol altına aldıklarını söyledi. Ardından Golan'daki nüfusunu iki katına çıkarmak için Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesi planını onayladı. İsrail ayrıca Şam, Dera, Tartus ve farklı şehirlerde yüzlerce noktada silah ve cephane depolarını, donanma gemilerini, limanları, hava üslerini vurarak Suriye ordusundan kalan donanmayı ve hava gücünü yok etti.

- İç savaşın bittiği ilan edilmesine rağmen İsrail bombardımanı altında ölümler devam ederken kurtarılan bölgelerde arka arkaya mayın patlamaları sonucu da onlarca kişi hayatını kaybetti. Rejimin devrilmesiyle birlikte özellikle İdlib’te çadır kentlerde yaşayan onbinlerce kişi Halep, Hama, Humus gibi kentlere, evlerine geri döndü ancak iç savaşta döşenen mayınlar ve patlamamış bombalar sivillerin kabusu oldu. Uluslararası kuruluşlar bu konuda acil desteğe ihtiyaç olduğunu açıkladı.

- Esad rejiminin destekçisi El Vatan gazetesi rejimin devrildiğinin anlaşılmasından birkaç saat sonra Facebook sayfasından yayımladığı şu açıklamayla günah çıkardı: “Bize verilen haberleri yayımlamaktan başka bir şey yapmıyorduk, şimdi hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı.” Beşar Esad'ın kuzeni tarafından çıkarılan gazete benzer durumdaki diğer resmi ve yandaş medya organları için de bir savunma yaptı ve şunları yazdı: “Suriye medyası ve gazetecilerinin bir suçu yok; onlar da, bizim gibi, talimatlara uyarak kendilerine verilen haberleri yayımlamaktan başka bir şey yapmıyorlardı.”

- Suriye resmi haber ajansı SANA da 24 saatten uzun bir süre yayınını durdurdu. Devrimciler ve muhalifler hakkında çok sayıda yalan haber yapan devlet televizyonu, sahadaki hızlı gelişmelere ayak uyduramadı ve Şam düştüğü sırada sadece arşivlenmiş görüntüleri yayınladı. Saatler süren karmaşanın ardından ekranda ‘büyük Suriye devriminin zaferi’ sözleri belirdi ve buna vatandaşların ve muhalif savaşçıların kamu mallarının korunması çağrısı eşlik etti. 

- Beşar Esad'ın devrilmesinden 11 gün sonra, yüzlerce Suriyeli başkent Şam'da demokrasi ve kadın hakları çağrısıyla protesto düzenledi. Şam'ın Emevi Meydanı'nda "Biz bir din devleti değil, demokrasi istiyoruz", "Özgür, uygar Suriye" gibi sloganlar atan protestocular, "Özgür kadınlar olmadan özgür ulus olmaz" gibi sloganlar yazan dövizler taşıdı.

- Bu eylemden birkaç gün sonra Hama şehrinin Hristiyan nüfuslu Sukaylabiye bölgesinde meydana kurulan dev Noel Ağacı, maskeli, silahlı kişiler tarafından ateşe verildi. Olayın ardından Hama, Şam ve Humus'taki Hristiyanlar, Sukaylabiye ile dayanışmak için ellerinde haçlarla sokağa dökülüp saldırıyı protesto etti. Protestoların ardından geçici hükümet, Noel Bayramı'nı resmi tatil ilan etti. Bundan böyle 25 ve 26 Aralık'ta devlet kurumlarının kapalı olacağı ve de kamu çalışanlarına resmi tatil verileceği açıklandı.

- Mezhepçi Esad rejimi döneminde azınlık grubu Alevilere devlet yönteminde tanınmış olan ayrıcalıklar, iç savaş boyunca isyancılar arasında tepkinin yükselmesine neden olmuştu. Rejimin devrilmesinden sonra Alevi toplumuna yönelik saldırıların yaşanması üzerine Aleviler de çeşitli kentlerde gösteriler düzenledi. 

