Hüsnükabul Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Tarık Ali'nin Verso tarafından yayınlanan yeni kitabı You Can’t Please All (Herkesi Memnun Edemezsiniz), içinde bulunduğumuz yeni siyasetin 'kargaşa'sı hakkında çok önemli bir şeye işaret ediyor; “Hem merkez sol, hem de merkez sağ aşırı sağı ile tamamen riyakarca yan yana duruyor. Fransa'da Macron'un büyük bir oy oranıyla karşılaştığı tek siyasetçi Marine Le Pen. Avusturya'da ne olduğuna bakın, aşırı sağ zafer kazandı. Almanya'da aşırı sağ büyüyor, İtalya'da aşırı sağ iktidarda. Bunlar faşist değiller ama 1930'ların tipindeler ve tabii ki o faşistler gibi davranmak zorunda değiller. Büyük bir parlamento çoğunluğuyla yeni seçilmiş İşçi Partisi hükümeti hiçbir şey yapmıyor; İşçi Partisi'nin tüm muhalefeti yavaş yavaş ayıklanıyor. Bugün Avrupa'da, Filistin konusunda ve Amerikan bakış açısını kabul etmeme ve kendi ülkelerindeki aşırı sağ ile mücadele etme konusunda çok iyi olan İspanya'nın marjinal istisnası dışında bakılabilecek neredeyse hiçbir yer yok. Bu istisna dışında, tam bir kargaşa söz konusu. Böyle bir zamanda umutsuz hissetmenin bir anlamı yok. Ne şekilde olursa olsun, elimizden geldiğince mücadele etmeliyiz.”
Yayınımıza ABD seçimleri üzerine konuşurken, Türkiye'de çok yoğun bir şekilde hoyratça devam eden mültecilerin hak ihlallerine ilişkin bazı haberleri de ele alacağız.
Küresel Siyasette 'Kargaşa' ve Yükselen Aşırı Sağ - ABD Seçimleri
19 Şubat 2020'de Almanya'da ırkçı bir saldırıda hayatını kaybeden Ferhat Ünvar'ın annesi Serpil Ünver, Sedat Gürbüz'ün annesi Emiş Gürbüz ve Gökhan Gültekin'in büyük kardeşi Çetin Gültekin ile Depo'da 27 Eylül - 28 Aralık tarihleri arasında Forensic Architecture, Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatif tarafından düzenlenen 'Üç Kapı' sergisi üzerinden röportajlar gerçekleştiriyoruz.
19 Şubat 2020 tarihinde Almanya'da ırkçı bir saldırının kurbanlarının aileleriyle yapılan röportaj
4-20 Eylül tarihlerinde, göçmenlerle ilgili çeşitli konular gündemdeydi. Türkiye'de, İran'a iadesi planlanan iki Kürt mültecinin sınır dışı edilmesi kararı geri çekildi, diğer ikisi için de benzer bir talep var. Avrupa'da aşırı sağın yükselişi ve İslam düşmanlığı artarken, Hollanda sığınmacı girişini kısıtlamak için AB'den istisna talep etti. İtalya’da ise Matteo Salvini, göçmenleri denizde bırakma suçlamasıyla yargılanıyor. Türkiye'de Afgan göçmenler ve maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani'nin ölümüyle ilgili adalet çağrıları sürüyor.
Mülteciler Üzerine Hukuksal Mücadeleler ve Adalet Arayışı
Birleşmiş Milletler, Suriye'deki çatışmaların yeniden şiddetlenmesi konusunda uluslararası toplumu uyardı. BM Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro, ülkede yeni bir şiddet dalgasının başladığını belirtti. ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam rejimi arasında yoğunlaşan çatışmalar, sivilleri ve mültecileri tehlikeye atıyor. Bu durum, birçok ülkenin mülteci politikalarını gözden geçirmesine neden olurken, çatışmaların durmadığı Suriye'ye geri gönderilmesi tartışılan sığınmacılar, yeni tehditlerle karşı karşıya kalıyor.
