Hasan Ersel

Hükümetin, "kamu açığım çok yüksek, şu malımı satayım da onunla açığı finanse edeyim" dediği zaman bunun kamuoyunu ikna etmesi olanaklı değil.

"Nordhaus, özetle senaryolar yapıp, savaşın alacağı biçim, süre ve olası sonuçlarına göre doğuracağı maliyeti hesaplıyor. Üzerinde durduğu iki temel senaryodan birisinde savaşın ABD'ye maliyeti 100 milyar dolar ötekisinde ise 1 trilyon 900 milyar dolar çıkıyor."

Bazı projeksiyonlarda, savaş durumunda bugünkünün 3-6 katına kadar çıkabileceği belirtilen dünya petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde nasıl etkilenebileceğini analiz eden Hasan Ersel, Türkiye'yi bekleyen makroekonomik sorunları da anlatıyor.

Küba krizi sırasında dünyanın nükleer savaşın eşiğine geldiğini, 40'ncı yıldönümünde, Chomsky'nin söyleşisinden öğrendik. Hasan Ersel, 1962'de ABD'nin Küba'yı abluka altına aldığı sırada olayın "başkahramanı", SSCB'ye ait denizaltıda olup bitenleri araştırdı.

Kamu ihaleleri yasasında şeffaflığın ve bilgiye erişilebilirliğin önemini vurgulayan Hasan Ersel, ayrıca dünya ekonomisi açısından yılın en belirleyici olaylarını değerlendiriyor. Enron'la başlayan iflas skandalları ve Latin Amerika'da örnek gösterilen ülkelerin çöküşü, 2002'ye damgasını vuranlar.

"İtiraf edelim ki % 6.5'lük büyüme beklemiyordum. Nasıl oldu? Sanayi üretim endeksleri bu büyüme ile tutarlı görünüyor.

IMF-Türkiye görüşmelerini, ekonomik büyüme (2002 büyüme hızı % 6'yı geçecek) ve enflasyon öngörülerini (2003 sonu % 20'nin biraz üzerinde) anlatan Hasan Ersel, "Türkiye için en büyük sorun savaştır" diyor: "Hükümetin bütçe açığını sınırlayabilmek açısından sorunları artacak...

Dünyadaki ekonomik büyüme öngörülerini ve sermaye hareketlerini ("% 39'unu Çin, % 22'sini Brezilya, % 16'sını Meksika ve % 6'sını Polonya alıyor.

"Sorun piyasa fundamentalistlerinin piyasayı bir din olarak ele almaları ve piyasaların bütün sorunları çözeceğini düşünmeleri" diyor Nobel ödüllü Joseph Stiglitz. Hasan Ersel, Plan B İletişim Yayınları'ndan çıkan 'Küreselleşme, büyük hayal kırıklığı' (Ekim 2002) adlı kitabın yazarı ile görüştü.

"Uygulanan istikrar programının zor kısmı bitmiştir, meyvelerini toplamak AKP'ye kalmıştır" savının doğru olmadığına dikkat çeken Hasan Ersel, AKP'yi ve öngördüğü ekonomi politikalarını analiz ederek, vaatlerinin uygulamada karşılaşacağı önemli zorlukları birer birer sayıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret eden Hasan Ersel, Amerika'nın Araplara karşı tavrını ve izlenimleri yanı sıra, Türkiye'yi de etkileyen ve uzun süre "önemini kaybettikleri" sanılan dünyadaki ekonomilerin büyüyüp daralması olgusunu değerlendiriyor: "İktisadi dalgalanmalar ciddi bir şekilde geri g

"Liberal demokrasiden yanayım" diyen CHP'li Derviş'in, seçilmeyen birilerinin sistemin işleyişini denetlemesi konusundaki görüşlerini yadırgatıcı bulan Hasan Ersel, Ömer Madra ile birlikte ayrıca TOBB'nin siyasi partilerden reform için taahhüt istediği bildirisini ("Türkiye geleceğini istiyor") değe

"Ulusal duruş' kavramının yere düşürüldüğü kanısındayım. Böyle ulusal duruş olmaz.

Irak'ın kitle imha silahlarının dünya ölçüsünde tehlike yarattığı savını hiç inandırıcı bulmayan Ersel "Çocukken evde babamın kitaplarını karıştırırdım.

AB Komisyonu'nun raporunda Türkiye'de iktisadi dönüşümün siyasi dönüşüme göre daha başarılı göründüğünü belirten Hasan Ersel, ayrıca Eylül ayı enflasyon rakamlarını ve Brezilya'daki ekonomik ve siyasal gelişmeleri ("Devamlı dış ticaret fazlası verir.