- Gürcistan’da Kasım ayının son günlerinde, Rusya yanlısı iktidarın AB müzakerelerini askıya alması üzerinde başlayan eylemler Aralık’ta haftalar boyunca onbinlerce kişinin sokağa çıkmasına yol açtı. Eylemlere sert polis müdahalesi oldu. Yüzlerce kişi yaralandı ve gözaltına alındı. 

- Güney Kore’de birkaç saatlik bir darbe girişimi diyebileceğimiz olağanüstü gelişmeler yaşandı. Yolsuzlukla suçlanan Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ülkedeki muhalefeti ‘Kuzey Kore’ye sempati duymak’ ve ‘devlet karşıtı faaliyetlerle hükümeti felce uğratmakla’ suçlayarak sıkıyönetim ilan etti. Bunun üzerine muhalefetteki Demokrat Parti’nin çağrısıyla çok sayıda milletvekili mecliste toplandı. 300 milletvekilinden 190’ının katıldığı oturumda, sıkıyönetimin kaldırılmasını talep eden önerge, 190 vekilin tamamının oylarıyla kabul edildi. İktidardaki Halkın Gücü Partisi’nin lideri Han Dong-hoon da sıkıyönetim kararını ‘yanlış’ diye tanımlayarak itirazda bulundu. Halk sokaklara indi. Bu gelişmeler üzerine devlet Başkanı Yoon, sıkıyönetim kararının üzerinden 6 saat geçmeden kararını geri çekmek zorunda kaldı ve sıkıyönetimi kaldırdı. 

- Dünyanın en kısa sıkıyönetimini ilan edip kaldıran Yoon’un siyasi kariyeri de böylece bitmek durumunda kaldı. Her ne kadar Yoon, kararı gerçi çekse de bu muhalifleri yatıştırmadı. 6 siyasi parti, parlamentoya devlet başkanı hakkında azil önergesi sunarken, Kore Sendikalar Konfederasyonu (KTCN) da Yoon istifa edene kadar süresiz genel grev ilan etti. Savunma Bakanı istifa etti. Halk devlet başkanının istifası ve cezalandırılması için yürüyüş düzenledi. Azil önergesinin mecliste kabul edilmesinin ardından azil talebiyle sokağa çıkan 200 bin kişi, kararı coşkuyla kutladı. 

- Bu yılın göçmen hakları konusunda en iyi hatta belki de tek iyi haberi İspanya’dan geldi. İspanya'daki sol koalisyon hükümeti, halihazırda ülkede bulunan yaklaşık 900 bin belgesiz göçmene vize vereceğini açıkladı. Gelecek üç yıl boyunca her yıl 300 bin belgesiz göçmene vize vermeyi planladığını açıklayan hükümet, göçmenlerin eğitim almak ve iş bulmak için ülkede kalmalarına izin vereceğini duyurdu.

- Fransa'da 2019 yılındaki yangında büyük hasar gören tarihi Notre Dame Katedrali, restorasyonun tamamlanmasının ardından 70 gospel sanatçısının da katılımıyla coşkulu bir törenle açıldı. 40 devlet ve hükümet liderinin katılımıyla gerçekleşen açılış törenine henüz başkanlık koltuğuna oturmayan Donald Trump da katıldı. O kadar ki Ukrayna Başkanı Zelenski ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile bir toplantı dahi yaptı. 

- ABD Başkanı Donald Trump, TIME dergisi tarafından "yılın kişisi" seçildi. Dergi, Trump'ın gücünün zirvesine çıktığını söyleyerek, "Hepimiz Trump çağında yaşıyoruz" yorumunu yaptı. Dergide şu ifadelere yer verildi: "Tarihi boyutlarda bir geri dönüşe imza attığı, nesilde bir kez görülen siyasi bir yeniden yapılanmaya yol açtığı, Amerikan Başkanlığını yeniden şekillendirdiği ve Amerika'nın dünyadaki rolünü değiştirdiği için Donald Trump, TIME'ın 2024 Yılın Kişisi'dir". 

