ABD kaynaklı Oxycontin isimli ağrı kesici nasıl bir eroin krizine sebep oldu? Diğer ülkelerde durum ne? Günlük hayattan bir anekdot eşliğinde, son on yılların bu ibret verici hikâyesindeki son durumu konuşuyoruz.
Yakınlarda şahit olduğum bir eroin krizi vakasını aktaracağım. Meşru nedenlerle ağrı kesici kullanırken bağımlı hâle gelmek nasıl mümkün olabilir ve bu insanları niçin eroin bağımlılığına götürür sorularının cevabını, bu örnek vaka üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Aslında "Oxycontin" isimli ağrı kesiciyi üreten Purdue Pharma şirketinden ve şirketin sahibi milyarder Sackler ailesinden önceki bir programda söz etmiştim. O programda, New Yorker dergisinde yayımlanmış bir yazıyı kaynak göstermiştim. Bu yazının yazarı Patrick Radden Keefe, araştırmalarını güncelleştirerek kitaplaştırdı ve geçen yıl Ağrı İmparatorluğu başlığıyla yayımladı. Aynı yıl (2021'de) Oxycontin krizini konu alan bir televizyon dizisi olan Dopesick de gösterime girdi. Oxycontin isimli ağrı kesicinin bir yandan ABD'de satış rekorları kırarken nasıl ciddi bir krize yol açtığının hikayesini de az önce bahsettiğimiz programda konuşmuştuk.
Ağrı İmparatorluğu, Patrick Radden Keefe
Küresel ilaç endüstrisi, bilim, patent yasaları ve küresel kapitalizm konularını Biyokapital ve Pharmocracy kitaplarının yazarı, Chicago Üniversitesi'nden Prof. Kaushik Rajan ile yine geçmiş bir programda konuşmuştuk. Bağımlılık yapıcı özellikleri bilinmesine rağmen ABD'de "Oxycontin" satışlarına nasıl izin verildi? Buradan bilimin güvenilmez olduğu sonucu mu çıkıyor? Bu sorunun cevabı, hayır. Oxycontin krizi, bilimsel yöntemin ve bulguların güvenilir olmadığını göstermiyor. Ancak, hangi bulgunun ne şekilde kullanıldığı veya pazarlandığı konusu çok önemli. Yani benim çıkarsamam, bilimsel pratikte, özellikle işin içine büyük paralar girdiğinde, her türlü suistimalin mümkün olduğu ve buna özellikle dikkat edilmesi gerektiği.
Dopesick isimli dizinin afişi.
