Ukrayna Savaşı, NATO ve AB gündemi

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Bu hafta Cengiz Aktar’la Nereye Doğru? programında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusundaki gelişmeler, NATO ülkelerinin Ukrayna Savaşı toplantısı, AB’nin Macaristan’la yaşadığı sorunlar ve BM’nin İran’daki eylemcilere yönelik devlet şiddeti hakkında aldığı soruşturma kararı konuşuldu.

Ömer Madra: Günaydın Cengiz, merhaba.

Cengiz Aktar: Günaydın. Birkaç taze haber var. Dün Bükreş'te NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı başladı ve tek bir gündem maddesi var: Ukrayna'ya askerî yardım. Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelikleri hakkında üçlü toplantılardan bir tanesi de yapıldı. Fakat çok az bilgi var. Hiçbir şey çıkmamış anlaşılan. Türkiye tarafı “attığınız adımlar yetersiz” demiş. İş krize doğru gidiyor. Macaristan onaylamak üzere, böylece Finlandiya ve İsveç'in müstakbel NATO üyeliğini 30 müttefikin 29’u onaylamış olacak. Öyle görünüyor ki bu 29 ülkeyle ya toplu olarak ya da teker teker İsveç ve Finlandiya için NATO’nun beşinci maddesinin çalıştırılması konusunda bir taahhüt anlaşması yapacaklar. Öyle olursa Türkiye'de vetosuyla baş başa kalacak. Bu gündemi Suriye'deki işgal tehlikesiyle birlikte okumak gerekiyor. O konuda söylenenler, savrulan tehditler ister istemez hem Helsinki'de hem Stockholm'de hem Brüksel'de hem de diğer başkentlerde haber oluyor.

Ayrıca Ukrayna’ya kış öncesinde askerî destek vermek konuşuluyor. Alınan kararlar arasında Türkiye'yi de ilgilendiren bir gelişme oldu: Avrupa Birliği üyesi olan NATO müttefikleri 15 bin Ukrayna askerinin eğitilmesi üzerinde çalışıyorlardı. Bu karar açıklandı, eğitim muhtemelen Polonya'da verilecek. Fakat bu toplantıya Türkiye'yi davet etmemişler. Çavuşoğlu bu duruma kızgındı, “Stratejik bir hata yapıyorsunuz, biz ayrı toplanacağız Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba'yla” diyerek, 29 ülke ayrı bir toplantı yaptılar.

Avrupa Parlamentosu ise “Rusya terör destekçisi bir devlettir” diyen, bağlayıcı olmayan bir kararı kabul etti. Aşırı sağın bir kısmı ve aşırı solun bir kısmı karşı oy kullandı. Avrupa Parlamentosu’nun 58 vekili, “Hayır, Rusya terör destekçisi bir devlet değildir” dedi.

Avrupa Birliği gündeminde Pazartesi günü önemli bir toplantı daha vardı. Avrupa Birliği Konseyi, yani en yüksek karar alma mekanizması, Rusya'ya uygulanan yaptırımların ihlalini AB suçları veya Avrupa Birliği'ne karşı işlenen suçlar kapsamına alma kararı aldı. Avrupa Komisyonu’ndan bu hafta sonuna kadar bağlayıcı olan bir direktif hazırlanması istendi. Direktif hazırlanınca da hemen Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nda görüşülecek ve yürürlüğe girecek. Bu direktif çıktıktan sonra da suç işlendiği durumda verilecek cezalarla ilgili olarak ikinci bir direktif kabul edilecek. Bütün bunlar çok hızlı olacak. Avrupa Birliği'nin hedefinde, Rusya ile ekonomik ilişkiler bağlamında Ankara da var. Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı da geçtiğimiz günlerde bir heyet göndererek Ankara'yı ikaz etti. Bu sadece siyasi bir dayanışma meselesi değil, iktisadi boyutu da var. Çünkü Batı'nın koyduğu yaptırımları deldiğiniz zaman Batılı şirketlere karşı da haksız rekabete girmiş oluyorsunuz. 

Hem Ukrayna basınından hem bağımsız kaynaklardan gelen bilgilere göre işgalin başladığı 24 Şubat'tan bugüne kadar Rusya'nın saldırıları neredeyse sadece sivil noktaları hedef almış. Vurulan hedeflerin yüzde 97’sinin sivil olduğu söyleniyor. 

Özdeş Özbay: Bu bence çağımız savaşlarının kaçınılmaz bir sonucu. Kentlerde yaşandığı için savaşlar da böyle oluyor. Amerika'nın Irak'ta yaptıklarına bakınca da aynı şeyi görüyoruz.

C.A.: Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil.

Ö.Ö.: Aslında gerçek bir cephe yok.

C.A.: Cephe olmaz olur mu? Var elbette.

Ö.Ö.: Neresi mesela?

C.A.: Her yerde sınır, yani cephe boyları var. Yani çünkü Rusya doğrudan doğruya şehirleri vuruyor. Orada şehirde asker ne arar? Yani sivil koruma, şehir koruması vardır.

Ö.Ö.: Af Örgütü, Ukrayna askerinin bazı okulları kullandığını açıkladı. 

C.A.: Uluslararası Af Örgütü büyük hata yaptı ve şimdi kazı nasıl çevireceğini düşünüyor. Ukrayna'yla ilgili abuk bir rapor çıkardı. Bir Rus propagandası. Ukrayna Herson’u geri aldı ve Herson’u da bombalıyorlar. Şehri, insanların oturduğu binaları bombalıyorlar.

BM'nin verdiği son rakamlar tüyler ürpertici. 18 milyon insan, yani nüfusun aşağı yukarı yüzde 40’ından fazlası yardıma muhtaç durumda. 6 milyon 200 bin insan yerinden edilmiş ve yaklaşık 7 milyon 700 bini de mülteci olarak toplam 14 milyon Ukraynalı evlerini terk etmek durumunda kalmış. Böyle bir insani felaketle karşı karşıyayız.

Özdeş’in dediği gibi pek çok saldırgan ülkedeki altyapıyı hedef alıyor. Onun ardında farklı bir hesap var. Oranın halkını bezdirecekler ve insanlar, “Yeter artık tamam, savaş bitsin ve barış olsun” diyecek. 

AB’nin Macaristan sorunu

C.A.: Macaristan’da da önemli gelişmeler var. AB, Macaristan’a verilen hibeleri dondurma kararı aldı. Macaristan da Ukrayna konusunda alınacak kararları ve başka ortak kararları engelleyerek bunun acısını çıkarmaya çalışıyor. Macaristan’ın Brüksel'e verdiği taahhütlerden “hukuk devleti reformlarıyla ilgili” olanların hiçbirini yerine getirmediği ortaya çıktı. Bunun karşılığında da AB, her üye ülkeye verdiği gibi Macaristan'a verdiği/vereceği hibelerin önemli bir bölümünü dondurma kararı aldı. Karar şimdi AB Konseyi’nin önüne gelecek ve konsey de bunu görüşecek. 

İran için BM insan hakları soruşturması 

Geçen Perşembe Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi toplantısı vardı, İran konuşuldu. Toplantı öncesinde İnsan Hakları İzleme Örgütü çok kapsamlı bir rapor yayımladı. İnsan Hakları Konseyi, İran'da ölümle sonuçlanan olaylar ve protestolarla ilgili bağımsız bir soruşturma kararı aldı. 6 ülke hayır oyu verdi. Kuzey Kore ve Venezuela bu ülkeler arasında. 16 ülke ise çekimser kaldı.