Işığın Ülkesi Likya'nın Geleceğini Karartan Taş Ocakları

-
Aa
+
a
a
a

Eko-arkeoloji'de Nezih Başgelen, Yusuf Yavuz ile Teke Yarımadası'ndaki yıkıcı madencilik faaliyetlerinin bölgeye olan etkilerini, Likya uygarlığının tehlike altındaki kültürel mirasını ve yerel halkın bu mirası koruma mücadelesini konuşuyor.

""

Teke Yarımadası: Binlerce Yıllık Coğrafya ve Kültür Tehdit Altında

Ülkemizin güneybatısında yer alan Teke Yarımadası, coğrafya ve kültürün binlerce yıldır bir arada yoğunlaştığı masalsı bir bölge. Ancak bu özgün coğrafya, son yıllarda yıkıcı bir madencilik tehdidiyle yüz yüe. Özellikle mermer ve traverten gibi doğal taşların çıkarılması amacıyla bölgeye yayılan yüzlerce taş ocağı, sadece bölgenin biyolojik çeşitliliğini ve doğal peyzajını değil, aynı zamanda kültürel mirasını da tehdit ediyor.

Vahşi Madenciliğin Boyutları

Antalya, Isparta, Burdur ve Muğla'yı kapsayan büyük bir alanda yaygın olan vahşi madencilik faaliyetleri, çevresel ve kültürel tahribatın korkutucu boyutlara ulaşmasına neden oldu. Likya uygarlığının izlerini taşıyan bu topraklarda yer alan antik kentler, mermer ocaklarının tehdidi altında. UNESCO Dünya Kültür Mirası yedek listesinde bulunan Likya kentlerinin birçoğu, bu faaliyetlerden ciddi zarar görme riskiyle karşı karşıya.

Antik Miras Tehlikede

Özellikle Orta Likya bölgesinde yer alan Kyaneai antik kenti ve Trysa Heroonu gibi önemli kültürel miraslar, madencilik yıkımının etkilerini çok daha yoğun hissediyor. Antalya'nın Demre ilçesinde bulunan ve M.Ö. 380 yıllarına tarihlenen Trysa Heroonu, geçmişte Avusturya'ya kaçırılan kabartmalarıyla biliniyor. Ancak geriye kalan kalıntılar, şu an aktif madencilik faaliyetleri nedeniyle yok olma tehlikesi yaşıyor. Bu benzersiz peyzaj ve kültürel miras, adeta ortasına atılmış bir dinamit gibi tahrip ediliyor.

Yerel Halkın Çabaları

Kaş, Demre, Finike ve Elmalı gibi ılçeleri kapsayan bölgede, çoğu tescilli ve tescilsiz olmak üzere birçok arkeolojik varlık risk altında. Yerel halkın uzun yıllar boyu sürdürdüğü mücadele sayesinde bazı arkeolojik alanlar tescillenmiş olsa da, 1 milyon m²'yi bulan devasa ruhsat alanları, bu çabaların yeterli olmadığını gösteriyor.

Koruma ve Gelecek

Bölgedeki kültürel ve doğal mirasın bir bütün olarak korunmasını sağlamak, sadece bölgenin geleceği için değil, aynı zamanda tüm insanlığın ortak mirasını korumak adına kritik bir öneme sahiptir. Orta Likya'nın benzersiz peyzajı ve kültürel dokusuyla birlikte gelecek nesillere aktarılması, bugün alınacak koruma önlemlerine bağlı.

Teke Yarımadası, sadece bugünün değil, geleceğin de mirasıdır. Bu eşsiz bölgeyi korumak için duyarlılığı artırmak ve yıkıcı faaliyetlere karşı birlikte harekete geçmek zorundayız.