Özgür Üniversite 30 yaşında!

-
Aa
+
a
a
a

Özgür Üniversite’nin kurucularından Fikret Başkaya’yı ve günümüz eğitmenlerinden Doğan Çetinkaya’yı Açık Gazete’de konuk ediyor, 30. yaşını kutlayan Özgür Üniversite’nin kuruluş hikâyesini ve 15 Ekim’de gerçekleşecek “Dünyada ve Türkiye’de Sol Hareketin Durumu ve Ekososyalist Alternatif” sempozyumunu konuşuyoruz.

Özgür Üniversite

Ömer Madra: Özgür Üniversite 30. yılını tamamlıyor. Yeni döneme “Dünyada ve Türkiye’de Sol Hareketin Durumu ve Ekososyalist Alternatif” başlıklı sempozyumuyla başlıyor. Yakından tanıdığınız iki konuğumuz var. İlki programcılarımızdan Doğan Çetinkaya, ikinci konuğumuz ise Özgür Üniversite'nin kurulmasında büyük rol oynayan Profesör Fikret Başkaya. Hoşgeldiniz! Fikret Başkaya'dan Özgür Üniversite’nin 30 yıllık macerasını dinleyebilir miyiz?

Fikret Başkaya: Özgür Üniversite, mevcut üniversite sistemine alternatif olma iddiasıyla ortaya çıktı. Üniversitelere dair retoriğin eleştirisi üzerinde duruyoruz. Bilindiği gibi bugünkü üniversitelerin ataları 13. yüzyıldan itibaren kurulmaya başlıyor. Sorbonne 1215’te, Oxford 1248’da kuruluyor. Bu üniversiteler esas itibarıyla kilise etrafında varlıklarını sürdürdüler. Kurulmaları ve gelişmeleri kilise dahilindeki tartışmalara bağımlıydı. Misyonları tarım toplumunun egemenlik sistemini meşrulaştırmaktı. Geleneksel ideolojiyi yeniden üreten kurumlardı. Burjuva devrimlerinden sonra, Sanayi Devrimi’yle beraber bu ideolojik işlevine ikinci bir işlev eklendi. O da sanayinin ihtiyacı olan yetişkin işgücü oluşturmak. 1980 Neoliberal Küreselleşme Çağı’ndan sonra buna bir üçüncü işlev eklendi ve üniversiteler diploma ticareti yapan kapitalist işletmelere dönüştü. Özgür Üniversite, buna karşı bir duruş oluşturma amacı ve iddiasıyla sahneye çıktı. Bilimsel bilginin ezilen, sömürülen sınıflar, yeryüzünün lanetlileri tarafından ve onların yararına üretilebileceği tespitinden hareket ediyor.

Bu üniversitelere dair bir tevatür var. “Her türlü özgür düşüncenin, eleştirinin, sınırsız tartışmanın mümkün olduğu bilim yuvalarıdır” gibi genel bir algı var. Bunun gerçek dünyada bir karşılığı yok. Bu kurumlar özgür düşüncenin yeşerdiği, filizlendiği kurumlar değil, düşüncenin boğulduğu kurumlar ve egemenliği yeniden üreten araçlardır. Mevcut yapılar dün de, bugün de o tanıma uymadı. Ama her dönemde gerçek bir üniversiteye yakışan üniversite üyeleri oldu. Bugün de var, yarın da var olacak. Bunların sayısı son derece azdır ve belirli aralıklarla, bazen topluca tasfiye edilirler. Türkiye'de 1960’ta, 1980’de ve AKP döneminde gerçekleşen sözde darbeden sonra olduğu gibi toplu tasfiyeler yapılır. Arada böyle ayıklamalar olur. Mesela ben ayıklananlardan biriyim. 

Özgür Üniversite, bundan 30 yıl önce bugünlerde faaliyete geçti. Benim orada verdiğim ilk ders Emperyalizm Teorileri’ydi. Kurulduktan bir ay kadar sonra bir açılış dersi yaptık. Bin kadar kişi katıldı. Müthiş bir ilgi vardı.

“Bilim, ezilen ve sömürülen sınıflar tarafından ve onların lehine yaratılabilir.”

Özdeş Özbay: Bin kişilik bir yeri nasıl buldunuz?

