Yaratıcı güçleri kullanabilmek

-
Aa
+
a
a
a
IKSV

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) “Pandemi Sırasında Kültür-Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları” başlıklı bir politika metni yayımladı.

“Dünyada yaratıcı sektörlere yönelik ne tür destekler açıklandı?”, “Türkiye’de kültürel alanda kamu desteğine ilişkin mevcut durum nedir?”, “Türkiye’de kültürel alanda hangi tedbirlere ihtiyaç duyuluyor?” sorularının cevaplarına odaklanan üç ana başlıktan oluşan çalışma; Türkiye’de kültür-sanat dünyasının geri dönülemez bir zarar görmeden faaliyetlerine devam edebilmesi için merkezi ve yerel yönetimler, özel sektör kurumları, uluslararası kuruluşlar ve bireysel bağışçılara yönelik temel öneriler sunuyor. 

KÜLTÜRÜN GÜCÜYLE HAREKET ETMEK

İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde yaratıcı sektörlerin ve tüm bileşenlerinin hayatta kalabilmesi için dünyanın farklı coğrafyalarında açıklanan tedbirlerin, yaratıcılığa ve sanatın birleştirici gücüne duyulan ihtiyacın giderek daha da artacağının sinyallerini verdiğini” belirten İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece Aydınlık'ın sözleri bizlere geçen haftasonu Gazete Duvar'da yayımlanan bir başka önemli yazıyı hatırlattı. İş Sanat eski direktörü Filiz Ova ve İKSV Tasarım Bienali direktörü Deniz Ova'nın kaleme aldıkları "Geleceği Birlikte Tasarlamak" başlıklı metin de benzer tespitlerde bulunuyordu: 

Kültür-sanat sektörü toplumun içinde bulunduğu depresyonun ve derin kaygıların getirdiği huzursuzluğu dindirmek, sanatın birleştirici gücünü kullanarak toplum içerisindeki dengeleri ayakta tutmak için bir aracı olabilecek mi? Şu anda Türkiye’de de yaratıcı sektörlerin öncelikli vazifesi, toplumun ruh sağlığı için kültür-sanatın neden önemli olduğunu tek ses olarak anlatmak ve pandemi sonrası geleceğimizi diğer sektörlerle birlikte tasarlamak için aktif rol almak olmalı.


Varlığımızı tehdit eden salgın günlerinde toplumun ruhsal dengesini ve sağlığını ayakta tutmak, sınırlarımızın dışına çıkarak yeni bir düzen tasarlamak için yaratıcı güçlerimizi kullanmak artık zorunlu hâle geldi. Gerçek ve sürdürülebilir yenilikleri tespit etmek, bu yönde önyargısız ve özgün öneriler yapmak için sanatçıları ve yaratıcı sektörleri sürece dahil etmek ve geleceğimizi birlikte tasarlamak, doğru ve dengeli sonuçlar üretecektir.

KAPSAYICI BİR DESTEK MODELİ GEREKLİ

Gönülden katılacağımız bu vizyonun gerçekleşebilmesi için tabi ki bir "kriz yönetimine" ihtiyacımız var. İstanbul gibi bir şehrin çok canlı ama canlı olduğu kadar da eşitsizlikler ve düzensizlikle malûl kültür hayatının, bir gün dönüp baktığımızda adil olduğunu söyleyebileceğimiz bir yaklaşımla desteklenmesi, COVID-19 salgını ile içine çekildi ağır krizin mümkün oldukça sağ salim atlatılması her şeyden çok önemli. Bu adil yaklaşıma ulaşmak içinse kapsayıcı bir planlamaya ihtiyaç var. Hükümetin açıkladığı ekonomik tedbir raporu ise kültür alanına böyle bir yaklaşımdan henüz çok uzak. Bu manada İKSV'nin yayınladığı son rapor önemli bir yol haritası olabilir.

Tekrar İKSV direktörlerinden Özlem Ece Aydınlık'a kulak verirsek:

Türkiye’de de oldukça kırılgan bir yapıya sahip olan sanat dünyasının geri dönülemez bir yara almadan faaliyetlerine devam edebilmesi için kamu, sivil toplum ve özel sektörün el ele vererek geliştireceği, kapsamlı ve uzun vadeli bir destek modelinin hızla hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Alana özgü ihtiyaçları gözeten, odaklı ve tüm disiplinleri kapsayıcı bir destek mekanizması oluşturulmasının, kültür-sanatın sağaltıcı, kapsayıcı ve dönüştürücü gücünü görünür kılmada ve geniş kitlelere ulaştırmada büyük bir etkisi olacaktır.

