Aydınoğlu: “Son yüzyılda yaşadığımız en büyük depremlerden birine şahit oluyoruz”

-
Aa
+
a
a
a

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’den emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu konuğumuz.

“Son yüzyılda yaşadığımız en büyük depremlerden birine şahit oluyoruz”
 

“Son yüzyılda yaşadığımız en büyük depremlerden birine şahit oluyoruz”

podcast servisi: iTunes / RSS

(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hali değildir.)

6 Şubat sabahı 04:17’de meydana gelen ve en az 10 ili etkileyen Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde ölü sayısı 1498’e, yaralı sayısı ise 8.538’e yükseldi. AFAD, 13:24’te Kahramanmaraş Elbistan'da 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen 10 ilin valilerine ek olarak 10 valinin daha görevlendirildiğini açıkladı. Aynı açıklamada, yıkıldığı tespit edilen bina sayısının 2818 olduğunu ancak çalışmalar devam ettiği için ölü ve yaralı sayısının ne kadar yükseleceğini bilmediklerini ifade etti. AFAD daha sonra yaptığı açıklamada yıkılan bina sayısını 2.834 olarak güncelledi.

4. Seviye Uluslararası Alarm ilan edilmesinin ardından NATO ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, 45 ülkenin Ankara’ya yardım teklifi ulaştırdığı belirtildi. Afet sebebiyle TBMM’nin Genel Kurul çalışmalarına ve ülke genelindeki spor müsabakalarını ara verildi.

Al Jazeera tarafından paylaşılan habere göre Türkiye’nin Kuzey Suriye’yle sınırına yakın bölgede gerçekleşen depremde; Suriye’de hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde 339, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde ise en az 221 kişi hayatını kaybetti. Hayatta kalanları bulmak için çalışmalara başlandığı aktarıldı. 

Dünya Sağlık Örgütü Doğu Akdeniz Bölgesel Acil Durum Koordinatörü Rick Brennan, bölgede çok sayıda binanın yıkıldığını ve ölü sayısının ciddi oranda artmasını beklediklerini ifade etti. DSÖ, Gaziantep’teki görevli personel sayısını arttırdığını ve bölge sağlık ekipleri yönlendirdiğini paylaştı.

CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, bölgenin depreme hazırlıklı bir altyapısı, toplanma alanının olmadığını ve geceyi nasıl getireceklerini bilmediğini ifade etti. Yılmazkaya, Abdülkadir Hastanesinin bir kısmında hasar olduğunu ve Merkez Devlet Hastanesi’nin duvarlarında ise hasar meydana geldiğini belirtti.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Kriz Yönetimi Sorumlusu Janez Lenarčič tarafından yapılan açıklamada, yaşanan depremin 100 yıldan bu yana gerçekleşen en güçlü depremlerden biri olduğu belirtildi. Avrupa Birliği, Sivil Koruma Mekanizması’nın aktive edildiğini ve arama kurtarma ekiplerinin seferber edildiğini bildirdi. Aynı zamanda Copernicus Uydu Sistemi’nin de acil durum harita hizmetleri için aktif hâle getirildiğini ekledi.

ABD Başkanı Joe Biden; ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’na ve diğer federal kurumlara, Türkiye ve Suriye’ye gerekli yardımların yapılması konusunda talimat verdiğini ifade etti. ABD yetkilileri ayrıca süreci Türkiye’yle koordineli olarak yakından izleyeceklerini belirtti. Arap ülkelerinin liderleri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşerek başsağlığı diledi. Papa Francis, Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremden derin üzüntü duyduğunu belirtti. 

CNN'in haberine göre tarihî Gaziantep Kalesi’nin doğu, güney ve güney doğu kesimlerindeki burçlar hasar aldı. Yıkılan burçların bir kısmı yola saçıldı. 19. yüzyılda inşa edilen Şirvani Camii’nin ise kubbesinin ve doğu duvarının kısmen yıkıldığı bildirildi. İskenderun’da ise Katolik Katedrali’nin tamamen çöktüğü yerel basını tarafından aktarıldı.

