Müsilaj; pinalar, deniz çayırları, süngerler ve mercanlar gibi canlı gruplarını tehdit etmeye başladı
Marmara Denizi, çevresinde yaşayan 25 milyon insanın bölgedeki sanayi tesisleri ve tarımsal faaliyetlerin atık yükünü taşıyor. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan müsilaj sorununun çözümü için 2021 yılında 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı hazırlanmış ve Marmara Denizi’nin tamamı özel çevre koruma bölgesi ilan edilmişti ancak müsilajın en önemli nedenlerinden atık deşarjı ve kirlilik sorunu aradan geçen üç yılda çözülemedi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı “Yer yer yüzeye çıksa da mevcut şartlarda 3-25 metre derinliklerde örümcek ağı gibi denizi saran müsilajın suların ısınmasıyla birlikte ilkbahardan itibaren yüzeye çıkma ihtimali oldukça yüksek. Deniz dibine çökmeye başlayan müsilaj; pinalar, deniz çayırları, süngerler ve mercanlar gibi canlı gruplarını tehdit etmeye başladığı gibi balıkçıların attıkları ağı çekemez hale gelmesine neden olmaya başladı,” dedi. WWF-Türkiye, her gün artan kirliliğin Marmara Denizi’ndeki yaşamı tehdit ettiğini vurgulayarak, Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Marmara’nın geleceğini kurtarmak için üç yıl önce hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın acilen uygulaması ve gerekli denetimlerin yapılmasını talep etti.
ABD Başkanı Joe Biden, ülkedeki büyük bir kıyı alanında deniz sondajını yasakladı
ABD Başkanı Joe Biden, ülkedeki büyük bir kıyı alanında deniz sondajını yasakladı. Yasak, tüm Atlantik kıyısını, Doğu Meksika Körfezi’ni, California, Oregon ve Washington’ın Pasifik kıyılarını ve Alaska’nın Bering Denizi’ndeki bir bölgeyi kapsıyor. Yasağa dair Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bu kararın 253 milyon hektar yani 625 milyon dönümlük bir su alanını koruduğu belirtildi. Trump, 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a geri döndüğünde, ‘yasakları derhal kaldıracağını’ söyledi ancak bunun kolayca yapılabilip yapılamayacağı belirsizliğini korumaya devam ediyor. Mevcut Başkan Biden ise bir açıklamasında şunları söyledi, “İklim krizi, ülke genelindeki toplulukları tehdit etmeye devam ederken ve temiz enerji ekonomisine geçiş yaparken, şimdi bu kıyıları çocuklarımız ve torunlarımız için koruma zamanı. Yasak koyduğum alanlardaki fosil yakıt potansiyeli görece minimal düzeylerde. Yeni kiralama ve sondajın getireceği çevresel etkileri ve halk sağlığını göz önüne alınınca, ekonomik risklerin buna değmeyeceği benim için açık.” Bilim insanları, felakete yol açacak iklim etkilerinden kaçınmak için petrol ve gaz üretiminin radikal bir şekilde kesilmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyor. Söz konusu yasağın bir son tarihi bulunmadığından, Trump için bunu geri almanın hukuki ve siyasi açıdan zor olabileceğine de dikkat çekiliyor. Öte yandan, çevre grupları Biden’ın bu kararını memnuniyetle karşıladı.
Kahramanmaraş 40 yıldır kömürün gölgesinde yaşıyor
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’ndan Mehmet Dalkanat Afşin ve Elbistan’ın bir kömür santralını daha kaldıramayacağını söylerken, iklim alanında çalışan STK’lar, bölgedeki mevcut termik santralların çevreye ve halk sağlığına verdiği zararlara dikkat çekti. Kahramanmaraş 40 yıldır kömürün gölgesinde yaşıyor. Hâlihazırda Afşin-Elbistan A ve B Santrallarının toplamda 8 ünitesi bulunuyor ve bu santrallar 2795 MW kapasiteye sahip. Ancak mevcut termik santralların çevreye ve halk sağlığına verdiği büyük zararlar ortadayken, bölgedeki kömür yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Afşin-Elbistan A Termik Santralı’na, toplam 688 MW kapasitede iki ünite daha eklenmesi planlanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yeni bir termik santral büyüklüğünde olan ek üniteler için 27 Aralık 2024’te Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı verdi. Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’ndan Mehmet Dalkanat ise, santralın çevresinde yaşayan insanların üzerine yağan küller ve gazların bölgede sağlıklı insan bırakmadığını söyledi. “Üstelik ne göçmen kuşlar geliyor buraya ne 5 bin yıllık asmalar üzüm veriyor. Doğanın bize armağan ettiği birinci sınıf tarım alanlarına sahip güzelim Elbistan Ovası’nın büyük bölümünü 40 yılda çöle çevirdik,” diyen Dalkanat, şöyle devam etti, “Artık yeter, Afşin Elbistan bir santralı daha kaldıramaz. Üstelik elektrik üretimi için kömüre mahkum değiliz, enerjide bağımsızlığımızı sağlayacak, ucuz ve temiz seçeneklerimiz var. Yeni kömür santralının yatırım maliyeti 37 milyar lira olarak hesaplanmış. Bu kaynağı kömür santralı yerine güneş santralı için kullansak bölgede 688 bin hanenin yıllık elektrik ihtiyacı karşılanabilir. Bizim yeni kömürlü termik santrallara değil, deprem sonrası toparlanmaya afete dirençli kurulacak yeni kentimizde insanca yaşamaya ihtiyacımız var,” dedi.
Küresel ısınmanın etkileri beklenenden daha hızlı ortaya çıkıyor
Bilim insanları, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 2021’deki çalışmasından bu yana küresel ısınmanın etkilerinin beklenenden daha hızlı ortaya çıktığını vurguluyor. 2024’te küresel sıcaklıkların rekor kırmasının ardından, politika yapıcılara yönelik iklim değişikliğini engelleme çabalarını hızlandırma talepleri de güçleniyor.