Raporun tamamına İKSV'nin web sitesinden ulaşılabiliyor ama yine de "kültür sanat alanında ihtiyaç duyulan tedbirlere" ilişkin listenin bir bölümünü de buraya alalım: 

  • Merkezi yönetim tarafından kültür-sanat alanını doğrudan hedefleyen, kendisine özgü ihtiyaçları gözeten, odaklı ve tüm disiplinleri kapsayıcı destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
  • TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sanatsal faaliyetler düzenleyen kurumlara ve vergi mükelleflerine yönelik olarak açıkladığı, kredi ve vergi ertelemeleri gibi kolaylıkların süresi ve kapsamı genişletilmelidir.
  • Sözü edilen destek mekanizmaları, alanda faaliyet gösteren kurumların yanında, işleri sekteye uğrayan, sözleşmeleri iptal edilen bağımsız kültür çalışanları, sanatçılar ve tasarımcılara yönelik teşvik paketleri veya tek seferlik kamu desteklerini de kapsamalı, bunların başvuru ve kabul süreçleri mümkün olduğunca kolaylaştırılmalıdır.
  • Merkezi ve yerel yönetimler, kültür-sanat alanına ve yaratıcı endüstrilere yönelik tedbirleri, alanda faal olan özel sektör destekli veya bağımsız kültür kurumları, vakıflar, dernekler, sendikalar, kooperatifler, meslek birlikleri, bağımsız inisiyatifler ve sanatçılar ile tasarımcıların öncelikleri doğrultusunda almalıdır. Bu süreçte Oyuncular Sendikası, Tiyatro Kooperatifi ve Yayıncılar Birliği gibi bağımsız oluşumlar ve meslek birliklerinin hazırladığı öneriler öncelikli ihtiyaçları belirlemede etkili olacaktır.
  • Merkezi yönetimin genel tedbirler içerisinde küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik oluşturacağı desteklerin, kâr amacı gütmeyen kurumları da kapsayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Kamuya yararlılık statüsü verilen ve kâr amacı gütmediklerinden KDV muafiyeti bulunan kültür ve sanat kurumlarının, yürürlükteki mevzuata göre indirim yapamadığı mal ve hizmet satın alım vergilerine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılarak etkin bir KDV muafiyeti sağlanmalıdır. 
  • Kamu, özel sektör ve bireysel bağışçıların ortaklığında, özellikle sosyal mesafe döneminde, kültür-sanat faaliyetlerinin dijital mecralarda sürdürülebilmesi için kurumlar, bağımsız sanatçılarla ve tasarımcılarla işbirlikleri geliştirilmelidir. Bu faaliyetler salgın sırasında toplumsal farkındalık sağlamada yaratıcılığın kullanılmasını da içerebilir. 
  • Yerel yönetimlerin, kültür-sanat alanına yönelik destek mekanizmaları hakkında bilgi akışını sağlamak üzere, merkezi yönetim ve sorumluluk alanındaki kentlerin kültürel aktörleri arasında aracılık görevi üstlenmesi ve bir danışma noktası olması gerekmektedir. Bunun için dijital kanallar kullanılabilir veya bir bilgi hattı oluşturulabilir.
  • Yerel yönetimler, sosyal mesafe süresince kültür-sanat aktörlerinin sosyal medya ve diğer dijital kanallardaki görünürlüğünü güçlendirmek üzere faaliyetler yürütmelidir.
  • Yerel yönetimler, salgın öncesi imzalanmış, fakat zamanında gerçekleştirilmesi mümkün olmayacak etkinlik sözleşmelerinde, ödemeleri iptal etmek yerine, etkinliklerin tarihlerini erteleme, dijital kanallara aktarma veya kişi/kuruma destek için kullanma yolunu izlemelidir. 
  • Türkiye Canlı Müzik ve Eğlence Sektörü Derneği’nin (TESDER) önerileri doğrultusunda, sosyal mesafelenme süreci ve sonrasında en çok zarar görmesi beklenen canlı müzik alanına yönelik tedbirler yerel yönetimler işbirliğiyle alınmalıdır
  • Uluslararası kültürel etkileşimin en önemli ayağı olan sanatsal işbirliklerinin kesintiye uğramaması için uluslararası kurum ve kuruluşlar ile Türkiye’deki yabancı kültür merkezlerinin işbirliği ile tasarlanan fon ve hibelerin devamlılığı sağlanmalıdır. 
  • Ulusal düzeyde sivil topluma hibe ve destek sağlayan vakıf ve filantropik kuruluşların, sağlık ve eğitim gibi öncelikli alanların yanına, toplulukları birleştirici gücü nedeniyle kültür ve sanatı da eklemeleri, bu doğrultuda dayanışma ruhunu ve iyi olma halini pekiştirecek, kapsayıcı sanatsal projelerin desteklenmesine aracılık etmeleri sağlanmalıdır.

Açık Dergi'de her akşam 18:00 - 18:30 arası kültür-sanat dünyasından gelişmelere yer vermeye devam ediyoruz. Radyonuz açık kalsın.