Şiirin şarkısı

-
Aa
+
a
a
a

Sahibine Şarkılar programının 12 Ağustos tarihli nüshasının konuğu Dilek İnal’la şiirlerden ilham almış şarkıları konuştuk.

Sahibine Şarkılar programı çok odalı bir ev. Odadan odaya geçiyor ve başka başka pencerelerden dünyaya bakıyoruz birlikte. Bugün şimdiye kadar girmediğimiz bir odanın içindeyiz. Burası şiirlerden, şairlerden ilham alan şarkıları barındıran bir oda. Geniş bir penceresi var. Yazın gün batımı, tüm renkleriyle odaya doluşmuş halde. Birkaç program burada kalacağız. Şiirlerle müziğin buluştuğu şarkıları konuşacağız, onları dinleyeceğiz. E konu edebiyata açılınca, bu odanın içinde bize şiirlerin arasında yolumuzu gösterecek özel konuklarım da olacak. Ve bu akşam onlardan bir tanesi ile birlikteyiz. Sevgili Dilek İnal bugünkü rehberimiz. 

Dilek İnal bir akademisyen. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitiminde öğretim üyesi. Eğitim aldığı İngiliz Edebiyatı, İngilizce öğretmenliği ve Amerikan Kültürü ve Edebiyatı alanlarında lisans, yüksek lisans ve doktora dersleri veriyor ve araştırma yapıyor.   

Hal böyle olunca, ben bu progamda dümeni Dilek’in güvendiğim ellerine teslim ettim ve merakla onun seçip bir araya getireceği şiir-şarkıları beklemeye başladım. Bu akşam ben de bir nevi dinleyiciyim. O yüzden sözü uzatmadan hemen Dilek’e veriyorum ve bu akşam hangi şairleri, şiirleri bize getirdiğini ve neden onları seçtiğini kendisine soruyorum. 

Dilek İnal:Çok teşekkürler!

İçinde bulunmaktan büyük mutluluk duyduğum şiir ve müzik deryasından bir seçki oluştururken, nereden yola çıkacağımı epey düşündüm ve “yaşadığımız andan daha iyi bir başlangıç olamaz” diyerek genel anlamda yaz mevsimi- özelde ise geçirmekte olduğumuz 2020 yazını- şiir ve şarkıyla ifade edecek eserleri bugünkü yolculuğumuzun uğrak noktaları yapmaya karar verdim. 

Malum, artık sonlarına yaklaştığımız yaz mevsimi pandemiden dolayı farklı ve tuhaf geçmekte. Biraz tedirginlik ve hatta korku, biraz sıkışmışlık, biraz da eskiden rahatça yaptıklarımızı artık düşünmeden yapamadığımızdan dolayı hayıflanma duygularının ağırlığı altında yine de dinlenmeye ve yenilenmeye çalışıyoruz. Ve bazen deniz, güneş gibi mevsime özgü güzellikler ya da tamamıyla rastlantısal olarak karşımıza çıkan ama yarattığı etkiyle artık bu mevsimle özdeşleşecek yepyeni heyecanlarla yaşam bağlarımızı güçlendiriyoruz… 

Madem konumuz yaz, o zaman George Gershwin’den bir şarkıyla başlayalım. Şarkının sözleri, 19. yüzyılın ikinci yarısında Amerika’nın güney bölgesinde Afro-Amerikalılar arasında yaygın olarak söylenen bir ninniden esinlenilmiş. Yaz günlerinde kolaylaşan yaşamdan, suda zıplayıp duran balık ve tarlada büyüyen pamuktan söz ediyor. Ve bir de söz veriyor: “yaz günlerinde baban varlıklı, annen de güzel- ağlama küçük bebek”

Banu Kanıbelli: Porgy and Bess müzikalinin unutulmaz şarkısı: “Summertime”

Sarah Vaughan, Ella Fitzgerald, Billie Holiday gibi müthiş seslerden duymaya alıştığımız bu şarkıyı bugün filmlerden tanıdığımız Scarlett Johansson’ın yorumuyla dinliyoruz, Summertime:

Banu Kanıbelli: Summertime yaz günlerinde yaşamanın kolay olduğunu söylüyor. Ama biz 2020 yazını o kadar kolay geçirmiyoruz değil mi? 