"İç kaynak mobilizasyonu meselesini küçümseyerek, 'dışarıdan sermaye gelir ve canlanırız' dememek ve 'evet büyüme olacak ama arzu ettiğimiz kadar hızlı olmayacak' şeklinde bir düşünce tarzına alıştırmak lazım." Zira gelişme yolundaki ülkeler için hayati olan doğrudan yatırımların hacminde düşüş ve A

Britanya Başbakanı Tony Blair'in Irak'a saldırıyı gerekçelendirmek amacıyla açıkladığı istihbarat raporu da Saddam Hüseyin aleyhinde geçerli bir kanıt içermiyor.

"Önümüzdeki dönemde Amerika, Avrupa ve Japonya, üretim kapasitelerinin altında üretim yapıyor olacaklar, bu da fiyatların düşmesine yol açabilir. Fiyatların düşmesine 'iyi' diyebiliriz ama, öyle değil; bu deflasyon denilen olay tehlikeli bir olaydır.

Ocak-Temmuz 2002 döneminde Türk ekonomisini değerlendirerek yakın dönemde olup biteceklere ilişkin öngörülerde bulunan Hasan Ersel, "Haziran sonu itibarı ile şirketler kesiminde bir toplarlanma var ancak erken seçim sebebi ile köklü değişikler beklenmemeli" diyor.

"Piyasaya her şeyi bıraktım demek, iyi ile kötüyü ayırt etmekten vazgeçtik anlamına geliyor. Ama iktisat bir toplum açısından neyin iyi olduğunun değerlendirildiği bir bütündür.

"Stiglitz'in kitabından yola çıkarak şu söylenebilir: Küreselleşme toplumların sorunlarını çözme konusunda fazla fayda ya da katkı getirmedi.

Irak'ın silahlanmasının komşuları, dolayısıyla Türkiye, için bir tehdit oluşturduğu söyleniyor. Bu tehdidin de askeri güç kullanılarak yok edilmesi görüşü ön plana çıkmış durumda. Burada önemli olan tehdidin askeri güç kullanmayı gerektirecek kadar "ciddi" olması.

"Bu yazının amacı Irak'ın nasıl füze edindiği, füze geliştirme programının neleri kapsadığı, bu program çerçevesinde nelerin başarıldığı ve nihayet Irak'ın bu füzeleri nasıl kullandığını, kamuoyuna açıklanmış bilgiler çerçevesinde, özetlemeye çalışmaktır."

Seçime giden Brezilya ekonomisinde neler oluyor? Türkiye'nin seçim ortamı enflasyona nasıl yansıyacak? Derviş iktisadi reform konusunda tarafların ortaya çıkmasını sağlayabilecek mi?

"Irak nasıl bir ülkeydi? Neden silahlanmıştı o kadar? Nasıl silahlanmıştı?

"Çok acaip bir hesap ve bilanço çıkıyor, insanı ürkütmeden edemiyor doğrusu..." Hasan Ersel ve Ömer Madra, ABD'nin Irak'ı vurma planlarını, operasyonun ABD ve Türkiye'ye ekonomik maliyetini ve petrol fiyatlarına etkisini 1991'deki Körfez Savaşı ile kıyaslayarak irdeliyor.

"11 Eylül'den sonraki gelişmelere baktığımız zaman ABD'de silah yapan firmaların hisse senetlerinin yükselmeye başladığına" dikkat çeken Hasan Ersel, Başkan W.

Reform programının siyasal iktidar tarafından üstlenilmesi gerektiğine, ancak Ecevit hükümetinin bu sorumluluğu yerine getirmediğine dikkat çeken Hasan Ersel, 1999 Aralık'tan bugünkü erken seçim gündemine dek uzanan süreçte olup bitenlere ve sorulması gereken sorulara açıklık kazandırıyor.

Siyasal krizin ekonomik göstergelerden kaynaklanmadığına dikkat çeken Hasan Ersel, devletin iktisadi süreç içindeki rolününün yeniden tanımlamasına siyasal düzlemde karşı çıkıldığını ve önümüzdeki seçimin, devletin görev ve sorumluluklarının reformdan geçmesi konusunda, referandum niteliğinde olduğu

Hasan Ersel, özelleştirme uygulamalarının Avrupa'da giderek azalmasını, önceki gün yayınlanan enflasyon rakamlarını, devam eden siyasi belirsizliğin olumsuz yansımalarını, tek başına Kemal Derviş'in saygınlığının durumu kurtarmada yetersiz kalmasını değerlendiriyor.