- Trump yılın kişisi seçildikten hemen sonra Panama’yı tehdit ederek Panama kanalını geri alabileceğini, Danimarka’yı tehdit ederek Grönland’ın ABD'nin "ulusal güvenliği ve dünya genelindeki özgürlük adına" sahip olmasının "mutlak bir zorunluluk" olduğunu söyledi ve transları da tehdit ederek başkanlığının ilk günü transseksüellik deliliğine son vereceğini açıkladı.

- Donald Trump, Noel mesajında da "Mutlu Noeller" dilediği uzun mesaj listesinde "Panama Kanalı'nı sevgiyle ama yasadışı şekilde işleten Çin'in harika askerleri" diye yazdı. Trump ayrıca "Kanada bizim 51. eyaletimiz olursa, vergileri yüzde 60'tan fazla düşecek, işletmeleri hemen iki katına çıkacak ve dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir ülkenin sahip olmadığı kadar askeri korumaya sahip olacak" dedi. Ardından da "Aynı şey Grönland halkı için de geçerli" diyerek şu iddiada bulundu: "ABD'nin Ulusal Güvenlik amaçları için ihtiyaç duyduğu Grönland, ABD'nin orada olmasını istiyor ve biz de orada olacağız!"

- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya'yla olası bir çatışma tehdidine hazırlanmak için yeterli harcama yapılmadığı uyarısında bulundu, "savaş dönemi zihniyetine geçme" zamanının geldiğini söyledi. Rutte, "Dört-beş yıl sonra karşımıza çıkacaklara hazır değiliz" dedi ve üye ülkelere savunma harcamalarını "turbo hızlandırma" çağrısı yaptı.

- Almanya’da Şubat ayında seçime gidileceği resmi olarak ilan edildi ve bu ilanın hemen ardından ülkede bir terör saldırısı yaşandı. Almanya’nın Magdeburg kentinde Noel pazarına kiralık bir araçla dalan bir kişi beş kişinin ölümüne 200 kişinin de yaralanmasına neden oldu.  Saldırganın 50 yaşındaki Suudi Arabistanlı bir doktor olduğu açıklandı ama beklenenin aksine kendisinin ateist, İslamcılık karşıtı bir mülteci dayanışma aktivisti olduğu ve, Almanya’yı İslamcılığın yayılmasına destek olmakla suçlayarak bu saldırıyı gerçekleştirdiği söylendi. Saldırganın sosyal medya hesabında “Almanya Avrupa'yı İslamlaştırmak istiyor" yazdığı ve aşırı sağcı, göçmen karşıtı AfD’yi övdüğü ortaya çıktı. Ancak buna rağmen AfD, göçmenlerin terör estirdiğine yönelik propagandaya başladı ve ülkede çok sayıda ırkçı taciz ve saldırı olayı meydana geldi. Saldırının gerçekleştiği Magdeburg kentinde aşırı sağcı bir gösteri düzenlendi ve Nazi döneminde söylenen "Almanya uyan!" sloganları da atıldı.

- Dünya nüfusunun yarıdan fazlası, 4 milyarın üstünde insan bu yıl içinde sandık başına gitti. Aralarında ABD, Hindistan, Pakistan, Rusya, İran, Güney Afrika, Britanya, Tayvan, Fransa, Portekiz’in de olduğu 80’den fazla ülkenin seçimlere aynı yılda gitmesiyle bir rekor kırıldı. Nobel Barış Ödüllü araştırmacı gazeteci Maria Ressa, bu yılın ilk günlerinde bu tabloya bakarak “Demokrasi yaşayacak mı, ölecek mi 2024’ün sonunda göreceğiz.” Demişti. Bu yıl demokrasi, mücadele etmeyi sürdürenler sayesinde yaşamaya devam etti ancak can çekişmeye başladı. 

