Açık Gazete’nin köşelerinden Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel’in gündeminde Belarus, Mali ve Lübnan’daki gelişmeleri vardı.
Ahmet İnsel’le Ufuk Turu’nda ilk gündem maddesi Belarus’ta yaşanan olaylardı. İktidar güçlerinin, muhalefetin oluşturduğu koordinasyon güçlerinin önde gelenlerini gözaltına almaya başladığını belirten İnsel, Koordinasyon Konseyi’nin geçtiğimiz haftalarda kurulduğunu ve başında şu anda Litvanya’da olan muhalefet adayı Svetlana Tikhanovskaya’nın yer aldığını belirtti. Koordinasyon Konseyi’nin bir geçiş komitesi olarak tasarlandığını ve yaklaşık altı yüz üyesi olan konseyin başındaki temsilcilerin ifadeye çağırıldığını aktardı. İnsel, ülkenin en önemli fabrikaları arasında yer alan traktör fabrikası MTZ’nin iki grev sözcüsü ve örgütçüsü Sergey Dilevski ve Olga Kovalkova’nun tutuklandığını belirtti. Ağır araç üreten bir başka önemli fabrika olan MZKT fabrikasının grev sözcüsü Aleksandır Lavrinoviç’in de fabrikada iş bırakma eylemi için imza toplarken gözaltına alındığını söyledi.
İnsel, Lukaşenko’nun muhalefete karşı ağır söylemlerde bulunduğunu da dile getirdi. Lukaşenko’nun ve on beş yaşındaki oğlunun muhalif gösterileri silahlı bir şekilde izlerken videolarının devlet televizyonlarından yayınlandığını ve bu görüntülerin halkı tehdit etmek için kasıtlı olarak yapıldığını söyleyen İnsel, bu durumun Allende gibi benzetmelerle romantize edilmemesi gerektiğini çünkü bu durumun ciddi bir tehdit unsuru olduğunu da ifade etti. Belarus’ta çalışanlara yapılan ciddi baskılar sonucu grevlerin yavaş yavaş bitirilmek durumunda kaldığını dile getiren İnsel, Lukaşenko’nun işten çıkarma ve bir daha iş bulamama sorunu ile halkı yüz yüze getirdiğini ve bunun tedirginlik doğurduğunu ifade etti.
Mali’deki darbe ‘panik yarattı’
İnsel’in bir diğer gündemi Afrika’nın güneydeki ülkelerinden Mali’de yaşananlardı. Geçen haftalarda Mali’de bir askeri darbe gerçekleştiğini hatırlatan İnsel, muhalefetin söz konusu durumu bir darbe olarak değil askeri müdahale olarak ifade ettiğini ve bu söylemin ülkeler tarihinde hatırlanabilir bir söylem olduğunu belirtti. İnsel, “Halkın Selameti için Ulusal Komite” adını taşıyan cunta tarafından kimsenin tutuklanmadığını ve başta yer alan Albay Assimi Goita’nın Mali’de bir geçiş dönemine ihtiyaç olduğunu, bunun üç yıl süreceğini dile getirdiğini ifade etti. Tutuklu olan siyasilerin ve yetkililerin en kısa zamanda tutukluluk hallerinin biteceğini ve diledikleri gibi evlerine dönebileceklerini ifade eden askeri cuntanın bu açıklamayı bir direniş olmaması sebebi ile yaptığını dile getiren İnsel, darbenin gerçekleşmesinde geçen son seçim döneminin ardından yaşanan kaosun büyük etkisi olduğunu dile getirdi. Batı Afrika devletlerinin bu sürece tepkili olduğunu belirten İnsel, geçmişte de Mali’nin benzer durumlarda yer aldığını ve Mali’de baskıyla gelmiş olan hükümetin yine bir askeri darbe ile indirildiğini ifade etti. İnsel, Mali’de yaşanan darbenin bölgede yer alan diğer otoriter başkanlarda da panik yarattığını dile getirdi.
Ufuk Turu’nda haftanın son gündemi ise Lübnan’da yaşanan gelişmelerdi. Lübnan’da hükümetin istifa etmesinin ardından erken seçim yapılacağı söylentilerinin baş gösterdiğini ancak henüz bir girişim olmadığını belirten İnsel, alışılmış Lübnan siyasi yapısının aynen devam ettirildiğini ifade etti. Üç yüz binden fazla insanın evinde yaşayamaz hale geldiğini, hastanelerin işlemediğini belirten İnsel; Lübnan’da oluşan bu manzarayı kimsenin üstelenmediğini ve bu dağılmanın Lübnan’da inanılmaz bir işsizliğe, para sıkıntısına ve ülkeden kaçışlara sebep olduğunu dile getirdi. İnsel, sokağa çıkan insanların artık cemaatler arasındaki bu çekişmeden yorulup “Hepsi gitsin. Hepsi, hepsidir.” sloganları attığını da ifade etti.