Stefanie Fox, The Nation için kaleme aldığı 'Jewish Grief Must Not Be Used as a Weapon of War' adlı makalesinde Gazze'de sürmekte olan savaş hakkındaki görüşlerini belirtiyor.
Bu hafta yas tutuyoruz ama İsrail bizim travmamızı Gazze'yi yok etmek için bahane olarak kullanırken arkamıza yaslanamayız.
Yahudi Amerikalı topluluğumun üyeleri olan sizlere, şimdiye kadar hissetmediğim kadar aciliyet ve korkuyla yazıyorum. Bunu kaygısızca söylemiyorum. Toplumumuz ve dünya için ne anlama geldiğini bilerek söylüyorum: Şu anda İsrail hükümeti Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırıma doğru ilerliyor.
Bu hafta çoğumuz, Filistinli ve İsrailli çocuklar ve siviller de dahil olmak üzere, katliamların, yerinden edilmelerin, adam kaçırmaların ve yaralanmaların ardından yas tutuyoruz. Yaşam sonsuz değerlidir. Bedenimiz bu kadar kayıpla baş edemez. Sevdiklerimin çoğu, arkadaşları ve aileleri için yas tutuyor. Korkunç şiddet, katliam, düşünülemez kayıplar ve devam eden belirsizlik karşısında pek çok ailenin acısını paylaşıyorum.
Yedi gün boyunca shiva'da oturmak, düşünmek ve yas tutmak geleneğimizdir. Ancak Yahudilerin acısı ve travması İsrail hükümeti tarafından Gazze'yi yok etmek için silah olarak kullanılırken arkama yaslanamam. Ben bunu yazarken, İsrail, kuzey Gazze'deki yarısı çocuk olan 1.1 milyon Filistinlinin kaçmak için 24 saati olacağını duyurdu ki Birleşmiş Milletler bunu zaten imkansız olduğunu kabul etti. ABD hükümeti savaş davullarını çalıyor ve tam bir yıkıma yol açmak için İsrail ordusuna daha fazla silah gönderme konusunda acele ediyor.
Yas tutmakla eyleme geçmek arasında seçim yapmamıza gerek yok. Atalarımızın bize öğrettiği gibi, yaşayanlar için son sürat savaşarak ölülerin yasını tutmalıyız.
Şüphesiz ki: İsrail hükümeti Filistinlilere karşı soykırım söylemi kullanıyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, "Düşmanlarımıza yapacaklarımız nesiller boyu yankı bulacak," dedi. İsrail savunma bakanı, “Elektrik yok, yiyecek yok, su yok, yakıt yok. Her şey kapalı. Biz insan hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket ediyoruz,” dedi. İsrail Cumhurbaşkanı, Filistinli siviller ile Hamas savaşçıları arasında ayrım yapmayı reddediyor.
Biz Yahudiler, bu retoriğin ne kadar tehlikeli olduğunu, insanların insanlıklarını inkar ettiğimizde düşünülemez olanın kabul edilebilir hale geldiğini çok iyi biliyoruz.
ABD hükümeti, İsrail savaş makinesini desteklemek için bir araya geldi. Başkan Biden, şimdiden silah göndermeye başladı ve önümüzdeki günlerde daha fazlasının sözünü verdi. Kongre üyeleri İsrail hükümetine kesin desteklerini ilan etmek için acele ediyor ve İsrail'in sivil halka karşı suç niteliğindeki savaş ilanını alkışlıyor. Kongre'nin tek Filistinli Amerikalı üyesi Rashida Tlaib, meslektaşlarının ve medyanın sert eleştirileri ve nefretiyle karşı karşıya.
Tek seçeneğimiz, sanki milyonlarca hayat buna bağlıymış gibi harekete geçmek çünkü öyle. Benim gibi telefonu alın, temsilcileri arayın ve bir saat sonra tekrar arayın. Protestolar düzenleyin, protesto yürüyüşleri yapın. Eğer bizden yeterince ses çıkarsa, seçilmiş yetkililerimiz, İsrail ordusuna daha fazla silah göndererek şiddeti körüklemek yerine gerilimi düşürmeye zorlanabilir.
