Macaristan’da Diktatör Orban’a karşı muhalefetten ortak aday

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ahmet İnsel Ufuk Turu'nda bu hafta, Erdoğan’ın Afrika ziyareti, Macaristan’da Orban’a karşı muhalefet tarafındaki gelişmeleri değerlendirdi. İtalya’daki aşı karşıtı protestoları ve İngiltere’deki milletvekili suikastini yorumladı.

Erdoğan’ın Afrika ziyareti 

Erdoğan’ın, savunma sanayi başkanlığının da geniş katılımı ile Afrika ziyaretine pazar günü Angola ile başlayıp, Nijerya ve Togo ile devam edeceğini belirterek programa giriş yapan Ahmet İnsel, iki ay sonra üçüncüsü yapılacak olan Afrika Zirvesi’nin İstanbul’da yapılacağını ekledi. Daha sonra, Türkiye’nin Afrika siyasetinin tarihine değinerek bu ziyaretlerin öneminin altını çizdi ve Cumhuriyet tarihinde, 1956’da Lagos’la başlayarak açılan büyükelçiliklerin sayısının 2002’de dokuzken şu an 43 adet olduğunu belirtti. Afrika eylem planımızın, 1988’de Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında başlamış olsa da etkin döneminin 2000’lerin başında olduğunu söyledi. Ayrıca ilk ziyaretin 2005’te ve ilk Afrika Zirvesi’nin ise 2008’de yapıldığını ekledi. İlişkilerin Gülen cemaatinin okulları, ticari etkinlikler ve THY’nin düzenlediği uçak seferleri ile ticari ve kültürel olarak başlasa da daha sonradan siyasi ve askeri olarak devam ettiğini vurguladı. Bir dönem Gülen cemaati okullarının kapatılması talebinin bazı Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi kötü etkilese de bu sorunların çözüme ulaştığını belirten İnsel, silahlı İHA araçları gibi savunma sanayi ürünlerimizi Etiyopya ve Fas’a satarken, Nijerya ve Togo gibi ülkelerin de bu askeri araçlara ilgilerini çektiğimizi iletti. Askeri yatırımların yanı sıra kültürel yatırımların da yapıldığını belirtip bunu Somali örneği ile açıklayan Ahmet İnsel, Türkiye’nin Somali’ye hastane ve okul gibi hizmetler sağlarken askeri üs oluşturmayı da ihmal etmediğini belirtti. Diğer gelişmiş devletlerin de Afrika üzerinde siyasi ve askeri planlarının bulunduğunu ekledikten sonra Türkiye’yi, bu askeri yatırımları “barış ve dostluk” adı altında yaptığı için eleştirdi.  Son olarak Türkiye’nin Afrika siyasetinin Etiyopya, Somali gibi doğu ülkelerinden Çad, Nijer gibi batı ülkelerine doğru kaydığını belirterek Afrika’yla ilgili sözlerini tamamladı. 

Macaristan seçimlerinde muhalefetten Orban'a karşı koalisyon

Ufuk Turu’na Macaristan ile devam eden İnsel, diktatör Victor Orban’a karşı oluşturulan ortak muhalefet zemininin detaylarına değindi. 2019’da Budapeşte belediye başkanlığı seçimleri sırasında oluşturulan altı partilik koalisyonun 2022 ilkbahar seçimlerinde ortak aday ile Orban’ın karşısına çıkma kararı aldıklarını belirtti. Ön seçimlere 600 bin kişinin katıldığını, kazanan ismin eski bir Fidezs Parti’si seçmeni ve 43 bin nüfuslu bir kentin belediye başkanı olan demokrat ve muhafazakar aday Peter Marki-Zay olduğunu iletti. Marki-Zay’ın hukuk devletinin yeniden tesisi, AB’ye yakınlaşma politikasının izlenmesi ve devlet-kilise ayrılığının mutlaklaştırılması gibi siyasi programlarının yanı sıra Yahudi, eşcinsel ve Roman vatandaşların kucaklanması gibi sosyal içerikli planlarının da bulunduğunu belirtti. Macaristan politikacılarının Orban’ı devirmek için merkez sağdan seçilecek bir adayın daha doğru bir seçim olacağını düşündüklerini belirten İnsel, sol çevrelerin, seçilen ortak adayın muhafazakar çevrelerin de demokratikleşmesi olarak yorumladıklarını ve bir kazanç olarak gördüklerini ekleyerek bu bölümü tamamladı. 

İtalya’da faşizme karşı 100 bin kişilik protesto

Ufuk Turu’nda İtalya’dan bahseden Ahmet İnsel, belediye seçimlerinde Roma, Torino gibi şehirler de dahil olmak üzere büyük ölçüde sol adayların kazandığını vurgularken aşı karşıtlarının merkezi olan Trieste ilinde yine sağ adayın kazandığını ekledi. Ayrıca geçtiğimiz pazar günü Roma’ da 100 bin katılımcının faşizm karşıtı gösteride bir araya geldiğini belirtip bu protestonun 10 Ekim’de yapılan CGIL adlı işçi sendikasına yapılan saldırılara tepki olarak doğduğunu söyledi. 

Son bölümde kısaca İngiltere’deki suikasta değinen Ahmet İnsel, ılımlı muhafazakar milletvekili David Amess’in, Somali asıllı İngiltere vatandaşı olan ve cihatçı hareketten etkilendiğini ifade eden Ali Harbi Ali tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünü iletti. Bunun 2010’dan beri üçüncü suikast vakası olduğunun altını çizen İnsel, son 10 yılda milletvekillerinin doğrudan yaşam tehditleri ile karşılaşmasının demokrasi adına oldukça düşündürücü yorumunda bulunarak bu haftanın Ufuk Turu’nu tamamladı. 

(Program özetini hazırlayan Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz)