Opus 94 9'da Berna Uzunoğlu Orak, müzik tarihinde Klasik dönemden romantik çağa geçişin en önemli bestecisi Ludvig van Beethoven’a yer veriyor.
"Devam edin; sanatı yalnız uygulamayın, onun kalbine nüfuz edin; bunu hak ediyor, çünkü sadece sanat ve bilim insanı tanrısallığa yüceltebilir."
Ludvig van Beethoven
Bu hafta, yine bir büyük besteciye, müzik tarihinde Klasik dönemden romantik çağa geçişin en önemli bestecisine, Ludvig van Beethoven’a ayırdık programımızı.
Beethoven, klasik dönem ile romantik çağ arasında en önemli bağdır. Romantik dönem müziği, öncesinde gelen klasik ve barok dönemden çok kesin çizgilerle ayrılmaz ancak bu iki dönem müziğine de bir başkaldırı içindedir; klasik dönem müziğinin kuralcı ve gelenekçi çizgisini reddeder. Tam bu geçiş sürecinde Beethoven, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyede eşsiz eserler bestelemiştir.
Büyük besteci, 16 Aralık 1770’de Bonn’da doğdu. Güçlüklerle dolu bir hayat yaşadı. İlk piyano derslerini henüz dört yaşındayken babasından aldı. Katı bir insan olan babası, çocuğunu çok zorluyor; henüz dört-beş yaşında olan ve parmakları piyanoya yetişemeyen çocuk, bu çalışmalar sırasında sürekli ağlıyordu. Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven, küçük yaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için kilisede piyano çalarak çalışmaya başladı.
"Bu çocuğa iyi bakın, bir gün tüm dünya onu tanıyacak"
On yaşındaki Beethoven'ı tanıyabildiği kısa zaman içinde böyle demişti Mozart ve gerçekten yanılmadığını gösterdi zaman. 22 yaşındayken Viyana’ya giden Beethoven, klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkiledi.
Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven, 20’li yaşlarda işitme problemleri yaşamaya başladı ve 47 yaşında tamamen sağır oldu. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilemedi. Bütün senfonilerini işitme problemi yaşamaya başladıktan sonra besteledi. 9. Senfoni’yi ise, tamamen sağırken yazdı. Kendi orkestra eserlerini yönetmeyi hayatının sonuna kadar sürdürdü.
Beethoven’ın her hareketi abartılıydı, yaradılışı da öyleydi. Orkestranın alçak sesle çalmasını istediğinde kürsünün dibine çöker, yüksek sesle çalmasını istediğinde ise havalara sıçrardı...
Beethoven hiç evlenmedi ancak hep çılgınca aşık olurdu. Birçok kadına evlenme teklifi etti fakat çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü evlenemedi. Bazıları onu deli sanıp teklifini reddetti, bazıları zaten evliydi; bazıları ise ona gerçekten aşıktı ama aristokrattılar ve aileleri bir besteciyle evlenmelerine asla izin vermedi.
Beethoven, 57 yaşında siroz nedeniyle hayata gözlerini yumdu.
Beethoven’ın 'Kader' adıyla da anılan 5. Senfoni'si, 20’li yaşlarında başlayarak yavaş yavaş artan sağırlığına karşı, daha doğrusu 'kadere' karşı başkaldırı niteliğinde bir eserdir. Büyük besteci, senfoninin ilk 4 notasını şöyle açıklar; “Kader kapıyı böyle çalar”!
Gerçekten de eserin ilk dört notasından oluşan basit motif, bütün eserin ana fikridir. Bu dört notanın üç nokta, bir çizgi (...-) olarak mors alfabesindeki V harfini, dolayısıyla Victoria (Zafer) kelimesinin kısaltılmışını tanımladığı öne sürülür. Beethoven’ın kadere başkaldırışını ve sonunda zafere ulaşmasını simgeleyen bu esere, Zafer Senfonisi adı verilmiş ve özellikle II. Dünya Savaşı sırasında büyük ilgi görerek sembolleşmiştir.
Eserin açılışında yer alan bu temanın Mors kodu olduğu yönündeki görüş ile zaferi sembolize etmek için kullanılan V harfi birleştirilir. Beethoven’in böyle bir amacı olmamasına rağmen, birbirinden bağımsız bu iki unsur birleştirilerek belki de başarılı bir propaganda kampanyasına imza atılmıştır.
Opus 94.9’da, 5. Senfoni'nin 'Allegro con brio' yani çabuk ve ateşli tempodaki ilk bölümünü Carlos Kleiber yönetiminde Viyana Filarmoni Orkestrası'ndan dinleyeceğiz.