Suriye'de Şiddet Yükseliyor, Mülteciler Risk Altında: BM ve Uluslararası Toplum Uyarıyor
Son dönemde Avrupa'da göçmenlere yönelik baskılar artıyor. Common Dreams'de yer alan bir raporda, sınır bariyerlerinin doğru bir çözüm olmadığı, asıl sorulması gereken sorunun neden bu kadar çok insanın kaçtığı olduğu vurgulanıyor. Hollanda'da aşırı sağ hükümet, sığınmacı karşıtı bir uygulama başlatarak göçmenlere yönelik yardımları kesiyor. Human Rights Watch (HRW) ise Güney Kıbrıs ve Lübnan'ın Suriyeli mültecileri zorla geri göndermekle suç ortaklığı yaptığını belirten bir rapor yayımladı. Türkiye’de de Suriyeli göçmenler şiddet ve ayrımcılık mağduru olurken, Uygur Müslümanlarına yönelik baskılar da sürüyor.
Avrupa'da Yükselen Sığınmacı Karşıtı Politikalar
Dün Fransa'da 14:30'da Manş Denizi'nde Fransa'dan Birleşik Krallık'a mültecilere taşıyan bir gemi battı. Fransa İçişleri Bakanı, en az 12 kişinin öldüğünü ve iki kişinin de kayıp olduğunu söyledi. Hüsnükabul'de Hannah Arendt'i yeniden hatırlamanın anlamlı olduğunu düşünerek 'ortalıkta derin bir saygısızlık kol geziyor' cümlesine dönüyoruz.
Hannah Arendt'in 1951 tarihli The Origins of Totalitarianism kitabında, bu saygısızlığın yeni bir siyaset biçiminin doğduğu bir anda var olduğu söyleniyor. Yeni bir siyasi söylemle, insanları ve -aynı zamanda- diğer canlıları aşağılamayı amaçlayan güçlü bir siyasi söylemle doğan bu yeni siyaset biçiminin yegane amacı; karşı tarafı reddetmek, inkar etmek ve hatta yok etmektir.
Dolayısıyla programımızın bir alt başlığı olan mültecilerin hak temelli seslerinin yanı sıra şu anda en elzem mesele sadece mültecilerin haklarını talep etmek değil, diğer tüm canlıların; çevrenin, bitkilerin, suyun, ağaçların, martının, güvercinin, tavus kuşunun da hak talep etme hakkını talep etmektir. Dolayısıyla yarınki yayında niyetimiz, hem yakında tanık olduğumuz orman yangınlarını, köpeklerin katledilmesini, hem de mültecilerin hak temelli seslerini eş zamanlı olarak konuşmak.
Manş Denizi'ndeki Trajedi ve Yeni Siyaset Biçiminin Derin Saygısızlığı
Bölünme sonrası ulus-devlet, sınırlar, İslamofobi, toplumsal şiddet, tarih yazımı, kimlik politikaları ve genel olarak Pakistan ve Hindistan'ın bölünmesi üzerine, Pakistan asıllı Amerikalı tarihçi ve akademisyen Ayesha Jalal ile konuşuyoruz.
Ayesha Jalal ile Bölünme Sonrası Güney Asya: Tarih, Kimlik ve Sınırlar
Konuğumuz Mahmut Hasan Naim ile Bangladeş'teki son öğrenci hareketleri; Pakistan, Hindistan ve Bangladeş'teki bölünme ve İslamofobi (toplumsal şiddet) hakkında konuşuyoruz.
Hint Alt Kıtasının Bölünmesi: Görünmez Şiddetin Gölgesinde Tarih ve Günümüz Yansımaları
Birleşik Krallık'ta sonu gelmeyen beyaz üstünlüğü, takıntılı İslamofobi ve Müslümanlara yönelik hedef göstermeler artıyor. Bir diğer yandan 'Türkiye’de Göçmen Kadınlar ve Kadına Yönelik Şiddet' başlıklı rapor kamuoyu ile paylaşıldı.
Avrupa Birliği sınır ihlalleri ve Birleşik Krallık'ta artan İslamofobya
Hem iklim felaketinden, hem de insanlıktan utandığımız böyle bir dönemden, kelimelerin tükendiği bir zamandan geçiyoruz. Fakat her zaman aklımda Edgar Morenin'in dediği sözler geliyor, "Böyle bir zamanda cesaretimizi toplamak, 'aptal yerine konmadan tanıklık etmek' ve seslendirmek etik sorumluluğumuzdur..."
Bir Dönemin Tanıklığı: İklim felaketlerinden hayvan haklarına ve insanlık dramına