Bonn Üniversitesi araştırması: Koronavirüsün dışarıdan gelen paketlerden bulaş riski çok az

-
Aa
+
a
a
a

Korona Günleri’nde Selim Badur kontamine yüzeylerden bulaş riskinin az olduğu kaydedilen araştırmayı paylaştı, çeşitli ülkelerden son gelişmeleri aktardı. 

(8 Haziran 2020 tarihinde Açık Radyo’da Korona Günleri programında yayınlanmıştır.)

Ömer Madra: Günaydın Selim Badur, merhabalar.

Selim Badur: Günaydın, merhabalar.

Özdeş Özbay: Günaydın.

SB: Günaydın Özdeş.

ÖM: Nedir durum?

SB: Dün Papa’nın Vatikan’da meydanda toplananlara geleneksel konuşması Angelus duası sonrasında “bu alanda bulunmanız, bulunur olmanız İtalya’da salgının pik noktasının aşıldığının bir göstergesidir. Ancak zafer elde ettik diye sevinmeyin çok erken, aman sosyal mesafeye dikkat edin!” demiş. Bu da Papa’nın söylevi ve gerçekçi bir yaklaşımıydı. Brezilya ve Bolsanaro ile ilgili haberi siz söylediniz “DSÖ’den çıkalım” demiş, gerekçesi DSÖ’nü ideolojik yaklaşmakla suçlayarak bu konuşmayı yapmış.

ÖM: Komünist mi yani?

SB: Evet hoş olmayan ideolojilere sapmış DSÖ! 

Bu arada Hollanda’da vizonlar imha ediliyor. Bu tür yaklaşımlar kuş gribi sırasında da yaşanmıştı ve çeşitli kümes hayvanlarının kitlesel imhası söz konusu olmuştu. Buna hayvan severler karşı çıkmıştı ve genel anlamıyla toplumda tepki duyulmuş idi. Aslında yapılması gereken hüzünlü ama gerçekçi bir yaklaşım idi; yavaş yavaş Avrupa’da Covid nedeniyle de benzer uygulamalar başlıyor. Hollanda’da çiftlik çalışanlarında 2 kişinin enfekte olduğunun saptanmasından sonra vizon yetiştirilen çiftliklerde vizonların kitlesel imhasına başlanmış bulaş kaynağı olabileceği düşünülerek. Cumartesi günü ilk olarak 1500 vizon imha edildi ve devam edecek bu vizonların imha edilmesi, karbon monoksit gazıyla öldürüyorlar hayvanları. 

ÖM: Vizon kürk hâlâ Hollanda gibi çevreciliğe dikkat eden son derece insani kanunların olduğu bir ülkede vizon imalatı, çiftlikleri bütün hızıyla devam ediyor mu?

SB: Tahmin ettiğinizin ötesinde yani o kadar fazla vizon çiftliği varmış ki,

ÖM: Yüzbinlerce hayvan varmış değil mi? Utanç verici!

SB: Hayvan hakları savunucuları başvurmuşlar yargıya ama buna rağmen mahkeme reddetmiş bu başvuruyu; bu durumda imha işlemi sürecek demek ki. Biraz farklı ülkelerden kısa haberler verelim, Afganistan ve İran’dan endişe verici bilgiler geliyor, özellikle Afganistan’da hastanede yataklar tamamen dolmuş, her gün 10-15 kadar ambulans hastanelerden yığınla yaşamını yitirenleri götürüyormuş. Aileler de kayıplarını genellikle geceleri gömmeye başlamışlar, gizli gizli çok sayıda insan bu şekilde gömülüyormuş. Peru ile ilgili Özdeş haber verdi; bu ülkede hastalık sanırım çok fazla artıyor ve Türkiye’yi geçti; sorun sağlık altyapısında, örneğin oksijen tedavisi inanılmaz bir şekilde sorunlu ve gerekenin çok altında tedavi olanakları. Sağlık Bakanı’nın ilginç ve çok acı bir açıklaması var “bugün hastalanmak için uygun bir gün değildir!” demiş Peru’da. 

ÖM: Evet oralarda artık dakikada 1 kişi, en azından Brezilya için bildiğimiz Folya del Sao Paolo gazetesinin manşetten verdiği her geçen gün 1 dakikada 1 Brezilyalının hayatını kaybettiği gibi bir durum yani.