- Endonezya, Hindistan, Gürcistan, ABD gibi ülkelerde yapılan seçimleri aşırı sağcı aday ve partiler kazandı. Birçok başka ülkede de aşırı sağ partiler oylarını artırdı. Ayrıca dünya; Hindistan, ABD, Tayland, Gürcistan gibi ülkelerdeki seçimlere doğrudan oligark da denilen milyarderlerin etkide bulunduğuna şahit oldu. Bu sırada Financial Times'ın araştırması, gelişmiş dünyada 2024 yılında seçime giren her bir iktidar partisinin özellikle ekonomik sıkıntılar nedeniyle oy kaybettiğini ortaya koydu. Britanya, Fransa, Japonya, ABD, Avusturya, Portekiz, Türkiye gibi birçok örnekte iktidardaki partiler seçimi kaybetmişti.

- Azerbaycan Hava Yolları, Kazakistan'da düştü. Kazada, 38 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi ise kurtulmayı başardı. Ancak ilk önce kuş sürüsüne çarptığı söylenen uçağın ilginç bir şekilde Rus "Pantsir-S" hava savunma sistemi saldırısına maruz kaldığı iddia edildi. Azerbaycan 7 Rus kentine yapılan uçuşları iptal ettiğini duyurdu. 

Filistin

- İsrail, 27 Kasım'da Lübnan’da Hizbullah’la ateşkes anlaşmasına varmasından sonraki bir hafta içerisinde Lübnan’ı en az 73 kere vurarak ateşkesi ihlal etmişti. Sonraki haftalarda da onlarca kez ihlal etmeye devam etti. Ayrıca İsrail Lübnanlıların güneye yani kendi evlerine seyahatinin 'yasak' olduğunu duyurdu.

- Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) İsrail'i soykırımla suçladı. İnsan hakları yararına faaliyet gösteren örgüt yayınladığı 300 sayfalık raporunda İsrail ordusunun kasıtlı olarak savaş suçu işlediğini kaydetti. Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard rapora ilişkin açıklamasında "Şok edici bulgularımız uluslararası topluma bir uyarı niteliğinde olmalı. Bu bir soykırım. Hemen durdurulmalı" dedi.

- Savaş Çocukları İttifakı (War Child Alliance) adlı kuruluş tarafından desteklenen Gazze merkezli Kriz Yönetimi Toplum Eğitim Merkezi, geçtiğimiz Haziran ayında Gazze'de 500'den fazla Filistinli çocukla yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Rapor, Gazzeli çocukların %96'sının her an ölüme yakın olduklarını düşünerek korktuğunu, %92'sinin gerçekleri kabullenmediğini, %73'ünün saldırganlık belirtileri gösterdiğini, %49'unun savaş yüzünden ölmek istediğini ve çok daha fazlasının “yaygın bir umutsuzluk duygusunun yanı sıra içe kapanma ve şiddetli endişe belirtileri gösterdiğini” tespit etti. War Child İngiltere CEO'su Helen Pattinson yaptığı açıklamada “Bu rapor Gazze'nin dünyada çocuk olmak için en korkunç yerlerden biri olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

- Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını teyit eden bir kararı ezici bir çoğunlukla kabul etti. Toplam 172 ülke karar lehinde oy kullanırken, İsrail ve ABD karara karşı çıkan yedi ülke arasında yer aldı. Sekiz ülke ise çekimser kaldı. Kararın kabulü, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını elde etmesini ve bağımsız bir devlette onurlu bir şekilde yaşamasını engelleyen İsrail'in işgal ve sömürgecilik faaliyetlerinin küresel çapta reddedildiğini yansıtıyordu. Kararda, Uluslararası Adalet Divanı'nın geçtiğimiz aylarda İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini yasadışı ilan eden tavsiye görüşüne de vurgu yapıldı.

- İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Polonya'daki Auschwitz toplama kampının kurtarılışının 80. yıldönümü anma etkinliğine, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yakalama kararı nedeniyle tutuklanma ihtimalinden korkarak katılmadı. Böylece Mahkeme’nin kararı bir ay gibi kısa bir sürede ilk etkisini göstermiş oldu.

