Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel, Romanya’da iptal edilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Güney Kore’de geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol tarafından ilan edilen ve ardından iptal edilen sıkıyönetim kararını, Gürcistan’da hükümete yönelik yükselen toplumsal muhalefet hareketini ve Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen gelişmeleri ele alıyor.
Ufuk Turu’na Romanya’da Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili son gelişmelerden başlayan Ahmet İnsel, geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin seçim sonuçlarını doğrulayarak seçimin devam edilmesi gerektiğini ilan etmesinin ardından geçtiğimiz Pazar yapılması beklenen ikinci tur seçimlerinin son anda Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla iptal edildiğini aktardı. İptal gerekçesi olarak seçimlere dış güçlerin müdahalesi olduğunu, seçim finansmanında şeffaflığın ihlal edilmiş ve büyük bir dezenformasyonla seçim yasasının çiğnenerek sosyal medya algoritmalarına dayalı şekilde seçmeni yanıltıcı bir etki operasyonunun gerçekleştirilmiş olmasının gösterildiğini belirten İnsel, Bogdan Tashkin adlı bir kullanıcının Tik-Tok hesapları üzerinden 1 milyon Euro ve Kripto hesapları üzerinden 7 milyon Euro dağıttığı iddiası ile polis tarafından gözaltına alındığını ve ardından da Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis’in istihbarat örgütünün derlediği gizli dokümanları ve oluşturduğu raporu halka açıklaması üzerine Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını aldığını aktardı. Böylece ikinci tura kalmış olan ve seçimi önde götüren aşırı sağ, komplocu, mistik eğilimli radikal bir Ortodoks olan Rusya yanlısı aday Călin Georgescu ile Avrupa Birliği yanlısı olmakla birlikte Arjantin Başbakanı Javier Milei tarzında bir politika izleyen Elena Lasconi’nin adaylıklarının düştüğünü ifade eden İnsel, aşırı milliyetçi partinin liderinin Anayasa Mahkemesi’nin kararının iptali için Yüksek Temyiz ve Adalet Divanı’na ve aynı zamanda Venedik Komisyonu ile AGİT’e başvuracağını açıkladığını; Georgescu’nun ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat edeceğini söylediğini aktardı. Öte yandan Georgescu’nun seçim bürosu önünde halkı toplanmaya davet ettiğini ancak beklenen ilgiyle karşılaşılmadığına da dikkat çeken İnsel, bununla birlikte Georgescu’nun açıklamalar yapmaya devam ettiğini belirterek, son olarak geçtiğimiz günlerde ABD’de Donald Trump’ın göreve başlamasını engellemek için sıkıyönetim ilan edileceğini açıkladığına değindi. Romanya’da Avrupa Birliği yanlısı ve Rusya yanlısı gruplar arasında siyasi ve sosyolojik açılardan bir çatışma yaşandığını ifade eden İnsel, Romanya’daki iktisadi durumdan ve sosyal demokrat ve merkez sağ muhafazakâr parti koalisyon iktidarından memnun olmayanlar için aşırı sağ partilerin bir umut ışığı halini aldığını belirterek, son milletvekili seçimlerinde üç aşırı sağ partinin toplamda %32 oy aldığına dikkat çekti.
Güney Kore’de geçtiğimiz günlerde sıkıyönetim ilan eden Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un kendi partisinin ve halkın tepkisiyle karşılaşmasının ardından altı saat içinde iptal kararı aldığını hatırlatan Ahmet İnsel, geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhurbaşkanının görevden alınmasına yönelik parlamentoda yapılması planlanan seçimin kendi partisinin oturuma katılmaması nedeniyle yapılamadığını belirtti. Buna karşılık, görevde kalmaya devam eden Yeul’a yurt dışına çıkış yasağı getirildiğine ve isyan suçlamasıyla soruşturma açıldığına dikkat çeken İnsel, Yeul’un özür dilediğini ve partisinin görevden alma oylamasına katılmamasının gerekçesi olarak Cumhurbaşkanının uygun biçimde istifa edeceğini açıklamasının etkili olduğunu aktardı. Önümüzdeki günlerde muhalefette yer alan Kore Demokratik Partisi’nin Cumhurbaşkanını görevden alma tasarısı ile Meclis’e geleceğini belirten İnsel, buna karşılık halkta ciddi bir sakinlik olduğunu ve sıkıyönetimin iptal edilmiş olması Cumhurbaşkanına yönelik alınan önlemler konusunda toplumda geniş bir uzlaşı olduğunu ifade etti.