ÖÖ: Gerçekten dünya liderleri tuhaf tuhaf açıklamalar yapmaya devam ediyorlar demek ki. Dün Trump da bu 5 bin mil haberini siz vermiştiniz Ömer Bey, bunun için “bu çok fazla mil, neden bu kadar mil yasak koymuşlar bilmiyorum, ekonomi için zarar” diyordu. 

ÖM: Evet. 

SB: Yunanistan da karar almış, turizmi biraz daha hareketlendirmek için Atina ve Selanik hava limanlarını açıyorlar, buna karşılık göçmen kamplarında …. 

ÖM: Göçmen kamplarında sıkı tedbir alındığını da belirtiyorlardı. Öbür yandan da Yunanistan’da da oldukça başarılı tedbirler almış olmalarına rağmen göçmen kamplarında 12 kilometrelik bir sınır daha yeni koyacaklardı galiba değil mi?

ÖÖ: Hayır 200 kilometreye kadar.

ÖM: Evet 200 kilometre.

ÖÖ: Türkiye-Yunanistan sınırında evet, yani o ilk sınırda 12 kilometre kadar bir şeyden söz ediliyordu ama bütün sınır bölgesinde 200 kilometrelik bir engel oluşturmayı planlıyorlar göçe karşı. 

SB: Ben yine bağlandım. İsrail’den haber veriyordum, İsrail’i bitireyim. 

ÖM: Yunanistan’dan bahsediyordunuz, tam orada koptu.

SB: Atina ve Selanik havalimanlarının açılmasına karar verildi bu turizm gelirleri gözetilerek. 

ÖÖ: Türkiye hariç.

SB: Evet. Ancak göçmen kamplarında karantina uygulaması 21 Haziran’a kadar uzatıldı. İsrail ki şu ana kadar kontrolü sağlayabilen ülkelerden bir tanesi. Buna karşılık ayda 2 milyon maske üretecek bir projeyi başlattılar, hani her şey yolunda giderken böyle bir çaba ilginç; sanırım hem satacaklar hem de kendi ülkeleri için gerekli. Biraz önce sizin de çeşitli alışveriş merkezlerinde İstanbul’da olguların saptandığıyla ilgili haberiniz İsrail’de de paralel bir durum var, açılan okullarda öğrenci ve öğretmenler arasında enfekte olanla saptandığı için yaklaşık 100 kadar okul tekrar kapatıldı İsrail’de hafta sonu itibariyle. Bir haber de bu 6 Haziran günü yapılan petrol üreten ülkelerin toplantısı ve aldığı kararlar, petrol üretiminin düşürülme sürecini 1 ay uzattılar çünkü petrol fiyatları çok azalmaya başlamıştı bu Covid nedeniyle. Sizin sık sık refere ettiğiniz Naomi Klein’in önemli bir …. 

ÖM: Naomi Klein’in yeni bir yazısından bahsedecekti herhalde. Onu tam görmemiş olabilirim, sen gördün mü Özdeş?

ÖÖ: Evet ben de hatırlamıyorum, eğer eski programlarda söylediğimizi demiyorsa.

ÖM: Evet biz onu hâlâ çevirtmeyi de başarabilmiş değiliz ama iki aktivist yazar Naomi Klein’in ve Arundhati Roy’un aralarındaki covid-19 sonrası dünya konusunda çok ilginç ve önemli bir söyleşileri vardı, her ikisi de evlerinden yaparak nasıl bir mücadele sonunda gerçekleşebileceğini. 

SB: “Başlangıçta sağlık konusuna öncelik verildi ve ekonomik kaygılar ötelendi, o nedenle bazı önlemler alınıyordu ama ne zaman ki pandeminin yoksulları, zencileri, yaşlıları ve diğer kırılgan grupları vurduğu anlaşılınca ekonomi ön plana çıktı” diye bir açıklaması var. 

Önemli bir söyleşi. Rusya’dan birkaç kısa haber, aslında Rusya’da olgular saptanmaya başlandığı günlerde, hatta neredeyse Nisan ayının ortalarında Enformasyon Bakanı ya da yetkililerinden bir tanesi Alexander Nikov Rusya’da hastalığın yayılmasının mümkün olmadığını ve batılı ülkelerde olduğu gibi hızlı bir yayılım riskinin %0 olduğunu söylemiş ki aradan yaklaşık 5 hafta geçtikten sonra 423 bin vakayı aştı Rusya, 3. ülke haline geldi.

ÖÖ: Türkiye’de de hatırlarsanız ilk haftalarda “Türk geni Covid-19’a uygun değil” diyen bilim insanları vardı!

