"2024'te dünya çapındaki toplumsal muhalif hareketlerde öğrenciler öne çıktı"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Sırbistan’da geçtiğimiz ay gerçekleşen tren garının tavanının çökmesi karşısında başlayan ve yedi haftadır devam eden toplumsal hareketleri, dünyada aşırı sağın yükselişini ve iktidarda birinci yılını dolduran Javier Milei’nin yönetimindeki Arjantin’deki son gelişmeleri ele alıyor. 

""
Ufuk Turu: 24 Aralık 2024
 

Ufuk Turu: 24 Aralık 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Sırbistan’daki Novi Sad şehrinde 1 Kasım’da tren garının tavanının çökmesi sonucu 15 kişinin ölmesinin ardından tavanı tamir eden dört firmanın yöneticilerinin doğrudan bakanlarla yolsuzluk ilişkisi içinde olduklarının açığa çıkması ve kamu kuruluşlarının denetim görevini yapmadıkları gerekçesiyle cezalandırılmaları talebiyle başlayan gösterilerin yedi haftadır sürdüğüne dikkat çeken Ahmet İnsel, gösterilerin sadece ilgili kamu görevlilerine yönelik olmadığını; Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’in yönetimine olan karşı tepkiyi de içerdiğini belirtiyor. Gözlemcilere göre Slobodan Milošević’in devrilmesine yol açan gösterilerden bu yana Sırbistan’da yapılan en büyük gösteriler olduğunu aktaran İnsel, gösterilerde gençlerin, özellikle de lise ve üniversite yaşındakilerin başı çektiğine dikkat çekti. Pazar günü Belgrad’daki gösterilere sanatçıların ve bazı çiftçilerin de katıldığına değinen İnsel, gösterilere karşı polisin yanında sivil ve ne olduğu bilinmeyen milislerin saldırdıklarına dikkat çekerek, sivil kişilerin saldırılarının soruşturulması ve öğrencilere soruşturmalarının sonlandırılmasına yönelik taleplerin olduğunu belirtti. Gösteriler karşısında Vučić’in geri adım atmayacağını söylemekle birlikte, Pazar günü başkanlık sarayının birkaç yüz metre ötesinde devam eden gösteriler karşısında göstericilerin ne düşündüğünü önemsediğine yönelik yumuşak bir açıklama yayınladığını ve gençlerin ev ya da apartman dairesi satın alabilmesi için bazı sübvansiyonlar getirilmesi gerektiğini söylediğini belirten İnsel, 2024 yılında dünya çapındaki toplumsal muhalif hareketlerde öğrencilerin öne çıktığına dikkat çekilirken; en belirgin olanın Bangladeş’de 15 yıldır iktidarda olan başbakanın ülkeden kaçmasına ve hükümetin devrilmesine yol açan öğrenci hareketi olduğuna değindi. Gösterilerin sadece yolsuzluklara yönelik olmadığını da hatırlatan İnsel, aynı zamanda Vučić’in Rusya yanlısı ve Ukrayna karşıtı tutumu ve Avrupa Birliği’ne sırtını dönmesinin yarattığı memnuniyetsizliği taşıdığını da aktardı. 

