Dikili ağaç ihalesi

-
Aa
+
a
a
a

Son 22 günde 59 ihale yapıldı, yüz binlerce ağacın kesilmesine onay verildi.

Ucuz hammadde sağlama girişimleri ormanlar üzerindeki baskıyı artırdı

Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre, dikili ağaç ihalesinin yer almadığı Resmî Gazete yok. Son 22 günde 59 ihale yapıldı, yüz binlerce ağacın kesilmesine onay verildi. Döviz kurunun artmasıyla birlikte lif levha sektörü başta olmak üzere orman ürünleri sanayisine ucuz hammadde sağlama isteği ormanlar üzerindeki baskıyı daha da artırdı. Geçen yıl ağaçlardan 32 milyon metreküp odun üreten iktidar, bir yılda 50 milyon metreküp odun üretimi daha hedefliyor. Bu plansız ve artan baskı ağaç satışlarına da yansıdı. 2017 yılında toplam odun satışı içindeki dikili ağaç satışlarının oranı yüzde 21 iken; bu oran 2021 yılında yüzde 40,3’e yükseldi. Gençleştirme ve devamlılık amacıyla yapıldığı iddialarına ilişkin Türkiye Ormancılar Derneği’nden akademisyenlerin hazırladığı “Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması” raporunda şu ifadeler yer aldı:

Verimliliği sağlamak ve orman ürünlerinin kalitesini koruyarak zayiatı azaltmak için yürürlüğe konduğu iddia edilen dikili ağaç satışı uygulamaları yeteri kadar denetlenemediği ve orman köylüsünü dışlayarak müteahhitlerin önünü açtığı için ormanlara zarar vermeye başladı.

Odun üretimindeki payı yükselen dikili ağaç satışına ilişkin ihaleler son bir ayda çıkan resmî gazetelerin neredeyse tümünde yer aldı. Son 22 günde yapılan 59 ihalenin sonucunda yüzbinlerce ağaç kesilecek. Son 10 gündeki verilere göre Isparta, Artvin, Çanakkale, Ankara ve Antalya’nın da bulunduğu 13 ilde 26 ihale duyurusu yapıldı. Sadece son 10 günde gerçekleşen ihaleler sonucunda 647.551 farklı türde ağaç kesimi yapılacak. OGM’nin verilerine göre bugüne kadar 788 bin hektar ormanlık alan ormancılık dışı faaliyetlere açıldı. Yeni verilere göre ise sadece 2021 yılında 42.471 hektar ormanlık alan özel sermayeye verildi. Bu sermayenin başında da madencilik ve enerji sektörü geliyor. 2021’de 16.648 hektarlık alan maden şirketlerine verilirken, 10.950 hektarı ise enerji sektörüne verildi.

Linyite dayalı elektrik üretimine son

Almanya’nın en büyük elektrik üretici firması, kömürden çıkışını sekiz yıl ileriye taşıdığını ve hükümetle anlaşma sağlayarak 2030’da linyite dayalı elektrik üretimini sona erdirmeye hazır olduğunu duyurdu. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından gaz dağıtımını kesmesiyle Avrupa çapında bir enerji kriziyle karşı karşıya kalan firma, aşırı derecede kirletici linyit veya linyit kömürüyle çalışan elektrik santrallerinin kullanımını geçici olarak artıracağını söyledi. İcra Kurulu Başkanı Markus Krebber açıklamasında şunları söyledi:

Mevcut krizde, linyit yakıtlı elektrik santrallerimizin kullanımını geçici olarak artırarak Almanya’daki arz güvenliğine katkıda bulunuyoruz ve böylece gaza bağlı kalmadan elektrik üretimine devam ediyoruz. Aynı zamanda, enerji geçişini hızlandırmak için milyarlarca euro yatırım yapıyoruz ve 2030 yılına kadar linyiti aşamalı olarak bırakmaya hazırız.

Temel ihtiyaçlar dışında suyun kullanımına yasak

Sevilla Belediyesi’ne bağlı su idaresi şirketi, kuraklık sorununun giderek büyümesi ve barajlardaki su rezervinin 268 hektometreküpün altına inmesinden dolayı temel ihtiyaçlar dışında suyun kullanımına yasak getirildiğini açıkladı. Kentteki tüm kişi ve kurumları kapsayan su tüketimiyle ilgili yasağa uymayanlar için para cezaları belirleneceği bildirildi. Sevilla Belediye Başkanı Antonio Munoz, “Gereksiz su kullanımına karşı tavsiyelerden yasaklara geçiyoruz. Mevcut rezerv durumumuza uygun olmayan içme suyu kullanımlarını cezalandırmaya başlayacağız” dedi. Son 30 yılın en kurak yılını geçiren İspanya’nın genelinde baraj ve göletlerdeki su doluluk oranı yüzde 28,5 düzeyinde bulunuyor. Kuraklık sorunu, zeytin ve üzüm üretimi başta olmak üzere tarım sektörünü de olumsuz etkiliyor.

Somali’de kuraklık ve kıtlık

BBC’den Andrew Harding’in Somali’de kuraklık ve kıtlığa karşı mücadele veren insanların ifadelerine yer verdiği haberde, iklim krizinin dezavantajlı topluluklar için nasıl şimdiden bir ölüm kalım savaşına dönüştüğü ve krizin boyutları gözler önüne seriliyor. Somali’nin başkenti Mogadişu’ya doğru, Güneydoğu’ya ve kıyıya uzanan yolda kuraklık yüzünden evlerinden olan aileler, kuraklıktan parçalanmış topraklar üzerinde yiyecek ararken yaptıkları uzun yürüyüşleri ve acı hikâyelerini anlatıyor. Yeni bir araştırmaya göre kamplardaki küçük çocuklar ve hamile kadınların neredeyse üçte ikisi akut yetersiz beslenmeyle karşı karşıya. Yüksek ölüm oranıyla birleştiğinde bu durum ülkede açlık yaşandığının resmen ilan edilmesinde geç kalındığına işaret edebilir. İklim değişikliğiyle iyice güç kazanan, ardı ardına gelen kuraklıklar, Afrika’da yüzyıllardır süren kırsal yaşam biçimini sona erdirme tehdidi oluşturuyor. Mogadişu’da kentin önde gelen hastanelerinden birinde doktor olan Abdullahi Yusuf, çocukların hepsinde ciddi yetersiz beslenme olduğunu dile getiriyor. Bazıları zatürre ve yeni kızamık salgınıyla da mücadele ediyor. Bazılarının cildinde ciddi yaralar var. Somalili yetkililer ve uluslararası kuruluşlar, ülkenin Güneybatısında yaklaşan açlığa aylardır dikkat çekmeye çalışırken, Abdullahi Yusuf, hastanesinin çocuklar için besleyici ek gıdalar dahil birçok malzemeyi bulmakta sıkıntı yaşadığını aktarıyor.