Dilek İnal: Ne yazık ki hayır, Banu… Çoğu zaman aklımıza önceden yaşadığımız yaz aylarının hafifliğine korkusuzca ayak uydurduğumuz günler geliyor… Sevdiklerimizle yakınlaşıp, denizde, kırda, ormanda, sokakta geçirdiğimiz aylak zamanlar… Ve artık bunlardan çekinmemiz gerektiğine dair öğütler… Geçmiş günler, geçmiş yaşanmışlıklar bir anda özlem duyduğumuz oluveriyor. Sevdiklerimizden ayrı ve yapmayı sevdiklerimizden uzağa düşmemizle aslında “romantik” bir ruh hali yaşıyoruz. 

Şimdi tam da böyle bir duyguyu işleyen İngiliz Romantik şair Lord Byron’a ait bir şiir ve ondan ilham almış bir şarkı var sırada: “So we’ll go no more a-roving”. İlk dinleyişte, sevgiliden ayrıldıktan sonra artık birlikte yapılmayacaklara dair üzüntüyü dile getiren dizeler gibi kulağa gelse de şiir aslında yaşamın belirli evreleri olduğuna ve gönlümüzden geçenlerle bedenin ihtiyaç duydukları arasında fark olduğuna işaret ediyor. Sevdiğimizle birlikte dışarıdaki güzel gecenin tadını aylaklık ederek çıkarmak varken, göklerden süzülen ayışığının keyfini bedeni yormadan da sürdürmenin mümkün olduğunu fark ediyoruz. Tüm enerjimizle yapmaya can attığımız şeyleri, yaşamın akışı içinde farklı zamanlarda bazen bizden kaynaklı bazen de kendiliğinden beliren nedenlerden dolayı başka türlü yapıyor ya da yapmıyoruz.         

So we’ll go no more aroving- (Dolaşmayacağız artık hiç demek / Sabahlara kadar eskisi gibi / Hala sevgi dolu olsa da yürek / Ve hala donatsa da ay gökleri) 

Banu Kanıbelli: O halde bu şiiri Leonard Cohen’ın yorumuyla duyuyoruz şimdi…

Banu Kanıbelli: Sevgili Dilek İnal ile birlikteyiz. Bu akşam beni kırmayıp, bu program için seçtiği ve getirdiği şiirlerden ilham almış şarkıları dinliyoruz. Sırada hangi şarkı var Dilek?    

Dilek İnal:Sıradaki şarkı bu pandemi günlerinde neredeyse vazgeçilmezimiz olan maskenin bana düşündürdüğü bir şiir üstüne. Senin, benim, hepimizin zorunlu aksesuarı oldu maske. Bir yandan da değişik duygular ve deneyimler yaratan bir konu haline geldi. Öyle ki, bazen çok iyi tanıdığımız kişileri maskeli halleriyle tanıyamadığımız oldu, bazen de biz kendi maskeli görüntümüz yadırgayarak, onu mümkün olduğu kadar az tutmak istedik yüzümüzde. Maske, maskenin ardındaki yüz, yüzler… bir sonraki müzik parçasına konu olan şiiri düşündürdü bana. İrlanda’nın büyük şairi William Butler Yeats’in “Before the world was made” şiirini…

Şiirdeki kadın karakter kirpiklerini koyultup, gözlerine ışıltı dudaklarına da kırmızılık katarken aslında görünen yüzünü parlatıyor. Birbiri ardına baktığı onca ayna da bu gösterişli halini neredeyse kutsuyor. Ama kadın, sevdiğine, aslında tüm bu gösterişin daha derinlerde yatan, görünen dünyada bulunmayan bir güzelliğin- asıl yüzünün arayışı olduğunu söylüyor.   

“I'm looking for the face I had
Before the world was made”

Yeats diğer şiirlerinde olduğu gibi bu şiirinde de yüzeyde görünen ile derinlikte varolan arasında bir denge arayışında. Yani insanın yüzündeki maske görüntüyle, o görüntü altındaki karakterin uyumu arasındaki denge … Yeats “yüze, yüzlere”e dikkat çekiyor.  Zen felsefesinin de etkisiyle, güzelliğin zaman ve değişimin ötesinde olduğunu, “esas” yüzümüzün her zaman güzel olacağına işaret ediyor.