F.B.: Şehrin merkezinde yer vermediler. Keçiören Belediyesi'nin bir salonunu tuttuk. Orada üç saat süren bir açış konuşması yaptım. İsmail Beşikçi, Bilim Yöntemi temalı bir ders verdi. Yalçın Küçük bir konuşma yaptı. Bilgesu Erenus ise gitarıyla bize şarkılar söyledi. Harika bir gündü. Ekin Derneği'nin çatısı altında faaliyet gösteriyordu Özgür Üniversite. Fakat 7-8 ay sonra o dernek kapandı ve biz boşlukta kaldık. Ben hemen bir dernek tüzüğü hazırlayıp valiliğe müracaat ettim. Valilik müracaatımı kabul etmedi. “Üniversiteyi sadece YÖK kurar” dediler. O itiraz kağıdıyla idare ettik bir süre. Bir yıl sonra, 1993’ün sonuna doğru, Aralık ayında Paradigmanın İflası: Resmî İdeolojinin Eleştirisine Giriş kitabımdan dolayı hapis cezasına çarptırıldım. O arada Özgür Üniversite bir sarsıntı geçirdi. Hapisten çıktıktan sonra, 1995 sonbaharında Türkiye ve Orta Doğu Forumu Vakfı'nı kurarak Özgür Üniversite’yi onun çatısı altına aldık. O günden bu yana Özgür Üniversite, Türkiye Orta Doğu Forumu'nun çatısı altında faaliyet gösteriyor. Bu zaman zarfında 10 binden fazla öğrenci üniversitenin kapısından girdi. Yüzlerce üniversite dostu hoca ders verdi. Düzenli dersler yaptık, yapıyoruz. Seminerler ve Cumartesi konferansları pandemiye kadar devam etti. Yüze yakın kitap yayımladık. Bunların çok azı çeviridir. Dört tane sözlük çıkardık. İki ciltlik Kavram Sözlüğü çıkardık. Resmî İdeoloji Sözlüğü, Kalkınma Sözlüğü, Ekonomik Kurumlar ve Kavramlar Sözlüğü çıkardık. Ayrıca bu kitaplar arasında 11 ciltten oluşan Türkiye Resmî Tarih Tartışmaları Dizisi yayımladık. Üç sayı yayımlanan Özgür Üniversite Forumuisimli bir dergimiz vardı. Tematik bir dergiydi ve ilk sayısı küreselleşme üzerineydi. İkinci sayısı Avrupa-merkezcilik temalı, üçüncü sayısı ise “Sosyalizmde nerede hata yapıldı?” başlığını taşıyordu. Özgür Üniversite, sosyalist sistemin çökmesinden 2-3 yıl sonra kuruldu. Bilim, ezilen ve sömürülen sınıflar tarafından ve onların lehine yaratılabilir. Özgür Üniversite'nin 30 yıllık serüvenine dair bunları söyleyebilirim.

Ö.M.: Dünyada örneğine sık rastlanacak bir durum değil. Bu vesileyle tebriklerimi sunmuş olayım. “Dünyada ve Türkiye’de Sol Hareketin Durumu ve Ekososyalist Alternatif” başlıklı sempozyumu tarihçi Doğan Çetinkaya’dan dinleyebilir miyiz?

Doğan Çetinkaya: Fikret Hoca anlatınca ben de gençliğime gittim. Ben öğrenci olarak, 90’lı yılların başında Özgür Üniversite’ye gitmiştim. 21 sene sonra ders vermeye başladım orada. 90’lı yılların başı Türkiye için zor yıllardı. Fikret Hoca’nın kitaplarını okuyorduk. Özgür Üniversite’de çok sevdiğimiz hocaların derslerine giriyorduk. Şimdi o kuşaktan Fikret Hoca'yla ve Erdoğan Aydın Hoca'yla birlikte bu sempozyumu yapıyoruz. Foti Benlisoy, Ecehan Balta ve ben, 90’larda öğrenci olan insanlar olarak bu Cumartesi sempozyumumuzu yapacağız. “Türkiye'de ve dünyada solun krizi” üzerine konuşacağız. Fikret Hoca da söyledi, Özgür Üniversite Forumu dergisinin temalarından bir tanesi “reel sosyalizmin hataları.” Tarihten, o deneyimlerden ders çıkarma pratiği Özgür Üniversite’nin içerisinde ve tartışmalarında her zaman var.

Sosyal patlamalar çağında yaşıyoruz uzun süredir. Dünyada ciddi bir kriz var. Fikret Hoca’nın Yordam Yayınları'ndan çıkan kitapları da buna işaret ediyor. Eko-sosyalist Paradigma, Çıkış Buradan, Başka Bir Uygarlık İçin Manifesto, Çığırından Çıkmış Bir Dünya, Çöküş gibi kitaplar kapitalist uygarlığın krizinin ve ekolojik krizin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bize.