- İsrail yayın organı Ynet, açlık, susuzluk ve bombardıman altında bir yaşamın sürdüğü Gazze'nin kuzeyinde, İsrail Savunma Kuvvetleri birliklerinin bir sahil cephesi resort’unda askerlere lüks rahatlama hizmeti sunulduğunu yazdı. Haberde askerlerin hayatı şöyle anlatılıyordu: “Bir asker buzlu bir enerji içeceğiyle rahatlarken, bir diğeri beze kurabiyelerle eşleştirilmiş sıcak bir kapuçinonun tadını çıkarıyor. Yeşil çimenlerin ortasındaki uzun masa, bir otel büfesini andıran lüks kahvaltılarla dolu. Öğle ve akşam yemeklerinde, standart kanat ve sosisliden daha fazlasını sunan bir barbekü istasyonu durmaksızın çalışıyor; biftek ve diğer birinci sınıf etler mükemmel bir şekilde ızgara ediliyor... Ek konforlar arasında büyük bir espresso makinesine sahip bir kahve barı, patlamış mısır ve pamuk şeker istasyonları ve Belçika waffle'ları ve taze simit sunan bir salon bulunmakta.”

- Soykırımın yanı başındaki lüks hayata dair bu kan donduran yaşam, akıllara bu yıl Oscar ödülü kazanan the Zone of Interest filmini getirdi. Film Auschwitz toplama kampının hemen yanındaki yeni evinde rüya gibi bir hayat kurmaya çalışan Alman Nazi komutanı Rudolf Höss'ü anlatıyordu. Lüks içerisinde yaşayan aile hemen duvarın arka tarafından gelen çığlıklara rağmen sıradan bir hayat sürüyordu. Yönetmen Jonathan Glazer, Oscar ödülü alırken yaptığı konuşmada Gazze’de süren savaşa değinip İsrail’in “yahudiliğini ve holokostu çaldığını” söylemişti. Ama Gazze’deki bu lüks resortu o dahi tahmin edememişti.

- Gazze’nin ortasındaki lüks resort İsrail askerlerini eğilendiredursun Gazze’de üç bebeğin soğuktan donarak öldüğü açıklandı. Savaş başladığından bu yana ölü sayısı 46 bine dayanmış, yaralı sayısı da 108 bini bulmuştu. Üstelik hasarlı olmakla birlikte ayakta kalan bir avuç hastane bombalanmaya da devam ediliyordu.

- Filistin’in yanısıra Lübnan ve Suriye topraklarını işgal eden İsrail, Aralık ayının son günlerinde Yemen’e büyük bir saldırı başlattı. 100 uçakla yapılan bombardımanda ülkenin uluslararası havaalanı vuruldu. Üstelik tam da bombardıman sırasında havalimanında bulunan BM’ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, bir füzenin kendisini “teğet geçtiği”ni söyledi. Saldırı nedeniyle uçağı havalanamayan Ghebreyesus, bir süre daha Yemen’de kalmak durumundaydı.

Türkiye

- Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi öğrenilir öğrenilmez muhalefet partileri hızla Suriyelileri geri gönderme yarışına girdi. Gerçekten de rejimin devrilmesinin üzerinden 24 saat geçmeden CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara tanınan "geçici koruma" statüsünün iptali için TBMM’ye kanun teklifi sundu. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Esad gitmiştir, Suriyelilerin de Türkiye'deki misafirliği bitmiştir” dedi. CHP lideri Özgür Özel de Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri gerektiğini ifade etti, "Geçici sığınmacıların statüsünün belli bir takvim neticesinde sonlandırılması gerekiyor" diye konuştu.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li belediyelerin önceki dönemlere ait SGK borçlarını hatırlatıp “Sayın bakan kendilerini çok daha kararlı şekilde silkelemende fayda var” ifadelerini kullanmasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, CHP'li 6 belediyeye SGK prim borçları gerekçesiyle haciz işlemi uyguladı. Haciz işlemi uygulanan belediyeler; İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Mersin Büyükşehir Belediyeleri ve Şişli Belediyesi oldu.

- Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Suriye üzerine yazdığı bir yazıda Ortadoğu kavramının Batı merkezli olduğunu söyleyerek yeni bir kavram öne sürdü. Haritalarda Avrupa kıtasının merkez alınması ve bunun sonucunda Ortadoğu, uzak doğu gibi kavramların kullanılıyor olmasını hatırlatan Mehmet Uçum, bunun yerine Türkiye’nin merkez olmasını önerdi ve Ortadoğu yerine de Merkez Afro-Avrasya denmesini önerdi.

- Gezi direnişine katılan ve ‘darbe teşebbüsü’ iddiasıyla yargılanan Beşiktaş taraftar grubu çArşı 11 yıl sonra beraat etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 35 sanıklı davanın duruşmasında tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi.

- Balıkesir'de patlayıcı madde üretilen ZSR Patlayıcı Sanayi fabrikasında meydana gelen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Şirketin milyonlarca liralık teşvikten yararlandığı ve patlamanın yaşandığı fabrikada ZSR şirketinin üretim yapabilmesi için alması gereken belgelerin eksik olduğu ortaya çıktı. Aynı fabrikada, benzer bir patlama 10 yıl önce de meydana gelmiş, 6 kişi yaralanmıştı.

- Açık Radyo sadece bu yıl 9 ödül daha alarak 30 yıllık yayın hayatında aldığı ödül sayısını 74’e çıkarmış oldu.

İklim ve çevre

- Madagaskar'ın kuzeyindeki Fransız Hint Okyanusu takımadalarını vuran şiddetli Chido kasırgasının Mayotte'yi vurması sonucu en az 39 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlar kasırganın yaklaşık bir yüzyıldır bu bölgede yaşanan en güçlü kasırga olduğunu açıkladı. Kızılhaç, yaklaşık 100 bin kişinin kayıp olduğundan söz etti. Aralık sonu geldiğinde hala net olarak ölü ve kayıp sayısı açıklanamamış durumdaydı.

- Fransa'nın en yoksul denizaşırı toprağı olan Mayotte'un kasırga nedeniyle mahvolmasından 6 gün sonra adayı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, protestolarla karşılandı. Fransa liderinin kendisini protesto edenlere son derece küstah bir şekilde sömürgeci edasıyla konuşması, yerel halkın öfkesini daha da tırmandırdı. Kızgın halktan kendisine yönelik "Kasırgaya hazırlıklı olunabilirdi" denmesine karşılık olarak "Hayır, siz hazırlıklıydınız, uyarılar yapıldı, hizmetler sağlandı" dedi. Ardından da akıl almaz bir küfür sallayarak "Burası Fransa olmasaydı, 10 bin kat daha fazla mahvolmuş olurdunuz. Hint Okyanusu'nda insanlara bu kadar yardım yapılan bir yer daha yok" diye konuşarak sömürgeci zihniyetini herkesin gözü önünde açığa vurdu.

- Chido Kasırgası, Mayotte'yi vurmasının ardından Mozambik, Malavi ve Zimbabve'de de etkili oldu. Mozambik’te en az 120 kişi hayatını kaybetti, 622 bin kişi de kasırgadan etkilendi. Malavi’de ise 13 kişi öldü 35 bin kişi etkilendi.

- Kurak alanların Antarktika hariç artık gezegenin tüm karalarının %40'ını oluşturduğu açıklandı. Birleşmiş Milletler tarafından bir araya getirilen bilim insanlarından oluşan UN Science Policy Interface (BM Bilim Politikası Arayüzü) tarafından yapılan çalışmaya göre, dünya topraklarının dörtte üçü son 30 yılda daha kurak koşullara maruz kalmıştı ve raporda bu durumun kalıcı olması muhtemel deniyordu. Yüzyılın ortasına kadar küresel olarak karaların üçte ikisinin daha az su depolayacağı belirtiliyordu. Rapora göre Afrika, 1990-2015 yılları arasında artan kuraklık nedeniyle Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYH) yaklaşık %12'sini kaybetmişti. Önümüzdeki beş yıl içindeyse Afrika’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının yaklaşık %16'sını, Asya’nın ise %7'sine yakınını kaybedeceği öngörülüyordu. 

