Hukuk sistemlerinde mahkemeler arasında uyum niçin önemli? "Alt mahkemeler" bağlayıcılık ilkesine uymamayı seçebilir mi? Anayasa hukukçusu Doç. Dr. Tolga Şirin ile konuşuyoruz.
Bu haftaki programda, şu tür soruları ele aldık:
- Uluslararası hukuk antlaşmalarının parçası olmak, ne demek?
- AİHM'nin ülkemiz yargısı üzerindeki rolünü nasıl anlamalıyız?
- Mahkemeler kendi kararlarında ısrar etme keyfiyet ve yetkisine sahip mi?
- AYM'nin hukuk sistemimiz açısından işlevi ve önemi nedir?
— / —
Konuğumuz Doç. Dr. Tolga Şirin, bu sorulara şöyle yanıt verdi:
“Türkiye'de gündemdeki tartışma Uluslararası Mahkemeler ve Ulusal Mahkemelerin kararlarıyla ilgili ve genelde biz bunu hiyerarşi kavramı ile algılamayız. Anayasa hukukunda veya insan hakları hukukunda yargısal diyalog kavramı vardır. Hiyerarşi denilince çatışmacı bir dil giriyor, sen mi üstünsün ben mi gibi. Bu yaklaşım İnsan hakları hukukunun gelişmeci perspektifine uymaz. Orada esas olan özgürlükler lehine kimin karar vereceği ya da somut özgürlüğü nasıl çözebiliriz sorusudur ve burada da diyalog kurulur.
Uluslararası mahkemelerin kararları bağlayıcıdır. Türkiye’de ilginç bir tartışma var. Egemenlik yetkisine uluslararası mahkemelerin müdahalesi olduğu savı gibi. Zamanı şaşmış bir egemenlik anlayışı görüyoruz. 2. Dünya Savaşı öncesine ait bir egemenlik anlayışı. Günümüz insan hakları hukukunda egemenliği farklı algılıyoruz. İnsan haklarıyla kayıtlanmış bir egemenlik anlayışının hakim olduğu bir dünyadayız. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olarak, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu hükmünü kabul etmekle birlikte, kayıtsız şartsız bir egemenliğin millete ait olmasını kabul etmiyor. Nazi tecrübesi bunu net bir şekilde gösterdi. Sizin çoğunluğun oyunu ve desteğini almış olmanız insan haklarını ortadan kaldırmıyor.”