Dünyada büyük sosyal direnişler ve patlamalar olmasına rağmen bir politik alternatifin olmaması veya güç kazanamaması, bu tartışmaların kamuoyunda yeteri kadar taraftar bulmaması dolayısıyla özellikle günümüz Türkiye'sinde ve dünyada solun krizini tartışmak istiyoruz. Politik olarak neden krizde bu hareketler? Birçok sosyal direniş (Gezi Direnişi gibi) eksik olmamasına rağmen siyaset tartışması ne yazık ki eksik. Bunu tartışmak, arkasından da “Geçmiş deneyimlerden ders çıkararak ekososyalist bir alternatif nasıl inşa edilebilir? Geleceğin sol hareketinin dinamikleri neler olabilir? Neyin üstünde yükselebilir?” gibi sorulara verilebilecek cevapları masaya yatırmak istiyoruz.

Ö.M.: Program üzerinde duralım. Zaman, mekân bilgilerini ve ana konuları paylaşalım.

D.Ç.: İzleyicilerimiz YouTube canlı yayınından takip edebilecekler. Çeşitli sosyal medya platformlarından yayımlayacağız. Covid-19 nedeniyle çok fazla insanı aynı mekâna almak istemiyoruz. Özgür Üniversite’nin Taksim'de yer alan mekânında, yüz yüze sınırlı izleyici kabul edeceğiz. Adrese internet sitemizden ulaşabilirler. Sempozyum katılımcıların bir kısmının yan yana geldikleri, hibrit bir şekilde gerçekleşecek. Türkiye’nin dört bir yanından, hatta Türkiye dışından da Özgür Üniversite’yi takip edenler YouTube kanalından sempozyumu dinleyebilecekler.

F.B.: Sempozyum 15 Ekim Cumartesi günü saat 11.00’de başlayacak. Bir açış konuşması yapacağım, daha çok Özgür Üniversite’nin geçmişini anlatan bir konuşma olacak. Birinci oturumda Erdoğan Aydın ve Doğan Çetinkaya söz alacak. Uzun bir tartışma konusu planlandı. Orada canlı bir tartışma yaratma amacı taşıyoruz. Birinci sunumun sonundaki tartışmadan sonra Ekososyalist Alternatif üzerine bir konuşma yapacağım. Ardından bir sunum yapılacak ve onu yine uzun bir tartışma izleyecek. Sol Hareketin Krizi konusunda Yıldız Uygun’un, Ekososyalist Alternatif konusunda ise Ecehan Balta’nın moderatörlüğünde ilerleyeceğiz.

Ö.M.: Sempozyumdan sonra da seminerler başlıyor, değil mi?

D.Ç.: Sempozyumun ardından normal dönem başlıyor. Her dönem Özgür Üniversite’de çeşitli seminer dersleri veriliyor. Politik ekonomi, sinema, tarih, feminizm ve ekoloji gibi birçok başlıkta sanat, iktisat, siyaset ve düşünce üzerine çeşitli seminerlerimiz var. Bu seminerlerimizi de yakın zamanda YouTube sayfamıza yükledik. Merak edenler geçmiş kayıtları izleyebilirler. Sempozyumundan sonra güz dönemi başlıyor, sene boyunca üç dönemimiz var. Dinleyiciler programın ayrıntılarına hem sosyal medya hesaplarımızdan hem de Özgür Üniversite’nin internet sitesinden ulaşabilirler.

Ö.M.: İyi dileklerimizi sunalım. 30 yıl, dile kolay. Eğitim kurumlarının bütün dünyada, özellikle de Türkiye'de zorda olduğu bir dönemden geçmekteyiz.

F.B.: Bu 30 yıl tamamen gönüllülük temelinde yürütüldü. Bunu da ayrıca kaydetmek gerekir. Özgür Üniversite herhangi bir dış yardım almadan sürüyor. Öğrencilerden istenen katkı ise sadece mekânın kirasını, faturaları ödemek için, onun dışında herhangi bir ücret istemiyoruz.

D.Ç.: Hocalar da gönüllü olarak Özgür Üniversite’de derslere giriyor.

Ö.M: Teşekkür ederiz. Açık Radyo olarak her zaman olduğu gibi Özgür Üniversite’yi takipte olacağız.