SB: O tabii ayrı bir konu Özdeş, bu tarz iddialı birtakım söylevler ortaya çıktı, basının da özellikle televizyonlarda bunlara yer verilmesi, o insanlar daha sonra ortadan kayboluyor ama o dönemde söyledikleri birtakım insanların da kafasında kalıyor. Bu tuhaf tabii, bu özensizlik yanlış bilgi aktarımı önemli. Şimdi Rusya’dan bahsederken aslında Rusya’nın bir takım avantajları vardı, örneğin Çin ile olan sınırı ki 4100 kilometreden daha uzun bir sınır, o sınırı 30 Ocak günü hemen kapattı. Bir diğer avantajı Rusya’da nüfus yoğunluğunun az olması. İkincisi ve en önemlisi eski dönemlerden kalan koruyucu hekimlik, halk sağlığı uygulamalarını Rusya’da hâlâ terk edilmemiş olması. Bunlar birer avantaj Rusya için. Ayrıca Rusya’da test sayısı hiç de azımsanmayacak gibi, 10 milyonu aştı yapılan test sayısı, 200 donanımlı laboratuvar ülke genelinde bunları yapıyor. Buna karşın birtakım dezavantajları varmış Rusya’nın, bunlardan bir tanesi sağlık çalışanlarının konumu, çünkü yaşamını yitiren, Covid nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanı oranı tüm kaybedilenlerin %7’sini oluşturuyor Rusya’da, çok yüksek bir oran. Batı Avrupa ülkelerindeki meslektaşlarına, sağlık çalışanlarına oranla 16 misli daha büyük risk altındalarmış. Bu aslında tamamen kullandıkları koruyucu ekipman eksikliğinden, yetersizliğinden kaynaklanıyor. Bir diğer önemli nokta, ilginç olarak sadece sayılara bakınca her şeyi açıklayamıyorsunuz, bu solunum cihazları açısından, ventilatörler açısından baktığımızda şöyle bir durum söz konusu; mesela Amerika’da 100 bin kişiye 19 tane cihaz düşerken Rusya’da 100 bin kişiye 27 tane solunum cihazı düşüyor. Yani ekipman sayısı yeterli görünüyor ama o kadar eski model ve o kadar yetersiz solunum cihazlarıymış ki bunlar bir işe yaramıyormuş. Yani sadece salt rakama bakarsanız eğer işte Rusya gayet iyi, donanımı batıdan 2 misli çok daha iyi denebilir. Tabii bütün bu olumlu ve olumsuz taraflar Rusya’ya birer avantaj sağlayan ya da dezavantaj olabilecek nedenlerine bakınca yine de o ülkelerde ekonominin her şeyin önüne geçtiği belli oluyor. “Çalışmama dönemi” diye adlandırıyor bu dönemi Vladimir Putin, bu 30 Mart tarihinde aldığı karar çalışmama döneminin sonlandırıldığını ilan etti ve 11 Mayıs’ta bütün şirketler çalışmaya başladılar. 

ÖM: Ben de şunu ekleyeyim izninizle, Putin’in eski danışmanı olan Andrei Ilarion’un Rusya’da gerçek vaka sayısının açıklanandan 5 kat fazla olduğunu, ölümlerin 15 ila 20 bin civarında olduğunu söylemiş. Yani mesela “Rusya’nın ikinci büyük şehri Petersburg şehrinde gerçek ölüm oranlarının açıklananın 12 katı, Dağıstan özerk devletinde ise 25 katı şeklinde” diyor. Başka bir noktaya da o işaret etmiş.