Ardından Gürcistan’da geçtiğimiz hafta yükselen toplumsal muhalefet hareketine geçen Ahmet İnsel, seçime hile karıştığı gerekçesiyle seçimle oluşan parlamentoyu ve hükümeti protesto eden gösterilerin bütün Gürcistan’a yayıldığına dikkat çekti. Avrupa Birliği ile üyelik görüşmelerinin 2028’e ertelenmesi kararının ardından başlayan protestoların dün 12. gününe girildiğini hatırlatan İnsel, polis müdahalelerinde 400’e yakın kişinin gözaltına alındığını, 2012’den bu yana iktidarda olan Gürcü Rüyası Partisi’nin liderinin siyasal literatüre girecek şekilde muhalifleri liberal-faşizm olarak tanımladığını belirtti. İnsel, Gürcistan’daki toplumsal muhalefet üzerine Rusya yanlısı tarafların Soros operasyonu iddiasının öne çıktığına da sözlerine ekledi.
Son olarak Suriye’deki son gelişmelere geçen Ahmet İnsel, rejimin düşmesinin ardından İsrail, Türkiye ve ABD’nin Suriye’de belirli mevkileri bombalamaya devam ettiklerini belirtti. İsrail’in geçtiğimiz Cuma gününden bu yana 250 civarında hava saldırısı düzenlediğini ve bu saldırılar içinde Kamışlı’daki hava savunma sisteminin ve Hama şehrine yakın bir yerde konuşlanmış olan mühimmatın da bombalandığını aktaran İnsel, bu saldırıları güvenlik gerekçesiyle yaptığını ileri süren İsrail’in aslında yeni hükümetin elindeki hemen hemen bütün askeri imkanları yok etmekle meşgul olduğunu ifade etti. İsrail’in işgal ettiği Golan tepelerinde Birleşmiş Milletler’in denetimi altındaki tarafsız bölgeye girerek Suriye’nin 6 kilometre içine yerleşmiş durumda olduğuna dikkat çeken İnsel, Türkiye’nin de Suriye Milli Ordusu’nun Münbiç’te ilerlemesini sürdürmek için Suriye Demokratik Güçlerinin oldukları yerleri bombalamaya devam ettiğini ve sivil ölümlerinin söz konusu olduğunu aktardı. ABD’nin ise El Kaide’nin ya da DAEŞ’in yeniden güçlenmesini engellemek amacıyla çöl bölgesinde konuşlanmış olan DAEŞ mevkilerini bombalamaya devam ettiğini belirten İnsel, öte yandan Suriye’de yönetimi devralan isyancıların başındakiler ile Esad rejiminin son Başbakanı ile dün uzun bir görüşme yaptığını aktardı ve barış içinde geçiş düzeni oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti. Yeni yönetimin Esad rejimindeki üst düzeyde sorumlu olan işkencecilerin listesini yayınlayacağını ve bu kişilerin yakalanmasını sağlayanlara ödül verileceğini açıkladığını ancak çoğu yöneticinin Hizbullah’ın koruması altına geçmiş olarak Lübnan’a kaçmış durumda olduğunu aktaran İnsel, Fransa ve Almanya’nın temel insan haklarına saygı olarak etnik ve dini azınlıkların korunması koşuluyla yeni rejimle iş birliği yapmaya hazır olduklarını açıkladıklarını da belirtti. Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da söylediği gibi, bütün ülkelerin kağıt üzerinde Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumanın önemine vurgu yaptıklarını ifade eden İnsel, Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm’ın yöneticisi Ahmed Hüseyin el Şara’nın hükümet kurma görüşmelerine başladığını ve bir başbakan atadığını da belirtti. Öte yandan bazı gözlemcilerin Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm’ın içindeki çok radikal unsurları disiplin etmeye çalışırken, özellikle Suriye Milli Ordusu içindekilerin yapacağı saldırılara yönelik ne gibi önlemlerin alınacağına yönelik konuşmaların yapıldığını aktaran İnsel, ilginç bir şekilde Baas Partisi’nin geçiş sürecini destekleyeceği yönünde bir açıklama yaptığına ve Rusya’da ise Putin’in insancıl gerekçelerle Esad’a sığınma hakkı tanıdığını belirtti.
Türkiye tarafında laik çevrelerden gelmek üzere Suriye’de Taliban Afganistan’ı kurulacağı endişesinin olduğuna değinen Ahmet İnsel, Suriye’nin doğusunda büyük ölçüde Kamışlı, Hasake ve Rakka’nın tamamen Suriye Demokratik Güçleri’nin denetimi altına girdiğini ve burada Kürtler ağırlıklı bir özerk yönetim kurulmasına yönelik bir endişenin olduğuna değindi. Suriye’deki bu gelişmeyi bir fırsat olarak değerlendiren Batı ülkeleri olduğunu belirterek; Norveç, Almanya, Danimarka, İsveç, İsviçre ve İngiltere’nin dünden itibaren Suriye’den mülteci taleplerini incelemeyi durduğuna, Avusturya’nın ise durdurmanın ötesinde geri yollama ve sınır dışı etme politikası hazırlığı içinde olduğuna dikkat çeken İnsel, diğer yandan Suriye’ye doğru büyük bir göç dalgasının başladığına değindi ve Lübnan ile Türkiye’den Suriye’ye dönen büyük bir kitle olduğunun altını çizdi