Ne kadar makyaj yapıp değiştirsek de taktığımız her maskenin altında kendini göstermesini istediğimiz esas yüzümüze…  

Banu Kanıbelli: Yani hiçbir maskenin saklayamayacağı, güzel yüzlere… Norveçli müzisyen Tirill’den dinleyelim: “Before the World Was Made”

Dilek İnal:Dinleyeceğimiz son şarkı, yine İngiliz Romantik şiirinden esinlenmiş… Romantik şairlerin babası kabul edilen William Wordsworth’un “Lucy” şiirlerinden ilham ve dizeler alan bir şarkı- Lucy.- sözcük anlamı “ışık”. Bu şiirlerde sevdiğini uzaktan uzağa izlemiş ve şimdi onun ölümden etkilenmiş bir aşığın sözlerini dinleriz. Lucy hiç gidilmemiş yollardan giden, toplumda çok belirginleşmemiş, az kişinin gerçekten tanıdığı ve sevdiği bir kadındır- Yosun tutmuş kocaman bir kayanın yanında bir menekşedir Lucy, değeri gözükmez. Tanımadığı insanlar arasında nice yollar kat etmiştir, dikkat çekmeden. Takdir görmemiştir. Sürdürdüğü yaşamı kimse bilmez ve öldüğünde az kişinin haberi olur. Oysa şair için Lucy “olmazsa olmazdır, ardından “ah” edilendir.

Aslında Lucy tek bir kişiye ait olmayıp, sakin ve sessiz bir hayat süren tüm kadınları temsil eden bir isimdir ve birçok eleştirmene göre, Lucy şairin ilhamının ete kemiğe bürünmüş halidir. Ve belki de Wordsworth’ün tüm Lucy şiirleri ölmesinden korkulan bir ilham perisine bir dizi yakarıştır… 

2020 yazında yaşayan bizler içinse… şiddet mağduru olarak yaşamını kaybeden, her biri ayrı bir ışık kaynağı olan kadınlardır…

Banu Kanıbelli:Bu şarkıyla bizi hem ülkenin hem de bu programın en hassas konularından birine getirdin Dilek. Sana seçtiğin tüm şarkılar ve bilginle, özenle bir araya getirdiğin çalışman için çok teşekkür ederim. Umarım         yeniden bu Sahibine Şarkılar’ın bu çok odalı evinin, şiirden şarkılar odasında bir kez daha konuğumuz olabilirsin. 

Dilek İnal:Davetin için çok teşekkür ederim sevgili Banu, burası çok güzel bir oda. Tekrar görüşmek üzere 

Banu Kanıbelli: Sevgili dinleyiciler, bu akşam Dilek İnal ile, kendisinin İngiliz ve Amerikan kültür ve edebiyatı içinden programa getirdiği şairler, şiirler ve onlardan yapılmış şarkılar ile birlikteydik. Bugünkü programda çaldıklarımızın da içinde bulunduğu bir şiirden şarkılar playlistini Spotify Banu Kanıbelli hesabı altında bulabilirsiniz. Son olarak Lucy’i Kuzey İrlandalı grup The Divine Komedy’den dinliyoruz. Onu takiben de programımızın Şarkılara Mektuplar projesinin “Yaşamak İstiyorum” temalı mektup davet anonsuyla süremizi dolduruyoruz. Yeniden buluşana dek, lütfen kendinize iyi bakın ve hep müzikle kalın!   

“Şarkılara Mektuplar” Proje Tanıtım ve “Yaşamak İstiyorum” Mektup Daveti metni: 

“Şarkılara Mektuplar” sözün, mektuplaşmanın ve müziğin iyileştirici, birleştirici ve dönüştürücü gücüne inanan bir paylaşım ve açık üretim alanı. Mektupları, projeye gönül veren şarkı yazarları ile buluşturuyor. Biriken duygularımız, oluşan farkındalıklarımız, hayallerimiz, kayıplarımız ve yaşama sevincimiz, kısaca tüm ‘arzuhal’lerimizle mektuplara yazılalım, yazının ve ezginin göğünde dilden kulağa uzanarak şarkılara dönüşelim istiyor. 

Mektuplar sevdiğimiz, kaybettiğimiz, özlediğimiz, bilmediğimiz, adlandıramadığımız birine, bir şeye, kendimize ya da dünyaya hitaben yazılabiliyor. “Şarkılara Mektuplar” blogda zamanımızın güncesi olarak kayda geçerken, içlerinden bazıları da projenin  şarkı yazarları  tarafından şarkılara dönüşüyor. Mektup yazarının konu içeriğine her daim açık olsa da belli dönemlerde mektup çağrısı yapıyor. 

​Yeni mektup çağrımızı en temel hakkımız olan yaşama hakkımız için yapıyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının yaşamını tehditten, doğanın tahribatına değin şiddetin her türlüsüne karşı birbirimize ve dünyaya ses verelim diyoruz. Bu yüzden Şarkılara Mektuplar yeni mektup çağrısında “Yaşamak istiyorum” diyor. 

“Şarkılara Mektuplar”a, [email protected] posta adresinden, www.letterstosongs.com web sitesinden veya bir Açık Radyoyayını olan“Sahibine Şarkılar”programıüzerinden izlemek ve ulaşmak mümkün.