Ahmet İnsel, Ufuk Turu’na Çek Cumhuriyeti'nde gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin detaylarıyla başladı.
Parlamenter sistemle yönetilen Çek Cumhuriyeti’nde cumhurbaşkanlığı görevi kapsamında sınırlı yetkiler var. Ancak başkomutanlık görevi ve kanun iptali yetkisi cumhurbaşkanına ait. Çek Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığı görevinde seçimlerden önce iki dönem üst üste milyarder ve Rusya yanlısı olduğu söylenen Milos Zeman vardı. Birkaç sene önce yapılan başkanlık seçimlerinde kazanamayan Andrej Babis’in 2023 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı iddia ediliyordu. Nitekim aday oldu ancak seçimleri kaybetti. Siyasi geçmişi olmayan, eski genelkurmay başkanı Petr Pavel şaşırtıcı bir şekilde seçimleri kazandı. Halk tarafından sevilen bir şahsiyet olduğu söylenen Pavel’in seçimlerdeki galibiyeti, aynı gün rakibi Andrej Babis tarafından da tanındı. Pavel’i tebrik eden Babis, Victor Orban’ın yıllar önce benimsediği savaş karşıtı politikayı benimsemiş olsa da, bu tutum seçimleri kazanması için yeterli olmadı. Pavel, oyların yüzde 58’ini alarak seçimi kazandı. Seçime ülke genelinde ciddi oranda katılım oldu.
Tunus’ta ise milletvekili seçimlerinin ikinci turu gerçekleşti. Birinci turda katılım yüzde 10’un altında kalmıştı. İkinci turda ise katılım yüzde 11’di. Tunus’ta 2015 yılında Nobel Barış Ödülü almış olan Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü girişimi yeniden canlandırıldı. Bu girişimin amacı siyasi partilere rest çekmek ve Tunus’taki kaosa son vermekti. Şu anda ise girişim, yeni anayasanın meclisten geçmesini sağlama misyonuyla yeniden faaliyete geçti.
Fransa’da emeklilik yaşına, emeklilikte alınacak olan aylık asgari ücrete ve prim ödemenin zorunlu olduğu çalışma yılına karşı tepki olarak ülke genelindeki tüm sendikalar bir araya geldi. Sendikalar tarafından geçtiğimiz haftalarda ilk defa düzenlenen yürüyüşün bir yenisi için çağrılar devam ediyor. Hükümet reform yasası için teklif verdi. Ancak oy kullanmayacağını belirten milletvekilleri de hesaba katıldığında yasanın geçmesi çok da muhtemel gözükmüyor.
İsveç’te Mısırlı bir müslüman yazar, aşırı sağcı provokatör bir İsveçlinin Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an yakması sonrasında İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakmak için izin istedi. Bu iznin talep edildiğinin öğrenilmesi üzerine İsrail’de ciddi tepkiler ortaya çıktı. Tepkilerin basına yansımaları da oldukça şiddetliydi. İsveç Başbakanı da bu eylemin yalnızca bir provakasyon hamlesi olduğunu söyledi. Müslüman cemaatleri de herhangi bir kutsal kitabı yakmanın İslami değerlere tamamen aykırı olduğunu belirtti ve Mısırlı yazarı bu eylem talebinden şimdilik caydırmayı başardı.
İsrail, Gazze’de bir mülteci kampına girerek hiçbir sebep belirtmeksizin dokuz kişiyi öldürdü. İsrail topraklarında yaşayan Filistinliler bunun üzerine 11 İsrail vatandaşının öldüğü bir saldırı düzenledi. İsrail’de yaşayan Filistin vatandaşlarının, doğrudan bu sürece dahil olanların vatandaşlıktan çıkarılması ve yakınlarının da vatandaşlık haklarının sınırlandırılması söz konusu ve aynı zamanda bu insanların sınır dışı edilmeleri de. Netanyahu, bu durumu meclis yetkisiyle ilgili kararı temellendirmek ve “solcu hâkimlerin yetki alanlarını sınırlayacakları” iddiasını desteklemek amacıyla kullanıyor. İsrail’in Yahudi kökenli vatandaşları da bu durum karşısında fikir ayrılığı yaşıyor; ikiye bölünmüş durumdalar.
Ahmet İnsel’in paylaştığı son başlık polisler tarafından öldürülen vatandaşlara ilişkin verilerdi. İnsel, özellikle Amerika’da sıkça görülen ve sayısı her geçen yıl giderek artan “polis şiddeti sonucu ölümlere” dikkat çekti. Afrikalı Amerikalıların polis tarafından öldürülme riskinin ülkede yaşayan diğer vatandaşlardan üç kat daha fazla olduğunu belirten İnsel, 2022 yılında bu insanların yalnızca yüzde 30’unun adam öldürmek veya öldürmeye teşebbüs etmek gibi ağır bir suç şüphesi sonucunda öldürüldüğünü söylüyor.