"Deprem bölgesindeki binalarla ilgili gerçekler saha araştırmalarının ardından açığa çıkacak"

Açık Dergi’ye Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’den emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu konuk oldu. Bugün yaşanan 2 büyük depremin, 1939 yılında Elazığ’da gerçekleşen depremle neredeyse aynı şiddette olduğunu ancak o depreme kıyasla çok daha geniş bir alanı etkilediğini belirtti. Depremin yaklaşık 190 kilometrelik fay kırığına sebep olduğunu ve son yüzyılda yaşadığımız en büyük depremlerden biri olduğunu ifade etti. Şu anda AFAD’ın duyurduğu ve yabancı basın da gördüğümüz ölü ve yaralı sayılarının artacağını üzülerek dile getiren Aydınoğlu, İskenderun gibi bazı illerde AFAD ekiplerinin henüz enkaz başına ulaşamadığını ekledi. Haberlerin genellikle kent merkezlerinden geldiğini, köylerdeki durumun netleşmediğini ve bu bölgelerde ağır hasarlar olma ihtimalini vurguladı. Yapılan açıklamalara göre yurtdışından da yardımların gelmesinin beklendiğini sözlerine ekledi. Ayrıca Suriye’nin Halep ve Münbiç kentlerinde de hasarlar olduğuna dair haberlerin geldiğini belirtti.

Aydınoğlu, 6 Şubat‘ta yaşanan depremlerin 1999 senesinde Gölcük’te yaşanan depremle kıyaslandığında benzer noktalarını değerlendirdi. Gölcük’te yaşanan depremde de 150 km uzunluğunda fayın kırıldığını ve birden fazla lokasyonda hasar olduğunu dile getiren Aydınoğlu, bugün yaşadığımız depremin de doğrultu atılımının fay üzerinde meydana geldiğini belirtti. 6 Şubat’ta gün içinde gerçekleşen ikinci depremin beklenmediğini, bu depremin farklı bir fay hattında olduğunu ancak harekete geçen fay hatlarının birbirini tetikleyebileceğini sözlerine ekledi.

AFAD'ın bölgede yerleştirdiği ivme-ölçer ağı vasıtasıyla çok sayıda kayıt elde edildiğini belirten Aydınoğlu, binaları etkileyen deprem yüklerini tayin eden büyüklükler olan ivme birimlerinin "anormal derecede yüksek çıktığını" söylüyor. Kandilli Rasathanesi'nde bir ekibin henüz ivme verilerini işlemekte olduklarını söyleyen Aydınoğlu, önümüzdeki günlerde daha sağlıklı sonuçların alınabileceğini eklerken, "olağandışı bir depremle karşılaştığımız muhakkak" sözlerini sarf etti.  

Aydınoğlu, depremin gerçekleştiği bölgedeki yapı stokunu değerlendirdi. Bu illerde konut yoğunluğunun şaşırtacak kadar yüksek düzeyde olduğunu belirtti. 1999 Depremi’nden önce, 1997 yılında yönetmeliğin değiştiğini ancak kapsamının anlaşılmadığını ve yönetmeliğe uygun olmayan binaların yapılmaya devam ettiğini ifade etti. 1999 Depremi’nin ardından girişimlerin olduğunu ancak bu iyi niyetli çalışmaların riski engellemek için yeterli olmadığını belirtti. Depreme dayanıklı yapı projelendirmenin özel bir uzmanlık gerektirdiğini ancak Türkiye’de müteahhitlerin ekonomik çözümlere önem verdikleri için ucuz projeleri tercih ettiğini ifade etti. Deprem bölgesindeki binalarla ilgili gerçeklerin saha araştırmalarının ardından açığa çıkaracağını söyleyen Aydınoğlu, yeni binaların da hasar görmüş olabileceğini ancak eski binaların depremden daha fazla etkilendiğinin açık olduğunu sözlerine ekledi. Betonarme ve yüksek katlı yapıların küçük yerleşimlerde bile çok yaygınlaştığını belirten Aydınoğlu, kırsal kesimlerde ortaya çıkacak ve henüz tespit edilmemiş yıkımların ve kayıpların kendisini endişelendirdiğini de ifade etti.