Capgras sendromu ve nörofenomenoloji

-
Aa
+
a
a
a

Nörofenomenoloji nedir, hangi ön kabullerle ortaya çıktı? “Capgras sendromu" ve "ağrı asembolisi", nöral alt yapıdaki değişimlerin fenomenal deneyimlere ve bilince yansımasını gösteriyor mu?

Capgras sendromu ve nörofenomenoloji
 

Capgras sendromu ve nörofenomenoloji

podcast servisi: iTunes / RSS

Diyelim bir gün bir avukata, polise, veya doktora şikayete gittiniz. Çünkü en sevdiğiniz dolma kaleminiz, veya 10 yıllık yoldaşınız kediniz Tırmık veya anneniz kayıp. Kayıp, çünkü evinizde onlara tıpatıp benzeyen bir dolmakalem, bir kedi, ve bir kadın olduğu halde, bunların sahte birer kopya, birer klon, birer "çakma" olduğuna eminsiniz. Ve gerçek dolma kaleminiz, kediniz, veya anneniz ortalıkta yok!
 
Doktorunuza "Bunu bana başkası söyleseydi, kesinlikle aklını kaçırmış olduğunu düşünürdüm. Ama benim aklım yerinde. Ve tuhaf olsa da durumun bu söylediğim gibi olduğunu biliyorum." diyorsunuz. Gerçekten de aklınız yerinde. Başka belirtiler, rasyonel düşünebildiğinizi gösteriyor. Fakat bu tuhaf inancınızda ısrar ediyorsunuz. Bu durumda "Capgras Sendromu"ndan muzdarip olmanız muhtemel!

Francisco Varela'nın olduğu bir grup akademisyen tarafından yazılan Naturalizing Phenomenology: Issues in Contemporary Phenomenology and Cognitive Science

Nörofenomenoloji nedir? 

Nörofenomenoloji, felsefe içinde bir düşünce okulu olan fenomenolojiye çağdaş nörobilim bulguları ışığında yaklaşmayı hedefleyen yeni bir alan. Nörofenomenolojiyi, kendisiyle yakın akraba olan iki yaklaşımla karıştırmamak gerek. Nörofelsefe ve fenomenolojinin doğasallaştırılması projesi. Nörofelsefe hakkında felsefeci Dr. Kaan Özkan ile konuşmuştuk. "Fenomenolojinin doğasallaştırılması projesi", içlerinde ("autopoesis" kavramıyla da bilinen) biyolog ve felsefeci kitabıyla hız kazanmıştı.

Nörofenomenolojiden kastımız ise bu iki kavramdan da farklı. Burada merkez soru, nörobilimin ortaya çıkardığı sinir sistemimizin yapısındaki değişiklikler ya da bozuklukların, duyusal bilinç hallerimiz ve fenomenal deneyimlerimize ne şekilde yansıyacağı. Nörofenomenoloji çok ilginç ve zengin bir alan. Nörobilimciler ile felsefecilerin niçin birlikte çalışmaları gerektiğini de çok çarpıcı bir biçimde gösteriyor. 

Nörofenomenoloji

"Ağrı Asembolisi" ve "Capgras Sendromu"

"Ağrı Asembolisi", beyindeki bir kopukluktan ötürü, ağrı deneyiminde, ağrıya karşı gösterdiğimiz tipik tavır ve davranışın eksik olma durumunu anlatıyor. Yani ağrı hissediyorsunuz ama hiç dert etmiyorsunuz. Bu konuyu, konuğumuz Prof. Hakan Gürvit'ten detyalı olarak dinleyebilirsiniz.
 
"Capgras Sendromu" ise, 19. yüzyıl Fransız psikiyatristi Joseph Capgras tarafından tanımlanmış çok ilginç bir tür sanrı. Capgras Sendromu'ndan muzdaripseniz genel rasyonaliteyi kaybetmediğiniz halde, size çok yakın olan insan, hayvan veya nesnelerin kendileriyle fiziksel olarak bire bir aynı ama aslında "çakma" kopyalarıyla değiştirilmiş olduğuna inanıyorsunuz. Capgras Sendromu kendini çoğunlukla görsel algıda ortaya koyuyor. Yani telefonda sesinden tanıdığınız annenizi karşınızda gördüğünüzde onun tıpkı annenize benzeyen bir sahtekar olduğuna inanıyorsunuz.  Bu da ortaya kâbus gibi bir durum çıkarıyor. Capgras Sendromu'nu yaşayan insanlar aile üyelerini, eşlerini polise şikayet ediyorlar. Ev hayvanlarını sokağa atıyorlar. Onların gerçek olmadığı konusunda, bütün karşı bulgulara rağmen ısrar ediyorlar.

Capgras Sendromu'na adını veren Joseph Capgras

Capgras Sendromu'na adını veren Joseph Capgras 

"Capgras" bir Nörobilim sendromu mu, yoksa Psikiyatri'nin mi konusu olmalı? 

Bu konuda görüşler birbiriyle çelişiyor. Büyük ihtimalle, ikisi birden. Yani etiyolojisi itibarıyla nörobilimin alanına girse de, belirtileri itibarıyla psikiyatriyi de ilgilendirecek bir sendrom. Burada nörofenomenolojiyi ilgilendiren soru şu: Capgras sendromundan veya ağrı asembolisinden muzdarip biriyseniz sizin görsel veya ağrısal deneyiminiz neye benzer? Olağan deneyimlerden ne şekilde farklı olur?


Bazı Capgras araştırmacıları, bu sendromdan muzdarip insanların görsel deneyimlerinde bizlerde var olan türde bir aşinalık hissinin kaybolmuş olabileceğini ve tam bu sebepten kendimize en yakın olan insanları sahte/çakma sandığımızı öne sürüyorlar. Peki ama gördüğümüz bir insan, fiziksel özellikleri açısından bildiğimiz birisine tıpatıp benziyorsa ama biz yine de onun "çakma" olduğundan eminsek? Bizde bu inancı yaratan görsel deneyim nasıl bir zihinsel hale tekabül eder? Ağrı asembolisinde olduğu gibi, Capgras'da da bu olağandışı deneyimlerin farklı inançlara nasıl yol açtığını sorgulayabiliriz. Capgras Sendromu, nörofenomenolojiden öte kendi başına da çok ilginç ve doğası tam olarak anlaşılamamış bir sanrı içeriyor.