- Britanya’da yaşları 22 ila 58 arasında değişen 40 aktivist, iklim krizi ya da Gazze'deki savaşla ilgili çeşitli protestoları planladıkları ya da bu protestolara katıldıkları için Noel’i sevdiklerinin yanında değil parmaklıklar ardında geçirdi. Mahkemelerin doğrudan eylem protestoları için kayıtlara geçen en ağır cezaları vermesinin ardından bu kişilerin birçoğuna yıllara varacak hapis cezası istenmiş durumdaydı. Noel’e girerken Just Stop Oil adlı kampanya grubuyla birlikte iklim protestolarına katıldıkları için 10'u tutuklu olmak üzere 19 kişi cezaevinde bulunuyordu. 19'u tutuklu olmak üzere Noel'i hapiste geçirecek olan diğer 21 kişi ise, Glasgow ve Bristol'daki silah fabrikalarından İsrail'e silah sevkiyatını engellemeye çalışmak da dahil olmak üzere Filistin yanlısı doğrudan eylem kampanyalarına katıldıkları için cezaevinde bulunuyordu. 

- Noel’i parmaklıklar arasında geçiren aktivistlerden birinin durumu ise çok çarpıcıydı. 77 yaşındaki çevre aktivisti Gaie Delap, M25 otoyolunu protesto ederken gözaltına alınmıştı ancak yetkililer bileklerine sığacak kadar küçük bir elektronik cihaz bulamadıkları için elektronik kelepçe ile serbest bırakılması gerekirken Delap’ı hapishaneye yollamışlardı.

- Bir kambur balinanın çiftleşmek için üç okyanusu aşarak rekor bir mesafe kat ettiği saptandı. Hakemli dergi Royal Society Open Science'ta yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, bir kambur balinanın iki üreme noktası arasında kat ettiği bilinen en uzun mesafeyi izledi; yaklaşık 13 bin kilometre giden balina dünyanın neredeyse üçte birini geçmişti. Balinayı ilk kez 2013'te Büyük Okyanus'un doğusunda Kolombiya yakınlarında tespit eden araştırmacılar, 2022'de Hint Okyanusu'nun güneybatısındaki Afrika kıyılarında, Zanzibar yakınlarında tekrar fotoğrafladı. Bilim insanları bu "olağanüstü mesafenin", bu türün görüldüğü farklı üreme alanları arasında kaydedilen en uzun mesafe olduğunu söyledi.

- 2014-2016'da Pasifik Okyanusu'nun kuzeyindeki sularda sıradışı bir sıcak hava dalgası sonucu Alaska kıyılarına binlerce ölü kuşun vurmasını araştıran bilim insanları çok önemli sonuçlara ulaştı. Sıcak hava dalgasının balık popülasyonunu büyük ölçüde düşürdüğü, bunun sonucunda da balıklarla beslenen milyonlarca kuşun açlıktan öldüğü vurgulandı. En çarpıcı olanı Alaska'daki bayağı dalıcı martıların yarısından fazlasının, yani 4 milyon kadarının öldüğünün bulunması oldu. Bilim insanları bu felaketin balıklar haricinde en fazla sayıda omurgalının öldüğü olay olarak modern tarih kayıtlarına geçtiğini söyledi.

- Avrupa Komisyonuna bağlı Alarm ve Dayanışma Ağı'nın (ACN) 2023 raporuna göre Türkiye, geçen yıl AB sınırlarında gıda güvenliği risklerine ilişkin yapılan geri bildirimlerde 408 bildirimle ilk sırada yer aldı. Türkiye'yi Çin 333 ve Hindistan 303 bildirimle takip ediyordu. 2023’te olduğu gibi bu yılda da Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edilen incir, kuru incir, antep fıstığı, nar, domates gibi birçok tarım ürününde standartların çok üzerinde zehir bulundu ve bu ürünler Türkiye’ye geri gönderildi.

2024 yılı işte böyle geçti