İç Anadolu havzasında kullanımı her geçen yıl daha da artan yeraltı sularının çekilmesi ve toprağın yeraltına çökmesi sonucu meydana gelen obrukların sayısı 2 bin 600’ü geçti.
Konya'nın Cihanbeyli, Yunak, Kulu, Sarayönü, Kadınhanı ilçelerinde obrukların oluşumu artıyor. Obruk oluşan bölgelerde araştırma yapan AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, obrukların oluşumu ve alınabilecek önlemler hakkında çalışmalar yapmaya devam ediyor. Çalışmalarda obrukların büyük bir çoğunluğunun yeraltının düşümüne bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru ilerlediği raporlandı.
“Kâr değil, insanlar”
Dünyanın her tarafından, karbonsuz ve adil gelecek talep eden genç iklim aktivistleri 23 Eylül Küresel İklim Grevi’nde sloganları ve pankartlarıyla seslerini duyurmak için bir kez daha sokaklardaydı. Gençler, karbon nötr bir gelecek ve yaşanabilir bir Türkiye için karar alıcılara çağrıda bulundu:
Karbon nötr bir gelecek için, Türkiye 2030’a kadar en az %35 mutlak emisyon azaltımını hedeflemeli.
İklim İçin Gençlik, İklim Öncüleri ve İklim İçin Türkiye ekiplerinin çağrı yaptığı ve birçok kurum ile gençlik örgütü tarafından desteklenen 23 Eylül Küresel İklim Grevi, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşti. Türkiye’den gençlerin talebi ise Kasım ayında Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde gerçekleşecek Birleşmiş Miletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’na (COP27) kadar Türkiye’nin, 2030’a yönelik en az %35 mutlak emisyon azaltım hedefi vermesiydi:
Bizler kârı değil, yaşamı savunuyoruz! Kaldı ki kâr uğruna yapılan hiçbir şeyin, yaşanılacak bir Dünya kalmadığında bir anlamı olmayacak.
Genç iklim aktivistlerinin İstanbul’daki buluşma noktası Kadıköy’dü. Pankartları ve sloganlarıyla taleplerini dile getiren, karar vericilere seslerini duyurmak isteyen genç iklim aktivistleri Özgürlük Parkı’nda basın bildirisi okudular:
Hepimizin sadece tüketim çılgınlığı, sınırsız kar elde etme hırsı ve sırf daha ucuz diye doğayı katleden plastik üretiminin olduğu bir rüyada olduğumuzu düşünün ve bu rüyada Dünya adlı bir gezegende yaşadığımızı hayal edin. Ben de gelip size iklim krizini durdurmak için yaklaşık 7 senemiz kaldığını söylesem hepiniz korkuyla rüyalarınızdan uyanırsınız diye düşünüyorum. BU RÜYADAN UYANMAK ŞART!
Genç iklim aktivisti Seren Anaçoğlu, Türkiye’nin 2053’te karbon nötr olmaya giden yolda güçlü ve gerçekçi bir ara hedef koymasını istediklerini dile getirdi. Ve change.org’da başlatılan kampanyada uzmanların belirttiği ve bizim de desteklediğimiz şekilde Kasım’da Mısır’da gerçekleşecek 27. İklim Zirvesi’ne, 2030’a kadar %35 emisyon azaltım hedefi koyarak istediklerini de vurguladı.
Net-sıfır hedefine uyulmalı
İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ortak deklarasyonunda, Kasım ayında gerçekleşecek 27. BM İklim Konferansı (COP27) öncesinde Türkiye’nin sunmaya söz verdiği güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nı ve bunun 2053 net-sıfır kararına uygun olarak mutlak azaltım hedefiyle hazırlaması gerektiğini hatırlattı. Paris İklim Anlaşması‘na taraf olmasının ardından düzenlenen İklim Şûrası’nın hemen öncesinde, Türkiye’nin en geç 2035’e kadar kömürden çıkması taleplerini sunduklarının altını çizen kuruluşlar, açıklama yaptı:
Bugün izlenecek iddialı iklim politikaları yüksek teknolojili sanayi gelişimi, yeni ve insana yaraşır istihdam yaratma, sağlık ve gıda krizlerine çözüm, enflasyonla mücadele gibi günümüzün en kritik sorunlarına cevap verecek nitelikte. Mutabakatı bir aday ülke ve Gümrük Birliği ortağı olarak Türkiye’yi yakından ilgilendirmekte ve etkilemekte. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş, Yeşil Mutabakat gibi artık dış ticaret üzerinden gelen tehditler karşısında Türkiye’yi dayanıklı hâle getirecek, rekabetçiliğini kaybetmeden küresel değer zincirleri içerisinde yerini korumasını ve hatta geliştirerek güçlendirmesini sağlayacaktır. Net-sıfır hedefiyle uyumlu politikaların faydaları, yakın vadede bile maliyetlerin üzerinde kalıyor. Uzun vadede ise elde edilecek net fayda artıyor.
Balık ölümleri çevreyi alarma geçirdi
İzmir’in Dikili ilçesi Çandarlı Körfezi'ne dökülen Bakırçay'daki balık ölümleri çevredekileri tedirgin etti. Başta balıkçıllar olmak üzere çok sayıda kuş ve farklı hayvan türlerinin barındığı Bakırçay'da kefal, sazan, levrek gibi birçok türdeki balık ölüsü kıyıya vurdu. Tarım alanlarının da sulandığı Bakırçay'da pis bir koku oluşurken, bölgede sinekler de çoğaldı. DHA’ya konuşan Çandarlı Halk Meclisi üyesi Muhammet Çekiç, Manisa'nın Soma ilçesinde faaliyet gösteren ve Bakırçay'da neden olduğu kirlilik nedeniyle kömür yıkama-eleme işlemleri yapan bir firmanın faaliyetlerine geçen yaz son verildiğini ancak bu yıl benzer bir manzarayla karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.