SB: St. Petersburg konusunda ilginç bir haber öğrendim geçen hafta, çünkü bu covid-19 nedeniyle aşılamalar, özellikle kızamık aşılamaları aksıyor ve bu durumu çalıştığım proje nedeniyle takip etmek durumundayım. Rusya’da St. Peterburg’da kızamık salgınları başlamıştı. “Neden böyle oluyor, St. Petersburg’un ne özelliği var?” diye sorduğum zaman oradaki Rus meslektaşlarım St. Petersburg’un Rusya’da aşı karşıtlığı konusunda çok önemli bir odak merkezi olduğunu ve bu tarz alınacak önlemlere aşılamalara, sağlık konusunda önerilen birtakım kısıtlamaların hiçbirisine uyulmadığını söylüyorlar. Onun için St. Petersburg’da rakamların bu şekilde yükselmiş olması şaşırtıcı değil. Bu arada Rusya ile ilgili gerçek rakamların belki 5-10 misli olabileceğine ait açıklamaya değindiniz, aslında bu bütün ülkeler için geçerli. Yani bugün baktığımız zaman kayıtlara, olgu sayısında ya da “covid-19’dan yaşamını yitirdi” denilen kişilerde kullanılan kriter PCR testinde pozitifliğiyle paralel gidiyor; testi yapılmamışsa ya da negatif bulunmuşsa o covid olarak kayıtlara geçmiyor. O nedenle sadece Rusya değil bütün ülkelerde, ülkemiz de dahil bütün Avrupa ülkeleri ya da dünyadaki bütün ülkeler, bir tek istisna var ilginç bir şekilde, PCR testine bakmadan covid-19 bildirimi yapan Belçika. Onun için en gerçekçi sayıları eğer istersek Belçika örneğine bakmakta yarar. İki tane çalışma var, bir tanesi Almanya’da Bonn Üniversitesi’nde M. Döhla isimli bir araştırıcı ve ekibinin, bu benim bir süreden beri üzerinde durmaya çalıştığım bir konu; yolda yürürken virüslü birisinin yanından geçerseniz bulaşma böyle olmaz, bu yaklaşıma gittikçe daha fazla inanıyorum. Kontamine yüzeylerden bulaşma riskinin çok az olduğunu gösterdi bu Almanya’daki ekip. Yani dışarıdan gelen paketleri, poşetleri sterilize etmek, balkonda bekletmenin filan işe yaramadığını buradan hakikaten bulaş olmadığını gösteriyorlar. Bu tarz bulaşmaların hemen hemen olmayacağını kanıtlıyorlar. Tabii bu önemli, biraz önce siz Moda sahili dediniz, Moda sahilindeki gençler dediniz, o şekilde bulaşma fazla değil, bunu biz ilk sokağa çıkma yasağı kararının alındığı gün, hani “2 saat sonra herkes evlerine kapanacak” dendiği zaman insanlar marketlere koştular. Bu orada gördüğümüz, televizyonlarda izlediğimiz sahnelerden hastalığın patlak vereceğini düşündük ama olmadı. Yine sizin belirttiğiniz gibi AVM’lerden bir takım pozitif olgular geliyor, işte gerçek risk orada yani kapalı ortamlarda ve uzun süreli temas hastalığın esas yayılımında rol oynayan faktörler. Yine Özdeş sanıyorum AVM çalışanlarının hastalandığını, enfekte olduklarını söyledi, evet uzun süre o ortamlarda bulunmak, açık havada gezmek elbette riskli tabii, elbette maske takılsın, sosyal mesafeye dikkat edilsin ama esas tehlike orada değil, esas tehlike bu virüs ortadan kalkmayacak, sonbahar aylarına geldiğimiz zaman tekrar kapalı ortamlara geçtiğimizde herhalde risk daha fazla olacak diye düşünüyorum. 

ÖM: Bir de alışveriş merkezlerinde maske takmayıp, takarak gelen varsa bile çıkarıyorlarmış, tezgâhtarlar, dükkandaki çalışanlar da uyardıkları zaman kavga da çıkıyormuş. Böyle de sorunlar var.

ÖÖ: Evet itiraz ediyormuş müşteriler. 

SB: Evet tabii bir takım işte siz de değindiniz “maskeniz var mı, niye takmıyorsun?”“Var olmaz olur mu? Cebimde var” diyenler de çıkıyor. Ben bugün süremiz kalmadı ama yarın özellikle antikor testleriyle ilgili olup bitenlere değinmek istiyorum. Çünkü çeşitli özel laboratuvarlar ya da özel hastaneler Türkiye’de “biz bu antikor testine başladık, mutlaka antikor testi yaptırın” gibi duyurular yapıyorlar. Birtakım firmalara da “çalışanlarınızı antikor teste tabi tutulması için biz hazırız” diye çağrılar var. Bunun ne kadar ticari ve ne kadar yararsız olduğunu belki vurgulamak lazım, hem de sık sık vurgulamak lazım. Çünkü insanlar bu testi yaptırmanın çok gerekli olduğunu, bu testin çok doğru bir test olduğunu düşünüyorlar ama bu yanlış bir şey. İsterseniz burada duralım ve yarın da burada kaldığımız yerden devam edelim. 

ÖM: Çok teşekkür ederiz, görüşmek üzere.

SB: Ben teşekkür ederim.

ÖÖ: Görüşmek üzere.

SB: Sağ olun, iyi haftalar, iyi yayınlar.