"İnşaat bir nimet olarak görülüyor"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ahmet İnsel’in gündeminde yurtdışından gelen arama kurtarma ekiplerinin durum değerlendirmesi, deprem sonrası organizasyon süreci ve Kıbrıs’taki seçimler vardı.

İstanbul

(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hali değildir.)

Bu hafta Ahmet İnsel yurtdışından gelen bazı arama kurtarma ekiplerinin dönüş sırasında verdiği bilgilerden Türkiye’deki AFAD ve bir dizi kamu kurumlarının merkezî otokratik anlayış çerçevesinde düzensiz ve etkisiz çalışmaya mahkûm olduklarının anlaşıldığını söyleyerek söze başladı. Diken'de yer alan İspanyol televizyonu RTVE’de yayınlanan dokümantere göre hükümetin iş makineleri ile bir an önce enkaz kaldırma çalışmasına başlamak istemesi üzerine İspanya ve diğer ülkelerden gelen ekiplerin enkaz altında canlılar olması nedeniyle olay yerinden ayrılma zorunluluğu hissettiğinden bahseden İnsel, bir yetkilinin “davet eden taraf daha iyi organize olsaydı çok daha fazla hayat kurtarabileceklerini” söylediğini aktardı. 

AFAD ve kamu kurumlarının acizlik ve liyakatsizliği ile propagandayı etkili çalışmanın önünde tutmasının bu kurumların otokrasi altında çöktüğünü çarpıcı şekilde gösterdiğini söyleyen İnsel, iş yapan sivil toplum hareketine engel olanlara bunun hesabının sorulması gerektiğini belirtti. Dinci milliyetçi yapılanmanın zirve noktasının, her şeyi çiğneyerek inşaatı Allah’ın kendisine sunduğu nimet olarak gördüğünü belirtti. İnşaat çevrelerinde oluşan büyük rant paylaşımının sadece bürokrasi, siyaset ve müteahhitler üçgeninden oluşmadığını aktaran İnsel, Prof. Dr. Haluk Levent’in makalesinde de ortaya koyduğu üzere arsa üzerinden kamu kararıyla yaratılan ranta, dördüncü bir ayak olarak arsa sahiplerinin eklendiğini ve bu rantın bağışlar ve rüşvet yoluyla siyasete aktarıldığını belirtti. 1999 depreminin yıldönümünde yayınlanan Tavşancıl Belgeseli’nde de, halkın bir kısmının direnişe destek verirken bir kısmının ise belediye başkanını köy kaldıkları için eleştirdiğini, bunun rant paylaşımındaki dördüncü ayağı apaçık gösterdiğini söyledi. Bir örneğin de Hatay/Erzin de yaşandığını belirten İnsel, art arda gelen imar barışı katliamını eleştirerek bunun halkın sıkıntılarını çözme yolu olarak Erdoğan’ın seçim konuşmalarına yansıdığını, muhalefetin de toplumun enerjisini ve beklentisini arazi rantına dönüştürmeyen, yapıcı kaynaklara yöneltmesi gerektiğini belirtti. 

Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimleri

İnsel; Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Dışişleri eski Bakanı Nikos Hristodoulidis’in sol partilerin desteklediği rakibi, eski müzakereci Mavroyiannis’i az bir farkla geride bırakarak lider olduğunu aktardı. Hristodoulidis’in kendi partisinin başkanının da aday olduğunu ve Hristodoulidis’in bu adaylığa rağmen kendi partisinden ayrılıp bağımsız aday olduğunu belirten İnsel, Hristodoulidis’in daha milliyetçi partilerin desteği ile ikinci tura kalarak seçildiğini belirtti. Son iki dönem cumhurbaşkanlığı yapan Anastasiadis’in partisinin ikiye bölündüğünü belirten İnsel, Hristodoulidis’in Türk tarafıyla müzakereler konusunda çok daha kapalı tavır sergilediğini ve Mavroyiannis’in ise seçilirse hemen görüşmelere başlayacağını söylediğini aktardı. Ahmet İnsel, son olarak Kıbrıs’ı çok iyi tanıyan bir gazetecinin kendisine Kıbrıs Rum kesiminde çok farklı görüşte olan adaylar olsa da aslında hepsinin milliyetçiliğin farklı bir tonu olduğunu söylediğini belirtti.