Crin Antonescu

Ukrayna-Rusya savaşının Romanya, Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde aşırı sağ, Rusya yanlısı, Ukrayna’ya yönelik destek karşıtı bir seçmen hareketini tetiklemiş durumda olduğunu belirten Ahmet İnsel, önümüzdeki yıl Çek Cumhuriyeti’nde yapılacak olan seçimlerde milyarder Andrej Babiš’in partisi ANO’nun kamuoyu yoklamalarında %30 oy oranı, Avusturya’da aşırı sağ Özgürlükler Partisi’nin %35’in üzerinde oy oranı, Slovenya’da ise aşırı sağ, popülist bir sağ parti konumunda olan Slovenya Demokrat Partisi’nin %30’un üzerinde oy oranı ile birinci parti olarak gözüktüğünü belirtti. Şubat’ta Almanya’da yapılacak olan seçimlerde de yabancı ve göçmen düşmanı, Rusya yanlısı, Avrupa Birliği ve NATO karşıtı, aşırı sağ Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) birinci parti olmamakla birlikte, bazı bölgelerde yükselişte olduğuna ve sosyal demokratlar ile yeşillerin önüne geçerek ikinci parti olma olasılığı olduğuna değinen İnsel, bu sarsıntılar içinde Romanya’da birinci tur seçimlerde beklenmedik şekilde dini anlamda aşırı ortodoks, komplocu ve Rusya yanlısı eski bir bürokratın hiç beklenmedik bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda oyların %23’ünü alarak birinci geldiğini ve ikinci tura küçük bir belediyenin başkanı olan bir kadın aday ile birlikte kaldığına, Sosyal Demokrat Parti’nin lideri ve aynı zamanda başbakan olan Marcel Ciolacu’nun ise elendiğini hatırlattı. Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini yabancı ülkelerden özellikle TikTok uygulaması aracılığıyla yasa dışı müdahaleler yapıldığı gerekçesiyle iptal açıklamasının şüphe uyandırdığını dile getiren İnsel, zira Romanya’da milletvekili seçimlerinde ortaya çıkan tablonun aşırı sağın toplam oyunun %30’u geçtiğini de belirtti. Cumhurbaşkanlığı seçimleri iptal edilince, Ulusal Liberal Parti’den (PNL) olan mevcut cumhurbaşkanının mecliste birinci gelen Sosyal Demokrat Parti’nin (PSD) eski lideri Cialacu’ya yeniden hükümet kurma görevi verdiğini aktaran İnsel, Cialacu’nun Sosyal Demokrat, Ulusal Liberal Parti ve Macar azınlıkların partisinden oluşan bir koalisyon hükümeti kurduğuna ve Mart ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasının planlandığını ifade etti. Öte yandan Sosyal Demokrat Parti’nin atadığı üyelerin çoğunlukta olduğu Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal kararının arka planında koalisyon partilerinin komplosu olduğuna yönelik iddialarının konuşulduğunu belirten İnsel, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ulusal Liberal Parti’nin adayının Crin Antonescu olacağını ve bunun, iptal ile sonuçlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik komplo iddialarını güçlendirdiğini aktardı. 

Javier Milei

Son olarak, dünyada aşırı sağın yükselişine dikkat çeken Ahmet İnsel, Arjantin’de Javier Milei fenomeni ile karşı karşıya olduğumuzu belirtti. İktidardaki birinci yılını dolduran ultra, aşırı liberal Milei’nin kendisini liberteryan olarak tanımladığını ve bunun, devletin tamamen etkisiz kılınarak elinde para gücü olanların önündeki engellerin kaldırılmasına dayanan serbest piyasacı bir tutuma işaret ettiğine dikkat çeken İnsel, Milei’nin seçim kampanyasında elinde elektrikli testereyle verdiği görüntüleri hatırlattı ve lüzumsuz harcama olarak tanımladığı harcamaları keseceğini vaad etmiş olduğunu, bunu da devalüasyon yaparak, kamu harcamalarını keserek, enflasyonu düşürerek yaptığını belirtti. GSMH’nin %6’sına denk gelen kamu harcaması olarak bütçe açığından %0.5 bütçe fazlasına geçildiğini ve bunda, 40 bin kamu personelinin işten çıkarılmasının, emeklilere ilaçların paralı hale getirilmesinin, eğitim ve sağlık sübvansiyonlarının kısıtlanmasının, yoksullara yardım hazırlayan sosyal girişimlere verilen kamu desteği kaldırılmasının etkili olduğuna dikkat çeken İnsel, bir yılda kamudan 40 bin ve özel sektörden 140 bin civarında işten çıkartmanın olduğunu dile getirdi. 2024 yılında bir resesyon yaşayan Arjantin’de sokak hareketlerinin olmadığına dikkat çeken İnsel, Milei’nin ekonomi yönetiminin ümitli olduğu iki gelişmeden birinin Patagonya’daki kaya gazı ve petrol üretimi ile bu yıl önceki yıllarda görülen kuraklığın olmayacağına yönelik bir beklentinin olduğunu da aktardı. Öte yandan dünyada Mileinizim diye bir akımın yüz gösterdiğine dikkat çeken İnsel, Mileinizmin ordusuz bir otoriterizm yönetimini ifade ettiğini, grev hakkının kısıtlandığını ancak orduya dayanmayan, yürütme erkinin kurumsuzlaştırıldığı ve esnekleştirildiği bir otoriterlik olduğunu, Avrupa Birliği ve NATO’ya yaklaşma stratejisi olduğunu ifade ederek, dünyadaki aşırı sağ, liberteryan siyasi oluşumların örnek olarak aldığı bir vaka olduğunu belirtti.


Ahmet İnsel, senenin son Ufuk Turu’nu bazı ülkelerde toplumsal mücadelelerin otokratları devirmeyi başardığına ve dolayısıyla dünyanın tamamen otokratlara teslim edilmiş olmadığını hatırlatarak programını noktaladı.