Ahmet İnsel’in gündeminde Paris’te gerçekleşen ırkçı saldırı, Peru’nun çalkantılı siyasi gündemi ve Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginlik vardı.
Ahmet İnsel’in ilk gündemi Paris’teki Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne yapılan saldırıydı. İnsel, söze gazetecilerin yaptığı araştırmaları aktararak başladı. Gazetecilerin yaptığı son araştırmaya göre, bu saldırıyı psikiyatrik tedavi ihtiyacı olan 69 yaşındaki bir adam gerçekleştirmiş. Bu adam daha önce bir göçmen kampına palayla saldırmış. Birçok insanı ağır yaralamış ve birkaçının ölümüne sebebiyet vermiş. Bundan dolayı göz altına alınmış ve tam bir 1 yıl tutuklu kalmış. İnsel, bunun adamın öldürme amacıyla, sistematik ve planlı bir ırkçı saldırı gerçekleştirdiğini belirtti. Ama bu durum göz ardı edilip “çatışma sırasında adam yaralama” olarak lanse edilmiş. İnsel, bu nedenle adamın bu suçtan sadece 1 yıl tutuklu kaldığını söyledi. Oysa tasarlayarak adam yaralama suçundan yargılansaydı, yasal olarak tutuklu kaldığı süre uzarmış. Benzer bir durum, bu adamın gerçekleştirdiği son saldırı için de geçerli olabilir.
İnsel’in notlarından bir diğeri, bu adamın ırkçı olduğunu açıkça ve bizzat söylemiş olmasıydı. Bu adam, ırkçılığını hiçbir zaman gizlememiş. Paris’i sarsan saldırıyı gerçekleştirdikten sonra, “Yabancıları sevmiyorum, onlardan nefret ediyorum” diye bağırarak Paris sokaklarında yürümüş. Bu adam, bu cinayetleri gerçekleştirmeden önce de yargılanmış. İnsel’in aktardığına göre silah bulundurma yasağı varmış. Buna rağmen silah saklamış, taşımış ve kullanmaya devam etmiş. Ayrıca silah meraklısı ve poligon üyelikleri bulunan biriymiş.
İnsel, Fransız hükümetinin bu saldırıyı ırkçı saldırı olarak nitelemesine kimi kesimlerin karşı çıktığını söyledi. Irkçı saldırı, bilindiği üzere, ırkçılık yapılan saldırı olarak nitelendiriliyor. Oysaki terör saldırısı, tek kişi tarafından gerçekleştirilmiş bir eylem olarak görülmüyor. Fransız hükümetinin bu olayı niteleme şekline karşı çıkanlar, olayı terör saldırısı olarak niteleyenlermiş. İnsel de bu karşı çıkışın ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Bu eylemi gerçekleştiren kişiyi yönetip yönlendiren ya da kışkırtan kişiler varsa soruşturulması gerektiğini belirtti. Bu saldırının, failinin sicili ve kültürel profili hesaba katıldığında, bir terör saldırısı olma ihtimalinin de soruşturulması elzem gözüküyor. Oysa soruşturma, şu anda olayların ırkçı saldırı olduğu kabulüyle yapılıyor. Henüz saldırının failinin aşırı sağcı bir örgütle ya da bir terör örgütüyle ilişkisi tespit edilmiş değil. Profesyonel bir ajan olduğuna dair de bir bulguya rastlanmamış. İnsel’in aktardığına göre, şu anda bu adam tutuklu.
İnsel’in ikinci gündemi Peru’ya dairdi. Eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo, parlamentoyu fes etmek isterken parlemento tarafından görevden alınmış ve tutuklanmış. Vekilleri de onunla birlikte gözaltına alınmış. Castillo’nun meclisi fes etme girişiminin nedeni, siyasal bir panik hâlinde oluşuymuş.
İnsel’in aktardığına göre, Castillo’yu bizzat ilgilendiren altı soruşturma hâlihazırda yürürlükteymiş. Castillo, yakın çevresi ve ailesine haksız kazanç sağlamak, yasa dışı yollardan atamalar yapmak ve türevi suçlarla yargılanıyormuş. Bu suçlamaların artışıyla ve göz önüne çıkışıyla birlikte kendisini destekleyen ulusal sol partilerden biri de desteğini çekmiş. İnsel, bütün bunlara Castillo’nun ve çevresindekilerin muhafazakâr ve homofobik olduğunu da ekledi.
Ufuk Turu’nda son gündem Ukrayna’yla ilgiliydi. Ukrayna, Birleşmiş Milletler’e müracaat ederek Rusya’nın güvenlik konseyi üyeliğinin iptal edilmesi talebinde bulunmuş. Bu talebi iletirken de Sovyetler Birliği çöktükten sonra Rusya’nın kurulmasının yanlış ve yasa dışı olduğunu belirtmiş. Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğini hak etmediği söylemiş. Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim, ilerleyen günlerde de devam edecek gibi gözüküyor.