Şimdi harekete geçmeliyiz çünkü Gazze'de Filistinlilere yönelik savaş halihazırda sürüyor. Sevgili arkadaşlarım, ailelerine veda edebilmek için telefonlarını şarj edecek jeneratör bulmaya çalışıyorlar; sürekli füzelerin binaları, sokakları ve mahalleleri yerle bir ettiği bir geceyi daha atlatamayacaklarından endişe ediyorlar. Hastaneler çalışmayı durdurdu. Arkadaşlarım bombaların kulakları sağır eden sarsıntısında bebeklerini kucaklarken susuzlar, içme suyu neredeyse bitmek üzere.
Gazze'de ölenlerin üçte biri çocuk. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre İsrail, Gazze ve Lübnan'da beyaz fosfor kullanıyor. Kimyasal, yağda ve dolayısıyla insan etinde yüksek oranda çözünebildiği için temas halinde termal ve kimyasal olarak kemiğe kadar yanıyor. Nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kullanılması savaş suçudur.
Knesset'in görevdeki bir üyesi şöyle dedi, "Şu anda tek hedef: Nakba! 48'in Nakba'sını gölgede bırakacak bir Nakba." İsrailli liderler, Siyonist milislerin 750 bin Filistinliyi şiddet kullanarak evlerinden kovduğu, on binlercesinin Gazze'ye göç ettiği ve onların çocukları ve torunlarının şimdi yine İsrail bombalarından kaçtığı, devletin kuruluşundan daha büyük bir felaket vaat ediyor.
Ana akım gazeteciler tek bir hikaye anlatmayı tercih ederken, biz de gerçeği anlatmaya bağlı kalmalıyız. Gerçeklik, saati başlattığınızda şekillenir. Filistinliler, 75 yıldır İsrail işgalinin günlük şiddeti altında yaşıyor. İsrail hükümeti, son 16 yıldır Gazze'deki Filistinlileri havadan, denizden ve karadan askeri abluka altında boğuyor. İsrail ordusu, her gece Filistin şehir ve köylerine baskın düzenleyerek ailelerin evlerini işgal ediyor ve çocuklarını tutukluyor.
İsrail apartheid'i (İsrailli Yahudilerin yaşamlarına Filistinliler üzerinden sistematik değer verilmesi) yalnızca bu şiddetin kökü değil, aynı zamanda bizim bunu anlamaya nasıl koşullandığımızı da şekillendiriyor. Evleri bombalanırken ana akım medyada Filistinlilerin sesinin azaldığını düşünün. Bu kadar çok Yahudinin dünyamızın şiddetli ölümlerle parçalandığını hissettiği şu anda, öldürülen bebeklerini kucağına alan Filistinlilerin ne kadar acı ve kedere maruz kaldıklarını bir düşünün. Geleneğimiz bize b'tzelem elohim [hepimiz ilahi olanın suretinde yaratıldık] öğretir.
Filistin zulmüne dikkat çekmek, birçok yorumcunun iddia ettiği gibi İsrailli sivillerin Hamas tarafından haksız yere öldürülmesini haklı çıkarmak anlamına gelmiyor. Bu, Filistinlilere özlemini çektiğimiz empati ve nazik davranmamızı ve tek gerçek ve kalıcı barışı -Filistin'in özgürlüğü, adaleti, barışı ve eşitliği ile gelecek türden- sağlamak için gerekli adımları atmamızı istemenin başka bir yoludur.
Halkımızla, ebeveynlerimizle, kardeşlerimizle, sinagog dostlarımızla, hahamlarımızla konuşmak gibi zorlu bir işi yapmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Kederimizin ve acımızın ortasında birbirimize kim olduğumuzu hatırlatalım. Bizler, tikkun olam'a yani dünyanın onarılmasına kendini adamış insanlarız. İsrail hükümeti ve ABD hükümeti, bu dünyayı daha da parçalayan devasa zulmü meşrulaştırıyor ve bunu bizim ve sevgili ailelerimizin adına yapıyor. Bir daha asla dediğimizde bu, Filistinlileri de kapsıyor ve hemen şimdi anlamına geliyor.
*Stefanie Fox'un The Nation'da yayınlanan 'Jewish Grief Must Not Be Used as a Weapon of War' adlı makalesinden Nil Sarrafoğlu tarafından çevrilmiştir.